komutanla acemi asker diyalogları

komutan sabah ictimasina cikmistir. tyler durdane henuz daha 3. gunundedir.. komutan yaklasir:

t.d: gunaydin komutanim
kt: ?.. gunaydin

t.d nin badisi m.d. olayi farkeder:

m.d: oglum napiyosun, komutana gunaydin mi deniy? (m.d r leri diyememektedir)
t.d: denmez mi oglum, o da insan..
m.d: iyi oglum sen napaysan yap be..

eğitim çavuşu iken başımdan geçen bir diyalog:

ilk ders...

ben: sizi, bir üstünüz çağrıdığında önce adınızı sonra soyadınızı daha sonra da memleketinizi söyleyeceksiniz. ali veli konya gibi... bu sizin künyenizdir. anlaşıldı mı?

askerler: anlaşıldı.

ben: güzel. sen! buraya gel ve bir künye yap.

asker: ali veli konya

1 adet acemi asker: ... falan da filan da zart zurt. çok hıyarto bir adam bence komutanım o herif.

1 adet uzman çavuş: yaa tabi o da sizin arkadaşınız ama bir gün amm*'ye çıktık, baktım zütü başı oynuyo. buna bir daldım dayak manyağı oldu. şırak! şırakk! şırakk!

başka 1 adet acemi asker: aaa burada kırbaçla da mı dövüyorsunuz komutanım?

44 adet acemi asker ve bir adet uzman çavuş: ehuehhehheeee.

yaptığım stajlarda dinlediğim binlerce asker anısından bir tanesi:

komutan: kimlerin ehliyeti var?
acemi askerlerden ehliyeti olanlar "komutana şoförlük yapacağım" düşüncesiyle karşılık verirler.
komutan: ehliyeti olanlar, şuradaki el arabasıyla kumları taşısınlar

yaşanmıştır. kkk denetleme heyeti trakya'da bir tugayımızı denetlemektedir. bütün tugay gezildikten sonra yemek yenir. heyet başkanı yemekleri çok beğendiği için aşçı askeri çağırtır.

- asker, yemekler güzel olmuş nasıl yapıyorsunuz?
- sana koyuyoruz komtanım. (asker "sana" vurgusunu margarin değil de zamirmiş gibi yapmıştır. bu sırada tugayda görevli üst subaylar gülmemek için zütünü sıkmaktadır)
heyet başkanı cevap verir;
- ben de diğer birliklere söyleyim, onlar da sana koysunlar.
anlatılana göre sonuç: tugayda görevli bir üst subay kendini tutamayıp güldüğü için sicil puanından kırılmış ve erken terfiden olmuştur.

kısa dönemlerden biri usta birliğine gitmiştir. daha kimdir nedir ve rütbeleri tam olarak bilmemektedir. künye defterini doldurmak için bunu bölük yazanesine alırlar.bi ara odada tek kalmıştır ve odanın telefonu zırıl zırıl çalmaktadır. kulaktan dolma bilgilerle telefonu açar:

- piyade onbaşı x?
- kurmay kıdemli albay y! z yüzbaşını ver oolum.
- kimii?
- ?? oğlum z yüzbaşı. yüzbaşı zzz!
- tanımıyorum ki yüzbaşı z yi.ama az önce bi üsteğmen vardı burda.
- oğlum ne biçim konuşuyon sen benle
- ama yok burda komtanım.ne yapabilirim ki
- olum sen benim kim olduğumu biliyo musun?
- albaysınız heralde?
- oğlum ben bu garnizonun en büyük adamıyım. çarparım seni çabuk bul z yi.
- peki siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?
- yooo

- ohhhh! (çattt! telefonu kapatır, kaçar)

komutan : koğuşşşş !! kaaaaaaaalk !!!
yeni uyanan er : komutanım bu sabahların bir anlamı olmalı.
komutan : dur yavrum geliyorum bi anlam kazandırıcam şimdi ben bu sabahlara

bir adet fırlama astsubay sigara içme yerinden transit geçerken gözü tüm acemi bölüğünün en şişman adamı olan askere takılır, olaylar gelişir:

ast: (şap şap göbeğe vurur) bu ne lan böylee?? bu göbek ne lan? palaska, malaska hak getire, naaptın oğlum sen? alttan üstten taşmış yavv?

ask: doğrudur komutanım. çocukluğumdan beri böyleyim komutanım.

ast: lan tosun, bırak şimdi çocukluğu. delikanlı adamsın yakışıyo mu bu züt göbek?

ask: e hoş değil tabi komutanım.

ast: ulan bu göbekle adamda tansiyon olur, şeker olur, kalp olur, böbrek olur, dalak olur, e afedersin yarak olur. olur da olur?

ask: olur tabi komutanım.

ast: e o zaman, spor yapacaksın, zayıflayacaksın... vıdı vıdı vıt vıt vıt vıt vıt ... (sonra birden) çükünü görebiliyor musun lan?

ask: göremiyorum komutanım.

ast: göremezsin tabi. (gitmeye yeltenir)

ask: (tam gidecekken) komutanım bazen gördüğüm durumlar da oluyor.

ast: (sırıtır) ulan o da olmazsa zaten at kendini boğaz'dan.

otuz küsur kısa dönem acemi asker, askerliğin ilk gününün geceye devrildiği saatlerde, kayıt işlemleri bitmiş, yatacakları yerlere zütürülmek üzere karargah binası önünde beklemektedirler. bir vesileyle gecenin o saatinde binaya gelen tugay komutanı, kapının önünde bekleyen sivil kıyafetli ve yorgunluktan şaftı kaymış otuz tane adamı görünce yolunu değiştirir ve adamların yanına gelir. "kimsiniz nesiniz" türünden tanışma faslının ardından, kısa dönem olduklarını öğrenir ve nasihat etmeye başlar. bir süre kaynaştıktan sonra, komutan ayrılmadan önce "evet arkadaşlar, hepinize kolay gelsin. sorusu olan var mı?" diye sorar. yorgunluktan pelte olmuş ve askerlik kuralları dışında sohbet etmenin rahatlığıyla gevşemiş olan sazan acemi asker atlar:
-eee benim bir sorum olacaktı
+ nedir?"
- bu gece nerde yatacağız?
+ yengen yatakları hazırlıyor, sabırlı olun *

daha ilk gün, üniforma yeni giyilmiş, yemekhaneye doluşulmuş. askere uzun saçlı teslim olmuş marjinal bir arkadaş. yüzbaşı çay ocağı tezgahının arkasında evrak imzalamakla meşgul. bu arada uzun saçlı eleman arkasını döner, yüzbaşıya hitaben:
- amca bana bi çay versene.
???
yüzbaşı: adın ne senin asker?
(o anda amcanın omzundaki yıldızların rütbe olabileceği intibak eden asker stres içinde) - falanca filanca... sonrasında arkadaşın saçlar kesildi ertesi gun il merkezindeki alaydan, kus ucmaz kervan gecmez ilçelere gönderilen ekibin ilk elemanı oldu.

olay gerçektir
astsubay başçavuş-oğlum sana bir şey sorucam ama doğru cevap ver
dobermann-emredersiniz komutanım
astsubay başçavuş-sen sivil hayatta da mı böyle baştan savma çalışıyosun yoksa askerdesin diye giblemiyor musun?
dobermann-askerdeyim diye giblemiyom komutanım
astsubay başçavuş-afferim len doğruyu söyledin git bana çay getir
dobermann-emredersiniz komutanım
astsubay başçavuş diğer astsubaya dönerek
-doğruyu söylesin canımı yesin süper çocuk bu

o gün öğle yemeğinde tas kebap, pilav ve kadayıf vardır. yemekhaneye yemek için gelen nöbetçi astsubay, acemi kısa dönem askerlerin masasına oturur.

- nabıyonuz gençler afiyet olsun
- saolun komutanım.
- bakın ne güzel yemek çıkarıyoz size. bunları dışarda yesen; pilav 2 milyon, tas kebabı en az 4 milyon, kadayıf da 2 milyon.bak dışarda yesen 8-10 milyon para vercen burda bedava
- iyi de komutanım ben de dışarda 2 milyar maaş alıyodum, burda 35 milyon lira veriyonuz
-..

acemi eğitimi günleri. silahlar dağıtılmış (ak-47), yanaşık düzende teknik bilgileri ve mekanik nişancılık eğitimi alınıyor.
uzman çavuş silahın tutukluk sebeplerini anlattı, anlattı anlattı ve durdu. hafif bir gülümsemeyle ileriye doğru baktı ve anlattığı dersi anlatabilecek birisi olup olmadığını sordu. ben de elimi kaldırdım.

archetype: j.a.er archetype sakarya. bik bik, bik bik bik bik bik! komutanım!
uzman çavuş: aferim. sen git şu ağacın gölgesinde istirahat et. benden de bir kola iç (eğitim alanında seyyar satıcılar vardı).
archetype: teşekkür ederim komutanım..
uzman çavuş: -gülerek- ben teşekkür ederim.

içtima düzenine geçip komutanın gelmesi beklenirken askerler kendi aralarında konuşmakta, ufak tefek şakalaşmaktadir. birden içtima alanına doğru gelen bölük komutanı gören askerlerden bir tanesi " hişşşt adam geliyo " der ve herkes susar:

- kim lan o adam geliyo diyen?
- benim komutanım
- ben adam mıyım lan?
- euu, kem küm...
- söylesene lan adam mıyım ben?
- evet komutanım
- gibtir git lan it herif. koskoca bölük komutanıyım ben *

sabah içtimasında tüfekle tüfek omza, selam dur haraketleri yaparken komutan tüfek omza diye komut verir. yazar kasa’nın yanındaki eleman hareketi doğru dürüst yapamaz. bir gün önce tam gün bu hareketler çalışıldığından mütevellit omuzda morluklar oluşmuştur. bundan dolayı bir aksaklık vardır. askerliğin üçüncü haftasıdır ve acemilik o ilk günkü acemilik değildir.

komutan- tüfek omza

hareketler yapılır

komutan- olum doğru dürüst yapsana şu hareketi
acemi asker- omzum ağrıyo be
komutan- ne biçim bir cevap o oyle. arkadaşım yok oyle bişi. cephe vaziyeti al.

sonrası komando dansı akabinde yerde yuvarlanmayla sonuçlanan ördek yürüyüşüdür.

hafta sonu izin dönüşü içtima düzeni alınmıştır. nöbetçi subay beklenmektedir fakat kendileri ortalıkta gözükmemekte bir yerden bizi izlemektedir. o arada millet izinden döndüğü için öpüşüp koklaşmaktadır. o arada komutan belirir ve gözüne birini kestirir.

komutan- hadi bakalım toplan toplan
acemi asker 1*- bıdı bıdı oldu zuhaaaa
acemi asker 2- eheheh zuhaaa
komutan- ya arkadaşım ben sana toplan diyorum sen arkadaşını öpüyorsun yaaaaa. öptürürüm şimdi yeri görürsün.
acemi askerler: emredersiniz komutanım.

acemi asker is yapmamak icin her seye bilmiyorum ve hatirlamiyorum demektedir.. odaya binbasi girer

bb: oglum
asker: emredin komutanim
bb: sen cisco switchleri biliyo musun (serefsiz kitlemete calisiyodur switchleri baskasina)
asker: ilk defa duydum komutanim
bb: olm sen bilgisayar muh. diil misin?
asker: network dersi almadim o konuda gelistirmedim kendimi komutanim
bb: kac yasındasın sen?
asker: 27 komutanim
bb:belli buyuk gozukuyosun zaten nerelerde calistin askerden evvel
asker: hic bi yerde calismadim komutanim
bb: naaptin olm 27 yasina kadar
asker: 8 bucuk sene universite okudum
bb: hangi okulda okudun
asker: yeditepe unv.
bb: bi de o kadar para verdin okula
asker: senede 7500 dolar komutanim
bb: neden bitirmedin oglum okulu
asker: askere gelmemek icin komutanim

not : bu acemi askerin dayisi tumgeneraldi dolayısıyla birliginizde denememeniz onemle rica olunur..

kısa dönem askerligin ilk haftaları, iki kısa dönem yemekhanededirler. 300 kisilik yemekhanede 15-20 kisi vardir. o sirada yemekhaneye kolluklu birisi girer. telsizli falan biridir gelen. önemli birisi olduğu bellidir. komutan dolasır dolasır yanimiza oturur. sohbet baslar. komutan kısla nöbetci amiridir, binbasi olduğunu da kendisi söyler. kisa dönem iki asker görünce yanimiza oturmak istemis. gelecek, askerlik, ülke üzerine güzel sohbet edilir. acemiligin verdigi rahatlikla güzel konusulur. yemegini bitiren diger kisa dönem kalkar. ben de ufak ufak yeltenirken, komutan nereye der, ben sizi gördüm kalayim dedim der.

yemekler bitmis, sohbet devam etmektedir. komutan, eskiden komando olduğunu, iradeyle askerligni üstesinden gelinebilecegini anlatir. komutan sigara içmek için elini cebine atar.
k- burada sigara icilmiyor galiba,
a- evet, komutanım ben de icecektim ama kültablasi koymamislar. disarida iceriz artik.

gülünür karsilikli
komutan ayağa kalkar, ben de. yalniz bütün yemekhane esas durusta ben iki elimde iki demir tabakla ayaktayimdir.
birlikte konusarak disari cikilir.
k- oglum ben karargahtayim sürekli, ne zaman istersen ugra
a- gelirim komutanim, ben size bir sey soracaktim.
k- buyur
a- komutanım ben size ne emredersiniz dedim, ne de esas durus gösterdim. biraz ayip oldu galiba, kusura bakmayin.
k- önemli degil, bu acemilik egitimi bunun icin zaten. bosver, yakinda ögrenirsin, yanima ugramayi unutma.

ertesi gün
baska bir asker- abi o binbasi senin neyin oluyordu
a- bir yakinim

k: hede hodu boyle olacak degil mi?
asker: dogrudur komtanim.
k: sen dogru dur lan!

19 mayıs töreni hazırlıkları için bölükte ne kadar asker varsa ankara'ya gitmiş, kalan garibanlarsa nöbet manyağı olmuştur. benim dışımda nöbet tutmayan kimse kalmamıştır binada. görev, akşam yemeğinden sonra "geçmiş olsun, bu adiliği sana nasıl yaptılar" lafları eşliğinde tebliğ edilir: 02.00-03.00 karargah nöbeti!

söylene söylene, uyuyanları gürültü yaparak taciz ederek 100 metre ötedeki karargahın kapısına ulaşılır. elde, amerikalıların 2. dünya savaşı'nda kullandığı m1 piyade tüfeği vardır. merak edenler er ryan i kurtarmak filminde görebilirler. dön dolaş vakit bir türlü geçmez. karanlıkta birisi yaklaşır, yaklaşır:
-askeer
-efendim?
-kısa dönem misin sen?
-ehue, evet komutanım!
-neyse, gel yardım et de şu bahçeyi sulayalım.

konuştuğum astsubay, o geceki muhabbetin hatırına ileride 3 günlük bir izin kıyağı yapacaktır, ekgib olmasındır.