komutanla acemi asker diyalogları

komutan: bu havada araba kullanabilecekmisin?
er: emredersiniz komutanım..
komutan: soru soruyorum sana!
er: valla yapacağız birşeyler. araba kar a gömülmüş, camlar buz.. çalışmazsa kızmak yok!?
komutan: ne biçim konuşuyorsun lan sen?
er: emredersiniz komutanım!

yüzbaşı, çavuşların odasındaki bilgisayar masasını kendi odasına alır. yerine de sehpadan bozma, bir ayağı kırık, gibindirik bir masa getirtir. bu esnada tüm çavuşlar esas duruştadır. biri hariç.

dünyanın en denyo askeri: komutanım eski masamız nerde?
yüzbaşı: ... (duymamazlıktan gelir)
d.e.d.a.: komutanım, eski masamız nooldu?
yüzbaşı: ... (başıyla ya sabır çeker)
d.e.d.a.: (ebeveyninden cevap alamadıkça coşan çocuk tonlamasıyla) komutanıım, masamız nooldu?
yüzbaşı: eve zütürdüm.
d.e.d.a.: yerine de bunu mu verdiniz?
yüzbaşı: (bir an afallar)... e... evet?!
d.e.d.a.: oha, küfür gibi!
yüzbaşı: ... (dumurlardan dumurlara koşmakla meşgul olduğu için cevap veremez)

sonrası trajedi sınıfına girdiği için başlıkla alakalı kısma bu kadar.

kalexitus askerdedir bölük komutanı yüzbaşıdır ve kalex 3 aylık cizre sürgününden sonra terhisine gönderilmek için bölük merkezi kızıltepe'ye geri gönderilmiştir. yüzbaşı alt devre bir askerin yanında beni görmüş ve tartışma açmıştır.

yüzbaşı: gel len buraya.
kalex: emredin komutanım.
yüzbaşı: sen bölüğe geri dönüyorsunda neden elimi öpmeye gelmiyorsun? atayım mı seni içeri?
kalex: atın komutanım. 1 haftada orada tatil yaparım sonra evime dönerim. cizre tatili az gelmişti 1 hafta burda napıcam diyordum.
yüzbaşı: oraya gitmeyi sen kendin istedin.
kalex: ben bölükten ayrılmak istedim. beni takıma gönderin demedim. ayrıca iyiki takıma göndermişsiniz. başka bölüğe sürseydiniz bu kadar rahat etmezdim.
yüzbaşı: askerliğini uzattıracaksın bana.
kalex: elinizden geleni ardınıza koymayın komutanım. 1 hafta süreniz var. uzatabildiğiniz kadar uzatın. korkum olsa askere gelmezdim. ama uzatacaksanız bu sefer başka bölüğe yollayın.
yüzbaşı: oğlum bak iyi niyet göstermeye çalışıyorum sana.
kalex: komutanım ben 15 aylık askerlik için 26 senemi silip atamam. sizinle iyi geçineceğim diye 9 ay uğraştım sonuçta beni cizre'ye gönderdiniz. ne yaptımsa yaranamadım.
yüzbaşı: iyi tamam bir daha gözüme gözükme.
kalex: içtimalardan düşün beni komutanım gözünüze gözükmem.
yüzbaşı: o olmaz işte.
kalex: o zaman güzel yüzüme katlanacaksınız komutanım...

akşam yatakhanede alt devre asker yanıma gelir ve:

asker: kalex abi ben yüzbaşı olsam bugünki konuşmadan sonra tezkereni yakardım.
kalex: güneydoğuda tezkere yakmak kolay mı?

umut sarıkaya geldi aklıma

karacı'ların komutanı bir asker çağırmış. asker - "emret
komutanım" diyerek yanına gitmiş. komutanı yere yatmasını istemiş.
daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş.
asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş.
komutan diğerlerine dönerek :"işte cesaret" demiş.
havacı'ların komutanı bir asker çağırmış. asker yine;"emret komutanım"diyerek komutanının yanına gitmiş. komutanı helikoptere binmesini
emretmiş. asker helikoptere binmiş ve havalanmış daha sonra komutani askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş. asker de emre itaat etmiş ve atlamış. yere çakılmış ve can vermiş. komutan da digeri gibi dönerek : "işte cesaret"demiş. sıra gelmiş denizci'lerin komutanına. komutan askerini çağırmış. asker çakı gibi hazırola geçmiş ve; "emret komutanım" demiş.
komutan :"derhal denize atla ve 30 dakika yüzeye çıkma" demiş.
asker : "gibtir yavşak zütün yiyosa sen atla!" demiş.
komutan, diğer komutanlara dönerek :
"işte asıl cesaret budur" demiş...

@464 o kim lan

yarar mı bilmem, ne derece abartılan asker anılarındandır onu da bilemem ama bir tanesi babamın başından geçen diyalogdur.

benim çok sportif müthiş babam, askeriyedeki spor oyunlarında neredeyse her şeyde sonuncudur. takım sporlarında da hiç bölüğün mü oluyor taburun mu oluyor bilmem, onların takımlarına giremez. ama nasıl olursa olur, engelli sürünme yarışında birinci olur. merak eden (yine bölüğün mü taburun mu her neyse başı) komutan çağırır.

komutan: yav sernikli, futbolda yoksun, basketbolda yoksun, koşuda yoksun, atletizmde yoksun, tüfek atıyorsun karavana, top atıyorsun karavana, sen ne yaptın nasıl oldu da bu sürünme yarışında birinci oldun?
babam: komutanım, hayatımız sürünmekle geçmiş, bırakın da bari bunda birinci olalım.

önsöz: olay gerçekmiş. öyle diyordu lisede milli güvenlik dersinin öğretmeni olan albay.

-: komutan
+: er

-operasyondayız gene, -40 derece hava afedersiniz kıçımız donmuştu. o sırada bi baktım erlerden birinin kulağı kopmuş.

-evladım kulağın kopmuş!
+komutanım şaka mı yapıyorsunuz?!
-ne şakası oğlum kulağın yok düşmüş!
+aman allahım kulağım yok!
-yaa kulağın yok demiştim sana.
+komutanım kulağım olmadan ne yaparım ben.

-operasyona ara verdik kulak aradık çocuklar, kulağı bulduk fakat sıhhiyeler askere takamadı kulağı.

+komutanım kulağım takılmıyor.
-nasıl olur, oğlum takın askerin kulağını
+olmuyormuş komutanım.
-sıhhiye sıhhiye! takın kulağını erin.
+komutanım...
-asker, üzülme evlat. şehit olursun en fazla.

er devriye gelmeden 3-5 nöbetini saat 4:30 civarında koğuşta mışıl mışıl uyumak için terketmiş ve bu sırada nöbet mıntıkalarını gezen uzman çavuş bu durumu farkederek eri tutanak tutmak için yanına çağırmıştır

- niye terkettin oğlum nöbet kulübesini
+ komutanım sabah öyle yaptık, böyle olduk çok yorgundum kem küm
- ulan bak bu sefer affediyorum, gerçeği huur zütünde don durmaz ama bu seferlik böyle olsun...

bu muhabbeti duyar duymaz uzman çavuşun ettiği bu laf o kadar enteresan küfür duymama rağmen askerlik sürecim boyunca durduğum en komik laf ve muhabbetlerden biri olarak hafızama kazınmıştır

generallerin de bulunduğu bir toplantıya bir malzeme yetiştirilecektir. koşulur minibüs beklenmez taksi tutulur. toplantı mekanına gelinir.

toplantı kapısının önünde bir binbaşı beklemektedir.
kendini tanıtırsın ve ne için geldiğini söylersin.

binbaşı: nerde kaldın yaa, içerdekiler de seni bekliyor. çabuk gir.

heryerden terler akmaktadır, korkuyla kapı çalınır.

içerden sert bir ses: giiirrr.
astek: asteğmen bilmem kim, şu şu sebeple şu malzemeyi getirdim komutanım.
tümgeneral: gibtir git lan.
astek: emredersiniz komutanım.

uzm. çvş:sivilde ne iş yapıyon lan keraneci?
asker:taksi şöförüyüm komutanım.
uzm. çvş:karı zütürüyon mu la?
asker: kim binerse zütürüyorum komutanım.
uzm. çvş:lan çok karı s.kiyon mu onu diyom.
asker:???

tugay komutanının denetlemeye geleceği sabah herkes erkenden uyandırılır.
komutan koğuşa girer ve bağırır;kim lan o kıçını devirep yatan.
+çavuş seni kaldırmak için davetiye mi göndercez. kalk lan.
-emredersiniz komutanım.
aradan 15 dk geçer.
başarısız bir deneme daha gerçekleştiren komutan, pet şişenin kapağını delerek içine su koyar.
-hangi bin su atıyo onun ben.
+çavuuuuşş.
-kommuutanım.
+kim sandın sibel can mı.

hakkari çukurca'dan, çankaya bando okulları komutanlığına adanmış üsteğmenden geliyor:

-arkadaşlar... içtenlikle söylüyorum evet tüm içtenliğimle söylüyorum... (uslu, sakin, uysal bir duruş, askerin başını sıvazlayacakmış gibi bir imaj)
-allah hepinizin belasını versin!
-burda olanlar olmayanlara söylesin... allah onların da belasını versin.

varın siz düşünün herifteki kafayı.

bast: bölük astsubayı
b: ben

bast: 37!
b: emret komutanım!
bast: oğlum sen bundan sonra benim yarağımsın.
b: emredersiniz komutanım!
bast: söyle bakayım sen benim neyimmişsin?
b: yarağınızım komutanım.
bast: aferin.
b: sol!

er: komutanım rüyamda kötü şeyler görüyorum sürekli uykum kaçıyor, pgibolojim bozuldu.. bık bık
ütğm: hmm, ne görüyorsun rüyanda at yannanı mı?

k: lan olum sana kaç kere anlattım giblemiyon mu beni?
a: yok komutanım olur mu öyle şey.
k: olum gibliyon mu giblemiyon mu? (kaşınıyo muallak)
a: gibliyom komutanım, sizi giblemiycem de kimi gibliycem.

rezerved

tüm bölüğü toplayıp:
- hepinizin anasını giberim.
- gibersin komutanım.
- hala öğrenemediniz. emredersin komutanım diyeceksiniz.
...
- hepinizin anasını gibecem.
- emredersin komutanım.
- askerliğiniz bitmeyecek.
- emredersin komutanım.
- askerliği biten huur çocuğudur.
- emredersin komutanım.

adam artık fantaziye dökmüş işi. sıkılmış artık demekki düz bank, ters bank, mum duruşu, dur, koş, yat, kalk, domal, tuvaletleri temizle... gibi emir vermekten.

rezerve

vamişkunan kişisi ve nöbetçi astsubay gece 24.00 sularında birlik kapısının önündeki kulübede nöbet tutmaktadırlar. nöbetçi astsubayın uyuduğunu gören vamişkunan kişisi hafiften gözlerini kapamaya başlar ve güzelce uykuya dalar. sonra araba sesine ikisi birden uyanırlar ve göz göze gelirler. vamişkunan 'ın da uyuduğunu gören astsubay ;

- olm ben uyuyorum, sen uyuyorsun, kim tutacak bu kodumun nöbetini ?