0
bir kısmını yazayım şuraya; siz karar verin ciddiye alacağım yazdıklarınızı.
Kepenk seslerinden ve kahvehanelerden çıkan dem kokusuna çaktırmadan, Yer yüzündeki ilk hırsızlığı güneşin ışıkları yapmıştı. Bir gün daha zütürmüştü, hayatlardan...
ilk işçiler çıktı mahalle sahnesine, sonra ilk okul çocukları. işçi servislerinden önce, belediye otobüsü bozdu mahalleye giren yolun bakireliğini. Güneş ışıkları baskın vermiş gibi her yere girdiğinde, satıcıların sesi duyuldu. Kadir'in beyninde, satıcının sesi sayesinde bir patlama oldu ve gece üflenen cigara dumanından kızıllaşmış gözler, gün ışığının içine kızgın girdi. Hala alkol barındıran bedeninle balkona çıkıp sağ elinin işaret parmağını satıcının biraz üzerine kaldırarak:
Biraz daha burada bağırırsan, buğünlük sermayen sadece kan olacak. dedi.
Geri dönüp yatağına girdi. Göz kapaklarını elleriyle diksede, artık açılmış, güneşe merhaba demişlerdi. Satıcıya kendisinin bile duymadığı şekilde küfür ederek doğruldu. Tuvalete girip yüzünü zımparalamak istercesine yıkadı. Uyuduğu odanın yönetimine şeriat geçmişcesine içki şişelerini, boş sigara paketlerini, oval şekilde ortasından delinmiş pet şişeleri çöp poşetlerine doldurdu. satıcıyı tehdit etmek için kullandığı elini kısa camel yakmak için kullandı ve ciğerleride günün ilk sigarasıyla alış verişini yapmaya başladı...
Üzerini giyinip, masada bulunan cüzdanını, sigarasını ve kelebek bıçağını pantolonuna kömercesine yerleştirdi. Ayakkabı bacıklarını bağlamak yerine bileğinin sağ ve sol yanına soktu ve evin kapısını kilitleyip, kaldırımlara döküldü.
Mahalle her zaman olduğundan daha sessizdir sabahları ve o günde öyleydi ama geceleri, geceleri vebaa bulaşmışcasına değişirdi. Kadir'de bu sessiz halin tadını çıkarırcasına yürüdü, her santimetre karesine değmiş olan ayakları eski asfaltla bir kez daha samimileşti. Zeynel'le buluşacağı, sabahları mahalle meydanına çıktığında oturduğu kahvehaneye girdi, her zaman ki gibi paralel olduğu duvarda Hazreti Ali'nin resminin bulunduğu masaya oturdu. Çay ocağında duran çocuğa bir işaret yapıp, çay istedi. Sol gözünün dönebildiği kadarıyla çocuğun çayı getirdiğini gördüğünde, bir sigara daha çıkarıp alevledi.
Sigara ciğerlerini işgal ederken çevresinde ki insanlara göz gezdirdi. Genelde çoğu yaşlıydı. insan yaşlandıkça ölüm pgibolojisinin rahat bırakmayıp, uyutmadığını düşündü. Güldü. Birgün, yazın bile üşütmemek için bere takan bu yaşlıların arasında olabileceğini düşündü. Sonra sırtında toplu iğneyi mürekkebe batıkıp sırtına işlettiği sırada ki gelsin yazısının yaşlandığında nasıl duracağını düşündü. Güldü.
Tümünü Göster