1. 51.
    0
    Bursa’da zaman hep evde oturmakla geçmiyordu. Gerçi çalışıyordum iş yerimizde fakat akşamları evde oturmak bana göre değildi. Dışarı çıkıyordum meryem ‘e de söylüyordum çıkarken. Her dışarı çıkıyorum diye aradığım zaman nereye, kiminle, ne yapacaksın, neden çıkıyorsun gibi insanın aklına gelebilecek tüm soruları bana yöneltiyordu. Bunların hiç biri beni sıkmıyordu biliyordum ki beni düşündüğü için soruyor üstüme düşüyordu. Hatta içten içe seviniyordum da diyebilirdim. Ben ki sabahlara kadar dışarıda olan insan , hayatıma meryem girdikten sonra 10 dedin mi hadi artık eve gitmiyomusun ismail lafını duyduğum gibi eve giden bir insan olmuştum. Fakat bu dediklerim zaman almıştı , insan ha diyince önceki alışkanlıklarından kurtulamıyordu. Eski alışkanlıklar, eski dostluklar, eski düşünceler…
    Dedim ya meryem ilk senemizde çok nadiren tartışıyorduk. Tartışmalarımız da hep bu sebeplerden dolayı oluyordu. Aşk insana karakterine sırt çevirebilecek davranışlarda bulunabiliyordu. Bende öyle yaptım meryem’in istediği insan olma yolunda azimle ilerledim. Onun dediği saatte evde oluyordum. Onun istediği saatte evde olmak marifetmiş gibi anlatmakta istemiyorum tabiî ki de. Aşk kendinden bir şeyler den vazgeçebildiğin zaman anlam kazanır. Bende sırf o istiyor diye bir çok şeyden vazgeçmeye çalışıyordum. Vazgeçtim dersem yalan söylemiş olurum vazgeçmeye çalışıyordum …
    ···
  2. 52.
    0
    2. sınıf başlıyacaktı. 2. Sınıf başlamadan önce benim kalacak yer sorununu halletmem gerekiyordu. Bunun için yurttan arkadaşlarım olan tolga ve hazmi ile eve çıkmaya karar verdik. Okulların açılmasına 15 gün vardı Sakarya ya ev aramaya gittik. Sakarya da ev bulmak zor olacağını tahmin ederek 3 gün Sakarya da kalırız ev ararız diye düşünüyorduk. Buluştuğumuzun ilk yarım saatinde bir emlakçıya girdik ve ev aradığımızı söyledik , o da bize bir ev tarif etti serdivan da gola kent diye bir site adı verdi. Oraya gittik henüz inşaat halindeydi. Bakmayın inşaat halinde dediğime her tarafı bitmiş bir tek kapıları ve mutfak dolapları takılmamıştı. Ev çok hoşumuza gitmişti ve daha ilk sorduğumuz evi tutmuştuk. 3 oda bir salondan oluşan ev bir öğrenci için gerçekten lüks sayılabilecek cinstendi. Kura çekip kime hangi oda düşeceğini kararlaştırmıştık fakat daha sonradan herkesin kendi istediği odayı alması daha mantıklı olacağını düşünerek herkesiz kendi odasını seçmesini istedik. Ben meryem ile 3 sene mi geçireceğim o banyolu odayı seçmiştim. Bizim için büyük bir sıkıntı olan ev işini 1 günde halletmiştik. Geceyi arkadaşların evinde geçirdikten sonra ertesi gün herkes memleketlerine geri döndü. Okul açılmasına 4 gün kala gelip evi taşımak üzere sözleştik.
    Çok mutluydum, benim de artık bir evim vardı. Hem ev , hem çevresi güzeldi. En can alıcı yanı ise sitede hiçbir aile bulunmaması idi. Bu sevinçli haberi meryeme verdim. O da çok sevindi.
    Okul açılmasına 4 gün kala Sakarya ya gelmiştik. Evimiz hemen hemen bitmiş gibiydi , sadece mutfak dolapları takılacaktı zaten onu takması da bir günü almazdı. Evi bir güzel temizledik ve ertesi gün eve eşya bakmak için çarşıya gittik. Beyaz eşya ve koltuk takımlarını hazmi ve tolga evlerinden getireceklerdi. Ben ise kalan eşyaları alacaktım. Herkes kalacağı odaları kendileri temin etti. Ben ise ailemi bekliyordum. Çünkü evi onlara anlatmıştım bizimkilerde gezmeye yer arayan insanlar hemen sakaryaya evi görmeye geldiler. Onların gelmesi aslında işimede geliyordu. Ben olsam her şeyin en ucuzuna kaçıcaktım fakat ailem burada olunca en hiçbir masraftan kaçınmıyacaklardı. Evi bir güzel döşedik ekgib gedik hiçbir şey kalmamıştı. Annemler buradayken evi bir güzel dizayn ettik. 2 gün yanım da kaldıktan sonra bursa ya geri döndüler. Okulla açılmıştı fakat meryem okullar açıldıktan bir hafta sonra gelecekti. Bu kadar dayandım 1 hafta daha dayanabilirdim. O bir haftalık süreçte ise komşularımızla kaynaştık. Komşularımız demişken alt katta yurttan arkadaşlar kalıyordu. yan binada ise fatih mutlu, fatih güneş ve sevmediğim uğur ev tutmuştu. Anlıyacağınız gola kent de bizimdi artık.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    0
    Benim mahalleden çocukluk arkdaşım Ekrem, ismail müsaitsen yanına gelebilir miyim diye beni aradı. Ekrem için tabiî ki de müsaittim Ekrem benim en yakın arkdaşlarımın başında gelen bir insandır. Hani derler ya çocukluğunu bilirim diye bizimkisi de o muhabbet. Ekrem yanıma geldiğinde okullar açılmış üstünden 3 gün geçmişti. Meryem’in gelmesine de daha 4 gün vardı. Ekrem’in gelme sebebi ise tamamen aşk ızdırabının insan da bıraktığı olumsuz etki. Nasıl bir etki bu ? bu çocuk lise 1. Sınıftan beri bir kızla aşk yaşıyor o gün bugündür beraber mutlu bir şekilde yaşıyorlar. Daha sonradan olmuyacak bir kavga yüzünden ayrıldılar. Kavga sebebi ise askılı giyemezsin! Tabii kız bunu kabul etmiyor ben giyerim sen benim giyimime karışamazsın diyerek kavga çıkıyor ve büyüyor. Sonuç olarak ayrılıyorlar. Aradan uzunca bir zaman geçiyor Ekrem asabileşiyor ailesi ile sorunlar yaşıyor ve kafa dağıtmak amacıyla yanıma geliyor olay bundan ibaret. Hazır Ekrem demişken her şeyiyle anlatayım da akıllarda soru işareti kalmasın. Aradan bir sene geçiyor ve Ekrem dayanamayarak kızı arıyor ve barışıyorlar. Geçen sene bu zamanlar düğünleri oldu ve 2 ay sonra bir erkek bebekleri olacak.

    Aşkım bugün geliyor. 2 aylık hasret son bulacaktı artık. Sabah Edirne otobüsüne bindi ve öğlen 2 sularında Sakarya da olacaktı. Onun geldiği otobüs yurtlarının önünden geçiyordu. Ben de onu karşılamak için yurtlarının önüne gittim. Orada bambiş denilen bir cafe var onu orada bekliyordum. içim içime sığmıyordu heycandan yerimde duramıyordum. Nasıl durabilirdim ki aşkım geliyordu daha ne olsun. Sonunda otobüsü gelmişti çantalarını indirdikten sonra ona bir sarılışım vardı ki o 2 ay hasret kaldığım kokusunu içime çekiyordum. Sarılma faslı bittikten sonra eşyalarını yurdun kapısına kadar zütürdüm. Eşya deyip geçmeyin bir valizi beklide 30 kilo vardı. Yurda eşyalarını bıraktıktan sonra aşağıya yanıma indi. Aç mısın aşkım diye sordum o da azcık yesem olur diyerek bambiş dediğim kafeye oturduk ve poğaça börek filan yedik. Daha sonra oradan kalktıktan sonra orman parka gitmiştik ve orada uzun uzun hasret giderdik. Görüşmediğimiz zamanları birbirmize anlattık. Bol bol bakıştık ve bir çok şey…
    ···
  4. 54.
    0
    lan amk kimse mi yok. bırak okumayanlar bile tepki vermiyor kendi kendime takılıyorum burda!
    ···
  5. 55.
    0
    reserved
    ···
  6. 56.
    0
    2. sınıftık artık geçen senenin vermiş olduğu toyluğu üzerimizden atmıştık. ilişkimizin üzerinden 10 ay kadar geçmişti. Belki de bu zamanlar ilişkimizin en güzel günleriydi. Hiçbir problemimiz yoktu. Sırf sıkılmayalım diye kavga ettiğimiz dahi oluyordu. Meryem henüz benim yeni evimi görmemişti. Onu yeni evime zütürdüm. Eve geldikten sonra odamı filan gösterdim evi gezdirdim onun da çok hoşuna gitmişti. Aradan onca zaman geçmesine rağmen meryemle hiç sabahlamamıştık. Ben ne zaman hadi aşkım bu akşam ben de kal desem yurttan evi arıyorlar canım kalamam diyordu. Aslında biliyordum ki o kaldıkları yurt pansiyon tarzıydı ve kimse kimsenin evini aramıyordu. Ben de fazla ısrar etmiyordum zaten. Onun bu isteğine saygı duyuyordum.
    Meryem yurtta ki arkadaşlarıyla sorunlar yaşamaya başlamıştı. Özellikle erkek kılıklı esra ile sorun yaşamaya başlamıştı. Fakat neden sorun yaşadıklarını bir türlü bana anlatmıyordu. Onun yurdun da sorun yaşması ilişkimize de yansımaya başlamıştı olmadık şeylerde bana kızmaya başlamıştı. Ben ona ne zaman senin yurt arkadaşların çıkarcı ben sana daha önceden söylemiştim dediğim de bana da kızıyordu.
    ···
  7. 57.
    0
    Meryem ile çark caddesinde gezdikten sonra ben ona dedim ki hadi gel biz de film filan izleyelim hem bari bu akşam ben de kal ne olcak dedim. Azcık düşündükten sonra kabul etti tamam bu akşam sizde kalayım bari dedi. Şok olmuştum ilk defa aşkımla beraber aynı oda da kalacaktık. Eve gelmiştik onu odama zütürdüm ve bilgisayardan hiç unutmuyorum ona bir tane korku filmi açtım. Aşkım sen burada film izle ben bulaşık yıkayayım ve bakkala gidip bişeyler alayım diyerek onu orda bırakmıştım. ilişkimizin üstünden 10 ay geçmesine rağmen hala yanlış anlaşılmaktan korkuyordum. Acaba onu eve getirdim diye benim için yanlış düşünür mü korkusu vardı içimde. Sırf yanlış anlamasın beni diye yanına dahi sokulamıyordum. Hatta oturduğumuz kafeler de bile daha rahat hareket ediyorduk ama onu eve getirince nutkum tutuldu. Ben mutfakta oyalanırken aklım hep odanın içerisinde acaba meryem benim için ne düşünüyor diye kafa yoruyordum. Bir yandan çok mutluyum bir yandan da korkuyordum. Eğer bu ilk geceyi atlatabilirsem yanlış anlaşılmadan bundan sonrası için onun güvenini kazanırım diye düşünüyordum. Sonunda aradan yarım saat geçmişti ve yanına gitmeye karar verdim. Aşkım var mı benden bir isteğin arzun diye sormuştum. O da bana teşekkür ederim otur artık burada diye çıkıştı. Ben de hep ona varmı bir isteğin bak varsa söle hemen yapayım gibilerinden sıkıştırıyordum. Onun memnun olması demek benim için o akşam her şeyden önemliydi. Beraberce filmimizi izledik. O geceyi hala unutamıyordum aşkım benim kollarımın arasında uyuyacaktı. Acaba aynı yatakta mı uyusaydık yoksa ben karşı yatakta mı yatsaydım diye düşünüyordum. Üstümde ki acayip baskıyı bir türlü atamıyordum. Olaylara kendi penceremden bakmıyordum aslında bir de meryem’in açısından olaylara bakarsak şayet ilk defa bir insanla aynı oda da kalacaktı. işte ben bunu düşününce acaba meryem benden ürker mi düşüncesi oluşuyordu. Neyse ki o gece çok güzel bir şekilde uyuduk koyun koyuna. ilk defa aynı yastığa baş koymuştuk o akşam. Gola da ki evimizde ilk yan yana yatmamızdı. O yatakta 4 sene boyunca hep yan yana uyuduk. Önemli olan yan yana uyumak değildi aslında en ateşli kavgalarımız da birbirimizi en fazla kırdığımız anlar da dahi başka yerde uyumadık. O odanın bizde ayrı bir yeri vardı. Çok hatıralarımız vardı bizim orada. işte bu odaya ilk adımımızı böyle atmıştık. Belki de o akşam beraber uyuyarak birbirimizi ne kadar istediğimizi de belli etmiştik. Çok mutluydum hem de çok…
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    0
    reserved
    ···
  9. 59.
    0
    panpa pmden kitabını topluca at yarına okurum akşamda konuşuruz istersen böyle uğraşma amk
    ···
  10. 60.
    0
    Günler hızla geçip gidiyordu. Çok yakın da meryem’in doğum günü olan 13 kasım geliyordu. Onun için bir şeyler organize etmeliydim fakat bu konularda ben çok sıradan şeyler yapıyordum. Hatta aşkım doğum günün de sana ne alayım ya da doğum gününde baş başa kutlayalım gibi sürprizlerden uzak şeyler yapıyordum. Evet ben sürprizlerden ve kadın ruhundan pek anlayan bir insan değildim. Ona bir hediye alacaktım fakat ne alacağımı hala seçememiştim. Bir gün hediye almak için çarşıya gittim ve ona siyah bir ceket aldım. Paket yaptırdım ve eve getirdim. 13 kasım akşamı meryem’i bizim eve davet etmiştim. Her şeyi organize ettim. Çocukları kahveye gönderdim ben ise evi bir güzel temizledikten sonra masayı kurmuştum. Sonunda meryem dersten çıkıp bize gelmişti. Onunla ilk doğum günü kutlaması yapacaktık. Evde kimse yoktu. Vize zamanı yaklaşmasına rağmen sağ olsun çocuklar ders çalışmaktansa beni kırmayıp kahveye gitmişlerdi. Gerçi o senelerde vize zamanı kahveye hep giderdik bunu bir marifetmiş gibi anlatmama da gerek yoktu aslında. Daha sonradan meryem ‘e hediyesini verdim ve çok beğendi üstüne de çok güzel oturdu. O gece mum ışığında pasta yerken birden aklımıza şarap alsak bu anı daha güzel yapar mı diye bir düşünce geldi. Hemen ardından kendimi bayiden şarap alırken buldum. Meryem bir bardak içti yada içmedi , ben ise şişenin yarısından çoğunu içmiştim. O gün çok güzel romantik bir şekilde son buldu. Beraber şarkılar söyledik, birbirimize aşk sözleri fısıldadık.
    ilişkimiz tüm hızıyla ve coşkusuyla devam ediyordu. Çok iyi anlaşıyorduk. Etraftan bizi görenler ilişkimize imrenerek ,hafiften kıskanarak bakıyorlardı. Bunların hepsini hissediyordum ben. Fakültenin en iyi çifti bizdik. Her arada beraber takılırdık , kafeteryaya giderdik. Artık ilişkimizin ilk yılı dolmak üzereydi 14 aralık’ta ilk senemizi bitirecektik. ilk senemizi özetleyecek olursak ; müthiş bir ilişkinin temellerini atmıştık. Birbirimize çok yakışıyorduk ve anlaşıyorduk birbirimizin yanında hiç sıkılmıyorduk. Ben Meryem’i çok seviyordum.
    ···
  11. 61.
    0
    @51 panpa o zaman çok uzun uzun atayım buraya bari arada kesmeler yaptığımdan dolayı böyle atıyorum.
    ···
  12. 62.
    0
    @53 panpacım pmden mail adresimi atayım sana sen gönder kitabını bana okurum sonra tartışırız ne istiyorsan böyle bölük pörçük kitap mı okunur ayrıca ben olsam emeğimi böyle basitçe kullanmazdım buralarda
    ···
  13. 63.
    0
    2.YIL

    Yıl başı yaklaşıyordu. Yılbaşında bir şeyler yapmak gerekirdi. O zamana kadar meryem ile hep baş başa takılmıştık. Yılbaşında ise grup olarak bir şeyler yapmak gerekirdi , asıl tadı o zaman çıkardı yılbaşının.O gün geldiğinde bizim evde tüm yurttaki arkadaşlar alem yapacaktı. O hafta ayrıca hazmi’nin Gebze den arkadaşı Burak ve sevgilisi de bizdeydi. Hazmi ise bizim bölümden Ayşe adında bir kızla çıkıyordu. Meryem bizim ortamda ki herkesle hemen hemen tanışmıştı. Ayşe ile çok iyi anlaşıyordu. Yılbaşı akşamı hazmi, ayşe, meryem ve ben çarkta dolaşıyorduk. Boş bir mekan arıyorduk eğlenmek için fakat kafamıza göre bir yer bulamamıştık. Daha sonradan çok sıkıldık yolda boş boş yürümeye başladık. Gerçekten canımız sıkılıyordu. Eve gitsek, ev de en az 20 kişi eğleniyordu fakat kızlarla o ortama girilemezdi. Çünkü ortamdan başka kız yoktu ve herkes sarhoştu ayrıca biz oraya gittiğimiz zaman çocuklar bizden çekinir ve rahat hareket edemezlerdi. Sonunda eve gittik çoğu sızmıştı. Orada ben Esat ‘ a dedim ki siz de kim var? O da kimse yok bize gitsenize dedi. Bu bizim için çok güzel bir haberdi. Burak sevgilisi ile hazmi’de ayşe ile bir odayı aldı. Meryem ile ben ise arka odayı geçen sene kavga ettiğim, sevmediğim uğur’un odasını almıştık. Eve gelmeden önce biraz alkol almıştık yanımızda. Biraz dediğime bakmayın 6 tane bira almıştık. Meryem 1 tanesini içti ve başka içmedi. Geri kalanını da ben içtim. Şimdi gelelim o akşam ki baş başa yaşadıklarımıza. Ben de alkolün de vermiş olduğu rahatlıkla içimden geçen her şeyi meryem’ e anlatıyordum. O da bana içinden geçenleri anlatıyordu. Size ortamı söylecek olursam şayet etraf karanlıktı. Göz gözü görmüyordu. Çift kişilik bir yatak ve yatağın üstünde meryem oturuyordu. Ben de hemen karşısında pencerenin yanında oturuyordum. Elimde bira bir yandan da şarkı söylüyorduk beraber. O kadar kendimizi kaptırmıştık ki bizi duyan varmış yokmuş hiç umrumuzda bile değildi. O gece beklide o ana kadar yaşadığım en güzel geceydi. Beraber düet yapıyorduk;
    - ‘’Sırılsıklam aşık olsam, sırılsıklam aşık olsaaaam’’ şarkısını bir ağızdan söylüyorduk. Bu söylediklerimizi meryem telefona kayıt etmişti. Ne zaman canımız sıkılsa o şarkıyı açar o günü hayal ederdik. O gün gerçekten birbirimizi tamamladığımızı daha iyi anlamıştım. Nasıl bu kanıya vardığımı da anlatayım.
    Sonuç olarak o gün evde bizim dışımız da iki çift daha vardı fakat biz diğerleri gibi uyumak yada sevişmeyi düşünmüyorduk. Biz sadece birbirimizin değerini bilip eğlenmek için uğraşıyorduk. Biz çok güzel tamamlıyorduk birbirimizi. Karanlık oda da sevgilinin gözlerine bakarak şarkı söylemenin ne olduğunu o akşam anlamıştım. O akşam anlamıştım meryem ile zamanın dolu dizgin geçeceğini. O akşam anlamıştım karşımdaki insanla hayatımı birleştirsem mutsuz olmayacağımı!
    Ertesi gün uyandığımızda bizi görenler - ya akşam nasıl bir alem yaptınız siz, demekten alamıyordu kendisini. Evet biz akşam çok güzel bir alem yapmıştık fakat o evde bizi başkaları duyacak korkusuna hiç kapılmamıştık, dedim ya anı yaşıyorduk…
    Tümünü Göster
    ···
  14. 64.
    0
    Yılbaşı geçtikten sonra finallerimiz başlayacaktı. Benim derslerim açık konuşmak gerekirse çok kötüydü. Fazla da kafaya takmıyordum dersleri çünkü çok mutluydum. Derslerin önem sırası benim için çok gerilerdeydi. Meryem derslerinde orta derecede bir insandı. Fakat o bana göre daha çalışkan bir insandı. Sınav zamanı derslerine çalışırdı en azından. Hatta hep birbirimize takılırdık. O bana tembel derdi. Ben ise senin bölümün üniversitenin en kolay bölümü diyerek hıncımı alırdım. Birbirimize bu şekilde takılır egolarımızı tatmin ederdik. Aslın da benim savunulacak bir yanım yoktu, evet tembeldim. O zamanlar ortalamam 1’in altındaydı. 1.8 i geçmem hayaldi benim için. ilk dönem finallere girdikten sonra bitecekti. ilk dönemi çok güzel şekilde geçiriyorduk meryemle. Artık onunla ilişkimizin tavan yaptığı yılları yaşıyorduk. Kusursuzca ilerliyorduk ilişkimizde. Meryem her hafta 1 yada 2 gün mutlaka ben de kalırdı. Sabahlara kadar dedikodu yapar, korku filmi izlerdik. Sabah ezanı okununca da uyurduk. Dedikodu demişken, bizim meryemle çok pis huyumuz vardı. Ne zaman muhabbeti bitirsek yada film izlemekten sıkılsak direk etrafımızdakilerin dedikodularını yapardık. Saatlarce dedikodu yaptığımızı hatırlarım.
    Meryem bizde kaldığında çok geç yatardık. Akşam yemeğini saat 9 civarında yediğimizden dolayı gecenin olmadık saatinde karınımız acıkırdı. Benim için problem olmuyordu ben gece açlığa dayanabilirdim fakat meryem tam uyuyacağımız sırada yastığımın üzerine oturur ve ‘’ben acıktım ismail beni doyur!’’ diye bağırırdı. Ben de manyakmısın bu saatte nerden ne bulalım diyerek yatmasını isterdim ama daha bugüne kadar onu hiç ikna edemedim. Bizim evde genelde yiyecek sıkıntısı çekilirdi. Dışarıdan yiyorduk hep, o yüzden gecenin 4’ünde dışarıya çıkmaktan başka çare bırakmıyordu meryem. O anların bile tadı bir başka oluyor aslında. Ben biraz naz yapıyordum -ben gitmem diye , meryem ise o zaman ben tek başıma kız halimle giderim diyordu. Biliyordu tabiî ki de benim de peşinden geleceğimi. O saatte kovalambaç oynar şekilde bağıra çağıra apartmandan çıkar ve mavi durağın oralarda yemek yemeğe yer arardık. Daha çok köfteci Hüseyin açık olduğundan orada karnımızı doyururduk.
    ilk dönemi bitirmiştik. Aşkımla 20 gün ayrı kalacaktık yine. Memleketlerimize gidince her zaman yaptığımız gibi telefonlaşırdık. Birbirimize fazla gezmiyeceğimize dair sözler verirdik. Ben saat 10 oldu mu hemen eve giderdim. Eve gittiğime inanması için de hemen onu arardım. Benim doğum günüm hep ara tatile denk gelirdi. Gece saat 12 oldu mu aşkım bana doğum günümü kutlayan mesajı atmıştı. ilerleyen sayfalarda bu doğum günü mesajlarının başımıza açtıklarından da bahsedeceğim.
    Biraz da ara tatildeyken ne yaptıklarımızdan bahsedeyim. Ben sabahlara kadar oturur ve genelde otururken meryemle mesajlaşırdım. Geç uyuduğumdan dolayı sabahları daha doğrusu öğlen 3 gibi uyanırdım. Akşam 7 gibi dışarı çıkardım. Çıkmadan önce aşkım ben dışarı çıkıyorum haberin olsun diye mesaj atardım. Karşıdan da genelde her akşam çıkıyosun bu akşamda çıkma diye bir tepki alırdım. Çıktığım da ise yaptığım tek şey kahveye gidip oyun oynamak ya da iş yerinde takılmak oluyordu. Meryem ise nadir çıkardı dışarıya. Çıktığın da ise onun en yakın arkadaşı nergisle bir kafeye yada onların evine giderdi. Nergislerin evine gittiği zaman genelde yatıya kalırdı. Orada yatıya kaldığın da ise telefonla konuşmamız daha rahat oluyordu. Geceleri uzun uzun telefonla konuşurduk nergislerde kaldığında. Ayrıca nergislerin evde internet olduğundan bol bol kamera açar hasret giderirdik. Nergis demişken biraz da ondan bahsetmek gerekir. Nergis meryem’in tanıdığım arkdaşları arasında en iyisi ve en cana yakın olanı diyebilirim. Aklımda daha çok aşk acısı çeken birisi olarak yer edinmiştir. Meryemle konuştuğumuzda arada telefonu o da alır ve onunla da konuşurduk. Bana sevgilisinin yaptıklarından bahseder benim fikrimi sorardı. Ben ise yapıcı konuşmalar yapar aralarını düzeltmeye çalışırcasına konuşurdum. Nergis bana göre( ilk zamanlar için konuşuyorum )bir ilişkide karşı tarafa çok kolay bağlanan bir insan izlenimi bırakmıştı. Karşısında ki insanı çok seviyordu fakat sevdiğinin karşılığını almakta zorlanıyordu ya da daha fazlasını hak ettiğini düşünüyordu. Son derece duygusal bir insandı nergis. ilk izlenimlerim bu yöndeydi aşkımın en yakın arkadaşı için.
    Ara tatil bittikten sonra artık vuslat yaklaşmıştı. Sakarya ya gitmeye can atıyordum. Orada aşkımla hasret gidermeyi, aynı yastığa baş koymayı, sabahlara kadar dedikodu ve korku filmi izlemeyi özlemiştim. Benim için Sakarya, üniversite okumaktan çok bunları yapmaya geliyormuşum izlenimi veriyordu.
    14 şubat yaklaşıyordu. Beni meryem’e ne hediye alacağım telaşı sarmıştı. Düşünüyor düşünüyor işin içinden çıkamıyordum. Daha sonra aklıma , ona bir çanta alsam hiç fena olmayacağı fikri geldi. Çanta almasına alayım fakat ben bayan çantasından ne anlarım. Hele bir bayan için çanta çok önemlidir her gün koluna taktığı aksesuarı uzun uzun incelemeler sonucu alırlar. Ben büyük bir risk alıp ona çanta alacaktım.
    Benim yurttan çok sevdiğim iki arkadaşım Şahin ve Davut çark caddesinin arka tarafında adaçark adında bir yurtta kalıyorlardı. Bazen evde yemek olmadığı zamanlar onların yurda yemek yemeğe ve sohbet etmeye giderdim. Bu iki kişi benim Sakarya ‘da en sevdiğim arkadaşlarımdandı. Hani derler ya yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez diye işte bunlar benim için tam da öyleydi. 13 şubat günü ben onların yurda gitmiştim, yemeği yedikten sonra oda da otururken’’ – hadi kalkın lan hediye almaya gidiyoruz’’ diyerek bunlarla beraber çarkta kadın çantası aramaya başladık. O gün de yerlerde baya bir kar vardı ve hava acayip soğuktu. Sağolsunlar beni kırmayarak çark caddesinde bayan çantası aramaya başladık. Görende kadın çantasından çok anlayacağımızı zanneder. ilk girdiğimiz dükkan da çantadan anlıyormuşcasına çantaları inceliyorduk. Daha sonradan orada çalışan adam bizimle ilgilendi. Muhtemelen her halimizden okunuyordu hediye bakmaya geldiğimiz ve bu işin içinden çıkamayacağımız. Davut ve şahin belki de hayatları boyunca bir kıza hediye almamışlardır. Bende tutup onları hediyelerin beğenilmesi en zor olan çanta alımı için yanımda sürüklüyordum. Her neyse orada çalışan bize modelleri gösteriyordu.- bu çanta bu senenin en gözde çantası kızlar bu çantaya bayılıyor gibi klişe laflar söylüyordu. Ben ise -vay be, belli zaten çok güzel, ben buradayım diyor çanta gibi saçma sapan tepkiler veriyordum. Sonunda pek fazla da bakınmamak için bu çantayı alıyorum dedim. Azıcık çantanın tipinden bahsedecek olursam kahverengi tak gibi bir çantaydı fakat içi genişti çok fonksiyonlu bir çantaydı. Satıcı da beni kandırmıştı diyebilirim. O çantayı o gün oradan almıştım ve poşete koydurmuştum. Rahattım artık hediye faslı da bitmişti. 14 şubatı bekliyordum.
    Sevgililer günü geldi çattı. Aşkımla buluşmuştum. O gün yine bizim için anlam ve önemi büyük olduğundan aşkımızı dile getiren aşk sözcükleri söyledik birbirimize ardından da hediyelerimizi verdik. Meryem bana parfüm takımı almıştı. Hediyesini çok beğenmiştim ve teşekkür ettim. Sıra benim hediyeme geldiğinde ise çok şaşırmıştı benim hediyeme. Baştan beğenir gibi oldu fakat daha sonradan azında ki baklayı çıkardı ‘’aşkım aldığın hediye çok güzel iyi düşünmüşsün’’ gibi yarım ağızla konuşuyordu. Fakat ben anlamıştım tam olarak beğenmemişti aldığım çantayı. Daha sonradan apar topar çantayı değiştirmeye gittik evet aynen öyle aldığım hediyeyi değiştirmeye gittik. Mağazaya girince meryem çantalara bakıyordu ben de yanında takılıyordum. Sonunda başka bir çanta beğenmişti. Aslında beğendi çanta açık konuşmak gerekirse benim aldığımın yanında daha sönük kalıyordu. Arada ki fiyat farkını ödedikten sonra mağazadan ayrıldık. O gün eğlenceli bir şekilde son bulmuştu.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    0
    Bu zamana kadar çok nadir kavga ediyorduk. Kavgalarımız da genelde ilgisiz olduğumdan dolayı çıkıyordu. Evet o zamana kadar bana böyle bir terim kullanmıyordu. ilgisizlik şimdiki kavgalarımızın temelini oluşturuyordu. Bana kalırsa ben ona karşı çok ilgiliydim fakat benim ilgim onu karşılayacak cinsten değilmiş. Her zaman başıma kakıyordu bana neden ilgisizsin diye, bende ona ben böyleyim ayrıca sana karşı da gayet ilgiliyim diyerek cevaplıyordum. Kabul etmiyordum ilgisiz olmayı. Hemen hemen her gün beraber takılır. Akşamları da telefonla görüşürdük. Başka bir kavga sebebimiz de o sene facebook yeni yeni revaçta olmaya başlamıştı. Biz de oradan bir hesap açtık daha doğrusu ben hesap açınca meryem de açtı. Aslında doğru kullanıldıktan sonra facebook o kadar da kötü bir şey değildi. Burada ki kavgalarımız da baya bir hiddetli oluyordu. Sebeplerine gelince onun tanımadığı ve benim lise yada bursa da ki mahalle arkadaşlarımın bende ekli olmasıydı. Tamam ben buna hak verebilirim sonuçta meryem kıskanç bir insandı ve beni kıskanması kadar doğal bir şey de olamazdı. Ben de onu kıskanırdım. Bir gün meryem bizde kalırken oda da birbirimizin facebooklarına giriyorduk , bakalım kimlerle arkadaş ve kimlerle konuşuyor diye. Benim şifrem onda vardı ve ben çok rahattım ona yanlış gelebilecek bir şey yapmadığımdan adım gibi emindim. Öyle de oldu benimkisini kapadıktan sonra onun facebookunu açtık . tanımadığı bir kişiyle konuşmuştu. Konuşma şekli benim sevgilim var demesine rağmen onunla daha önce muhabbet etmiş olduğu mesajların gönderiliş biçimden belliydi. O akşam o muhabbet yüzünden birbirimizi kırmıştık. Ama biz ne kadar büyük kavga etsekte eğer yan yanaysak küslüğümüz çok fazla sürmüyor. O akşam her ne kadar ona kızsam da ben yine de büyük bir jest yaptım. Bizim alt katımızda coşku, hakkı ve bahadır diye çok sevdiğim 3 arkadaşım oturuyordu. Biz kavga ettikten sonra aşağıdan çok güzel gitar ve şarkı sesleri geliyordu. Sonra aşağıya inip’’ nabıyosunuz? Bizde meryemle oturuyoruz canımız sıkıldı yanınızda takılabilirmiyiz? ‘’ demek için aşağıya inmiştim. Normalde ben bu tarz şeyleri pek yapmam fakat o akşam en azından kafamız dağılsın diye bunu yaptım. Meryem’e de hadi aşağıya fasıl yapmaya inelim dedim. O da dünden razıydı çok severdi böyle şeyleri, sevdiğini bildiğim için ben de mutsuz olmamak adına hep beraber eğlenmeye indik. Onlar çaldı biz söyledik. Ben size meryem’in sesinin ne kadar güzel olduğunu söylemiş miydim? Meryem’in sesi, Allah’ı var çok güzeldi. Onunla alem yapması gerçekten çok güzel oluyordu. O akşam da deli gibi şarkı söylemiştik. Şuan demek istediğim biz yarım saat önce ayrılma derecesine kadar kavga etsekte 1 saat sonra öyle bir hale geliriz ki bizi görenler -bu çift hayatı boyunca kavga etmemiştir filan der o derece yani.
    Ayrılmaktan bahsetmişken sizlere bir olay daha anlatacağım. Zannedersem 2. Senemizin mart ayı gibiydi. Bizim genelde 2. Senede çokça takıldığımız ‘’Çatı kafe’’ diye bir kafe vardı. Sık sık oraya giderdik. Ayrıca bu kafenin bir uğursuzluğu olduğuna inanıyorduk. Muhtemelen o kafe de 4 kere ayrılmışızdır. Artık çalışanlar bile şaşırmıştır bizi görünce. El ele içeri girer üzgün bir ifadeyle oradan ayrılırdık. işte böyle uğursuz bir mekandı orası. Yine böyle bir gün de meryem benden ayrılmıştı o kafede Ayrılma sebebi ise benim ona olan ilgizsizliğimmiş. Ne kadar dil döksem de ayrılmayı kafaya koymuştu. O gün de bende sinirlenerek ordan tek başıma uzaklaşmıştım. Ardından eve gittiğimde bir telefon geldi arayan meryem’in yurdundan yakın bir kız arkadaşıydı ( adını o kadar hatırlamaya çalışsam da getiremedim). Bu kız mavi gözlü aslen Sakarya ‘nın köylerindendi. Bu sene meryem’in yurduna gelmişti ve biranda meryem’in sevdiği ve benim de kanımın ısındığı, yanlışını pek görmediğim, saygı duyduğum bir insandı. Telefonu açtığımda benim çatı kafeye gelmemi istedi. Bende meryem benden ayrıldı gelmeme gerek yok dedikçe sen gel dedi konuşacaklarımız var diyerek beni ikna etti. Aslında ikna etti değil de ben dünden razı olduğum için öyle oldu. Tekrar dolmuşa binerek çatı kafeye gittim. Meryem de oradaydı doğal olarak. Sonra o arkadaşı bizi barıştırdı zaten meryem ‘de pişmanmış. işte bizim böyle saatlik ayrılmalarımız oldu. Abartmıyorum ama ilişkimiz boyunca belki 15 kere ayrılmışızdır.
    O gün arkadaşının bana yaptığı jest hoşuma gittiğinden dolayı bir akşam meryemle beraber onu bizim evde misafir etmiştim. Ben meryemle uyurken o da karşı çekyatta yatıyordu. ilk defa odamızda bir misafir ağırlamıştık. Daha sonradan dışarıya çıktığımızda mutlaka onu da arar yanımıza gelmesini isterdik. Onun çıktığı yoktu ve meryemle ona bir sevgili yapsak fena olmaz diye düşünüyorduk hem grup olarak takılırız daha güzel vakit geçerdi. Benim aklımda ise ona göre bir sevgili adayı olarak şahin’i uygun görüyordum. Bir gün ortam ayarladık ve çarkın arka sokaklarında bir diskoya gitmeye karar verdik. Neden disko olduğu ise şahin çok güzel dans ettiği ve kızı böylelikle daha kolay etkileyebileceğini düşündüğümüzdendi. Yanımıza Davut’u da almıştık. Şahin, Davut , meryem, ben ve arkadaşı diskoya gittik. Baya güldük eğlendik dans ettik. ilk defa meryemle karşılıklı dans etmiştim o gün. Daha sonradan benim dans etmemle baya dalga geçtiler ya orası ayrı konu. Fakat ben kafam güzel değilse çok kötü dans ederim, o gün de aynısı oldu. Gerçekten berbat bir dans edişim vardı kabul ediyorum. O gün güzel geçmesine rağmen, buluşma amacı onların arasını yapmaktı fakat ikiside birbirinden hani derler ya elektrik alamamış. Bu yüzden sonuç olarak aralarını yapamadık.
    O aralar meryemle bir iyi bir kötüydük. ilişkimizde artık kavga kendini yavaş yavaş hissettiriyordu fakat bu kavgalar duygularımızda gram azalma meydana getirmiyordu , aksine daha sıkı sıkı birbirimize sarılmamızı sağlıyordu. Hazır kavgalarımızı anlatmaya başlamışken ilginç kavgalarımızdan birini daha anlatayım. Aylardan nisan olması lazım. Kavga sebebimizde o zamanlar çok revaçta olan facebook kavgalarımızdandı. Ben facebookta kimseyle muhabbet etmem, kimseyi eklemem ve sadece oyun oynardım. Oynadığım oyun ise pokerdi. Çok seviyordum o oyunu. Orada oyun oynarken benim oyunun parası diye tabir edilen chip’im bitmişti. Oradan bir tane kız bana yüklü miktarda chip verdi. Daha sonradan oyun arkadaşı olmuştuk. Benim yaptığım tamamen çıkar üzerine kuruluydu. Oyuna girdiğimde ondan bir kereliğine mahsus olmak üzere chip almıştım. Muhabbet bu kadar başkada bir şey olmadı hiçbir şekilde. Benim facebook şifrem meryem’de de vardı. Her yaptığımı takip ediyordu. Ben yine kendimden çok eminim yanlış yapmadığıma dair. Bir gün meryem facebook u kurcalarken benim bununla olan poker arkadaşlığımı gördü ve beni asılsız şeylerle suçladı. Hayır aşkım hiç bişi yapmıyorum dedikçe sen bu huuryla beni mi aldatıyorsuna kadar beni suçlamalar olmuyacak triplere giriyordu. Evet belki de ben yanlış yapmıştım ondan chip alarak fakat bu kadar büyütülcek bişi göremiyordum. O zamanlar bu olaylar yüzünden çok başımız ağrımıştı. Sonunda dayanamarak facebooklarımızı kapatmıştık. Evet facebook bir ilişki için son derece tehlikeli bir icattır benden söylemesi.
    O sene artık havalar ısınmaya başlamıştı günlerimiz arada kavga etsekte çok güzel geçiyordu. Meryem artık bizim evin müdayimi olmuştu. Benim arkadaşlarımın hemen hemen hepsiyle tanışmıştı. Çift olarak sevildiğimizi düşünüyorum. Bize muhakkak haftada bir yada iki gün kalmaya gelirdi. Bizim onunla ne zaman canımız sıkılsa olmayacak muhabbetlere girerdik. Neydi peki bu olmayacak muhabbetler? Cinlerden, perilerden, insan enerjisinden gibi fizikötesi konulardı. Bir gün evde hazmi, ayşe, togi, meryem ve ben takılıyoruz. Gecenin 3’ü gibi dokunarak insan kaldırmayı denedik. Tüm lambaları kapattık ve meryem’i sandalyeye oturttuk daha sonra parmaklarımızla hissetmeye çalıştık ama nafile. Başaramamıştık zaten yaptığımızda son derece saçmaydı. Bu tip işler hep meryem’in başı altından çıkıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    0
    Meryem yurdundan o kadar nefret eder hale gelmişti ki her fırsatta bana yurtta ki yaşadığı olayları anlatıyordu. Esra rahatsız ediyor, filizle kavga ediyor, başka anlaşamadığı insanlar da cabası. Ben her zaman ona bak şu kişiler kötü dediğimde ise suçlu ben oluyordum fakat benim kötü dediğim kişilerce hep kendisine yamuk yapıldı. Bir gece telefonum çaldı meryem arıyordu. Saat 1 buçuk suları. Aşkım sana istiyacım var yurtta sorun yaşıyorum çabuk buraya gel. Başka bir açıklama getirmemişti zaten bende sormadım bile ne oluyor diye. Direk yaz okulunda beraber kaldığım oğuzu arayarak araba ile gelmesini işimiz olduğunu sölemiştim. O da kırmadı hemen geldi. Yanıma ne olur ne olmaz diyerek tolgayı da alarak onların yurdu basmaya gittim. Hatta meryem beni aradığında coşkularda oyun oynuyordum apar topar çıkarken onlar da biz de geliyoruz ismail dediler ama sonuçta kız yurduna gidiyoruz büyütülcek bir olay olmadığını düşünerek bir tek tolga ve oğuzla gitmiştim. Yurdun önüne geldiğimde meryem cama çıktı bana açıklama yapmaya çalışıyordu. Hatta tüm yurt camlara çıkmıştı bizi izliyordu. Ben hala neden orada olduğumuzu anlamamıştım. Daha sonradan onların cama tırmanmaya karar verdim giriş kapısının ordan fakat meryem yapmamamı istedi. Meğersem sokak kapısını kitlemişler ve meryem de yöneticiyle kavga etmiş beni de o yüzden yurttan beni zütürmem için çağırmış. Ben oraya gidince de bu isteğinden vazgeçmişti. Neyse ki ben daha kötüsünü düşünerek oraya gitmiştim böyle bir olayla karşılaşınca biraz da olsa rahatlamıştım hatta içten içten sevinmiştim beni yanında bu derece istemesine.
    Meryem’in o yurttan çıkmasını ben de istiyordum. Artık o yurt onun pgibolojisin bozdukça etkisi ve acısı benden yani ilişkimizden çıkıyordu. Meryem yurtta olmadığı zamanlar yani yanımda yahut okulda olduğu zamanlar çok iyi anlaşıyorduk fakat ne zaman yurda gitse morali bozuk bir şekilde beni arıyor ve yeni bir olay anlatıyordu. Sizlere yurtta yaşadıklarından bir parça bölüm anlatayım. Hani size adını hatırlayamadığım şahine ayarlamaya çalıştığım bir arkadaşı vardı ya heh işte onunla beraber meryem, meryem’in dolabında bir muska bulmuşlar. Daha sonradan anlaşılıyor ki bu buldukları muska aslında biri tarafından oraya büyü yapmak maksadıyla bırakılmış. Anlayacağınız bu kadar boş işlerle uğraşan bir yurt ortamı vardı orada. Zaten bu olaydan sonra da kesnin olarak o yurttan ayrılmaya karar verdi.
    Biz kendi ilişkimizin dışında iyi birer çöp çatandıkta. Başka arkadaşların başını bağlamakta üstümüze yoktu. Bunların arasından şuan da hala devam eden bir ilişkinin temellerini biz atmıştık. Bu ilişki ömer ve Fatma’nın ilişkisiydi. Ömer benim sınıfta en samimi olduğum arkadaşımdı. Zamanında tolga ile beraber abi evine çıktığımızda ömer’de oradaydı hatta ömer’ de oradaydı demek yanlış olur ömer için o evi seçmiştim. Günümüzde de hala konuştuğum can ciğer olduğum sıkıntılarımı paylaştığım çok iyi bir dostumdur. Fatma ise meryem’in sınıfından meryemle arası çok iyi olan bir kızdı. O aralar meryem Fatma’ya birini bulsak mı ismail senin arkadaşlarından diye sormuştu. Ben de fakülteden birisini bulsak daha mantıklı olacağını düşünüyordum. Hem her zaman beraber olabileceklerinden dolayı çocuğun gözü önünde olur mantığından aklıma direk ömer geldi. Ben ömer’e konuyu açtığımda onun dünden razı olduğunu gördüm. Fatma da tanışmayı kabul edince bunları bir araya getirmek kalıyordu. bir gün ders bittikten sonra buluştuk ve durakların orada ‘’durak kafe’’ de oturduk. Güzel bir sohbet ortamı oluşmuştu. Fatma ve ömer birbirinden hoşlanmışlardı. Gel zaman git zaman bunlar çıkmaya başladı ve bizde aşkımla beraber büyük bir hayır işledik. Günümüzde de devam eden bu ilişkide şuan ömer ile Fatma nişanlı ve çok yakın bir süre içersinde evlenecekler inşallah.
    Artık okulun sonuna yaklaşıyorduk. Bu sene bahar şenlikleri yapılmayacaktı okulda. Sebebi ise geçen sene okulda cinayet işlenmişti. Sene sonunda mühendislik fakültesinde okuyan bir öğrenci bizim bölümde okuyan sevgilisini silahla öldürmüştü. Devlet yurduna giderken kızın arkasından yaklaşarak Zehra diye bağırdı ve kıza 2 kurşun sıktı. Kız orada can vermişti. Daha sonra silahı kendi kafasına dayayarak kendinide öldürmüştü. Bu olaydan dolayı bu sene bahar şenlikleri olmayacaktı.
    Finaller geldi çattı. Benim derslerim yine her zamanki gibi kötüydü. Fakat geçen seneye nazaran az daha iyiydi en azından bu sene ders geçebiliyordum. Finallerim orta halli geçmişti. Muhtemelen 1.8 ortalamaya yaklaşamıyacaktım ki zaten öylede oldu. Benim 2. Sınıf ortalamam 1.38 di. Yani yaz okulunda aldığım tüm derleri en az bb ortalama ile geçecektim. Bb ortalama benim için imkansız gibi görünüyordu. Çünkü daha o zamana kadar benim hiçbir dersim bb gelmemişti. Zaten bu yaz okulunda meryem de gelmeyecekti. Hatta ben nasılsa 1.8 e takıldım gelmeme dahi gerek olmadığını düşünüyordum ki meryem benim yaz okuluna gelmem gerektiği konusunda ısrar etti. Onun derslerine gelecek olursak 3. Sınıfa geçmişti ortalaması 2.20 olduğunu düşünüyorum. Takıntılı dersi de yoktu veyahut 1 tane vardı ve onun da yaz okulunda açılma imkanı yoktu. Gerçi açılsa bile bu sene kesin olarak gelemezdi yaz okuluna.
    Meryemle uzun bir süre görüşemeyeceğimiz için ikimizde son derece mutsuzduk. Birbirimizi avutuyor ne var canım göz açıp kapayana kadar geçer zaman diye kandırıyorduk kendimizi. Bütün çocuklar memleketlerine dağılmıştı. Meryem’in yurdu da kapanmıştı. Biz de meryem’le uzun zaman görüşemeyeceğimizden evlerimize 4 gün geç gitmeye karar verdik. O 4 günü biz de geçirecektik. Zaten evde de kimse yoktu. istediğimiz gibi takılıyorduk. Akşamları çarka çıkıyor, mesire alanına gidiyorduk. içimizde burukluk vardı ama birbirimize hissettirmiyorduk. Eve dönerken bir çok film alarak evde izliyorduk. Geceleri acıkınca sokağa çıkar yemek yerdik. Hayatımda ilk defa meryemle baş başa bu kadar çok zaman geçirmiştim. Nasıl birbirimizden ayrılacaktık. Akşamları ayrılık aklımıza gelir ve hüzünlenirdik. Hüzünlenince ise ağlamaya başlardık. Dile kolay tam 3 ay ayrı kalacaktık. Daha önceleri de ayrı kaldık fakat bu kadar uzun sürelisi ilk defa olacaktı.
    O 4 gün göz açıp kapayana kadar geçmişti. Ayrılık vakti geldi çattı. Onunla daha çok zaman geçirmek için, meryemle birlikte ben de istanbul’a kadar eşlik edecektim, oradan da bursa’ya geri dönecektim. O gün, akşam çok az uyuduğumuzdan ben istanbul otobüsünde uyuya kalmışım. Meryem’de beni uyandırmaya kıyamadığından gözümü istanbul’da açmıştım. Son kez onun omzunda uyumuştum. Otobüsten indikten sonra volkan turizmden ona Edirne bileti almıştık. Otobüsünün kalkmasına yarım saat vardı. Hava da o gün felaket derece de sıcaktı. Bir banka oturduk ve konuşacak konu bulamıyorduk. Tek dediğimiz şey aşkım şimdi memleketlerimizde birbirimizin sözünden çıkmayalım çok iyi anlaşalım gibilerinden hep yapıcı cümleler kurmaktı. Otobüs saati geldi ve orada birbirimize sarılarak ayrıldık. Aşkımla uzun bir süre görüşemeyecektik ne yazık ki. Ben de onu bindirdikten sonra kendi otobüsüme bilet aldım ve meryem’i düşünerek uykuya daldım ta ki bursa’ya varınca gözlerimi açtım…
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    0
    Yaz okulu başlamasına daha 15 gün vardı. Meryemle klagib konuşmalarımızı yapıyorduk her gün. Meryemler o yaz eve internet bağlantısı çekmişti. Artık düzenli şekilde birbirimize kamera açıp saatlerce yüz yüze konuşuyorduk. internet olması bir nebze olsun özlemimizi gideriyordu. Gece geç saatlere kadar oturur akşamları da ben kahveye çıkardım. Yaz okulunu bekleyene kadar günlerim böyle geçiyordu.
    Yaz okulu başlamıştı. Bizim evimizde de değişiklik olmuştu. Tolga evden ayrıldı. Onun yerine ise eve şahin ve Davut gelmişti. Tolga’nın evden ayrılma sebebi ise sorumsuzluğundandı. Tamam biz de sorumsuzduk fakat en azından karşı tarafa sorumsuzluğundan dolayı ses çıkarmıyorduk. Bir gün odam da telefonla meryemle görüşürken salonda hararetli konuşmalar oluyordu. O kadar ses yapıyorlardı ki ben oda da kapı kapalı olmasına rağmen rahatsız olmuştum. Gelen sesler meryem ‘e kadar ulaşıyordu. Telefonu kapadıktan sonra ben içerde ne oluyor diye salona geçtim. O gün ev baya bi kalabalıktı. Şükrüler , mancılar, Davut , şahin hemen hemen hepsi oradaydı. içeri girdiğimde tolga hazmiye bağrıyordu sen ne işe yarıyosun ki evde bide bana laf söylüyosun diye. Halbu ki o evde en çok işi hazmi yapıyordu. Yemekleri hazmi yapardı, bulaşıkları da yıkadığı görülmüştür. Aslında o evde en az işi ben yapıyordum. Sonra tolga’nın hazmiye bu tarz çıkışı bana dokunmuştu. Tolga’ya – o çocuğa sen hangi yüzle bağırıyorsun lan diyerek ben de tartışmaya müdahil oldum. Tolga bana ismail yine sen hiç konuşma diyerek benim iyice cinlerimi tepeme getirdi. Bunu bana hazmi dese ona hak veririm fakat tolga’nın bana bunları söylemeye hakkı yoktu. Zaten bunun aynısını ona da söledim. Tartışma daha da alevlenince ben bunun üstüne yürüdüm oradakiler araya girince ortalık yatıştı fakat hala sinirim tepemdeydi. Zaten tolga’da ben bu sene çıkacağım evden diyince ortalık duruldu. Ben de ona gibtirgit yarın çık paran, depoziton neyse veririm demiştim. Fakat sonradan ağır konuştuğumun farkına vardım. En azından sene sonuna kadar kalmasına göz yumdum. O günden sonra onunla daha mesafeli olmaya başladım.
    Yaz okulunda evde 4 kişi kalıyorduk. Daha sonradan şahin’in Ankara’dan 2 tane arkadaşı gelmişti. Gelme sebepleri Sakarya’da staj yapacak olmalarıydı. Onların gelişiyle 6 kişi olmuştuk. Fakat hiçbir zaman 6 kişi de kalamadık. Sağdan soldan gelen arkadaşlarla 9-10 kişi ortalama ile kalıyorduk evde. Zaten meryem’de yaz okulunda olmadığı için bizim evde de o kadar erkek olması benim açımdan sorun teşkil etmiyordu.
    O yaz okulunda meryem olmadan ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyordum. Tam bir dizi manyağı olmuştum. O sene Avrupa futbol şampiyonası vardı. Türkiye’nin 3. Olduğu şampiyonaydı. Bizim evde maç akşamları abartmıyorum ama 20 kişiye yakın insan oluyordu. Bir yandan da derslerimi hedeflediğim notlarla geçmek için çabalıyordum. işte meryem olmadan ben yaz okulunda bunları yaparak zamanımı geçiriyordum.
    Yaz okulunda hep evde oturmakta sıkıyordu insanı doğal olarak. Hafta sonu grup şeklinde denize gitmeye karar verdik. Meryem’den izin almak için aramıştım. Anlamadığım şekilde bana sen gidemezsin demişti. Tüm çocuklar giderken benim evde olmam ne derece mantıklıydı. Hem neden gitmemi istemiyordu orasını da anlamış değilim. Hep bana dediği bir şey vardı meryem’in sen yaparsan ben de yaparım. Tamam da ben ne yapıyordum ki alt tarafı günübirlik denize gitcektim. Kendisi de gidiyordu ve ben hiçbir şekilde onun bana davrandığı gibi davranmıyordum. Velhasıl ben denize gitmiştim. Denizde de başımıza gelmeyen kalmamıştı. 10 kişi gittiğimiz denizde neredeyse 4-5 arkadaş boğulacaktı. Meryem’in ahı mı tuttu ne oldu anlamadım zaten orasını.
    Yaz okulunda finalleri de bitirmiştim. Öğrencilik kariyerim boyunca en parlak geçen finallerimi yaşamıştım. Ama hala 1.8 i geçeceğimden pek ümitli değildim. Aldığım 6 dersten 3 ü açıklanmıştı ve bb ortalamayı tutturmuştum fakat geri kalan 3 tanesinin de aynı düzeyde olması gerekiyordu. En zor dersim olan ‘’eski Anadolu türkçesi’’ dersinde bırakın bb ile geçmeyi dersi geçsem bana yeter diye düşünüyordum. 2 dersim daha açıklanmıştı onları da ba ve bb şeklinde geçmiştim. Şimdi dananın kuyruğunun koptuğu yerdeydim. Zikri hocanın dersinden cc ile geçersem 1.8 e takılmayacaktım. Bursa ya doğru yoldayken arkadaş mesaj attı.- ismail eski Anadolu Türkçesi harflendirilmiş diye. Ben de o heycanla hemen meryem’i aradım ve transkripte notuma bakmasını söledim. O da ben sana bakar ve mesaj atarım dedi. Aradan 5 dakika geçti ama ben artık dayanamıyordum heycandan yerimde duramıyordum. Meryem sonunda mesaj attı yanımda Davut oturuyordu. Mesaja ben bakmayayım sen bak neyle geçtiğime diyerek telefonu ona verdim. Mesajda benim dersi ba ile geçtiğim yazıyordu. O an öle bir çığlık attım ki otobüste ki herkes bana bakıyordu. Sonunda 1.8 e takılmadan tüm dersleri vermiştim. Sınıf tekrarı yapmayacaktım. Mutluluğumu meryem ile paylaştım o da çok sevinmişti bu duruma. Sonunda çalışmamın karşılığını almıştım. Bir mucizeyi gerçekleştirmiştim. Herkes benim 1.8 e takılacağımı düşünüyordu. Hatta ben aileme bile söylemiştim sınıf tekrarı yapacağımı. Şimdi ise benden mutlusu yoktu.
    Bu yaz geçmek bilmiyordu. Meryemle birbirimize hasret kalmıştık. Ben bizim iş yerinde çalışıyordum. Akşamları da kahveye düzenli şekilde çıkıyordum. Arada da annemlerle gemlik’e gidiyordum. O yaz ayrı kalmanın verdiği huzursuzlukla sık sık kavga ediyorduk. Kavgalarımız genelde dışarıya çıkma yüzünden oluyordu. Meryem’in kavgalarda şöyle bir tepkisi olurdu genelde; ‘’ ben yanlış bir şey yaptığımda ya da yaptığımı düşündüğünde ,- bak görürsün aynısını bende yapcam! Diyerek tehdit ederdi.’’ Evet hırs yapardı hatta kin tuttuğu da söylenebilirdi. ilişkimizde ne zaman uzun süreli ayrı kalsak , kavga kıyamet gırla giderdi.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 68.
    0
    Şuana kadar ailelerimizden hiç bahsetmedim. Aradan 2 sene gibi uzun bir zaman geçti. Ailelerin bilmesi kadar doğal bir durum yoktu. Beni meryem’in annesi ve ablası biliyordu. Benim ise tüm ailem hatta tüm sülalem biliyordu. Hatta annem evde gün yaptığında, yiğenlere bilgisayarı açtırıp gelenlere meryem’in fotoğraflarını gösteriyordu. Annemle ne zaman baş başa otursak illa meryem konusunu açar ve bana sorular sorardı onunla ilgili. Ben de her şeyiyle anlatırdım ona. Ben o yaşıma kadar evdekilere hiç sevgilimin muhabbetini yapmıyordum. Çekiniyordum çünkü. Ben babamla konuşurken çok çekinirim fakat ona bile meryem’den bahsettim. Bazen paraya sıkışınca meryem’e hediye alacağım diyerek para istemişliğim çoktur. Ailemin kız arkadaşıma yaklaşımı çok iyiydi. Benim için bu durum çok önemliydi çünkü insan ciddi düşündüğü bir ilişkide aile onayı olmadığı zaman , o ilişkinin sağlıklı olmadığını düşünüyordum. Meryem’in ablası ile aram iyi sayılırdı. Telefonda konuşurduk ve ablasının bana yaklaşımı çok sıcak geliyordu. Daha o güne kadar annesiyle herhangi bir diyaloğum olmadı. Benim hakkımda ne düşündüğünü bilmiyorum. Meryem’den duyduğum kadarıyla iyi çocuk filan diyormuş. Ben arada sırada meryem’e takılırdım- annen beni sevmiyor diye. O da öyle şeymi olur annem seni seviyor diye ikna ederdi. Sonuç olarak meryem’in babası dışında herkes bu ilişkinin varlığından haberdardı.
    Okulların açılmasına az kalmıştı. Bu uzun süreli tatilimizde bir barışık, bir bozuk şekilde ilişkimizi ilerletmiştik. Ama o yaz şunu daha iyi anlamıştık. Mesafeler bir ilişkiyi çok yıpratıyor. Biz meryemle yan yanayken ne kadar kavga etsekte 1 saat sonra hiçbir şey olmamış gibi yine birbirimize sarılırdık. Fakat arada mesafeler olunca iş değişiyor. Ciddi bir kavga da bir hafta küsmüşlüğümüz dahi oluyordu. Bir aşkta gurur olmamalı, ne kadar kavga etsekte kendini geri çekmemeli bir insan. işte o zaman ilişkinin ömrü kısalır. Objektif bir gözle ilişkimize baktığımda benim en büyük hatam, ilişkide gururumu aşkın üstünde tutmam olmuştu. Aşk her şeyin üstünde olamalıdır. Gururun da , kişiliğinin de, seni sen yapan doğrularının önünde bile olmalıdır ki yaşadığın aşk bir şeye benzesin. Bu yaz çok iyi bir sınav verdik ilişkimiz adına. Aradan 3 ay ayrı kaldık fakat o 3 ay bizden bir ömür zütürdü.
    Sonunda okullar açılmıştı. Meryem okullar açıldığı gibi bir tane yurt bulmuştu kendisine. Babası ile gelip garın orada bir yurt bulmuştu. Yurt mevki olarak çok güzel bir yerdeydi. Merkez de olması ve kampus minibüslerine de yakın olması bakımından iyi sayılabilecek bir yerdeydi. Meryem’in bana anlattıklarına göre yurt baya bir büyüktü. Önceden orası otel olarak tasarlanmıştı. Şimdi ise öğrencilere ve öğretmenlere tahsis edilmiş. Meryem eski yurdundan kurtulmuştu. Burada onu kimler ve nasıl bir ortam bekliyordu? Aslında meryem yurda değilde eve çıkmak istiyordu fakat ailesi ev işine sıcak bakmıyordu. Bence de böylesi daha iyiydi. Çünkü kızlar ev ortamında anlaşamazlar. Kız kısmı birbirini çekemez ancak çok iyi anlaşabildiğin arkadaşların olacak ki belki bir nebze rahat edebilesin. Onun için yurt her zaman daha mantıklıydı.
    Meryem’le buluşma vakti gelmişti. Babası onu yurda yazdırdıktan sonra edirneye geri dönmüştü. Meryem’de babası gittiği gibi benimle buluşacaktı. Onun yurdu garın hemen karşısında olduğundan dolayı garın orda Atatürk heykeli var orada buluşacaktık. Ben hemen oraya gittim ve onu beklemeye başladım. Ben garın en ucundaydım o da diğer başından doğru bana geliyordu yürüyerek. Allah’ım bu nasıl bir özlemdir. Direk birbirimize sarıldık uzun uzun. Artık kollarımdaydı. Geçen uzunca zamandan sonra yanımdaydı. Çok güzelleşmişti görmeyeli. Ee tabi artık büyümüş olması gerekir, 3. Sınıf olmuştuk. Onu ben çok seviyordum!
    ilk olarak bir yerde oturduk ve uzun uzun muhabbet ettik. Ben ona takılıyordum’’ – hani Sakarya’ya gelince uzun uzun konuşmamız gerekiyordu, hani benden hesap sorcaktın’’ diyerek ona takılıyordum. Belki telefonda kavgalarımızda bu konuşmaları yaparken çok ciddi bir şekilde söylüyor olabiliriz fakat iş yan yana gelince koskoca 3 ay boyunca ettiğimiz kavgaları unutmuş oluyorduk. Aşkımla yan yana gelince o ana kadar ki tüm olumsuzluklar unutuluyordu. işte daha demin bahsetmeye çalıştığım aşk kavramı buydu. Aşk; yan yanayken için gittiğinden dolayı, önceki yaşanılanlara sünger çekmene sebebiyet veren duygusal bir durumdur. Bizim durumumuz da aynen buydu. O akşam bize gittik bir çok korku filmi aldık. Zaten ne zaman film alsak yanına da abur cubur alırdık. Filmimizi izlerken onları yerdik. Onunla aynı yastığa baş koymayı o kadar özlemişim ki anlatılamayan bir his bu. Anlatılamayan bir his olduğundan dolayı burada da anlatamıyorum…

    Bu sene eğitime başladığımızda büyük bir şok yaşamıştık. Meryem ile ben bilindiği üzere aynı fakültede öğretim görüyorduk. Fakat şimdi onların tüm bölümü diğer fen-edebiyat fakültesine taşıyacaklardı. Diğer fakülte bana çok uzak sayılırdı. Merkez kafeteryanın arkasındaydı. Bundan sonra ders aralarında meryemle beraber olamayacaktık , olsak bile çok nadiren buluşabilecektik. Bu durum ikimizin de canını epey sıkmıştı. Bizim fakültede meryem gözümün önündeydi. Her yaptığı hareketi, her konuştuğu insanı, onu rahatsız eden herkesin haberi anında bana ulaşıyordu. Şimdi kampüsün biir ucuna gidecekti. Ona güvenmediğimden değil beni düşündüren durum. En azından bizim fakültede yediden yetmişe herkes biliyordu ki meryem ve ismail birbirlerini çok seviyorlar. Hiç kimse meryem’e yan gözle bakamıyordu. Yapcak bişi yoktu, artık o fakülte de okuyacaktı. 2 sene aynı çatı altında okumuştuk, şimdi kalan senelerimiz de başka fakültelerde devam edecektik. ilk zamanlar sık sık onun yanına giderdim. Bu kızın sahibi var gibilerinden millete göz dağı verirdim. Orada okuyan arkadaşlara uzaktan uzağa onu rahatsız edenleri bana bildirmeleri konusunda tembihlemiştim. insanın içi yinede rahat etmiyordu. Allah için meryem bakımlı ve güzel bir kızdı , rahatsız edeninin de çok olacağını biliyordum.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    0
    rezerve bi ara okuruz amk.
    ···
  20. 70.
    0
    3. sınıf bizim ilişkimizin, hani derler ya en profesyonel kısmıydı. Üstümüzde ki toyluk ve çömezlikten eser yoktu. Artık Sakarya’nın bir yerlisi gibi olmuştuk. Birbirimizi de çok iyi tanıyorduk artık. Neyden hoşlanıp neyden nefret ettiğimizi biliyorduk. Hatta bakışlarımızdan ve bir cümleye başlayışımızdan bile devdıbının nasıl olacağını kestirebilirdik. arkadaş çevremizde oldukça genişlemişti. Bizim evde şahin, Davut , hazmi ve ben kalıyorduk. Bizim apartmanın en üst katına da şükrü , selim , mancı ve Rıdvan taşınmıştı. Zaten diğerleri de yerlerinde duruyordu. Bir nevi gola kent bizim olmuştu. Ortam olarak çok iyiydik. Meryem’ e gelince yeni yurduna alışmıştı. Yeni arkadaşlıklar ediniyordu. Bana yeni yurdundan çok memnun olduğunu ve hiç canının sıkılmadığını söylüyordu. Arkadaşlarından da memnundu. Gizem ile çok iyi anlaşıyordu. gizem dışında selen ismini ve adını şuan tam hatırlayamadığım bir arkadaşı daha vardı. Onları bana sık sık anlatıyordu. iyi ki bu yurda çıkmışım diyordu. Ben de tabi bu durumdan son derece memnundum. En azından artık yurt şikayetleri dinlemiyordum. Takıldığı kişilerle yurtta istediği gibi at koşturabiliyormuş. Kimse Meryemlere karışmıyor yurdun neşe kaynağının kendileri olduğunu üstüne basa basa bana anlatıyordu.
    Önceleri meryemle tek gezerdik. Şimdi ise başka çiftleri bulup okey oynamaya başlamıştık. Meryemle süper ilişkimiz vardı diğer çiftlere göre. Onlar dışarıdan bakıldığı zaman bizim yanımızda daha sönük kalıyor diyebilirim. Hazmi ve ayşe ile arada dışarı çıkar okey oynar ya da bir kafeye gider muhabbet ederdik. Daha sonradan da bizim eve giderdik. O sene ayşe’de hemen hemen meryem her geldiği zaman mutlaka o da bize gelirdi. meryem ile ayşe çok iyi anlaşıyordu. Ayşe iyi bir kızdı kardeşim gibi severdim kendisini. Bana sınav zamanları notları hep o ayarlardı. Hazmi ile onlarında komik bir ilişki sistemleri vardı. Hazmi ‘ye hem annelik hem de sevgililik yapardı. Hazmi de onu gerçekten çok seviyordu.

    Meryem’in doğum günü yaklaşıyordu. Ona bizim evde bir doğum günü yapma gibi bir planım vardı. Bu doğum gününde ise baş başa olmaktansa arkadaş grubu ile yapmanın daha iyi olacağını düşündüğümden, diğer ortak arkadaşlarımızı bu güne çağırma kararı aldık. Aldık diyorum çünkü ben sürpriz doğum günü yapamayacak kadara odunum.
    13 kasım günü uyandığım da ilk olarak evi temizlemeye karar verdim. Çünkü bizim ev gerçekten çok pisleniyordu. Bir tek biz kalsak, ev o kadar kirlenmezdi fakat tüm gola kent genelde bizim salon da toplandığından dolayı hal böyle oluyordu. ilk iş olarak salonu ve mutfağı temizlemekle işe başladım. Daha sonradan kendi odamı ve ara holü temizledim. Nereden baksak 3 saat temizlik yapmışımdır tek başıma. Neden tek başıma yaptığıma gelince. Öncelikle diğerlerinin okulu vardı ve akşam için başka bir evde takılmalarını rica ettim. Birde hadi evi de temizleyelim diyecek halimde yoktu , o kadarı da fazla olurdu. Daha sonra apar topar meryem’e çark caddesine hediye bakmaya gittim. Hem hediye alacaktım , hem de yaş pasta alacaktım. Hediye konusunda ne alacağımı hiç düşünmemiştim. Mağazalara tek tek bakıyordum ne alsam diye fakat hiç bişi yoktu aklımda. En sonunda bir tane beğendim ve aldım. Aldığım şey mavi renkli ve üstünde siyah yıldızları olan ince sayılabilecek bir penye veyahut kazak arası bişeydi. Pasta olayını da hallettikten sonra eve gidip misafirleri arayacaktım gelmeleri için. Meryemler o gün dersten çıktıktan sonra geleceklerdi. Hazmi- ayşe, ömer-fatma , esra ve sevgilisi, müge ve sevgilisi. Misafirlerimiz bunlardı. Herkes geldikten sonra az muhabbet ettik. Daha sonra kızlar ortamı hazırladı ve meryem mumları üfledi. Pastayı beraber kestik. O akşam çok güzel bir şekilde doğum gününü kutladık. Üstümden büyük bir yük kalkmıştı. ilk defa evde bir organizasyon veriyordum. Ayrıca gelenlere karşı mahcup olmak istemiyordum. Herkes halinden memnundu. Ama en önemlisi meryem’in memnun olmasıydı. Oda halinden memnundu. Ayşe ve hazmi dışındakiler evlerine dağılmıştı. Biz ise odamıza geçmiştik. Meryem bu gece olanlar için bana teşekkür ediyordu. Hediyemi beğendiğini söyledi ama ben hissetmiştim yine beğenmemişti.
    Tümünü Göster
    ···