/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +147 -27
    Ne zaman doğduğumu, nasıl ve kim tarafından büyütüldüğümü bilmiyorum. Adeta kafamın içindeki tüm bilgiler sıfırlanmış gibiydi. Gözlerimi açtım ve kendimi kalabalık bir ortamda buldum. Dört bir yanda pazarlar kurulmuş dört bir yanda flooderlar kimseye göz açtırmıyordu. Duvarda yazan "Moradon" yazısı dikkatimi çekti. Sanırım buranın adıydı bu. Şöyle bir kendime bakayım dedim. Yem yeşil bir tenim vardı. Kaslı ve fit bir vücudum mevcuttu. Bu sırada kendimi çok halsiz ve bitkin hissettim. Aşırı derecede susamıştım. Yanımdan geçen beyaz tenli bir kişiden su istedim ancak çok garip bir cevapla sarsıldım: "Orc'a su yok.".
    Anlamıştım ki yeşil rengim ırkımla alakalıydı ve bize Orc deniliyordu. Bu sırada tanımadığım bir kişi party yapıyoruz gel istersen ama eline bir silah al yoksa buralarda ezerler seni dedi. Üstümü yokladım ve bir cebimde bir bıçak olduğunu farkettim. Bıçağımı elime alıp yola koyuldum...
    ···
  2. 2.
    +33 -2
    4 kişilik bir grup gözüme çarptı. partye çağıran arkadaşta grubun içindeydi. kişilerin yanına gidip tanıştık. 2 orc 1 de beyaz tenli bir kişi mevcuttu partyde. fakat gayet samimi bir kişiydi. su istediğim şerefsiz gibi değildi. ten rengim nedeniyle beni dışlamıyordu ancak konuşması bir garipti. baktım bu 3 mal solucana saldırıyorlar filan gülmeye başladım ulan elinizde bıçak kılıç var bir solucanı öldüremiyorsunuz. gözüme ilerde gezinen fare türü bir yaratık çarptı. gittim buna seri seri giriyorum. bir vurdum iki vurdum öldü. birden içinden bir kutu belirdi. kutuyu açmamla kırmızı bir taş çıktı içinden çok hoş duruyordu. altım attım cebime devam ediyorum deli gibi tecrübe edinmiştim burda. bıçak kullanmakta çok ustalaşmıştım. biraz daha solucandır faredir öldürdükten sonra yorgun düştüm ve partydeki arkadaşlara teşekkür ederek moradona geri döndüm. taş cebimde fazla ağırlık yapıyordu tam yere atacaktım ki köşedeki tüccar bana seslendi. gittim yanına ve yere atacağım taşa 5000 coin vererek satın aldı keriz. taş ulan bu zütüne mi sokacaksın amk. keriz parasını attım cebe dolanıyorum. sağdan soldan bulduğum 10.000 coin daha var bende. gittim ustalık seviyeme uygun bir bıçak seçtim pazardan rahat ve kullanışlı olanlarından birazda pazarlıkla 10.000 coine satın aldım. yanımdan öyle birisi geçti ki gözlerimi ondan alamadım. üstü başı parıl parıl parlıyor elindeki silahta pembemsi bir zehir göz alıyordu. kişiyle konuşmak ve bu eşyaları nerden bulduğunu sormak istedim ancak bana cevap vermeyerek yoluna devam etti. tüccar köşeden atıldı. kardeş Dante o buraların efsanesi. bizim gibilerle muhattap olmaz. o an kafama koydum. buralarda değişmesi gereken bir düzen vardı ve bunu ben yapacaktım.
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      (bkz: bir knight online hikayesi) Adam çalıntı yazıyor eksi.
      ···
    2. 2.
      0
      kör oldum
      ···
  3. 3.
    +29
    Apeleri ilk gördüğümde çok pis tırsmıştım çok çirkin varlıklardı allah günah yazmasın. Neyse ilerde bir grup adam gördüm hepsinin elinde bir yay seri seri ape öldürüyorlardı. Benide almalarını söyledim ama oralı olmadılar ben tek kesmeye çalışsamda hayvan artıkları öyle bir koyuyorlardı ki feriştahım şaşıyordu. Adamlar sinirimi çok pis bozmuşlardı. Bu yavşaklara öyle bir binlik yapacaktım ki birdaha bu tür yavşaklık yapamayacaklardı benim gibilere. Dayının yanına gittim cepte kalan samsun marka sigaradan uzattım dayıya bu sigarada nerden gelmiş bilmiyorum cebimden çıkmıştı. Dayıya buralarda baba yiğit bir mahlukat var mı diye sordum Troll Warrior denilen bir şey tarif etti. Ağzımda anadoludan seçme türkülerle mahlukatın yolunu tuttum. Bu coğrafyalar öyle gibimsoniktiki anlatamam çölden yürüyordun 2 adım sonra karlı kışlı bir mekana giriyordun. Neyse giderken bir baktım o ne öyle amk. Boy desen 8-10 metre var kıllı tüylü bir şey amk. Yerden bir taş aldım bunun kafaya fırlatmaya çalıştım o kadar uzağa gitmiyor amk. Neyse uğraşa uğraşa dikkatini çekmeyi başardım bu takıldı peşime amk adeta zabıta gören işbortacı gibi tabanlarım zütüme değene kadar koşuyorum neyse geldim apeye herifler hala orda yaratıkda beni takibi bırakmamış. Bu ipnelerden biri yanlışlıkla mahlukata vurmuş yaratık bunların araya bir daldı hepsi toz duman 2-3 tanesi geberdi oracıkta. Ben köye istanbulun surlarına dayanmış fatih edasıyla geri döndüm.

    Not: Okuyan varsa devam edicem
    ···
    1. 1.
      0
      Okuyom la
      ···
  4. 4.
    +27
    Köy meydanında büyük bir kalabalık mevcuttu. Kodoman tipli göbekli huur çocuğunun teki bir kütüğün üstüne çıkmış ulusa sesleniş yapıyordu. Adamın ne konuştuğunu anlamak için kalabalığın içine girdim. Adam ronark land adlı bir bölgede insanlarla girilen savaşta çok fazla şehit verildiğini filan söyleyip milleti galeyyana getiriyordu. O sırada kalabalığın arasından provokatör bir grup şehitler ölmez lufer bölünmez naralarıyla sağa sola saldırmaya başlamıştı. Adamın bahsettiği ronark land ve savaş aklıma takılmıştı. Böyle bir savaş varsa bende ait olduğum bu topraklar için kanımın son damlasına kadar savaşacaktım. O sırada ilerden bir kişi bana doğru bağırdı. Kardeş boss var gel bir el atta yatıralım yere dedi. Boss nedir ne değildir bilmiyordum ama adama hayır demek bizim fıtratımızda yoktur. Tamam birader dedim taktı beni peşine bir süre gittik ilerde mezarlıklara doğru zütürüyor beni tırsmadım değil bizim iffete filan bi zarar vermeye çalışıt. Sonra ileriye bir baktım böyle 15-20 metre ağzında alev olan bir yaratık. Adamla başladık vurmaya patır kütür giriyoruz arada bir pot içiyorum yoksa imkanı yok dayanamam adam kalıplı birşey pek gerek duymuyor pota neyse bu öldü bana lazım değil dedi ve elemental pendant isimli bir kolye verdi. Beni de klanına davet etti kabul ettim. Artık birlikte takılırız filan dedi köye döndük.
    ···
    1. 1.
      0
      (Disband atıp kaçtı)
      ···
  5. 5.
    +26
    belirli bir düzeye gelmiştim. birkaç parşömen alıp silaha okuyup üflettirdim. parşömende yazan dua silahı geliştiriyormuş. buranın değişik inanışları işte bu. umarım dedikleri gibi olur. duydum ki bizim ırka özel bir yer varmış. luferson diyorlarmış o diyarlara. nasıl gidecez diye düşünürken arkadan ipnenin teki koşarak bir yerin içine girip kayboldu. adeta harry potter daki tren garı misali duvardan geçti pekekent. dedim birde ben deneyeyim. koşarak girdim duvara pat bir baktım lufersondayım. köşeden bir dayı çağırdı şöyle böyle ilerde kurt adamlar var. ipnelerin gözünü getir sana göz başına 5,000 coin para vereyim. buraların delisi de buydu heralde. kurt adamın ne işi var amk buralarda. tamam dayı dedim geçiştirdim adam bozulmasın diye. bir dolaşalım dedim çıktım kaleden dışarı ulan ne göreyim harbiden kurt adamlar cirit atıyor dışarda amk. yapıştım birine bunun vur anam vur birini indiriyorum bıçağı sokup çıkarıyorum gözü atıyorum cebe yaklaşık 40 tane göz çıkarttım böyle ama öldürdükçe yine geliyorlar dedim bunlar bitmeyecek dayının yanına bir varayım. gittim 200,000 coini attım cebe bereket versin deyip dayıdan uzaklaştım. adamın ne olduğu belli değil çünkü gözle büyü filan yapıyordur. bizim dinimizde haram amk. ilerde garibanın birini gördüm pazar kurmuş elinde kalan eşyaları ucuzdan satmaya çalışıyor. gittim yanına baktım güzel parlak bir çift bıçak var pazarda. buralarda stiletto deniyormuş. üzerinde pembemsi zehirden de vardı bastım 100,000 coin aldım ikisinide. çok felaket duruyordu elimde gelene geçene gösteriyorum arada kızlar geçiyor yandan hafif artistliğe giren hareketlerde bulunuyorum filan. baktım cücenin teki bana doğru koşuyor. beni bir gülme aldı sorma gitsin. sonra dedim bu özürlü filandır heralde dalga geçmiyelim. herif görmüş güldüğümü bir anda kafama buz yağmaya başladı zor kaçtım ordan amk. sonra öğrendim ki bizim ırkın büyücüleri böyle oluyormuş genelde.
    ···
  6. 6.
    +26 -1
    Orc degil Karus onlar amq
    ···
    1. 1.
      +1
      orc da deniyo
      ···
  7. 7.
    +25
    neyse dedim çırılçıplak dolaşmayalım üste başa birşeyler alalım ilerde bir terzi gördüm girdim adam ölçüleri filan aldı dedi üstünüde demirle kaplayalım mı ağabey zarar görmesin fit vücudun. tamam koçum dedim 1 saate gelir alırım dedim ayrıldım burdan. uzun zamandır üstümde bir halsizlik vardı. kenardan hafif kel bir dayı bağıra bağıra bir şeyler satıyordu. merak ettim gittim yanına iksir filan diyor. dedim dokanmasın abi. halsizliğini alır koçum dedi. meraklanma sen gel şöyle yanıma anlaşalım dedi. el sıkıştık attım cebe 50 tane iksir dayıyada 50,000 coin verdim ayrıldım ordan. bir tanesini shot olarak attım anında kendime geldim. tadı aynı vodkaya benziyor beyler rengi kırmızıya çalıyor. göz isteyen dayı tekrar yanına çağırdı koçum gel hele seni sevdim ben dedi. çekinerek gittim yanına. kaleden çıkınca sağa sap 200-300 metre ilerde çift kafalı değişik yaratıklar var dedi apeymiş ismi. apelere git orda baya tecrübe edinirsin kendine uygun eşyalarda bulursun dedi. eyvallah dayı dedim. yarım saat kadar köşede biryerde oturdum bir sigara yaktım sonra terziye gidip aldım kıyafetleri. cüzi bir miktar para verdim anlaştık. giydim zırhımı çıktım dükkandan tam sola dönerken bir dünya güzeliyle karşılaştım. elinde çekiç benzeri bir silahla kalkan vardı. üstü tamamen demir zırhla kaplıydı ancak vücudu çok diriydi ve yüzü çok güzeldi. sırtında da uzun bir pelerin vardı. prensesler gibi yanımdan geçip gitti. bu kızı tavlamam gerekliydi. düşünceli bir şekilde apenin yollarını tuttum.
    ···
  8. 8.
    +19
    Kızı nerde bulacağımı bilmiyordum. Elbet ki geçer buralardan diye oturup saatlerce bekledim hatta bir ara kızı beklerken uyuya kalmıştım. Ta ki o ana kadar. Bir anda meydan kalabalıklaştı çığlık ve ağıt sesleri birbirine karıştı. Ahali evlerinin balkonlarına Karus bayrağı asmıştı. Bu arada Karus bizim ırkın cafcaflı adı. Ne olduğunu merak edip potçuya sordum. Sorma başgan dedi. Ronark Land'de çok sayıda şehit verdik bugün cenaze merasimi var dedi. Merakıma yenik düşüp kalabalığın arasına girdim bir sürü ceset getiriliyordu. Arkada bir ceset gözüme çarpmıştı. Zırh, pelerin hepsi çok tanıdık geliyordu. O sırada tam yanımdan geçerken yüzünü gördüm. Bu LadyGrandmarshall'di. O an elim kolum karıncalandı. Ne yapacağımı bilememiştim. Yıkılmıştım. Potçu dayı koluma girip beni dükkanın önüne kadar taşıdı. Birşeyler iç yeğenim diyerek zorla birkaç kadeh mavi pot içtim. O kızdan dökülen her damla kan için 10 mislini öldüreceğime yemin ederek potu fondipledim.

    O sırada potçuda müzik yapan ozanın seslerini duyar gibiydim.

    Hani övdüğümüz bey erenler?
    Dünya benim, diyenler?
    Ecel aldı, yer gizledi,
    Fani dünya kime kaldı?
    Gelimli gidimli dünya
    Sonucu ölümlü dünya.

    Bu mesele artık sadece ırk meselesi değildi. intikam isteği ve öldürme arzusuyla dolu bir serüven olacaktı...
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz amk yaz
      ···
    2. 2.
      0
      Hadi hadi hizli
      ···
    3. 3.
      0
      Hadi hadi hizli
      ···
    4. 4.
      0
      Yaz kanja
      ···
    5. diğerleri 2
  9. 9.
    +19
    Clan başkanı babayiğit bir adamdı elinde parlayan bir glave vardı üzerindede chitinlerle kaplı parlayan zırhlar. Beni depoya çağırdı. Depodan aldığı bir çift parlak satırı bana uzattı. Kurbandan felan kalmış olmalıydı bu çünkü yeni bileyletilmişti. Bunların adı Clevermiş. Aldım elime bu sırada başkan bey yeteneklerin var mı diye sordu. Bende burnumla fülüt çalabildiğimi söyleyince enseme ser bir tokat vurdu huur çocuğu. Onu kastetmediğini söyleyip beni moradona zütürdü. Kuytu köşede başörtülü bir adam vardı yanına gittiğimizde adam bana birşeyler içirdi ve elime yeteneklerimle ilgili bilgilerin yazılı olduğu bir parşomen verip gibtir çekti. Biz lufere geri döndük o sırada bizim klanı potçu dayının önünde toplanmış bir şekilde bulduk. Klan yardımcısı koşarak yanımıza geldi ve bugün pelerin alma karanına vardıklarını söyledi. Bu pelerin neydi ne işe yarardı bilemiyordum ama pelerincinin yolunu tutmuştuk. Başkan pelerinciye güzelinden sar bize dedi pelerinci anahtar sordu. Bir süre münakaşa ettikten sonra bizi mitolojik bir yaratığın yanına ışınladı. Pelerini alabilmek için önce bu yaratığı devirmek lazımdı. Köşeden klanımızın eski toprağı hamza abi kendine olan güveniyle ortaya atladı ben hallederim diye. Hamza abi koskoca at adama el ense çekmeye çalışıp tek yemişti. Bu mahlukatı yere yıkmak hayli zor olacaktı.
    ···
  10. 10.
    +19
    Dayının söylediklerinden sonra kitlendim adeta. Yoksa zütten mi olacaktık. O sırada dayı sessizliği bozdu. Heyt be kimin yeğeni diye bağırıp sırtıma vurdu. ihtiyaçlarım için bulman gereken bazı malzemeler var fakat bunları bulacağın yer kör itin öldüğü inin cinin top oynadığı bir yer dedi. O sırada zütten olmayacağımı anladığımdan sıkıntı yok dayı dedim. Dikkat et dedi orda iki ırk arasında yıllardır süregelen savaş var. züte mukayyet olman için biraz tecrübe edinmen gerek seni orda harcarlar dedi ve yandaki herife yönlendirdi. Dayıyla kucaklaşıp helallik aldıktan sonra yandaki adamın yanına gittim. Abi bizi kanatlı dayı gönderdi bize bi torpil geçecekmişsin dedim. Gel koçum sana bi vazife vericem deyip olayı anlattı. Bu civarlarda görev yapan 7 koruma varmış bunlardan birer anahtar alacakmışım dayıya getirecekmişim dayıda bana biraz para verip hayır duası edecekmiş dayının duaları tutarmış. Tutturdum gidiyorum ilk korumaya rastladım ne kadar kolay buldum diye seviniyordum ki zannettiğim kadar kolay olmayacağını sonradan anladım. Korumadan anahtarı istedim fakat herif bana öyle bir hareket çekti ki aklınız durur. Kolay mı almak aslanım hele bilmeceye cevap ver dedi ve soru bilmece karışımı bir şey sordu. "Ruhların çarpıştığı demir seslerinin birbirine karıştığı senin gibi binlerin ölüm için yarıştığı yerdir" deyip pis pis güldü.
    ···
  11. 11.
    +18
    Kanatlı dayının yanına giderken yanımdan salına salına geçen o güzel kıza çarptım. Fırsat bu fırsat kızla tanışmak için hemen olayı bağladım. Afedersiniz dedim. O güzel gözleriyle beni süzüyordu. Sizin için mahsuru yoksa yakın zamanda karşılıklı birer pot içebilir miyiz dedim. Kız oralı bile olmadan yoluna devam etti. Ya buralarda yeni olmamda kayle almamıştı ya da beni küçümsüyordu ancak buralarda henüz kimse beni tanımıyordu. Ben bir işi kafama koyduysam eninde sonunda o işi bitirirdim. Olayı alttan alarak dayının yanına gittim. Dayı sesli bir şekilde gülerek yeğenim o sana bakmaz. LadyGrandmarshall o buraların en iyi şifacısıdır dedi. O an olaydan etkilenmem nedeniyle dayı bir gibtir git diyebildim. Neyse yeğen ben senin yeteneklerini daha da geliştirmene yardımcı olucam ama sen de benim bazı ihtiyaçlarımı karşılayacaksın dedi bıyık altından gülerek.
    ···
  12. 12.
    +15
    Aramızda işbirliği yaptık 2 priest arkadaşımız clan başkanımız hayrullah abiye şifa verirken hayrullah abi allah ne verdiyse ata girecekti ben de parşomenden öğrendiğim ve bu tür yaratıklarda çok etkili olan halk dilinde yüzde olarak bilinen 2 yeteneğimi kullanacaktım. Arkadaki bir priest arkadaşa kendimizi okuyup üflettirdik ve adeta adrenalin tavan yapmıştı kendimizi daha rahat hissediyorduk 3 kulhü 1 elham okuyup ata girmeye başladık hayrullah abi gavura vurur gibi glaveiyle çeşitli hareketlerde bulunuyor atın etrafında daire çizerek çeşitli halk dansı figürlerinde bulunuyordu. Ata doğru yanaştım adeta anama sövmüş gibi kendime inandırarak ata çeşitli yetenekler kullanarak giriyordum. Yaklaşık 1 saat uğraşarak atı indirmeyi başardık. Ordan ayrılırkende attan 2 sakatat aldım birilerine katkısız dana eti diye kakalardım. Tekrar pelerinciye gittik. Hayrullah abi anahtarı hiddetle çıkartıp masaya vurdu. Bize kalitelisinden bir pelerin sar dedi ve 20.000.000 gaymeyi de adama uzattı. Adam bu paraya en kaliteli ipek işleme vereceğim diyerek dandik lacivert bir pelerin verdi deseni bile yoktu üzerinde. Hani ilkokulda giydiğiniz o mavi önlükler varya kumaşı naylon gibi olan aynı o şekildi. Neyse pelerinleri taktık bizim buralarda bir havamız vardı artık. Görenler abi çekiyor ve clana girmek istiyorlardı. Atmosferi depocunun karşısında duran kanatları olan bir dayı bozdu. Yeğenim gel master açalım sana diyerekten yanına çağırdı.
    ···
  13. 13.
    +13
    Adamın sorduğu soruyu buralarda yeni olduğum için normalde bilemezdim ancak o meydanda yaşananlar ve kodoman muallaknin anlattıkları aklımda kalmıştı. Dururmuyum yapıştırdım Ronark Land diye. huur çocuğu kaskatı kesilmişti cevabı bilmemle. Benden böyle bir şeyi beklemiyordu sanırım. Biraz naz yaptıktan sonra anahtarı aldım ve diğer korumayı aramaya koyuldum. Yaklaşık 2-3 saat yürüdüm imanım gevremişti. O sırada bizim başkan hayrullah abiyle karşılaştık. Hayrullah abi hayırdır birader niye dolanıp duruyorsun diye sordu. Ben de vazifemi anlattım. 2. korumayı bulamadığımı söyledim. Bana linate adlı bir köyde bulacağımı söyledi. Biraz daha yürüdükten sonra linateye ulaştım. 2. koruyucu tam karşımda duruyordu. Yanına gidip anahtarı istediğimde bu huur çocuğuda farklı bir bilmece sordu.
    "Aynı partideyseniz soyunuza soy katar, yoldan geçince herkes ona bakar, ona karşı gelirsen anandan çıktığın yere sokar"

    Şöyle bir düşündüm ilk başta edebiyat yapmada anahtarı ver dayı desemde koçum bizimde vazifemiz bu dedi. Şöyle bir düşündükten sonra aklıma moradondaki o olay gelmişti. Yanımdan geçen parıl parıl parlayan o kendini beğenmiş bin. Neydi onun adı?

    Buldum. Dante...
    ···
  14. 14.
    +12
    Ben odun karakterli bir insanımdır. Ottan taktan kıskanırım sevdiceğimi. Sevdiğim kızın bir anahtar uğruna adını lekelemesine izin veremezdim. Köşeden bucaktan bulduğum bir odunla kulenin arkasına gittim ve bu bini kızı öpmeye çalışırken yakaladım. Orada temiz bir dayak attım bu huur çocuğuna. Cebindeki parayı pulu toparladım anahtarlıktan da 2 tane söktüm köye dönmek için yola düştük. Odun karakterim kızın hoşuna gitmiş olacak ki yanağıma bir buse kondurmuştu. Kapıdan içeri girip vazifeyi sunan dayının yanına gittik. Dayı al bakalım dedim ve anahtarları uzattım. Kız da kendi anahtarlarını uzattı. Dayı bilmediğim bir dilde bazı dualar etti ve cüzi bir miktar para verip dükkanın önünü kapatmayın diyerekten bizi oracıkta kovdu. Bu sırada bir kişi köşede anons yapıyordu.

    "Irkımıza katkıda bulunabilecek ve adil davranabilecek bir kral seçilecektir. Lütfen kale önünden oyunuzu kullanınız."
    ···
  15. 15.
    +12 -1
    Neyse kızla çıktık yola az yürümedik 3-4 saat aramışızdır. En sonunda bir yerde dinlenelim dedik yol üzerinde bir kulenin önünde oturduk. 2 küçük pot açıp içtik. Ben fazla kaçırınca sapıtıyorum potu. Kısa kestim o yüzden. Kızla tanışmadır, flörttür derken ben tam açılacaktım ki kıza arkadan bir ses geldi. Ne örüyonuz orda diye koruma üzerimize doğru koşuyor. Tam kaçacaktım ki bi şansımızı deneyelim dedik. Ayağa kalktım dayı dedim. Buralarda 7. anahtarı koruyan bir koruma vazifelisi varmış tanırmısın dedim. Adam o benim aslanım hayırdır dedi. Anahtara ihtiyaç var emmoğlu dedim. Veririz vermesine de soruyu bilebilecek misin bakalım dedi ve sordu.

    "insanoğlunu ve orc ırkını Logos mu yarattı?"

    Kızla bir koalisyon kurup soruyu tartıştık ancak daha önce böyle bir soruyla karşılaşmamıştık. Evet dersek dinden çıkardık hayır dersek belkide anahtarı alamayacaktık. Kız bana sen burada bekle ben cazibemi kullanarak o anahtarı ondan almasını bilirim diyerek korumanın yanına gitti.
    ···
  16. 16.
    +10
    Her ferdin yapması gereken vazifeydi bu. Sonuçta ırkımız için adam akıllı bir kral seçmeliydik. Kaleye gittim ve oy kullanacağım yere geldim. Oyları kaydeden görevli bana soruyu yöneltti.

    "Dante mi F9DeviL mı?"

    Dante adlı binin fevri davranışı yüzünden o anda ağzımdan direk F9DeviL çıkıverdi. Kişiliğini bilmiyordum. Hiç görmemiştim ve ondan bahsedenleri de duymamıştım. Ancak Dante'den daha pis karakterli birisi yoktur burda diye düşünmüştüm. Kızla vedalaştık daha sonra tekrar görüşme sözünü aldıktan sonra yollarımız ayrıldı. Biraz kafa dinlemek için potçu dayının yanına gidip birkaç kadeh pot içtim. Ama mavi olanlardandı bu. Yeni gelmiş. insan üretimiymiş sanırım. O sırada kanatlı dayı aklıma geldi. Benim ihtiyaçlarımı karşıla diye verdiği bir parşömende ihtiyaç listesi vardı ve bunu depoya koymuştum. Hemen depocunun yanına gittim. O sırada büyük bir kalabalıkla karşılaştım. Akşam sularında insanlarla Lunar Valley adlı bir ovada büyük bir savaş olacağı söyleniyordu. Acaba o savaşa katılırsam ben de yavaş yavaş efsaneler arasına girebilir miydim? Ne kadar kalabalık bir savaş olacaktı? insan ırkı bizden güçlü müydü? Bu soruların cevabını ararken depocudan orada bıraktığım parşömenimi aldım biraz da bahşiş bırakıp köşedeki merdivene oturdum. Parşömende Ronark Land'e gidip boss denilen büyük yaratıklardan öldürmem ve içinden çıkan bazı nesneleri kanatlı dayıya zütürmemden bahsediyordu. Shaula ve Lesath adlı iki efsanevi yaratıktan kemik parçaları, Bakirra adlı bir yaratıktan diş, 10 adet kristal, 10 adet opal nesne ve 10 adet safir istiyordu. Altta bir not vardı.

    "Yanında birileri olmadan gidersen vazifende başarısız olabilir hatta oracıkta ölebilirsin. Bu yüzden o bölgeye kesinlikle yalnız gitme!"

    Bu sırada ilerde Hayrullah abi gözüme çarptı. Abi dedim. Benim şöyle bir vazife var yardımcı olursan. Tabi ki koçum dedi. Clan olmak bunu gerektirir ama 2 kişi olmaz dedi. Bizim mahmutla hüseyinide çağırırız ama bir şifacı lazım bize. Sen bulabilir misin dedi.

    Şifacı. Şifaaacı. Bir anda gözlerim parladı ve ağzımı gözümü yaya yaya bende o iş hayrullah abi dedim.

    Şimdi kızı bulma zamanıydı.
    ···
  17. 17.
    +9
    Sanırım fazla bağırmıştım. Etraftaki herkes bana bakıyordu. Dayı sessiz ol koçum diyerek elini cebine attı ve anahtarı verdi. Bir ara gel çayımı iç dedi. Vedalaştık ve yolumuza döndük. Neyse ki 3. korumayı çok zor bulmadım. Hemen ilerdeki köydeymiş. Bu şekilde birkaç köy gezdikten sonra son anahtara kadar toplamıştım. Sorularında hiçbirini bildiğimden değildi hepsi kulak misafirliğindendi. Civardaki tüm köyleri gezip dolaşsam da son anahtarı bulamamıştım ve bu canımı hayliyle sıkıyordu. Kime sorsam bilmem diyordu. Ta ki o ana kadar. O güzellik tekrar bana göründü. Fırsatı kaçırmadan ona da son koruyucunun yerini sordum o da o koruyucuyu aradığını istersem birlikte arayabileceğimi söyledi. Bu fırsatı kaçıramazdım. Fazla niyetli olduğumu belli etmeden olur gibisinden bir cevap vermiştim.
    ···
  18. 18.
    +7
    Ronark Land’a geldiğimizde ortalık ana baba günüydü. Allah Allah nidalarıyla bölgemizden koşup giderek insan ırkından birilerini arayanlar, köşelerde partylerini toplamış konuşma yapıp gazlayanlar, kılıç bıçak çığlık sesleri , ölenler her şey buradaydı. Deli gibi kan dökmek istiyordum, sevdiceğimin kanı yerde kalmamalıydı. Hayrullah abi partyi topladı. Güzel bir konuşma yaparak bizi gazladı ve birbirimizden ayrılmayıp hep beraber gezmemiz gerektiğini söyledi. Kimseyi burada bırakmak istemiyorum buraya 8 kişi geldik 8 kişi döneceğiz haydi aslanlarım gazanız mubarek olsun diyerek haykırdı. Önce şifacılar hepimizi okuyup üfledi adrenalin tavan yapmış canımıza can katılmış gibi hissettik. Bölgemizden çıkar çıkmaz bir bıçak darbesi hissettim ve yanımda bir insan oluştu. Meğerse benim gibi olanlar görünmez olabiliyormuş. Bıçağı yeyince gözüm karardı ama düşmedim. Şifacı hemen şifa büyüsü okudu, çok etkili bir büyüydü etrafımda mavi ışıktan bir çember oluştu hemen kendime geldim. Bölgemizden ateş topları insana vurmaya başladı ve Hayrullah abi beni öyle görünce bi sinirle insana el ense çekerek yere yatırdı. Yeni aldığı parlak raptorunu eline aldı havaya kaldırmasıyla insanın kafasına indirmesi bir oldu. ilk kanımızı dökmüştük ama içim soğumamıştı. Daha çok kan dökülecekti. Şifacıya ve Hayrullah abiye beni kurtardıkları için teşekkür ettim Hayrullah abinin elini öptüm. Hayrullah abi, buralar böyledir aslanım daha dikkatli ol senin yeteneklerin arasında görünmez olanları görmemizi sağlamak var onu atmayı aksatma dedi. Yeteneklerimin daha tam farkında olmadan buraya savaşmaya gelmiştim. Fakat fark etmezdi intikam her şeyi yaptırabilirdi.
    ···
    1. 1.
      0
      kardes devam nerde ??
      ···
    2. 2.
      0
      la bu son partı kim yazdı sen mi devam ettirdin aq
      ···
  19. 19.
    +7
    Hayrullah abinin yanına dönüp olanları anlatmamla hayrullah abi birden celallendi. Onu ilk kez böyle görmüştüm. Yumruğunu iyice sıkıp sertçe masaya geçirdi. Depocuya buraya gel huur çocuğu diye bağırdı. Depocu titreyerek yanımıza doğru geldi. Herifin bir altına sıçmadığı kalmıştı. Bu çocuğa zor günler için sakladığım altın barlarımdan iki tane ver diye seslendi. Depocu yalakalıkta sınır tanımayan iltifatlarla depoya doğru koşup barlardan getirdi. Hayrullah abi elini sırtıma vurdu. Al aslan parçası. Bir koşu git moradondan kendine uygun bir şeyler al kan dökmeye gideceğiz diyip tekrardan meydana yöneldi. Sanırım adam topluyordu. Işın kapısına am görmüş gergedan gibi koşarak bodoslama girdim ve gözlerimi moradonda açtım. Belediye iyi çalışmış sanırım moradon bambaşka olmuştu. iyice büyümüş genişlemişti. Birazda süslemeye çalışmışlar ama olmamış. O orta yerde duran kuklalar filan ne dıbına çakayım. Neyse gittim tüccarın yanına el sıkıştık. Barları iyi bir pazarlıkla 200.000.000 coine okuttum ve başladım pazar gezmeye. Üstüme başıma kitin kaplama denilen zırhlardan aldım. Ellerimede birer usta işi suikast bıçağı alıp kaleye döndüm. Bu araa suikast bıçaklarınada halk arasında Shard deniyormuş. Genel kültür dağarcığım genişliyordu. Yeni yeni kavramlar ve nesneler öğreniyor olağanüstü şeylere tanık oluyordum. Bu sırada hayrullah abi ve bir grup savaşçı meydanda beni bekliyormuş. Yanlarına gidip tanıştım. 3 tane heybetli boylu poslu kalıplı savaşçı 2 şifacı ve 1 de suikastçi, haydar abi ve ben 8 kişi ışınlanma kapısını kullanarak kendimizi ronark landda bulduk.
    ···
  20. 20.
    +6
    Et la et çok heyecan yaptım ne zaman abi 1m diye yalvarcan acaba
    ···