Nurten Taycur, Londra'da yaşayan Türkiyeli bir kadındı. Kocası Ercan Akar'ı aldatmaya başladı. Iki yıl boyunca adamı boynuz manyağı yaptıktan sonra, diğer sevgilisi ile beraber yaşamaya karar verdi.

Kocasını ortadan kaldırması lazımdı. Kocasını bırakıp başka adama giderse, köyde dedikodusunu yaparlardı.

Internetten kendine bir kiralık katil buldu. Adama 5,000 sterlin önerdi. Kocasının, kurye servisinde şoförlük ederek biriktirdiği parayı...

Katille aralarında aşağı yukarı şu konuşma geçti: (N Nurten, K Katil)

K: Onu tabancayla kafasından vuracağım. Temiz iş.
N: Olmaz. Çabuk ölmesini istemiyorum. Acı çekmesi gerek. Bıçakla onu. Ama mutlaka öldüğüne emin ol. Boğazını kes.
K: Soygun süsü mü vereyim?
N: Olabilir...
K: Cesedi ne yapacağım?
N: Hiç.
K: Bildiğim bir çiftlik var. Istersen cesedi oraya zütürebilirim. Onu domuzlara yediririm. Bir parçasını bile bırakmaz domuzlar...
N: Olmaz. Cesedini Türkiyeye zütürüp cenazesinde ağlamam gerek. Herkes üzüldüğümü görmeli.
K: Öylece bırakacak mıyım cesedi?
N: Biz Kürdüz, düşmanlarımız çoktur. Sen arabanın tavanına sprey boyayla IŞID yaz. Herkes IŞID'i suçlar.
K: Nasıl istersen.
K: Çok heyecanlıyım...

Nurten Taycur'un konuştuğu adam aslında bir polisti. Taycur altı yıl hapis cezası aldı.

Türkiye'de olsaydı, "kocam beni dövüyordu, beni satacaktı" filan derdi. Tüm feministler "Öz savunma hakkını kullanmış" diye yaygara ederlerdi ve kevaşe serbest kalırdı.