komutanla acemi asker diyalogları

acemi asteğmen adayı (a) - komutan (k) diyalogu

k- naber flamacı nasıl gidiyor (flamacıydım tuzlada)
a- iyi komutanım siz nasılsınız
k- lan olm komutana sorulur mu
k- nasılsın flamacı
a- sol!

şu çok daha feci
yine aynı makamların diyalogu, bi şeyler için para toplanmıştır ve asteğmen adayı kapısını çalıp bölük komutanının odasına girer, tabi orda disiplin tavan yapmış durumda kimse boş şeyler için adamın kapısını çalamıyordu, işte bizim parayı toplayan arkadaşın olayı;

a- komutanım bi maruzatım vardı
k- söyle asker
a- iki beşliğiniz var mı
k- (tebessümle) hasktir lan!

dıbına koyayım bende bu başlığı arıyordum $ukuuu

(silah eğitimi sırasında)

komutan: öldürülen teröristlerin silahları da mahkeme işleri filan bittikten sonra ordu envanterine dahil edilir.
acemi asker: komtanım, pkklıların silahları hijyenik olur mu?
komutan: pkklılar silahı zütüne mi sokuyor?

yer: tuzla piyade okulu tören alanı

333. dönem asteğmen adaylarının yemin töreni için yürüş hazırlıkları bitmiş son uyarılar yapılıyor;

-beyaz çorap giyilmeyecek, haki atlet giyilmeyecek, beyaz kolsuz atlet giyilecek, saat takılmayacak, kollar tam sallanacak... bıdı bıdı bıdı... anlaşıldı mı ?
-emredersiniz komutanım!
-şimdi; komutanım ben anlamadım ben gerizekalıyım diyen var mı? puhaha
!!!

unutmuşum, bu gün arkadaşım hatırlattı da yarıldık yine.

tatbikata gidecez, gitmeden önce taşınacak eşyalar gruplanmalı, hazırlanmalı vs. tonla angarya var.
bu işle görevlendirilmiş bir subay bize neyi nasıl yapacağımızı anlatıyor. kalabalığız fakat yanımızda acemiliğini bitirmiş ama bölüğe katılalı bir hafta olmamış kısa dönem bir arkadaş daha var. komutan anlatıyor anlatıyor ama bizim yeni arkadaşın dikkati başka bir şeye kaçmış dalgın dalgın sandıklardan birine bakıyor. tabi komutan bunu farkediyor.

komutan: dalgın genç, nbc kıyafetlerini tüm şubelerden topla getir buraya
yeni asker(hala dalgın): tamam
komutan (sinirlenerek): tamam mı? asker sen beni giblemiyon mu?
yeni asker(hem korkmuş hem de şaşkın bi şekilde): gibliyorum komutanım (bir yandan ayağa kalkmış ve selam veriyor)

sonrasına gerek yok, bu diyalog hepimizi yere düşürmüştü zaten.

komutan : bölük komutanı, rütbesi: kdm. bkm. yzb.
acemi er : müfreze yazıcısı , rütbesi: bkm. onb. ( ben)

(defterler imzalatılır) komutan- tamam yavrum çıkabilirsin
er- teşşekkür ederim efendim
komutan - (gözlüğün üstünden bakarak) efendinide giberim senide çık lan dışarı
er- emredersiniz komutanım. (bkz: sonradan aklı başına gelmek)

masa başındayken telefon çalar;

+ hava savunma çavuş ironik
- teğmen x
+ emredersiniz komutanım!
- olm daha emretmedim ki lan. ayrıca tekmilin de çok zayıftı.
+ (kilitlenmiş bi şekilde) emredersiniz komutanım!
- lan ne emrettim ki olm deli misin bak hala! neyse odama sizin nöbet defterinizi getir hemen.
+ emredin komutanım! (gene tutturamadık)
- hay ben senin!..

komutan: evet arkada$lar... bi derdi, gibintisi olan var mi?
acemi asker: var komutanim, botum ayagima vuruyor.
komutan: nerden vuruyor yavrum?
acemi asker: arkadan vuruyor komutanim.
komutan: (eliyle nasil gecirdik tarzi bir hareket yaparak) arkadan vuru$a devam o zaman...
boluk: hehehehehehe

acemi asker bir iş için akşama doğru komutanın odasına girer, bir durum arzedecektir.

- iyi akşamlar komutanım!
+ lan ayı bakkala mı giriyon, ne iyi akşamları.

bir şeyler olur komutan karşısındaki ere

k: lan! sen beni giblemiyomusun ulan
karşısındaki er gibi çarşafa dolar
e: olur mu öle şey komutanım giblemez olurmuyum

erin sonu kaçınılmaz olandır

tören yürüyüşü provaları sırasında bir askerin yürüyüşü komutanın dikkatini çeker.

- lan, o ne biçim yürüyüş? efe misin sen?
+ yok, komutanım. ben 5 yıllık badiciyim. badiciler kollarını bu şekilde sallayarak yürür.

komutan taşaklarını avuçlar ve yürüyerek...

- ben de 45 yıllık gibiciyim. ben böyle mi yürüyorum?
+ ahahahahaha.
- gülmeyin len, muallakler!

acemi birliğinden usta birliğine gidilecek. herkes gideceği ile, kendi imkanlarıyla mı yoksa alay imkanlarıyla gideceğini söylüyor uzman da bunları not ediyor. bu esnada bi asker

+ hasan çırak! antalya ... komutanlığı.
- komutanım, ben bölük imkanlarıyla gitmek istiyorum.
+ ne o lan para mı toplucaz seni göndermek için!?

skenderun'da 11. veya 12.günümüzdü. yine saat sabahın 6'sı olmuş ve uzun bir güne uyanmıştık. kahvaltı,mıntıka vs.gibko işleri hallettikten sonra sundurma altına içtimaya geçtik.*saat 9 sularında rütbeliler gelmeye başladı. içtima sırasında benim yanımda duran elemanla yaşadığı diyalog aynen şu şekildedir;

astsubay:oğlum sen bugün neden sakal traşı olmadın?(hafif bir ses tonu ile)
eleman:ya bugünlükte böyle olsun komutanım.
astsubay:lan gibtir git

eleman azarını ve küfürünü yer traş olmak için banyoya gider.

komutan : bir kere bile burada birinize ayrımcılık yapıldı mı? birinize farklı muamele yapıldı mı? erkekseniz, biriniz çıkın söyleyin.
asker : komutanım, 4 aydır bana yapılıyor. herkes gece 2 saat nöbet tutuyor, ben 3 saat nöbet tutuyorum.
komutan : hadi oradan, listeleri ben hazırlıyorum. kaç kaç tuttun nöbeti bugün?
asker : (parmaklarıyla sayarak) 5,6,7... 3 saat nöbet tuttum, komutanım.
komutan : (bir süre diyecek bir söz bulamaz) ne mezunusun sen?
asker : ortaokul mezunuyum, komutanım.
komutan : senin ilkokul öğretmenin dahil olmak üzere, tüm ortaokul öğretmenlerini gibeyim. allah belasını versin, bu eğitim sisteminin.

not : asker heceleyerek okuyabilmekte ve yazabilmektedir ama sınır zekadır.

hafta sonu tatilini geçirmek üzere gittiğim izmir'den dönerken, aynı gün oynanan 10 nisan 2011 galatasaray trabzonspor maçını da facebook'taki yorumlardan takip ediyorum.

derken, trabzonspor son dakikalarda golü attı ve yorumlar yağmaya başladı. bu yorumlar arasındaki bir yorum dikkatimi çekti. "keşan'da askerliğimi yaptığım x kışlasında nizamiyede nöbet tutarken, sevinçten bağırdım. umarım telefonu yakalatmam * " gibisinden bir şeydi.

ben de keşan'da sağlık asteğmen olduğum için, o an aklıma bir muallaklik geldi. askerin adını not aldım ve revire çağırttım, merakla geldi.

- ooo, büyük trabzonspor'un büyük taraftarı gelmiş.
+ !!!
- olum gece nöbet tutarken, facebook'a yorum yazmak nedir? kışla adı bile vermişsin.
+ ben yazmadım, komutanım. arkadaşlar yazmıştır.
- yürü git len!

(kapıda konuşmaları dinleyen, revirde görevli ve telefon kullanımına izin verdiğim askerler krize girer.)

+ valla, billa komutanım.
- yemin etme. ne kadar kaldı askerliğin?
+ şafak çok, komutanım.
- 1 ay hapis yat da, bundan sonrası için, aklın başına gelsin.
+ ya, lütfen, vb vb. :(

çekmeceden boş bir kağıt çıkardım. resmi bir dille olur da fener şampiyon olamazsa, yannanı yiyeceğini yazdım. asker dalga geçildiğini anladı, rahatlayarak ve muhtemelen içinden küfür ederek odadan çıktı.

24 nisan 2011 bucaspor fenerbahçe maçı'ndan sonrası tekrar karşılaştık.

- komutanım, fener maçı az daha veriyordu, yüreğim ağzıma geldi.
+ ehehehe.

söz konusu 295.kd çavuş, askeri birlikte birkaçıncı ayını bitmiş, kendi acemiliğini atlatmış ama birliğe yeni gelen asteğmen'in kolluğunda çaprazda nöbet tutar. asteğmen her askeri nizami prosedüre uygun görmek ister. sokak lambasının hafif hafif vurduğu kuleye yaklaşmaktadır. birlik biraz geniş olduğundan bir kısmı bir parola-işaret bir diğer kısmı başka parola işaret kullanmaktadır.
kdç- parola!
atm- (elindeki kağıda bakarak) hede!
kdç- şrakkart (kurma kolu çekme sesi)
atm- durdudruudurudur! hede değil, hödö... ! işaret?
kdç- (ele yazılmışı okuyarak) hoco!
atm- eline mi yazdın lan?
kdç- asetatla hem de. adama sıkıyolar valla komutanım, sağlama alayım dedim.

sağ elim kırık ve alçılı şekilde teslim olduğum acemilik birliğimde* ilk günüm. kamuflajlar dağıtılmakta, bir tane kısa boylu benim yaşlarda* hatta daha genç görünümlü sivil kıyafetli bi adam da gezinmekte etrafımızda. çevredeki kamuflajlı astsubayların ona gösterdiği saygıdan üst rütbeli olduğunu çaktım*. yanıma geldi

komutan: sen nasıl kırdın elini?
aynen kovalaynen: komutanım taks antremanında oldu kum torbasıyla çalışırken. (yalan, askere gitmeden 2.5 hafta önce bodrum'da sarhoşken bir şeye sinirlenip duvara yumruk atmıştım*.)
komutan: haaa, ne zaman iyileşcek? sen nasıl selam durcan böyle?
aynen kovalaynen: 3 hafta daha alçıda kalması lazımmış komutanım, sol elle versem olmuyo mu? *
komutan: - pis pis bıyık altından sırıtır - olmaz... (komutan şırnaktaki görevinden yeni gelmiş üsteğmendi, hakikaten adam gibi adamdı)

akabinde 30 ağustos gösterisinde beni kurtuluş savaşı gazisi olarak kullandı, kuva-yi milliye kıyafetleri giydim kafamı bezle sardılar, tendürdiyot falan sürdüler beze yaralı görünümü vermek için. ama kırıkkale halkının önünden geçerken bana bakıp nasıl duygulu gözlerle baktığını, nasıl selam durduklarını hiç unutamam. kırıkkale valisi bile selam durdu ben geçerken*.

yer: 1. piyade eğitim tugayı

normalden daha kalabalık bir dönem gelmiş olmasından dolayı normalde haftada 2 gün duş varken, o dönem haftada 1 gün duşa gidilebilmektedir. o da 6-7 dakika sürmektedir.

komutanlık saati;
komutan: evet beyler, sıkıntılarınız?
acemi er: komutanım duş süresi yetmiyor.
komutan: evladım çavuşu tokatlarsan yetmez tabi!
birlik: muhahaha

aslında acemi asker-acemi asker diyaloğu olsa da, acemilerden birinin yanlış anlaması sonucu benzer bir formata bürünebilmektedir asker diyalogları...

yer iskenderun deniz er eğitim alayı. yemin törenine bir gün kala, gasmask ve 2 fonkisi, aileleri yemin törenine katılmayacağı için aşhaneye yazılmışlar, fonkilerden bir tanesinin çok akıllı davranışı sayesinde ekmek kesme işine girerek aşhanenin en pis kısmından başarıyla kaçmışlardır. öğlen yemeği öncesinde sorumlu kısa dönem eleman, gasmask'a kapıya geçip, her taburun kaç kasa ekmek aldığını not etmesini söyler. takriben 60 kasa ekmek vardır, tabur başına 12'den fazla kasa düşmemesini de öğütler. (yanılmıyorsam) 3. taburdan kısa dönem birkaç eleman ekmek almaya gelir. 12. kasayı taşıyan elemanı -ki 35 yaşında falan muhtemelen öğretim görevlisi bir elemandır- durduran ve çoktan canından bezmiş olan gasmask şu diyaloğa girer:

gasmask: tamam 12 oldu, daha ekmek almayın siz.
öbür asker: bu onuncu kasa ama.
gasmask: lan burda yazdım ben kağıda tek tek yalan mı söylüyorum lan !!!
ö.a: özür dilerim komutanım.
gasmask: (hönk?!) hadi çık daha 4. tabur gelicek.

elemanlar gider, içeride kalanlar gülmektedir.
gasmask: ulan herif bana komutanım dedi ya.
gasmask'ın arkadaşı: sen de pis tersledin adamı ha.

gerçi eleman da ne yapsın. kıçıkırık onbaşının bile herkese komutanım çektirdiği ve herkese bağırdığı ortamda, insanın beyni dönüyor tabi.

acemiliğin henüz başlarında akşam vakti geçen diyalogdur. turcino akşam yemeği sonrası kantine gidip bir şeyler almış yolda yiyerek yatakhaneye dönmektedir karanlıkta. karanlıkta sivil giyimli birisi yanaşır sorar:

- bugün x bölgesine gidecektiniz, gittiniz mi?
+ hayır gitmedik sadece şuraya şuraya gittik.
- siz kimsiniz acaba?
+ ben burada albayım.
- (hasktr sıçtık şimdi) eee afedersiniz komutanım tanıyamadım sizi kusura bakmayın (3,5 3,5 sesleri duyulur)
+ yok evladım sorun değil karanlık zaten normal tanıyamaman. iyi akşamlar.
- iyi akşamlar komutanım (sıçış 2: komutana sağoldan başka bir şey denir mi?)

neyse ki anlayışlı bir komutandı. ağzında yiyecekle, selam vermeden babasının oğluyla konuşur gibi konuşan acemi askere başkası pek de hoş davranmayabilirdi.