+3
-2
Hz. Ömer (R.A.) tebdili mekân mahalle aralarında gezerken çocuk ağlamaları gelen bir kapının önünde durur ve bir süre dinler ve kapıyı vurarak içeri girer. Gördüğü manzara karşısında şaşkına döner. Bir yaşlı kadın ocaktaki tencerede bir şeyler pişiriyor. Küçük çocuklarsa eteğine yapışarak ağlıyorlardı...
Hz. Ömer (R.A. ): kadına bu çocuklar niye ağlıyor diye sorar.
Kadın: çocukların aç oldukları için ağladıklarını söyler.
Hz. Ömer (R.A.): peki niçin pişirdiğin yemekten vermiyorsun der
Kadın: kocam ve oğlum şehit, bu çocuklarda oğlumun yetimleri, son yiyeceğimiz iki gün önce bitti. Tencerede de taş kaynatıyorum ki çocuklar avunur uykuya dalar diye” der
Hz. Ömer daha da şaşırarak “peki kimseden yardım talep etmedin mi?” der.
Kadın: varlıklı bir aileden geldiğini, yardım talep etmeye utandığını söyler ve Hz. Ömer’e beddualar etmeye başlar. “Ömer şimdi rahat yatağında uyuyor, bizim halimizi düşünmüyor” der;
Hz. Ömer: ana, Hz. Ömer’in nerden haberi olsun der
Kadın: o islam’ın halifesi, kocamı, oğlumu, savaşa gönderirken biliyordu da şimdimi bilmeyecek der.
Hz. Ömer: haklısın ana siz burada biraz bekleyin der ve gidip kendi sırtıyla taşıdığı un ve yağı getirip kadına verir. Daha sonra kadına ve yetimlere maaş bağlatır.
Bunu paylaşmamdaki sebep şu ki ülkemizde insanlarımız açken. Geçim sıkıntısı yaşıyorken saraylarda sefa süren, yüzbinlerce liralık alışverişi devlet hazinesinden karşılayan başımızdaki yöneticilerimizdir.Ama yaşlı kadın misali ALLAHU TEALANIN huzurunda onlarında yakasına yapışırız elbet. Allah bunu onların yanına koymaz.