komutanla acemi asker diyalogları

yeni askerler gemiye katılmışlardır,

-nerelisin sen?
-burdurlu!
-adın ne bakim?
-burdur!
-..senle bi ara görüşelim..

gerçek kesit;

- bir emriniz var mı komutanım ?
- dalağını giberim senin
- emredersiniz komutanım

kardeşim de babama benziyor efendim, sarışın mavi gözlü..
-gibtir lan doğu'da sarışın mavi gözlü mü olur, sütçüdendir o!
-ayıp oluyo ama efendim..
-haha şaka lan şaka, şırnaklıyım ben de.

uzmanım, revire çıkmak istiyorum
-neyin var
-böyle, üzerimde bi kırgınlık var sanki.. iyi hissetmiyorum kendimi.
-akşama kamarama gel, iyi ederim seni ben..

komutanın yazıcıya ihtiyacı vardır
askeri yanına çağırır
"oğlum koş diğer bölükten lazer yazıcıyı kap gel"
asker çıkar 15 dakika sonra
başka bir askerle geri gelir
"oğlum bu kim"
"komutanım bu hem lazdır
hem de diğer bölüğün yazıcısıdır
bende kaptım geldim" der
komutan bunun üzerine şöyle söyler
"allahtan scanner istemedik"

asteğmenler acemiliklerini tamamladıktan sonra kura faslındadır;
asker elini torbaya atmıştır inatla torbayı karıştırmaktadır.
komutan:oğlum hadi çeksene ne yapıyorsun bir saattir?
asker:istanbul'u buldum sarıyer'i arıyorum komutanım
nihayetinde asker kurayı çeker ve kağıdı komutana verir.
komutan:oğlum sarısını buldunda kamışını nereye sokucan?
asker:???

uzman çavuş içtima bağlarken:
- bak oğlum nereye gittiğinizi söyleyin bana, zütünüzü gibtirmeye gidiyosanız zütümü gibtirmeye gidiyorum diyin ki ben de yazayım içtima kağıdına bu adam zütünü gibtirmeye gitmiştir diye.

aynı köyden biri aşçı diğeri muslukçu iki genç askere alınır.

muslukçu olan asker aşcının kebap askerlik yaptığını düşünmekte ve kendisini yanına aldırması için aşçının kafasının etini yemektedir. aşçı dayanamaz, sorumlu komutana rica eder, komutan da ricayı kırmaz ve askeri mülakata alır.

• **bilmeyenler için söyleyeyim, kimin koyduğu belli olmayan garip kurallara göre beyaz etle beyaz şarap, kırmızı etle kırmızı şarap içilir.***

bir kaç beylik sorudan sonra komutan şöyle bir soru sorar:

- şarap nasıl içilir?
- nasıl nasıl komutanım?
- neyle içilir yani?
- ... valla komutanım... bizim orda şarap leblebi nohutla içilir!
- gibtir git, gözüm görmesin seni!
- emredersiniz komutanım!

a: amirim başçavuş
b: ben
c: istihbarat astsb.

c: lan çavuş!
b: ... (evraklara dalmışım, gerçekten duymadım)
c: lan çavuş giberim belanı lan niye cevap vermiyon?
b: komutanım valla dalmışım duymadım...
c: ne demek lan duymadım? giblemiyon mu lan sen bizi?
b: ...
a: hadi bakalım lan çok bilmiş, cevap versene...
b: yani tabiiki önemsiyorum komutanım!
c: hüseyin işi biliyo lan bu...
a: gibtir git lan çay getir!
b: emredersiniz komtanım!

kalexitus askerdedir bölük komutanı yüzbaşıdır ve kalex 3 aylık cizre sürgününden sonra terhisine gönderilmek için bölük merkezi kızıltepe'ye geri gönderilmiştir. yüzbaşı alt devre bir askerin yanında beni görmüş ve tartışma açmıştır.

yüzbaşı: gel len buraya.
kalex: emredin komutanım.
yüzbaşı: sen bölüğe geri dönüyorsunda neden elimi öpmeye gelmiyorsun? atayım mı seni içeri?
kalex: atın komutanım. 1 haftada orada tatil yaparım sonra evime dönerim. cizre tatili az gelmişti 1 hafta burda napıcam diyordum.
yüzbaşı: oraya gitmeyi sen kendin istedin.
kalex: ben bölükten ayrılmak istedim. beni takıma gönderin demedim. ayrıca iyiki takıma göndermişsiniz. başka bölüğe sürseydiniz bu kadar rahat etmezdim.
yüzbaşı: askerliğini uzattıracaksın bana.
kalex: elinizden geleni ardınıza koymayın komutanım. 1 hafta süreniz var. uzatabildiğiniz kadar uzatın. korkum olsa askere gelmezdim. ama uzatacaksanız bu sefer başka bölüğe yollayın.
yüzbaşı: oğlum bak iyi niyet göstermeye çalışıyorum sana.
kalex: komutanım ben 15 aylık askerlik için 26 senemi silip atamam. sizinle iyi geçineceğim diye 9 ay uğraştım sonuçta beni cizre'ye gönderdiniz. ne yaptımsa yaranamadım.
yüzbaşı: iyi tamam bir daha gözüme gözükme.
kalex: içtimalardan düşün beni komutanım gözünüze gözükmem.
yüzbaşı: o olmaz işte.
kalex: o zaman güzel yüzüme katlanacaksınız komutanım...

akşam yatakhanede alt devre asker yanıma gelir ve:

asker: kalex abi ben yüzbaşı olsam bugünki konuşmadan sonra tezkereni yakardım.
kalex: güneydoğuda tezkere yakmak kolay mı?

k - askkerrrrrr
a - efendim
k - efendini gibtim öldü..
a - oldu.

komutan kendisini evden almış büyük ihtimalle doğulu şöför ere hazır yolda giderken ıstanbul'u tanıtmak istemektedir. geçilen yerleri tanıtmak ," olm bak burası da taksim" gibisinden kültür aşılamak istemektedir. diyalog aynen şöyle geçmiştir.

komutan: istanbul'a ilk gelişin mi oğlum?
er- evet komutanım!
komutan: hee bak şu sağ tarafımız haliç, burasına da unkapanı deniyor
er- emredersiniz komutanım!!
komutan- ?

-dıbına koyim bu ne biçim çay lan haşlama mı bu?
haşlama çayı bilmeyen saftirik;
-haşlama komutanım!
-gibktir git lan!

erin biri çok acıkmış karakol aşçısına öğlen yemeğini heyecanla sormaktadır. uzmanın biri olayı görür.

er:devrem ne yemeğin var?
uzman: taze haşlanmış gergedan yannanı var mna koyim!!

arama esnasında bir arkadaştan top çıkar

k:oğlum bu ne?
a:top komutanım
k: demek top...

bir süre sonra komutan odasında sorar;

k:sen o top lafını bana mı dedin topa mı?
a:size komutanım.

yemek duası yaptınız mı?
-valla yaptık komutanım.
- geçin lan bi daha içtimaya-
-hey sen uzun olan yaptır duayı-
-tanrımıza hamdolsun milletimiz varolsun
-yüksek sesle tekrar edin
-allahımıza hamd olsun milletimiz var olsun.
-ulan tanrı diyeceksiniz.
yemek memek yok size

hadi bakim cigara toplamaya...

komutan, yanında onbaşı ile birlikte 10-11 kişilik erlerle konuşmaktadır.

komutan: iyi hadi bugün izleyin kurtlar vadisini..ses çıkarmayın sakın, sessiz olun.. onbaşı, biri ses çıkarsın gürültü yapısın; gibiceksin onu tamam mı koçum
onbaşı: tamam giberim komutanım!
komutan: tamam mı lan iyi dinleyin, ses çıkaranı onbaşı gibsin mi?
10-11 kişilik erler(toplu halde): gibsin komutanım!!!

not: onbaşı benim kuzen oluyor bu arada. jimi hendrix falan dinler...

ben (bölük yazıcısı),başçavuş(idari işler astsubayı), üsteğmen (bölük komutanı)printerımızın bozuk olduğu bir günde üçümüz arasında idari işler odasında geçen konuşma;
bölük komutanı: oğlum ... yazıyı hazırladınmı
ben : hazırlayamadım komutanım.
bölük komutanı : ... yazıyı hazırladınmı.
ben: hazırlayamdım komutanım.
onu hazırlamdın bunu hazırlamdın ne iş yaptın, başçavuşum bu yazıcının ne arızası var
ben+başçavuş : !!'&%*-+
(bahsettiği benmiydim printer mıydı hala düşünür dururum.)

sabah içtimasıdır. üst araması yapılacaktır. burarada ben uzaktan izliyorum. arama sırasında babam olan nöbetçi astsubay askerlerden birinin arka cebini yokluyor.
babam:b
asker:a
b:adam gibi durun lan bitirelimde gidelim, dön bakalım arkanı bakalım ceplere
arka cep yoklandıktan sonra,
a:ee mal nasıl komutanım,iyi avuçladın ha.
son hatırladığım sahne babamın palaska'sını çıkarmasıydı.

yüzbaşı, çavuşların odasındaki bilgisayar masasını kendi odasına alır. yerine de sehpadan bozma, bir ayağı kırık, gibindirik bir masa getirtir. bu esnada tüm çavuşlar esas duruştadır. biri hariç.

dünyanın en denyo askeri: komutanım eski masamız nerde?
yüzbaşı: ... (duymamazlıktan gelir)
d.e.d.a.: komutanım, eski masamız nooldu?
yüzbaşı: ... (başıyla ya sabır çeker)
d.e.d.a.: (ebeveyninden cevap alamadıkça coşan çocuk tonlamasıyla) komutanıım, masamız nooldu?
yüzbaşı: eve zütürdüm.
d.e.d.a.: yerine de bunu mu verdiniz?
yüzbaşı: (bir an afallar)... e... evet?!
d.e.d.a.: oha, küfür gibi!
yüzbaşı: ... (dumurlardan dumurlara koşmakla meşgul olduğu için cevap veremez)

sonrası trajedi sınıfına girdiği için başlıkla alakalı kısma bu kadar.

komutan: bu havada araba kullanabilecekmisin?
er: emredersiniz komutanım..
komutan: soru soruyorum sana!
er: valla yapacağız birşeyler. araba kar a gömülmüş, camlar buz.. çalışmazsa kızmak yok!?
komutan: ne biçim konuşuyorsun lan sen?
er: emredersiniz komutanım!