1. 276.
    +1
    -selameaaatttt!!! asteğmeni getir buanaaaa!!

    - komutanım daire..

    - tamam aslan duydum, sen işine dön

    - asteğmen öz yoda emredin komutanım

    -geç la otur!

    -çay koydurttum la sana da "iç" !!

    -emredersiniz komutanım( anskiim yandı ağzım yandı, sıcak çaydan nefret ederim, içemem, dilim yanar)

    o esnada açık olan televizyondaki bir haber anonsu : endi varhol'un "bıy bıy bıy" isimli tablosu, kristiyz müzayede evinde yapılan açık artırmada 8 milyon dolara satıldı alıcısının belirtilmediği bidik vidik bıy bıy..

    -ananındıbına sohuyum!!! çayı bile genzime kaçırdı la!!! 8 milyon dolar he!!! edermi la o kadar

    -(haymını skiim işallah bu gerçekten benden yanıtını beklediği bir soru değildir) null...

    -sağa bi soru sorduh la, cevap versağaa!!!

    -(e ananınamıııı!!! "ben küratörmüyüm, adım öz yoda, david elliot değil ki, ne bileyim ben" desem askerliğimi yakıcan, e tutup "etmez" desem bu defa "niye la" diye soracaksın, sana nasıl bir cevap versem de yırtsam acep!!!)

    -ehm.. öhm.. komutanım şimdi benim sanat tarihi ve sanat eserleri üzerine bir ihtisasım yok, bir kaç bienale gitmiş, bir iki sergi gezmişimdir ama eserin maddi değerine ilişkin bir saptama yapacak kadar bilgim ve uzmalığım haşa yoktur. ama müzayede ve açık artırma usülü satış bambaşka bir olgu tabi. bahsedilen müzayede evi dünyanın en prestijli müzayede evi ve oraya giden insanlar da takdir edersiniz ki maaş la geçinen adamlar değil. kalbur üstü, ultra zengin, jet-set sanat severler. rekabet ve hırs faktörünün de etkisi ile açılış fiyatının üzerine kalkan her artırma eli bir diğerini tetikliyor ve eserin ederi belkide bu kadar olmasa da hırs ve tutku faktörünün etkisi ile fiyat başını alıp gidiyor.

    - hohmm... humm... (şimdi de ent oldu lavuk)... afferim la.., sen göründüğün kadar mal değilmişin!!

    -(ohhhh be bu defa da yırttık allaha bin şükür)

    1 dakikalık sessizliğin ardından..

    - peki benim şu duvardaki tablo kaç para eder la!!!

    -öz yoda blue screen ...
    ···
  2. 277.
    +3
    öz yodanın dairedeki ikinci günü başlamıştır, hanüz katılım işlemleri resmen tamamlanamadığından bilgisayar açamamakta, dünya tatlısı bir hava yüzbaşının odasında çük ebat bir büro-sit koltukta yeni gelin postüründe, boş oturarak vakit öldürmekte yada geçmek bilmeyen vakit onu öldürmektedir.

    -oğlum ne olacak senin bu durum, bir netlik kazansa da rahat etsek, vallahi benim içime dert oldu ha burda. günde 10 saat o koltukta oturuyorsun, bari çık gez, hava al, restoranlarımız güzeldir git birşeyler ye, sigara iç ha?

    -sağolun komutanım da şimdi bu daire başkanının "selaaameet!! asteğmeni getir buanaaaa!" diyesi tutar, burda olmadığımı öğrenince de beni öldürür. böyle beklerim ben.

    yüzbaşı birden yerinden fırlayarak "dikkaaatttt"!!! diye bağırır. öz yoda ne olduğunu anlamadan yerinden fırlar, esas duruşa geçer ve "haymınıjetskim, iti an çomağı hazırla, kesin lavuk girdi odaya" diye düşünür ama kapıya doğru bakmaya korkmaktadır ki o tanıdık ses hönkürer öz yodayı hedef alır.

    -la asteğmen!!! niye boş boş oturuyon sen laaaa!!! iki gündür izliyom bi gibe derman olduğun yok, çalışmayacaksan ne diye geldin olum buraya lan sen!!!

    -(muallaktor ben evde resident evil 4 oynuyodum, kolumdan tutup zorla getirdiniz, yoksa ben ne gelicem lan!!) ehm.. öhm.. ko.. ko.. komutanım malumunuz benim katılım işlemlerim henüz tamamlanmadığından bilgi işlem bana bir kullanıcı ismi ve şifresi tanımlamadı, dolayısıyla çok istememe rağmen iş yapamıyorum.

    - hakan yüzbaşım bu asteğmene no sorsan hep bir bahanesi var, şak diye yapıştırıveriyor, dili uzun!!! ama benim bunları yemediğimi bi anladıver buğa!! neyse bunun gibi kaç tane kazma işe yaramaz herifi adam ettik, bunu da edecez elbet.
    iş yapamıyorsan kitap ta mı okuyamıyon laaaaa!!! niye kitap okumuyon olum sen la heaaa!!!

    -komutanım daireye getirilen kitap, mecmua ve benzeri matbuatın önce sizin incelemenize ve onayınıza tabi olduğunu bildiğimden, değerli vaktinizi benim edebi değer arz etmeyen kitabımı incelemeye ayıramayacağınızı düşündüğümden getiremedim(artık kesin yırttım bugün de:)

    -yalakalık istemez la, sağa mı soracaz vaktimizi işimizi. git hemen bi kitap bul gel la buraya, öğleden sonra çağırıp soru soracam! 2 dakakn var bekliyom... koş laaaa!!!

    can havli ile koşup koridordaki önüme gelen ilk odaya dalarak içerideki iki elemana "abi gözünüzü seviim bana bi kitap bulun, yoksa benim askerliğimi yakacak daire başkanı ya" derim. eleman dediklerim kurmay binbaşı çıkar iyimi!!!

    -mert, yeni asteğmen bize "abi" dediğine göre durum ciddi, belliki bizimki çocuğun aklını almış. hemen yardım edelim diycem de burda kitap ne arasın be oğlum, il halk kütüphanesi değil ki askeri daire.

    -komutanım çok özür dilerim, ben.. ben..

    -şşş taam len sakin ol, anladık, olur öyle. sen bu adamın kurbanı ilk asteğmen değilsin, daha nicelerini söndürdü bu, sadece sana değil bize de 4 senedir neler yaptığını zaten yakında göreceksin. şu olurmu "a.g.i.t. 1997-2007 toplantılarında alınan kararlar, kırmızı ciltli, kitap diye yutturursun.

    -olur olur komutanım, deniyicez artık.

    odaya dönüldüğünde golem gitmiştir..

    -gel oğlum len, gitti o, asayiş berkemal, öğlene kadar rahatsın.

    -işallah komtanım.

    öğleden sonra saat 14:30...

    -sonra şöyle oldu böyle oldu bıy bıy bıy dikkaaaattt!!

    -(yinemi lan yinemi sennnn!!)

    -okudunmu la kitabı!!!

    -okuyorum komutanım, çok değerli bi eser.

    -aferin la!! bak görüyormusun hakan, bu çocuklar sivilde niteliksiz, yavan bir eğitim alıp elimize geliyorlar, 0 dünya görüşü, sıfır kültür. bizim görevimiz bunları sadece asker yapmak değilki, bunları aynı zamanda topluma daha da donanım sahibi, gelişmiş bireyler olarak geri kazandırmak. şimdi misal bu delikanlı, bizim duygularımıza, hasletlerimize sahip olabilir mi? olamaz. e bundan bir subay çıkarmamız dolayısıyla imkansız. e belliki bugüne kadar eline bir tek kitap alıp okumuşluğu da yok belli. baksana eline a.g.i.t. cildi vermişler kitap sanıyor(ay bayılıcam, ay kalbim sıkıştı sen ne pis bir herifmişsin yaaa) niyee?? e kitap görmemişki hayatında. e şimdi buna kitap okumasını tavsiye etsen tutar mı?? tutmaz. e mecbur kalıp emrediyoruz. şimdi bu çocuğa ilk tohumları attık, burdan çıkınca belki bir denere'ye gidecek(d&r diyor) ve bir kitap satın alıp okumaya başlayacak. öyle değil mi laa!!!

    -(ayyy ayyyyy anam bana bir şeyler oluyor, ya ben bu dünyada kime ne kötülük ettimki bu başıma geliyor ühühühühühühü) evet komutanım, ilk işim denereden bir kitap almak olacak.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 278.
    +1
    - kazdın mı çukuru!
    +komutanım gözünü seveyim... daha 15 dakika oldu.
    - lan sen benim oramı buramı nasıl seversin.. çaaatttt!
    ···
  4. 279.
    +4
    eğitim esnasında selam alıp verme kuralları öğretilirken:

    - eldivenle selam verilmeyecek! anlaşıldımı asker?
    (toplu halde)
    • emredersiniz komutanım.

    elde eldiven yürürken takribi 15 dakika sonra bölük içnde komutanla karşılaşılır...

    - niye selam vermiyorsun sen?
    +veremem komutanım.
    - niye selam veremiyorsun asker?
    + elimde eldiven var komutanım.
    - lan anama küfretseydin daha iyiydi hıyar herif. eldivenini çıkar öyle selam ver!
    + emredersiniz komutanım.
    ···
  5. 280.
    -1
    yazmıyor dıbına koyim ekşiden yapıştırıyor
    ···
  6. 281.
    0
    başlık takip
    ···
  7. 282.
    0
    @228 masaüstünde topladığım hikayeleri yapıştırıyom sadece ekşiden değil

    büssürü sözlükden sayfadan çaldım zorla değil okuma amk
    ···
  8. 283.
    0
    ekşiden çaldın şurdan çaldın diyenler için doğru ama zorla okutmuyoruz beğenmediysen eksileyip gidersin uzatmayın
    ···
  9. 284.
    +1
    askerlik şubesinde, asteğmen olarak askerlik yaparken, komutanlık saatinde, ben soruyorum askerler cevap veriyor;

    -cumhuriyetin kuruluş tarihi?
    +...
    -oha lan hiç biriniz mi bilmiyorsunuz?
    +...
    -türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu?
    +atatürk!!
    -bunu biliyorsunuz bari, pehh...
    -atatürk'ün doğum tarihi?
    +...
    -atatürk'ün ölüm tarihi?
    +...
    -te allaaam. fenerbahçe'nin kuruluş tarihi?
    +1907!!
    -başkanı?
    +aziz yıldırım.
    ???
    ···
  10. 285.
    +1
    diyalogdan cok yaşanmış bir olaydan yola cıkarsak;
    yer iskenderun deniz alayı. esas duruş anlatılmakta acemilik döneminde. esas duruş nasıl olur hangi hallerde bozulur anlatıyo uzman cavus basımızda.not olarak esas duruşu ölüm ve aksi bir emir bozar.

    +esas duruşu bir rahat bir de ölüm bozar bunu unutmayın. anlaşılmayan bişey var mı?
    -emredersiniz komutanım (brutal).
    +bölük rahat. hazroool.
    +güzell. aferin bölük. kıpırdamadan dik magrur, eller bitişik. şimdi kim fenerbahçeli burda?
    o esnada 4-5 sazan el kaldırır. komutan köpürür huleen demedim mi komut vermeden esas duruşu bozmayın diye yatın yere 10 şınav cekin
    ···
  11. 286.
    +1
    olaydaki askerin acemiliğinin yanında saflığı da böyle bir diyaloga sebebiyet vermiştir büyük ihtimal.

    komutan bahsi geçen askere çok sinirlenir ve hiddetle sorar:
    +sen beni giblemiyor musun lan!?
    - gibleyom komutanım gibleyom!!
    ···
  12. 287.
    +2
    günler su gibi akmış, sıra acemiliğin en heyecanlı bölümü olan atış dalgasına gelmiştir. sıfırlama olarak da anılan bu ilk atış için 25 metre karşıya a4 boyutunda bir kağıt asılır ve ortasındaki işarete nişan alınır. neyse konumuz bu değil, sıra etz'nin postasına gelir. yan yana uzanır yiğitler. acemi gelin gibi kavradığı tüfeği ile nişan alır bizimki ve küt pat çat üç atışını tamamlar, kağıda doğru koşar. ama ne hikmetse kağıtta hiç delik göremez. komutan herkesin kağıdına sırayla bakmaktadır. sıra etz'nin yanındaki vatandaşa geldiğinde üç tanesi yan yana, beş delik vardır kağıtta.

    komutan: aferin asker
    laz: sağolasın komutan
    komutan: rica ederim
    laz: estafurullah (yandaki astsubay dürter elemanı), saol!!!
    komutan: (etz'nin kağıdına bakarak) bu ne bomboş?
    etz: ben yandakine atmışım komutanım aslında oraya nişan almadım ama işte öyle ol...

    komutan astsubaya "aksiyon filmlerinde şimdi gibtim ananı bakışı" atar. daha da durmaz, gider. (sonrası pek komik değil zaten.)
    ···
  13. 288.
    0
    *kışlıklarınız güzelmiş komutanım
    - hıı evet, 98 kış kreasyonu...
    ···
  14. 289.
    +2
    uzun bir nöbet günü (bizde nöbetler güya 12 saatti ama hiç 12 saat olduğunu hatırlamıyorum) diğer astekler saat 5 te evine misafirhanesine gitmiş, ben de nöbetçi olduğumdan kalmışım tek başıma 100 askerle. saat 22 civarı. sorumlu olduğum bina baya büyük bir yer ve duvar kenarlarında da klima gibi havalandırma gibi bişeyler var (muallak gibin puşt gibin evet) herneyse bunlara oturmak yasak. binada dolanıyorum görevli askerler bir yamuk yapıyor mu diye. elemanlar oturmuşlar bu klimaların üstüne ayak ayak üstünde, kahvehane geyiği döndürüyolar beni daha görmemişler;

    rentts(zorunlu astek): olm bunlara oturmak yasak bilmiyor musun? kalkın onların üstünden.

    asker: (hemen toparlanır esas duruşa geçer nöbetçiyken sizden 2 kat korkarlar) komutanım bunlar sıcak oluyo.

    rentts(zorunlu astek): olm sıcak olan herşeye oturulmaz.

    asker mavi ekran verir, kıpkırmızı olur, diğer askerler kopar.

    not: askerlik yapmayanlara böyle hayvani şakalar, laf koymalar garip gelebilir ama, askerliğini yapanlar (astek olarak yapanlar ve emrinde bir bölük asker olanlar) bilir, komutan askerlerin seviyesine inmeden konuşursa pek giblenmez.
    ···
  15. 290.
    0
    tyler durdane reyiz için reserved
    ···
  16. 291.
    +1
    bilgisayar satan bir firmadan biri komutana bir telefonu tanıtmak için gelmiştir. odada komutanla işi biten satıcı dışarı çıkar ve komutanın kapısının önünde muhabbet başlar.

    + hangi telefonu beğendi komutan?
    - bu telefonu beğendi ama biraz pahalı geldi sanırım.
    + ne kadar ki fiyatı?
    - 1800 lira.
    + oha adamın aldığı maaş o kadar zaten.
    komutan: (odadan bağırır) kim var orda?
    ···
  17. 292.
    +1
    acemi olarak görev yaptığım birlikte komando adayı seçildikten sonra, gerekli olan sağlık kontrolünden geçirilmek için zütürüldüğümüz, askeri hastanede gerçekleşen bir diyalogdur.

    başımızdaki komutan eşliğinde büyükçe bir odaya girdik. karşımızda uzunca bir masa ve masada oturan yaklaşık on kişilik bir tabib heyeti bizi bekliyordu. yarı çıblak bir şekilde soyunarak yüzümüz masaya dönük bir biçimde tek sıra halinde duvar kenarına dizildik. o sırada odada bulunan bir binbaşı arkadaşımızın donunun lastiğinin kenarından yukarıya doğru filizlenen simsiyah kılları fark etmiş olacak ki uzaktan "oglum! sen bıraz daha indir bakayım donunu!" diye seslendi ve masadan kalkıp yanımıza kadar geldi. çıkan manzara karşısında binbaşının yüzünde oluşan o şaşkın ifade görülmeye değerdi. karşısında balta girmemiş amazon ormanı tarifinin bile hükümsüz kaldığı, büyük bir özveri ile büyütülmüş ve badem yağı ile beslenerek mutasyon geçirmiş gibi duran gimli sakalına benzer bir şey vardı. olayın farkına varan ben ve orada olan herkes şaşırmış bir şekilde bakarken bir anda yüzünden o şaşkınlık ifadesini atan binbaşı daha fazla kendini tutamayarak yüksek bir ses tonuyla sinirli bir şekilde eser sahibi askerle konuşmaya başladı.

    bnb:- oğlum bu ne lan hayvan herif! bu ne?
    er - (salaklaşmış ve korkmuş bir ifadeyle) gamufulajdir gomutanım..
    bnb: lan onu sormuyorum şerefsiz! (askerin donunun lastiğinden çekerek) bunu soruyorum bunu?
    er: (kendinden emin bir ifadeyle) oda gamufulajdır buda gamufulajdır gomutanım
    bnb: ne dedin, anlamadım bidaha söyle bakayım
    er: gamufla..(çaaat.. çat ses gelir)
    bnb: ismin ne oğlum senin?
    er: hede.. hödö emret gomutanıım!
    bnb: baya emek vermişsin, sigorta yaptırdınmı evladım buna?
    biz: puahaha..
    bnb: gülmeyin lan arkadaşınıza!
    er: -
    bnb: lan allah belanı versin senin
    er: -
    bnb: zütüne soksaydın oğlum öle daha iyi kamufle olurdu.
    biz: kıss.. kıss..
    bnb: ne sırıtıyonuz lan pişmiş kelle gibi, açıkta bişimi gördünüz!
    biz: (sus pus)
    bnb: oğlum senin arkadaşların muallakmi lan?
    er: -
    bnb: cevap versene ulan? kime diyorum ben!
    er: değildir gomutanım
    bnb: ulan pekekent kimden saklıyosun o zaman benden mi saklıyosun!
    bu diyalog karşısında kendimizi tutamayan ben ve diğer askerler yine içimizden kıs kıs gülerken..
    bnb: sırıtmayın demedim mi lan size eşşek herifler, tiyatro mu oynuyo burda?
    er: -
    bnb: lan gibtir git! çık dışarıya ayağımın altına alıcam şimdi! bi gibim olmaz senden!
    er: emredersiniz gomutanım!
    bnb: bana bak lan! yarın geldiğinde bi daha bakıcam!
    bnb: eğer onları kesmezsen çükünü keserim, senin bi daha saklayamazsın!
    bnb: duydunmu lan?
    er: emredersiniz gomutanım!
    Tümünü Göster
    ···
  18. 293.
    +2
    komutanla salak asker anısı anlatayım bende ;
    yer istanbul fener bahçe bilen bilir denizciler gazinosu vardır yürüyüş parkına bakan kısımda birlik komutanın köpeği bağlıydı kızları gelir severlerdi filan birliğin en salak askeri b kapısında nöbet tutuyo bi gün bizde bunu arıyoruz oğlum ben deniz yarbay xx telefonu neden geç açtın bakalım yoksa uyuyormusun filan deyip dalga geçiyorduk . o günde cumartesi günlerden yani birlik komutanı birlikte değil çocuk kekeleye kekeleye anlatmaya çalışıyodu bizde gülüyoduk filan . dalga geçme fasılının üzerinden yarım saat filan geçmiştiki ben b kapının yanındaki depodan mal çekmeye gitmiştim (barmen olarak yaptım askerliğimi ) o an melek gibi olan birlik komutanımızın bu salak askeri duvardan duvara vurduğunu gördüm . komutanla arkadaşın arasında geçen diyalog

    as- b kapı mehmet
    ko- oğlum iyi nöbetler ben yarbay xx kızlarım geldimi oraya köpeği çözmek isterlerse beni beklemelerini söyle ben birazdan gelicem
    as- yetel be yetel senide kızlalınıda töpeğinide tikelim yafşak ne dalga geşip duluonuz bünnamin assubaya sölücem ananızı gibtilcem sizin gölceksiniz
    ...
    ···
  19. 294.
    0
    reserved amk çocuğu. hepsine şuku basamıyorum net yavaş şukuladım say
    ···
  20. 295.
    0
    - sağdan saayyyy !
    - saağğğ

    (yaşandı bu)
    ···