komutanla acemi asker diyalogları

yeni asker sağlam saçmalar.

astek: (bağırarak) olum manyak mısın lan. seni kim yolladı lan bu kışlaya. sayıyla mı verdiler lan...
asker: (pis pis sırıtarak) gomutanım kızmak size çok yakışıyo.

astek kendinden gaçer. tam askerin üzerine yürüyecekken, sinirlerine hakim olur.

astek: 3 çarşı iznini yaktım. cezalısın.
asker: (dumur) gomutanım siz ceza verebiliyonuz mu?
astek: olum senin takım komutanınım ben. hapse bile yollarım seni.
asker: e ama siz de bizim gibi askerlik yapıyonuz. bitince gidiyonuz.
astek: olum sana rütbeleri kimse öğretmedi mi? çavuş, bu adama rütbeleri falan anlatın, 3 haftasonu kışladan çıkmayacak nasıl olsa.

asker: komutanım terhis ile ilgili, ilişik kesme belgesi için bi imzanızı alacaktım.
ütğm: tamam gel. sana verdiğim görevi yaptın mı peki?
asker: eee şey.
ütğm: önce türküyü dinleyelim. (öğreniyoruz ki önceden konuşmuşlar. "imzaya geldiğinde bana bi kırıkkale türküsü söyleyeceksin" diye emir vermiş.)
asker: komutanım sesim kötü, ben söyleyemem.
ütğm: ben de imza atamam o zaman.
asker: ama komutanım...
ütğm: ne? askerlik kötü mü lan? yap iki hafta daha askerlik.
asker: komutanım ama türkü bilmiyorum.
ütğm: o zaman bi şiir oku.
asker: (ses ağlamaklılaştı artık iyice) üü üüü aklıma gelmiyor.
ütğm: hay mk ya.

(askere yardım ve destek olsun diye içerden bi bardak çay getirilir o anda)

ütğm: bari yiyecek bişey getirseydin (imzaya gelen askere.) hadi uzat bakalım.

tugay komutanı tabur komutanlarını iştimada teftiş eder her komutana kendi taburundan bi eri göstererek bunun adı ne? diye sorar tabi yüzbaşıların çoğuda afallar. o dönemde babam geçicide olsa 50 kişiden oluşan taburun komutanıdır; her nekadar kıdemli başçvuşta olsa.. o sırada üstçavuşlardan birisi babama yaklaşır ve

-komutanım siz taburdaki askerlerin hepsini tanıyabilecek misiniz
+ayıp ettin. ben bu deyusları ossuruğundan bile tanırım

hamiş: rütbeleri tam olarak bilmediğim için komutanların hiyerarşisi karışmış olabilir. *
ne var canım sizde kırmızı oje nasıl sürülür? onu bilmiyorsunuz biz sizi kınıyor muyuz

en büyük hobisi bölükte iyi basketbol oynayanları toplayıp maç yapmak olan, bunun için kafasına göre spor saatleri icat eden bölük astsubayı nizamiye çavuşu hepten aykırı'yı yanına çağırır.

- aykırı. (soyad ile hitap) gel bi.
- emredin komutanım.
- olm, bi aydır niye seke seke yürüyosun sen.?
- botlar eridi komutanım. yan basa basa eklem, leğen kemiği filan kalmadı.
- basketbol oynuyosun ama.
- komutanım. hüseyin turan gibi düşünün. kekeliyo ama şarkı söylediği zaman bülbül gibi şakıyo.
- güzel örnek. aferin çavuş.

nizamiye çavuşu hepten aykırı, karakola gelen vatandaşları metal dedektörü ile aramaktadır. vatandaşın birini kontrol ederken sol bilek hizasında alet bitbitbit ötmüştür. o güne kadar neredeyse 3 milyon kişiyi aramış olan çavuş hepten aykırı ötenin kol saati olduğundan neredeyse emindir.

- kol saati heralde.
vatandaş, "kol saati değil. el protezim." deyip protezi gösterince hepten aykırı ne diyeceğini bilemez. heyecan yapar.
- protezde sorun yok. içeri girebilirsiniz.

bu esnada komutan oturduğu yerden bizi dinlemektedir. vatandaş biraz uzaklaştıktan sonra komutan:

"aferin lan. hiç kaçırmıyosun."

bölük komuyanı çıkmış bölüğün önünde haralan gürelen anlatıyor. ip gibi dizilmiş asker. esas durşta.
o sırada nüfusa büyük yazdırılmış ama asıl 15-16 yaşlarında olan piyade er dumrul... esas duruşunu bozar ve bölük komutanı çağırır
huzura dumrul'u: dumrul koşar gibi yapar, selam verir gibi yapar, saygı gösterir gibi yapar... çocuk bu ne anlar.

b.k: neden bozdun esas duşunu?
d: bozmadın gomutanım!
b.k: heyyaattttt giblemiyor musun lan beni?
d: gibliyin gomutanım!

muayene komisyonu başkanı olan komutana bilgi verilmektedir.

komutan: diabetik, sorun çıkmış yufkacıda?
diabetik: evet komutanım. gelen yufkalarda böcekler vardı. kabul etmedik yufkaları. yufkacı da "bir iki böcekten ne olur" dedi. adamı kovduk gitti.
k: hımmmm
d.n: ??
k: bi daha yaparsa vurun pekekenti. düştüğü yere de gömün.
d: emredersiniz komutanım.

omando çavuş garrincha; sabah mesai öncesi ve akşam mesai sonrası bölüğün spordan sorumlu çavuşu, mesai saatlerinde albay'ın habercisi, akşam spor sonrası albay'ın kızının bilgisayar hocası, haftasonları hanımefendinin (hanımefendi albayın eşi oluyor) mihmandarıdır...

tezkereye bir aydan az kalmış alt devreler adam olma kıvdıbına gelmiş yakında gidecek garrincha 'nın yerine adam aranmaktadır.

ayşe üsteğmen: (yok yok yanlış yazmadım bildiğin ayşe, kadın) söyle bakalım garrincha yeni çocuklar geldi değil mi onlarla vakit geçirdin mi?
garrincha: evet komutanım geldirler, hepsi efendi çocuklar gibi gözüküyor.
aü: var mı aralarında senin yerini doldurabilecek olan.
g: (yavşakça) komutanım benim yerim öyle kolay kolay dolmaz.
aü: ukalalık yapma, ukalalık yapma. adam gibi cevap ver, ben söyleyemiyorum ama biliyorsun sen binbaşının ünlü lafını... (binbaşının ünlü lafı: gibtirtme belanı yannanım)
g: (selamı abartılı verir) emredersiniz komutanım... (üç hafta kala askerlik yanmasın)

bölük komutanı yüzbaşı bölüğe seslenmektedir;

arkadaşlar, tugayımızın etrafında gördüğünüz tel örgüler siz firar etmeyin diye değil yabancılar içeri girmesin diye oradadır. kaçmayı düşünürseniz lütfen üniformanızı tel örgülerin içinde bırakınız. ancak unutmayınız ki eşşeği giben ossuruğuna katlanır...

komutan: aranızda mercedes süren varmı?
asker: ben sürdüm komutanım
komutan: iyi sen hızlı koşarsın o zaman, şunu karargahtan al gel bakim.
asker: ...

asker-komutan demeyelim de asker-sivil;

a: vala sen girdin oraya ama az kalsın alarma basıyodum vala.
s: ama benim askeri kimlik kartım var?
a vala basıyodum ben. gelirlerdi döverlerdi seni.
s: nasıl ya? nasıl dövüyorlar
a: vala aehah döverlerdi sonra da polise verirlerdi.
s: neden dövüyorlar?
a: içeri girdin diye. döverlerdi
s: kartım var benim dedim ya?
a: işte o olmasa döverlerdi.
s: neyse sigorta atmış belli kaçayım (iç ses)
a: ne anlamadım. bi daha girme
s: iyi nöbetler diyodum!

yani neymiş? askere gittiyseniz tahtanıza sahip çıkın. sonra eheeeböööyy diye cümle kurmak isterken saçmalarsınız vala.

döverler.

meşhur bir asker fıkrası;

birliğe general ziyarete gelecekmiş. albay ikide bir postasına generalin gelip gelmediğini sorar. posta hayır komutanım diye cevap verir. aradan zaman geçer, general gelir, albayın kapıda durur. postayla konuşmaya başlar:

general: albaya haber ver, ben falan generalim.

posta: ulan general sen misin? albay sabahtan beri seni arıyor, sakın görünme gözüne ananı s.kicek.

k: oğlum gülme lan karşımda.
a: gülmüyorum komutanım
k: yüzüme baka baka yalan söyleme lan!
a: emredersiniz komutanım!
k: gülmeyeceksin!
a: emredersiniz komutanım!
k: gül hadi gül(sırıtır)
a: gülebilir miyim komutanım sahiden?
k: soru yok. emredersiniz komutanım diyeceksin sadece.
a: emredersiniz komutanıım!
k: gibtir git karşımdan şimdi.
a: emredersiniz komutanım!
k: ananı al da git eke eke eke
a: (laaaayn!)...

bu adamlar niye burda? (hiçbir yeri işaret etmeyerek)
- kimler komutanım?
+ oğlum bunlar niye burda?
- kimler komutanım kadro askerler mi?
+ oğlummm niye burda bunlar lan?
- acemi askerler komutanım, yemeği bekliyoruz (ebenin .mı lan kimi diyosun!!)
+ oğlum bu mallar niye burda. kim lan bunlar??
- (lan bi ip ucu ver allahsız) komutanım hizmet erleri yemeğe ilk girip görev yerlerine gidecekler.
+ ...
- ?
+
- (sanırım oldu)

bnb: binbaşı aynı zamanda bölük komutanı.
b: ben şahsı.

sabah sporu sonrası içtimada adımı bilmeyen bnb. bana seslenmeye çalışr ama inatla aldırış etmemem üzerine ortaya çıkan diyalog

bnb: oğlum malmısın sen ? niye cevap vermiyorsun ?
b: evet komutanım malım ben hemde tsk malıyım neden sormuştunuz?
bnb:???

@522 bi gibtir git lan isteyenler var okuma amk zorlamı bide ekşi değil bu son attıklarım

sabah 5'te kıbrısta gün doğumu izlemek misafir kalan öğrenciler ile birlikte orduevinin çatısına çıkılır. öğrencilerden biri yerde bi kapak görür ve tekme atar. sonra diğeri derken çatıdan aniden bir futbol maçı başlar. benim sırtım kapıya dönüktür ve oynarken birden öğrenciler put kesilir. arkamı döndüğümde ameliyat önlüğü ile deli gibi nefes alıp veren cemal üsteğmeni görürüm.

üstğm: tunaaa.. tunaaaaaaa. tuna?? ne yapıyorsun tunaaaaaa?
tuna: komt.
üstğm: git tunaaa. git. gidin hemen?

ertesi gün olay meydana çıkar. bizim cemal üsteğmenin odasının üzerinde biz maç ederken bizimki sesten dolayı fırlar. üzerinde pijama niyetine askeri hastaneden aldığı ameliyat önlüğü vardır. deprem oluyor zanneder. deli gibi kendini odadan dışarı atar. yangın çıkışına giderken "lan?!" diye bir durur ve kimsenin çıkmadığını farkeder. çatıya doğru yollanır.

ertesi gün bahçedeki barda askeri hastanedeki hemşirelere kahve falı bakarken yakaladı beni. fal baktığımı öğrenince yumuşadı ve oyulmaktan kurtuldum.

babam atış talimindedir. lakin askerlerden birinin silahı tutukluk yapar. o da namluyu komutana doğrultup bu garip durumu sorgulamak ister. tetiğe basmayı sürdürmektedir tabii.

-komutanım, bu patlamıyor?

komutan "asker, yere yat!" diye bağırır. lakin durumu garipseyen asker için bu yeterli değildir. yürüyerek komutanın yattığı yere gelir ve namluyu ona doğrultarak tetiğe asılmaya devam eder.

-komutanım, noluyor bu niye patlamıyor?

o sırada askerlerden biri ayağa kalkıp diğerinin üstüne atlar ve silah tutan elini tavana doğru zorla kaldırtır. silah o anda ateş alır.

yeni gelen poşetleri(kısa dönemleri) etrafına toplamış askerlik hakkında bilgiler veren yüzbaşı;

-bir sorunuz var mı arkadaşlar?
bi tanesi atlar;
-şey hocam pardon komutanım...
340 kişi gülmeye başlar. yüzbaşı kısa dönemleri eğitmekten sorumlu olan asteğmenlere dönerek;
-ulan bunlar hala hocam diyor dıbına koyayım..

hehe orda olunca çok komikti lan. valla.

bir de top atışları sırasında atılan top mermisini izleyen uzman çavuş havada infilak eden mermiyi gördüğünde;
-amcık gibi açıldı şerefsiz.
ula harbi komedi ya.

komutan: burada herkes bi ekip. çoğunluk ne yapıyorsa ona uyulacak. çoğunluk ceket giyiyosa sen de giyeceksin. çoğunluk şapkasını çıkarmışsa sen de çıkaracaksın. şapka çıkaaaaar!

herkes şapkasını çıkarır. aradan 5 dakika geçtikten sonra dalgınlıkla askerin biri aşırı sıcaktan şapkasını takar.

komutan: şapkanı çıkarr!

asker mahcup çıkarır. yalnız aradan daha 10 dk geçmeden aynı asker dalgınlıkla şapkayı takınca;

komutan (gülerek): oğlum sabahtan beri zütünü s.kime sürtüyosun ama bugün iyi günümdeyim s.kmicem seni!