sınıfta lakabı amsalak olan birini gibmek isterseniz size bir tavsiye herkesin önünde onunla ilgilenmeyin. Ben en azından böyle yapıyordum. Neden gelmediğini soramıyordum birilerine ve çareyi bir laf arasına denk getirmekte buldum. Sınıfın bir alt grup kızlarının çene çaldığı bir sırada onların yanına gidip bir kaç küçük şaka ile gruba dahil ettirdim kendimi. ARadan geçen 5 dakika sonra lafı çarparatarak ayşe niye gelmedi okula getirttim.

Bu saçma cevabım karşısında şırfıntı bir tebessüm ile peki diyerek içeri geçerken ben ise kendime lanet ediyordum. Bu kızın bu gücü nereden geliyordu ? Nasıl dizginleyebilirdim.

Hiç başvurmak istemediğim bir yola baş vurdum ve Cüneyt'e durumu açıp yardım istedim.
Cüneyt bizim mahallenin anal terör'üydü. Bütün ilçe onun seriliğnii bilir ve saygı gösterirdi. Cüneyt durumu ilk duyduğunda Buse'ye onun bile borusunun sökmediğini, Tanrı'dan yardım istememi söyler nitelikteki tavrı ile bu işin çok zor olacağını kavramıştım.

Fakat işin hızlandırılması gerekiyordu son karardan sonra. Bu bir hafta normal şartlarda başlangıç evresi olurdu. Önce ders sonra, 2. ders sonra, dışarıda çay, sonra pastanede simit, en son evde gibiş. Ama prosedürleri geçmeliydim hemde hemen. Eve geldiği ilk gün Tanrılar için kanı akıtmalıydım ama nasıl. Aklıma Cüneyt geldi ve ona bu noktalarda ihtiyacım olduğunu anladım.

O zamanlar telefon pek yaygın değildi. Olsa bile bir mesaj 2 kontör gibi şeyler vardı. Pahalı oluyordu konuşmalar, en uygun iletişim aracı dönemin meşhur "msn"iydi.

Cüneyt'e, Ayşe ile oradan konuşmasını ve kıvama getirmesini istedim haftasonu için.

rezzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz

yazsana la olum devam devam

Hala bugün ne konuştuğunu bilmiyorum taktiklerini hiç bir zaman söylemez, göstermez ve paylaşmazdı. Fakat onun konuştuktan sonra beni bilgisayara çağırıp; konuşmamı istediğin Ayşe bu muydu ? Hani şu elde etmesi çok zor olan yatağa özellikle neredeyse imkansız dediğin ?
şeklindeki alaycı tavrını sergileyip bana bir fotoğraf gösterdiği anı hiç unutmam.

http://imgim.com/image/aysem01.jpg

fotoğraf tam olarak buydu. Şaşkınlıktan dona kalmıştım. Şaşkınlıktan sonra mantıklı gelen tek açıklama bu Ayşe olamazdı Cüneyt beni kandırıyordu.

Gece yatağımda beni bekleyen bir sürü düşünce ve soru vardı ve bu yüzden biraz telaşlı havam vardı. Çünkü yatağa girdiğim zaman planlarım, buse'nin en son konuştuğumuzda ki cümleleri, ayşe, sibel vs derken artık iş gerçekten saçma bir hale gelmişti bu yüzden bir an önce bir adım atılıp olumlu sonuçlar alınmalıydı böylece umut tekrar yeşerebilecekti. Herkesin iyiliği için Ayşşe'yi gibmem gerekiyordu ve en yakın zamanda. Böylece planları hızlaya alıp, ilk tohumları yarın okulda Ayşe'nin vajinasına dökecektim. gibimin için yeşillenmesi için.

mal aqqqq

ayraç koyuyorum devam et

42 gün geçti aq bitir şunu

(Ayraç)

Fotoğrafları aldıktan sonraki gün akşam Buse'lerle dışarı çıkmıştık. Fakat artık bende bir şeyler değişmiş ver farklıydı. Her zaman oturduğum arabanın sağ arka koltuğu daha karanlık, içimdeki bazı duygular daha güçlü, her zaman kitlendiğim kapı açma yeri daha nostaljikti. Artık bir çıplak fotoğrafa sahip ergenliğinin ilk sınavında bir adım ilerleyebilmiş ve hedefe doğru azimle giden bir avcıydım. Sanırım bunun gibi duygular beni o gün çok iyi oynamaya itmişti. Açıkçası haftasonu bir şansım olduğu gerçeği beni Buse'ye karşı o gün az da olsa ilgisizleştirmişti. Böyle bir şey daha önce olmamıştı ve gayet iyiydi.
Fakat tek kötü yanı işin zamanlamasıydı.

nerde kaldın lan 1 hafta olcak nerdeyse nübük ?

Test mi çözüyorsun sen bakayım havasında giriş yaptıktan sonra klagib bir iki cümle öbeği ile kapanan konuşmadan sonra atladım.

+ Bende matematiği yapamıyorum ya mat 1 kısmı iyi de mat 2 çok zorlanıyorum.
- Aslında bir kere kaparsan çok kolay oluyor gerisi biliyor musun?
+ 1 kere kapsam yeşil ışığı alsam devamında hiç bırakmam da olmuyor işte.
- Öğreteyim istiyorsan ben sana ? Bana da pratik olur çalışacağım zamanlarda.

En yakın ne zaman görüşüyoruz, çok isterim, bende öğretecek birini arıyordum tarzı bir kaç cümlem sonra iş ayarlanmıştı 1 hafta içinde ki bir haftasonu ders çalışacaktık ve bu çok iyi bir haberdi.

ilk teneffüs'de onun göz önünde bulunarak onun seveceği bir erkek modelini sergiliyordum gözlerinin önünde. 2. teneffüsde etkiyi arttırarak zütürdüm, çünkü sonlara doğru test çözmek gibi biraz onun ilgi alanıyla ilgili alakalı bir durumda bulunduğum da gelmesi için hem sebep hem bahanesi olacaktı en azından planım bu yöndeydi. 4 . Teneffüs'de herkes dışarıda iken öğlen tatilinde ben oturup test çözüyordum en azından öyle yapıyordum. Sınıfla berabeer geldiği için denk gelemediğimiz ve sınıfın test mi çözüyorsun lan sen taşaklarından sonra bir sonraki tenefüs için gelmemesi için hiç bir sebep yoktu ki öyle de oldu.

Ertesi gün kalktığım da kendimden emin bir şekilde uyandım. Ciddi bir şekilde kahvaltımı yapıp hazırlandım ve okulun yolunu tuttum. Ayşe'nin okula bugün geleceğinden emindim çünkü gelmesi gerekiyordu içimde öyle bir inanç vardı. Sınıfa girdiğimde Ayşe'yi ilk gördüğümde gözleriyle bana bakmasını bekledim zaten ön sıradaydı. Bakışını attığı zaman " sen yannanı yedin" bakışının biraz daha romantik haliyle bakıp yavaşça sırama geçtim. Artık ok yaydan çıkmıştı ve Tanrı'lar kan istiyordu.

devam rez

Sibel'i en net şöyle tanımlayabilirim sanırım size. Hepimizin ergenlik dönemlerinde cinselliğin keşfedilip amaç haline geldiği o şaşalı yıllarda şöyle bir kız arkadaş modelimi olmuştur.
Cinsel konulara tamamen açık olmasa da cinsel şakaların ve muhabbetlerin döndüğü. Bir gün "lan ben bu kızı giberim" ertesi gün " ya bu kız vermez herhalde" ertesi gün " lan ben bu kızı giberim" ... öyle devam eden bir kız modeli. işin özeti gösterip vermemek değil, gösterip, elletip, yalatıp, konuşup, anlaşıp iş vermeye gelince seni bir paçavra gibi atabilirdi. Nasıl olsa bir kadındı ve çok güçlü bir silahı vardı. Bütün aşamaları geçtikten sonra neden finalde bana vermeliydi ? Bu yüzden herkesin iyiliği için Sibel'i en son gibmeliydim çünkü o zor olacaktı.

sen devam et hadi sayfayı yenilemekten bıktım

Rezistans