1. 601.
    0
    üsteğmen yürüyüş eğitimi yaptırmaktadır. ayağınnı bir türlü uyduramayan askere sinirle bağırır.
    k- onurrrr... ayağını uydur.
    o- hangi ayağımı komutanım.
    k- arka ayağını it oğlu it arka ayağını...
    ···
  2. 602.
    0
    hava savunma taburundayım,

    çok önemli bir tatbikat yapılacak, bütün düzenler kuruldu, bir tane tepeye top, iki tane başka yere top, kamyonlar, askerler düzene göre yerleştirildiler.. (2 aydır provası yapılıyor)

    çok önemli komutanlar gelecek, tuğ generaller, tüm generaller, hepsi bizi izleyecek..
    bende tabur komutanının telsiz operatörüyüm.

    herkes mevzilenmiş, tatbikatın başlamasını bekliyor.

    -tabur komutanı, bana emri verdi, bilmem kaç yönünde gelen uçaklar var, hemen bilmem nereye ilet,
    --emrederseniz komutanım, bıdı bıdı bıdı..
    -herkes bir şeyler yapıyor, telsiz susmuyor..
    arkadan korgeneral bağırıyor,
    nazmi albayım, tepedeki askerler ne yapıyor?
    albay; onlar topçu komutanım..
    korgi: bana topçu gibi gelmedi, daha çok halay takımı gibi..
    albay; lan telsizci, ne yapıyor bu gibikler orada çabuk öğren..
    ben; telsizle soruyorum, topçu1 ne yapıyorsunuz karargah 4..
    ses yok...
    tekrar..
    ses yok..
    albay; ne yapıyor bunlar amk..
    ben; lan, ömer telsizine bak, albay gibecek sizi..
    topçu1; albaya söyle, burada bir yılan var ondan önce bu gibecek bizi...
    son olarak, tabi ki yılandan önce albay gibti bunları...

    2 aylık prova yapılan tatbikatın içine etmişlerdi, korgi, tüm, tuğ hepsi bizim albayla dalga geçe geçe gittiler...

    tabi bizim topçu1, albayla baş başa kaldı en son..
    ···
  3. 603.
    0
    yarmasa da etraftakileri az da olsa gülümsetebilir. bir örneği de şu şekildedir;

    • x şehrinden y birlik komutanı telefonda aramaktadır (birlik komutanı diyorum!!! omzunda galaksi var öyle diyeyim)

    -blablabla
    +emredersiniz komutanım
    -peki komutanın yok mu?
    +komutanım, komutanım çıktı, yarım saate gelir
    -iyi o zaman aradığımı ve selamımı söyle
    +aleyküm selam (dedim ve telefonu çaat diye kapattım)

    not: şuan mamak cezaevinden yazıyorum. kral tv'deki alt yazıları okuyup gelişmeleri takip edebilirsiniz.
    ···
  4. 604.
    0
    her cuma yapılan törende yaşanmıştır.

    nadir astsubay: vay beah, vay beah komandolara bak! bilim adamı komandolar bunlar, bilim adamı!!! bilimin dıbına goyacak bunlar, dıbına.
    ···
  5. 605.
    0
    -lan yannanım buraya gel!
    -emredin komutanım.
    -sen yannanıma benzemiyon asker defol!
    ···
  6. 606.
    0
    acemi birliğinde gece eğitim alanında eğitimdeyiz. bölük eğitim alanında bulunan sutrelere dağılmış karanlıkta tüfek söküp takıyoruz.

    karanlığı yaran bir ses duyuldu.

    "komutanım. mekanizma kitlendi. takamıyorum"

    ardından uzman çavuş'un konuşması.

    afferim oğlum. afferim. çatışma anında böyle bağırırsın gelir, takarak hallederim mekanizmanı.
    ···
  7. 607.
    0
    30 ağustos törenleri için sabah 8 akşam allah ne verdiyse yaklaşık 15 gündür yürüyüş eğitimindeyiz. malum ağustos ayı ankara'da cehennem gibi sıcak var. başımızda disipliniyle göz dolduran bir üsteğmenimiz var. neyse bu eğitimler sırasında bir arkadaşın başına güneş geçti ve küt diye bayıldı. tören elbisesi falan yırtıldı yani yalan olma ihtimali sıfır. bu arkadaş revire gitti ayıldı falan, biz de o sırada dalga geçiyoruz üsteğmen kızar mı lan acaba, yok kızmaz lan o kadar da değil gibilerinden. ertesi gün ;

    ü=üstek
    a=arkadaş

    ü: kimdi lan o düşüp karı gibi bayılan dünkü provada ?
    a: bendim komutanım. 35xx ahmet ...
    ü: nasıl bayılırsın lan sen törende! asker dediğin bayılır mı it? lan sana diyorum aloo !
    a: (nasıl yani bakışı ile) komutanım bilerek bayılmadım, güneş çarptı heralde
    ü: gibtir git bi de ben çarpmayayım. ... asteğmenim bir ay çarşısı yok bunun.
    a: ..
    biz: ohahahagibtir ..
    ü: bölük, istikamet eğitim alanı, dağılın marş marş !
    ···
  8. 608.
    0
    yer:eğirdir dağ komando okulu zaman:aralık 12 dönem:337 komutan:erhan üsteğmen (bkz: baba adam)benim boyum 186 cm adamın yanında çocuk gibi kalıyorum. yeni geldik ve kamuflajlar yetmediği için kırmızı eşofman üste parka giyiyoruz. belimizde palaska 900 asteğmen adayı etrafta salak salak geziyoruz. sadece 300 ıspartalı kalacaktır eğirdirde diğerleri tuzla piyade okuluna gönderilecektir. eğitim başlamamıştır ve askeri örf ve adetlerden habersiz 900 mürekkep yalamış tayfa rütbeliler arasında paytak paytak gezmektedir. kontenjan 300 kişi olduğu için ranzalarda 2şer kişi yatılmaktadır. (bkz: oha)
    hava soğuktur ve haliyle duş sıkıntısı vardır. sağlık muayenesi ve diğer katılış işlemlerinden sonra 600 küsür kişi yollanacaktır. yemek de hakeza 300 kişilik yemekhanede 900 kişiyle yenmektedir.
    yemek içtimasında erhan üsteğmen:es ben:bn aad:asteğmen adayı

    es:komutanım bunları yüzerli paketler halinde yemekhaneye alsak.
    bn:ulan asteğmen olacaktık hani. kimse paket olacağımızı söylemedi.

    yemekhanede sıkışıklıktan erhan üsteğmenin poposuna sürtünerek yan masaya asteğmenin biri geçer.
    es:muallak misin lan sen?

    sırada hep karışıklık yapan bir adaya
    es:adın ne lan senin?
    aad:ergenekon komutanım
    es:gibtir git. uzak dur lan!!!

    gönüllülük esasına göre seçim yapmak esastır ve 150 salakcan gönüllü olmuştur. malum eğirdir:dondurucu soğuk,tam teçhizatlı bitmeyen yürüşler,12 gün arazi,76 metrelik ölüm kulesi, zorlu eğitim parkurları vs vs. ve sonunda cukurca yada şırnak...
    es:arkadaşlar 150 gönüllüye daha ihtiyacımız var.
    aad:???
    es:yok mu gönüllü olanlar?
    aad:???
    es:adam mı s..kiyoruz lan burada??
    aad:???

    ve ayrılış günü gelir. akşam tüm adaylar trenlere doldurulup tuzlaya postalanacaktır ki hayatımın en uzun yolculuğu bu olmuştur. yağmur yağmaktadır ve her adaya bir kamyon eşya(diş fırçası, kamuflaj,şampuan,bot, çorap,palaska, harici elbise, rugan ayakkabı vb cisimler)verilmiştir.ama bavul verilmemiştir.bu eşyaları çoğu kendi kutularını koyulmuştur ki yağmurlu olduğu için hava ısparta merkezde trene tıkıştırılamadan pekçoğu yollarda savrulacaktır. zaten eğirdirden merkeze zütürülecek otobüslere de 600 küsür asteğmen adayı eşyalarıyla birlikte sıkıştırılmıştır. asteğmenlerin bazıları yanlış trene binerler etrafta kırmızı kırmızı dolaşırlar
    ve en sonunda herkes trene biner. erhan üsteğmen vagon vagon gezip
    binbir güçlükle trenlere binenlerin isimlerini bitirir. kimisi vagonunu beğenmez değiştirir ama herkesin vagonu, yeri bellidir. tren hareket etmeden sayımı tamamlar ve;

    es:ulan ebemi s... tiniz lan. ebemi!
    kapalı kompartımanlardan birisi
    aad:estağfurullah komutanım.
    es:kim ulan o pekekent
    aad:...
    (bkz: estağfurullah)
    (bkz: beni tanıdılar siz kaçın)
    Tümünü Göster
    ···
  9. 609.
    0
    yine rutin bakım günlerinden birisi;
    -olum geç bakalım arabanın başına,bas marşa,
    -tık, tık,
    -olum neden çalışmıyor araç,
    -komutanım bozuk galiba???,
    ... -aç kaputu bakalım,
    -emredersiniz,
    -olum bu aracın aküsü yok.
    -olması lazım komutanım???
    -yok işte nerde lan akü
    -valla bilmiyorum komutanım nerde.
    -vay a.q.(akü).
    ···
  10. 610.
    0
    bir asker için en büyük mutluluk askerliğin düşmesidir. bu açıdan şanslıyım. 2003 yılında askerlik düştüğünde ben kısa dönem olarak askerlik yapmaktaydım. nisan celbinde gitmiştim 8 ay olarak. aralık ta terhis olacaktım. haziran ayında askerlik iki ay kısaldı. ben terhis de ekim ayına geriledi tabi.

    üniversite mezunu kompleksi olan astsubayın gözüne baka baka o 60 şafağı karalamak oldukça zevkliydi. yanımdaki asteğmen (sonuçta o kısa dönem ben de asteğmen olabilirdim, o açıdan kanka durumundaydık zaten) bi laf attı ortaya:

    "olm böyle yapıyon ama askerliğin daha bitmedi, hala bunun elindesin, bitene kadar kıllık yapar sana"

    o coşkuyla verdim cevabı, nasıl verdim ben de bilmiyorum:

    "komutanım, terhisim ekim de, yaparsa ekime kadar.."

    hepsi birden fırladı ayağa

    "ee yapmazsak?"

    durumun vehametini anladım, döndüremedim, şöyle bi saçmaladım:

    "ceviz getireyim kırarsınız?"
    ···
  11. 611.
    0
    asteğmen (müh. atgm.) olarak verilen ilk görev orduevinin bahçesine helikopter pisti inşa etmektir. yalnız komutan (albay) işin başından sonuna kadar başımızda ekşimiştir. koca birlikteki bütün işi gücü bırakır sabahtan akşama kada başımızda dolaşır. elinde de değnek baston arası birşeyle ha bire şurası eğri burası büğrü diye yapılan işe kulp takmaktadır. orduevine garnizon komutanı (tuğamiral) giriş çıkış yaptıkça kendisini başımızda gördüğünden mütevellit komutan kendince memnun olmaktadır. bir sabah garnizon komutanı orduevine girişte aracıyla yanımıza kadar yanaşıp camı açar, ve olaylar gelişir;

    albay (burada asker olmaktadır):
    -hoşgeldiniz komutanım.

    garnizon komutanı (burada komutan olmaktadır) :
    -ahmet, davar çobanı gibi sabahtan akşama kadar dikilme aslanım başlarında, işin yok mu senin başka.

    ben, astsb. üstçavuş, uzman çavuş ve diğer erat:
    -(en içinden, içinin de içinden) puhahhhahahhahha.
    ···
  12. 612.
    0
    k:lan şerefsiz sen napıyon orda.
    a:...
    k:lan sana diyom sana mal kafa.
    a:... !( sağa sola bakar, kendi üzerine hiç almaz)
    k:bide etrafına bakıyor, ulan sen sen gel buraya..
    a:... (haala üzerine almaz)
    k:(komutan yanına kadar gider ve.) lan sen beni giblemiyomusun lan..?
    a: gibliyorum komutanım.!

    edit: çocuğu o günden sonra gören olmaz.
    ···
  13. 613.
    0
    sene 2005 ve sıcak güneşli bir ilkbahar gününde dışarıda bölük komutanı üsteğmenin karşısında bir kaç asker sıra olmuş bir vaziyette komutanın okuma yazma öğrenmeye gönderdiği iki askerle olan konuşmasını dinliyoruz.

    (konuşma anına kadar olan zamanın özeti)
    tabi komutan önceleri bu görevi bana vermek istemişti ve bende komutana "komutanım içimizde fen bilimleri öğretmeni var, ben işletme mezunuyum. öğretmen arkadaş bizden daha iyi öğretir" diyerek bu arkadaşları ona zimmetlemişti komutan. tabi bu iki arkadaşın amacı okuma yazmayı öğrenmek değil eğitimlerden arazi olmaktı. bu iki asker hem evli hemde çocuk sahibi bizden bile genç arkadaşlardı ve köy yerinde okuma yazma öğrenememişlerdi(okuma yazma bilmek ne kadar güzel bir şey değerini böyle bir durumda anlıyorsunuz). bu iki asker bir aylık okuma yazma eğitiminden sonra denemtimlerde albayın karşısında gazete okumayı başaramamışlardı ve üsteğmeni albayın karşısında zor duruma düşürmüşlerdi.

    (hatırladığım kadarı ile geçen diyalog ve askerler sadece dinliyorlar)
    "oğlum siz 1 aydır okuma yazma eğitimine gidiyorsunuz. bir tak öğrenmemişsiniz. lan oğlum size eşsek diyeceğim ama eşsek bile alfabeyi biliyor lan. eşsek a diyor i diyor ya siz. a de lan, sende i de. sizden iyi eşsek mi var lan. oğlum evli adamsınız lan, yarın öbürsü gün oğlunuz size baba şu tabelada ne yazıyor diyince mal mal tabelaya mı bakacaksınız lan. size iki hafta süre lan, okumuayı söktünüz söktünüz yoksa bu sopayı(elinde tuttuğu sopayı göstererek) size bir sokarım kafanızı çeviremezsiniz."

    bu konuşmanın geçtiği sırada beni ve yanımdaki yazıcı çocuğu bir gülme aldı, hani koparsın gülmektende gülemezsin ya aynısı. komutan o kadar esprili bir insandı ki konuşmasının yarattığı etkiyi bildiğinden bizim içimizde tutamadığımız dışarıya kaçan gülmelerimize bir şey demedi. bize dağılın dedikten sonra yazıcı arkadaşla bölüğün arkasında yaklaşık 10 dakika karnımıza gülmekten ağrılar girdi.
    ···
  14. 614.
    0
    komutan çağırtmıştır bizim bin çavuşu odasına, bi iş verecektir, geçmiş zaman tam diyaloglar hatırlanmasa da:

    k.: bak oğlum falan yere git, filan işi yap.
    p.ç.: emredersiniz komtanım, şöyle şöyle mi yapayım böyle böyle mi yapayım?
    k.: git, nasıl biliyorsan öyle yap.
    p.ç.: emredersiniz komtanım. şöyle yaparsam böyle olur, böyle yaparsam şöyle olur.
    k.: sonuç olarak birşey farkeder mi yavrum?
    p.ç.: hayır komtanım
    k.: peeki, gibtir git nasıl biliyorsan öyle yap
    p.ç.: emredersiniz komtanım. nasıl gibtireyim?
    kafasına kalemliği fırlatarak odasından gibtir ettikten sonra
    k.: kaç günü var lan bu gibiğin?
    cthulhu: yaklaşık otuz gün komutanım
    k.: yavşağın eline vericem kıllı topuzu da hakkını veremez diye korkuyorum..
    ···
  15. 615.
    0
    aylarca dağda tam teçhizat nöbet tutmaya, eğitimlere, tatbikatlara alışmış vercignatorix, ankara daki görev yerine ilk geldiğinde askerlerin disiplinsizliğini görünce delirir. foça da kendisi yapsa en aşağıya 200 metre sürünme cezası alacağı şeyleri rahatça yapan, üstüne de şikayet eden askerleri görünce iyice balatayı sıyırır. geldiği ilk gün çarşıları kesmeye, gece soğukta yakaladığı askerlere şınav çektirmeye başlar. askerlerin şikayetleri iyice artınca, babacan tavırlı yüzbaşı kendisini kenara çeker;

    - komando asteğmen vercignatorix emredin komutanım.
    + la ankara nın ortasında ne komandosu oğlum?
    - özür dilerim komutanım, alışkanlıktan öyle söyledim...
    + neyse sktir et şimdi, naapıyorsun oğlum sen?
    - anlayamadım komutanım?
    + oğlum gibiyorsun askerleri resmen.
    - yok komutanım, valla bir şey yapmıyorum.
    + ne demek bir şey yapmıyorum, hepsi şikayet ediyor seni.
    - !!!
    + bak, sen subaysın, askere nasıl davranacağını bilmen lazım. çok sert gibersen, bunların zütü alışır, daha sert gibmek zorunda kalırsın.
    - (oha) nasıl yapayım o zaman komutanım?
    + biraz gibecen, sonra sigaranı yakacan, rahatlayacak, tekrar gibecen ondan sonra. yavaş yavaş, tadını unutmayacak.
    - (oha2)???
    + karıyı bile giberken hep pompa yaparsan bir süre sonra bıkar, zevk alamaz. temponu koruyacan, amı zütü dağıtmayacan.
    - emredersiniz komutanım. (nooluyo lan, nerden geldik bu konuya?)
    + hadi goçum, dediğimi unutma, kolay gelsin sana.
    - sağolun komutanım.
    ···
  16. 616.
    0
    usta birliklerimize dağıtıldığımızda bizi sıraya dizmişlerdi tek tek sorgu sual soruyorlardı.
    sıra bana geldiğinde çakı gibi tekmilimi vermiştim ve gelişen diyalog. (şehir isimleri gerçek değildir)

    - likelihood chicago emredin komutanım.
    - chicago'nun neresindensin
    - chicago'ya hiç gitmedim komutanım kütüğüm oradadır.
    - nerede doğdun evladım sen ?
    - amsterdam komutanım.
    - peki amsterdamın neresinde oturuyorsun ?
    - amsterdamda oturmuyorum komutanım.
    - oğlum sen nesin, neredesin, nerede oturuyorsun sen
    - berlin komutanım.
    - hele şükür, sen gece çavuş olacaksın.
    - emredersinzi komutanım.
    ···
  17. 617.
    0
    komutan iki askere ceza olarak şınav çektirir.
    komutan: şınav vaziyeti al.
    2 asker: şınav vaziyeti alırken bir, iki diye bağırır.
    komutan: bir
    2 asker: yetmez
    komutan: iki
    2 asker: az gelir
    komutan: üç
    2 asker: yetmez
    komutan: dört
    2 asker:az gelir
    - bir süre sonra
    komutan: otuz üç
    2 asker:( ses artık başka yerlerinden çıkarak ) - yetmez
    komutan: otuz dört
    - iki askerden ses de çıkmaz, şınav da çekilmez ve komutan iki askere şöyle der.
    komutan: ne oldu yavşaklar hani yetmiyordu, hani az geliyordu. tak gibi kaldınız yerde.
    ···
  18. 618.
    0
    k:doğruyu söyle, içiyor mu arkadaşların,
    er:bilmiyorum komutanım
    k:nerede çekiyorlar, bak doğruyu söyle.
    er:bilmiyorum komutanım
    k:cık cık cık, saf insan kalmamış.
    ···
  19. 619.
    0
    öksürerek revire giden asker, yarbay doktora;

    - komutanım çok öksürüyorum
    + öksürme
    - emredersiniz

    gerçekten yaşanmış bir olaydır.
    ···
  20. 620.
    0
    bizzat tarafımdan yaşanmıştır.

    komutan: aslanım nerelisin

    ben : türkiyeliyim komutanım

    komutan: tabi amk, biz dış görev icabı uzaydan geldik.
    ···