-
76.
0Unuttum. Dedi ve elini eteğinin
altına soktu. Öbür eliyle de
mektubu dıbına sürdü. Bana
uzattı. Mektubun altına şu
söyleyeceğimi de yazıver.
-Canım bu kağıdı amıma surdum.
Kokusu sana ulaşsın diye…
Şimdilik bununla idare edersin.
Mektubu benden alıp dudaklarına
zütürdü. Öptü. Kırmızı ruj
sürmüştü. Dudak izi mektuba
çıkmıştı. Katladı. Zarfa yerleştirdi.
Tükürükleyip yapıştırdı. Ayağa
kalktı. -
77.
-1Benim okumam yazmam da yok.
Ona mektup yazdıracak birini
arıyordum. Zeynep Hala “benim
torun yazar” demişti. Onun için
geldim. Yazarsın değil mi Canım?
-Tabi yazarım abla… O zaman
ceketinin cebinden katlanmış bir
kağıt ve zarf çıkardı. Bana uzattı.
-Al… Kağıt ve zarfı aldım.
-Bu da kalem… Onu da aldım. Göz
göze geldik. Çok güzel ve sevimli
bir yüzü vardı. Düzgün kaşlar,
simsiyah bir çift göz. Parlak bir
ten.. Çok hoştu… Başımı eğdim. -
Başlayalım mı? Dedi.
-Evet. -Ben söyleyeceğim sen
yazacaksın.
-Tamam.
-Nasıl başlasam? Hah, Canım
Kocacığım… Seni çok özledim. Üç
aydır yalnızım. Sen gittiğinden
beri tadım tuzum kalmadı. Arada
bir annemlere gidiyorum. Ama
orada da tat bulamıyor, tekrar
eve dönüyorum. -
78.
-1Kışlık
erzaklarımızı temin için…
Ben de evimize bekçilik yapardım.
Bahçeyi sulardım. Evi
temizlerdim. Kısacası evin her
işini ben yapardım.
Bir gün sabahın erken saatlerinde
ben uykuda iken kapı çalındı.
Uykulu bir vaziyette kapıya gittim
ve açtım. Karşımda bir kadın…
—Zeynep Hala yok mu?
—Yok. Köye gitti.
—Ya… Sen torunusun, değil mi?
— Evet… Bana senden
bahsetmişti. Çok zeki olduğunu,
çok ta çalışkan olduğunu
anlatmıştı.
-Hııııı…
– içeri girebilir miyim?
-Tabi abla buyur…
içeri girdi. Yatağımın ucuna
oturdu. Bana öyle bir bakışı vardı
ki utancımdan gözlerimi
kaçırıyordum ondan. O ise ısrarla
bakıyordu. Gülerek:
-Ne o, benden sıkıldın mı?
Yüzüme bile bakmıyorsun.
-Yok Abla ne sıkılması?
-O zaman senden bir ricam
olacak.
– Buyur Abla…
– Üç aydır kocam askerde… -
79.
-4Yıllar öncesinden
hafızamdan çıkmayan bir anımı
anlatmak istiyorum. Kimseye
anlatamadığım bu anımı sizlerle
paylaşmış olacağım. Uydurma
hikâyelerin yazıldığını düşündükçe
okumak isteğim kayboluyor.
Çünkü çoğu hayal ürünü… Hepsi
de birbirine benziyor. Bu anım
tek bir kelimesi uydurma olmayan
bir anıdır. Okurken gerçek
olduğunu düşünüp okuyun. Orta
ikinci sınıfa gidiyordum.
Babaannem yalnız yaşadığından
babam benim onunla yaşamamı,
ona can yoldaşı olmamı istiyordu.
Ben de babaannemi çok
seviyordum. Bunun için senenin
on – on bir ayını onunla
geçiriyordum. iki göz odalı bahçe
içinde bir evdi babaannemin evi.
Bahçemizde incir, kaysı,
yenidünya ağaçlarından küçücük
evimiz adeta ağaçların içinde
kaybolmuştu. Yaz gelince
babaannem köye giderdi.
-
pipisi olsada fark etmez ki olm
-
bikerisinde yokluktan breaking bad
-
17 bin tl aliyorum
-
peşimde istihbarat servisleri olsa
-
kayra kac dkya yeni hesap acip gelir
-
niye lan kimse demiyor
-
islamda sünnet olmak mecbur mu
-
dün öğrenciler geldi
-
çakra patlatmak
-
komiklikler şakalar ehehe
-
mesaj gönderirken dm falan rahat olun
-
çok ciddiyim soru sorcam
-
5 haziran 2026
-
monkas ananın adı boxerıma başlık
-
endonezya bali ucuz diolar la
-
beeyler gelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
karıya bak karıyaa
-
dennis buroyla bir ani
-
moderatorler kendine
-
endonezyalı sevgilime aldıgım hediye capsli
-
bu ehliyet kurs hocalari
- / 1