1. 26.
    0
    Tabiatın en parlağından antik taş boyalarıyla boyanma mevsimi, istanbul'da günün, ayın,mevsimin ve senenin her anında doyumsuzluk derecesinde alımlı, çalımlı ve güzeldir. Karanlığın yüzünü şimşek, şimşek yırtarak yeniden renklendiren güneş kendini henüz görünmediği halde, ufakta tatlı bir meyille direklenerek yükselen habercilerini gönderirken, gökyüzü pul pul savatlarından sıyrılan ve gittikçe menevişlenerek parlayan bir atlas kumaşın parlak elvanını andırıyordu.
    ···
  2. 27.
    0
    @1 bu gibik türkçeyle kitap yazmayı bırak cümle kuramazsın amk.
    ···
  3. 28.
    0
    işte sevgi ve sıçaklığın hisli mekanları yuvalar kuşları, hürriyetin remzi kuşların gergin kanatları göğü, boşlukta çırpınarak uçan narin kanatlı rengarenk kelebekler çiçekleri, derin ve ince hissiyatın sessiz tercümanı çiçekler yaprakları,en hararetli havalarda güneşe inat yaş ve serin kalabilen yapraklar dalları boyanma cümbüşüne davet ediyorlardı.
    ···
  4. 29.
    0
    Sabahın doğuş vakti; kendisini kovalayan güneşin dünkü nal izlerinde yer yer toprağın terinden nasibi almış dalgalı gümüş beyazı bulutlardan süzülerek yükselmeye başlamıştı.
    ···
  5. 30.
    0
    Serin huzmelerini gösterdikten kısa bir müddet sonra hayat veren tesirleriyle en sonunda şefkatli sıcaklığıyla birlikte arz-ı endam eden nazenin güneş, süslü taşlarla bezeli dantelalar ormanında padişahlığı yeniden ilan ediyordu.
    ···
  6. 31.
    0
    Hatta kendisini büyük bir debdebe ve nümayişle karşılamaya hazır bekleyen aşıkların hepsine birden göz kamaştırıcı yaldızlı fırçasıyla saykal vurup parlatarak, göz kamaştırıcı saltanatının mührüyle hepsini bir kere daha damgalıyordu.
    ···
  7. 32.
    0
    (bkz: yüzde kaç sabri sarıoğlusun çok riskliii)
    ···
  8. 33.
    0
    @30 tasvir dediğin pespembe amcıksa ben gibtirip gidiyorum... ayrıca noktalama işaretleri gib gibi.. şuna bir bak: ilk önce yatıracaksın yatağa,(burda virgül olur gib kafalı yoksa cümlenin anlamı bozulur)tabi biraz içmişsiniz
    ···