1. 1.
    0
    6 senelik ilişkimi kitap haline getirdim. sene sene tüm önemli anları ve bugüne kadar yaşadıklarımı kaleme aldım. fakat bu yazdığım kitabı asıl sahibine ulaştıramıyorum. herneyse daha kimsede okumadı bu kitabı tam 105 sayfadan oluşuyor ve buraya yazıp yazmamak arasında kararsızım. okuyacak olan varsa şayet yazmayı düşünüyorum ve eleştrileri bekliyorum. ayrıca kitabın sonunda büyük süprizler var sonu çok kötü bitiyor. dinleyecek olan varsa başlıyorum.
    ···
  1. 2.
    0
    neyse ben yazmaya başlıyayım nasılsa okumaya başlıyınca başından kalkamayacaksınız.
    ···
  2. 3.
    0
    reserved lan belki değerlenir
    ···
  3. 4.
    0
    yaz hepsini tek seferde okurum böyle çekilmiyor
    ···
  4. 5.
    0
    reserved
    ···
  5. 6.
    0
    oha hepsi tek seferde olmaz ama sabaha kadar hepsini buraya yazıcam.
    ···
  6. 7.
    0
    reserveeeeeeeeeeeaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaööööööööööööööööööööööööööööeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeğğğğğğğğğğğğğsssssssssssssssssssssssaaaaaaaaaaaaaaaaaaallllllllllllllllllllllllllööööööööööööööööööööööööööeeeeeeeed.
    ···
  7. 8.
    0
    Sakarya üniversitesini kazandım. Hayatımda ailemden hiç bu kadar ayrı kalmayacaktım. Yeni arkadaşlıklar, yeni dostluklar, yeni yüzler…
    ilk 1 ay sadece ortama ayak uydurmaya çalışıyordum. Şehri tanıyıp kendime yakın bulduğun yurt arkadaşlarımla geziyordum. Yaptığım tek şey yurttaki arkadaşlarımla takılıp gırgır, şamata ve kahveye takılmaktı. Daha sonra bunların hepsi sıkıcı gelmeye başlamıştı. Okula çıkıp derslere girmek bana çok sıkıcı geliyordu. Zaten sınıftaki arkadaşlarımla hiç muhabbetim yoktu. Herkes birbirini tanımaya başlamıştı fakat benim diğerleriyle tanışıp bir şeyler paylaşma gibi bir niyetim yoktu. Kendimi biran önce yurt arkadaşlarımın yanına atmak onlarla zaman geçirmek istiyordum. Yurttan da bahsedecek olursak; cemaat yurduydu ve ben hayatım boyunca cemaatin yakınında bile geçmemiştim. Her yaptığım hareket diğerleri tarafından garip karşılanıyordu. Hep bir tehtit, hep bir telkin, hep bir zorlama yapılıyordu.
    ···
  8. 9.
    0
    reserved..
    ···
  9. 10.
    0
    Sakarya iyice baymıştı beni. Artık diğerleri gibi karı kız ortamı bulup zamanımı tam bir üniversite öğrencisi gibi geçirmek istiyordum ve bu yolda ilerlemeye başladım. Arkadaşlarımın tanıdığı kız arkadaşlarıyla tanışmaya başlamıştım. Onlarla takılıp, onlar gibi hareket etmeye çalışıyordum. Derslere haftada bir kere çıkıp kendimin o sınıftan olduğunu gösterircesine derslere giriyordum. 2 saat derse girip kendimi ya kahvede yada bir grupla cafede buluyordum.
    Günler böyle geçip gidiyordu ama ben hala buraya alışamamıştım. Yurttaki arkadaşlar sayesinde kızlarla tanışıyordum. Fakat bunlarda zaman öldürmelik tarzındaydı. Okula çıktığım nadir günlerin birinde bir kız görmüştüm; beyaz tenli, orta boylu, temiz yüzlü bir siması vardı. ilk gördüğümde çok dikkatimi çekmişti. Bizim fakültede okuyordu tanışmak için bir neden bulmalıydım.
    Onu gördükten sonra hep aklıma geliyordu. Yüzünden ki temizlik içime işlemişti masum bir bakışı vardı… Sosyoloji okuduğunu öğrendim. Şanslıydım ki ranza arkadaşım da sosyoloji okuyordu aynı sınıftaydılar. Ramazan ayıydı zaten Ahmet ile o zamanlar yediğim içtiğim ayrı gitmiyordu. iftar saati yemekhaneye beraber giderdik.
    Bir gün yemekhane sırasında O’ da oradaydı. Tüm sosyoloji olarak yemek yemeğe gelmişlerdi. Zaten Ahmet sayesinde tüm sosyoloji sınıfıyla arkadaştım neredeyse. Aynı masaya oturduk ve selamlaştık, tanıştık. Adı Meryem’di. Halbuki biliyordum her şeyi araştırmıştım
    ···
  10. 11.
    0
    yaz panpa okurum ben
    ···
  11. 12.
    0
    Ahmet’e yaptığım baskılar sonucu beni onunla aynı ortama getirmesini ısrar ediyordum. Ne zaman onlar bir yere buluşmaya gitse hemen bende orada bitmeye başlamıştım. Meryem ile yavaş yavaş muhabbet kurmaya başlamıştım. Onunla konuşunca çok mutlu oluyordum.
    Bir gün Ahmet’e dışarıda onlarla bir gün ayarla buluşalım diye baskı yapmıştım. Sağolsun beni kırmayarak sinema ayarlamış. Bunlar arkadaşlarıyla birlikte 3 kişi sinemaya gideceklerdi ve bende biran da yanlarında bitiverdim. O gün çok güzel bir aşk filmi vardı Meryem ile yan yana beraber izlemiştik. O gün Sakarya’da yaşadığım en güzel gündü. Çok hoşlandığım bir insanla yan yana duygusal bir film izliyordum daha ne olabilir ki…
    Artık her gece yattığımda aklıma Meryem geliyordu ona açılmalıydım; ne yapmalıyım, nasıl yapmalıyım. Ya kabul etmezse… artık birbirimize karşı çok iyiydik ne zaman grup olarak buluşsak onunla baş başa tavla oynar sohbet ederdik. Zaten etraftan da anlaşılıyordu ondan hoşlandığım. Bir gün yine okul çıkışı beraber minibüse bindik. Onunla minibüsümüz farklıydı fakat sizi bırakmalıyız diye aynı minibüse Ahmet ve ben de bindik. Sonunda özgüvenimi toplayarak telefonumu ona uzattım ve numarasını oraya yazmasını istedim. Numarasını yazdı ve geri verdi. O kadar mutluydum ki artık yolu yarılamıştım numarasını almıştım, muhabbetimizde iyi gidiyordu tek sıkıntı ona açılamamak…
    Numarasını almaya almıştım fakat ne yazacaktım. 1 saat düşündükten sonra ‘’rahatsız etmiyorum umarım’’ diye mesaj attım. Karşıdan da olumlu cevap gelince uzun bir süre mesajlaştık.
    Artık günlerim onu düşünmekle geçiyordu. Varsa yoksa Meryem… Sakarya artık bana sıkıcı değil bir başka geliyordu. Yurdu bile seviyordum. Derslere ayda yılda bir gelen ben, aynı fakültede de olduğumuzdan dolayı ders kaçırmayan bir insan olmuştum.
    Sonunda açılmaya karar verdim… fakat ne konuşacağımı nasıl konuşacağımı hiç bilmiyordum.
    ···
  12. 13.
    0
    13 aralık günü okulun kafeteryasında Meryem ile buluştum. O geldikten sonra sandalyemi yanına çektim. Heyecandan yerimde duramıyordum. Sakin görünmeye çalışıyordum bir yandan da nasıl açılacağımı düşünüyordum. Sonunda dayanamadım ve içimden geçenleri söylemeye başladım.
    ‘’ farkındaysan sana olan hal ve hareketlerimden senden hoşlandığımı anlamışsındır’’ aynen bunu dedim. Biliyorum çok ukala bir şekilde söyledim ama sağlıklı düşünememenin verdiği bir durum. O ise biraz durdu ve gülümsemeye başladı. Ben ise heyecandan farklı bir boyuta geçmiştim. bunun cevabını ben sana daha sonra söylerim dedi. Biraz daha oturduk ve ben her zaman ki gibi onu yurduna bıraktım. O kadar değişik duygular içerisindeydim ki kelimelerle anlatılacak cinsten değildi. Ama biliyordum kabul edecekti.
    Ertesi gün 14 ARALIK onunla buluşmuştum yine. Bana dünkü konuşmanın cevabını verecekti.
    Cevabı EVET. Evet, gerçekten bana evet demişti. Haftalardır hayalini kurduğum aklımdan biran bile çıkmayan kız bana sonunda evet demişti. Allah’ım bu nasıl bir mutluluktur. Artık benim için varsa yoksa MERYEM!!!
    O günden sonra sabahtan akşama kadar onunla buluşur geceleri de uzun uzun saatlerce telefondan konuşurduk. Hiç sıkılmadan hiç usanmadan hep onunla beraber olurdum.
    Bir gün bana Meryem’in en yakın arkadaşları gelmişti Meryem hakkında konuşmak için. Bana Meryem’in aslında sandığım gibi biri olmadığını yol yakınken bu işin bitmesini söylüyorlardı. Hiç birisine kulak asmadım. Benim o zamanlar yakın arkadaşım olan Ahmet’ten hoşlandığını söylüyorlardı. Bunlara inanmadım tabiî ki de. O gün yurdun Uludağ gezisi vardı. Meryem e yolda giderken bu söylenenleri anlattım. O da bunlara inanıyor musun diye bana sordu. Normalde ben kötü tarzda ki muhabbetlere bilip bilmeden hemen inanmasam da kuşkuyla yaklaşırım fakat neden bu konuda hiçbir şekilde kuşgulu bir tavır sergilemeden Meryem ‘in yanında oldum bilmiyorum. Daha 1 ay tanıdığım insana sen doğru söylüyorsun dedim.
    ···
  13. 14.
    0
    Meryem en yakın arkadaşı yağmur ile kavga etmişti. ‘’ ismail ile hiç mutlu olmasınız inşallah diye beddua etti. Zaten çok yakında ayrılacak o senden diye söyledi.’’ Bunları söylediğinde ilişkimiz daha ayını bile doldurmamıştı. Artık yavaş yavaş etrafımızdakilerle uzaklaşmaya başlamıştık çıkmaya başladıktan sonra.
    Meryem ile çok mutluydum. O kadar mutluydum ki ne dersleri kafaya takıyordum, ne yurttaki yöneticileri kafaya takıyordum. Her gün beraberdik. Benim yurdum saat 10 da girişleri son bulurdu Meryem ‘in ise 12 ye kadar vakti oluyordu. Her zaman onu yurduna bırakır daha sonra ben kendi yurduma giderdim. Fakat sorun benim içeriye girmemdi. Çocuklara çıkacağım camın penceresini açık bırakmalarını isterdim. Camdan parmaklıklara tutunarak içeri girerdim. Bu pencere işini her geç kaldığımda yapmıştım kameralar beni çekiyordu fakat ben kimseye aldırış etmeden her gece oradan çıkardım. Ta ki bir gün o parmaklıklar kopana kadar. Meryem e o kadar bağlı bir sevgi besliyordum ki cam çerçeve benim için sorun değildi. Bütün gün beraber olduğum insanı yurduna bırakır parmaklıkları aşar içeri girer ve üstümü değiştirmeden telefona sarılır aşkım ben geldim haberin olsun diye haber vermek için onu arardım. Sadece haber vermek için arardım lakin o telefon sabah ezanında kulağımdan ayrılırdı… işte böle güzel tutkulu bir sevgi başlıyordu aramızda. Beni görenler manyak mısın olum sen hala telefonla mı konuşuyorsun diye dalga geçerlerdi. Evet manyaktım olsun seviyordum. Hiç umursamıyordum ki bu söylenenleri…
    ···
  14. 15.
    0
    ben okumam
    ···
  15. 16.
    0
    reserved
    büyük ihtimal değerlenmez ama belki bir gün...
    ···
  16. 17.
    0
    Aaa unutmadan ilk el ele tutuştuğumuz, ilk öpüştüğümüz anları yazmayı unuttum. O kadar çok anlatılacaklar var ki bunları unutuyordum az kala. Meryem ile çıkmaya başladık başlamasına fakat elini tutmaya yanaşamıyordum. Bir gün tutayım dedim fakat elini çekti acele etme gibilerinden. Her neyse bir gün kafeteryadan aşağıya doğru merdivenler var minibüse binmek için oradan gidiyoruz bir anda Meryem elimi tutmaz mı.! O an nasıl denir insanın içi gider ya aynen o tabir bende oldu. Zaten o günden sonra hiç aralıksız bırakmadık birbirimizin elini. Hatta kavga ederken bile el eleydik. Ağlarken bile el ele ağladık. Birbirimizin yanındayken o el hiç ayrılmadı. O el kimsenin eline değmedi. O el o gün bir bağlandı çözecek kimse çıkmadı… O EL ..O EL…
    ilk yılımızda tam bir sinema tutkunuyduk. Her hafta muhakkak bir yada iki filme giderdik. Daha sonra Sakarya merkezden, onun yurduna el ele, omuz omuza, muhabbet ede ede giderdik. Ben yürümeyi sevmeyen bir insanım normalde fakat Meryem ile yarım saatlik yolu sanki biranda yürüyormuşuz hissine kapılırdım. Tam bir sene boyunca o yoldan el ele geçtik. Akşamları o sokak aralarında giderken ben Meryem’in sırtına kolumu atardım o ise sol elini arka cebime koyardı.
    Haftalar ilerliyordu daha bir kere öpüşmüşlüğümüz yoktu. Aslında yelteniyordum fakat hep olumsuz sonuçlar çıkıyordu ortaya. Bir gün yine yurda yürüyorduk Meryem’ e dedim ki sana bişi söyleyeceğim der demez dudaklarına doğru bir hamle yaptım.! Hamle yaptım yapmasına fakat yine bu hamlenin boşa olacağını düşünmüştüm ki kendisi de karşılık vermez mi! Evet ilk defa ıssız bir sokakta onu öpmüştüm daha doğrusu karşılık vermişti diyeyim. Daha sonra ki günler her gün onu yurduna yürüyerek bırakmaya başlamıştım ve bizim bir sokağımız vardı tam onların yurduna gelmeden 200 metre önde kalıyordu. O sokağın bizde çok büyük anısı vardı.
    ···
  17. 18.
    0
    Daha önceden de söylediğim gibi Meryem ile çıkmaya başladıktan sonra bir takım arkadaşlarımızla aramız bozulmuştu. Bunun nedeni bizi kıskandıklarından dolayı mı yoksa farklı sebepler mi vardı bilmiyorum. Öncelikle ayrılmamızın sebebini anlatmadan önce ayrılığımıza sebep olan kişilerden bahsedeyim.
    Meryem’in sınıftan ve yurttan çok sevdiği aynı zamanda benim de cana yakın bulduğum, samimiyetine güvendiğim canan adında bir kız vardı. Ben cananla tıpkı Meryem ile olduğu gibi Ahmet sayesinde tanışmıştım. Canan ile çok iyi anlaşıyorduk çok iyi bir dosttu benim için. Hatta hayatıma Meryem girmeden önce Sakarya’daki ilk kız arkadaşlarım canan ve onun kız arkadaşlarıydı. Ben onlarla takılmaya başlamıştım. Canan’ın yakın arkadaşı olan gözde diye bir kızla flört aşamasına dahi gelmiştim. Onlarla beraber istanbul a gezmeye dahi gitmiştim. Gel zaman git zaman cananlarla takılırken hayatıma Meryem girmişti aynı ortamda Meryem’de bulunuyordu. Benim Meryem’e yakınlaşmam bir takım kişilerin canını sıkmıştı. Bu canı sıkılan kişilerden biriside canan idi. Ben Meryem’den hoşlandığımı canana da söylediğimde bana bunun doğru bir şey olmadığını benim daha iyilerine layık olduğumu söylemişti. Fakat benim için en doğru kişi Meryem olduğunu söyledikçe bana hep onu kötülüyorlardı. Zaten ben çıkmaya başladıktan sonra gelip bana Meryem in aslında benden değil de başkasından hoşlandığını dahi söylemişlerdi. işte canan benimle bu tarz konuşuyordu. Ben de Meryem’den hoşlandığım için gidip bunları Meryem ile konuştum. Zaten bu mevzuları daha önceden yazmıştım. Meryem bu olaylardan sonra canan Ahmet ve yağmurla konuşmayı kesti. Bu saydığım 3 kişi Meryem in Sakarya’da ki en iyi 3 arkadaşıydı. Doğal olarak benim de onlarla konuşmamamı istiyordu. Bende onu kırmadım ve benim de ne kadar iyi muhabbetim olsa da onlarla konuşmayı kestim. Ahmet her ne kadar Meryem ile tanışmama vesile olsa da onunla arama mesafe koydum. Canan ile konuşmamı gördüğüm yerde sadece bir baş selamı verme derecesine kadar düşürdüm. Yağmurla ise hiç konuşmadım bile.
    ···
  18. 19.
    0
    Gelelim ilk ayrılığımıza. Yanlış hatırlamıyorsam vizeden çıkmıştım ve kapının önünde bir sigara yakayım dedim. Orada sigaramı içerken tam karşıda canan oturuyordu. Görmemezlikten gelecektim fakat karşımda sigara içiyordu ve etrafta da tanıdık kimse yoktu yanına gidipte konuşacağım. Daha sonra canan yanıma geldi. Nabıyosun ne ediyorsun gibilerinden ayaküstü muhabbet ettik. 5 dakika geçmedi ben oradan ayrıldım. Daha sonra yurda gittim. Normalde ben sınav günleri hiç uyumadan giderim okula. Çünkü uyursam sınava kalkamıyorum. Her neyse yurda geldikten sonra uyku gözümden akıyor. vurdum kafamı yastığa uyudum. Ben uyku arasında ne dediğimi bilmeyen bir insanım yani normal hareket edemiyorum. Asabiyete bağlıyorum uykum bölününce filan. Uyurken telefon çaldı, uyandım ve arayan Meryem idi.
    Nabıyosun aşkım diyemeden.
    - Ya sen ne yaptığını zannediyorsun diye bana bağırmaya başladı. uyku sersemliği ve uykusuzluk yüzünden ben Meryem’e bağırmaya başladım.
    - Ne oldu ya niye bağırıyorsun dedim. Daha sonra sen benim en uyuz olduğum kişilerle nasıl görüşürsün diye bağırmaya başladı. Canan ile konuştuğumu öğrenmişti fakat ben muhabbet etmemiştim ayaküstü az bişey konuşmuştum halbuki.
    O telefon konuşması baya hararetlenmişti ve bende kendimi tutamayarak Meryem ‘e ilk defa sesimi yükseltip; -kapat lan şu telefonu diye bağırdım. Çünkü bende sinirlenmiştim. O an ben o sözleri hak etmediğimi düşünüyordum. Meryem’de zaten direk telefonu yüzüme kapattı. Kapatırken de BiTTi demişti. Ben o sıra bitti kelimesi canımı acıtacak olan ilişkiyi bitirecek bitti kelimesi olarak algılamadım. O an kendimi çok haklı görüyordum. Meryem in bana yanlış yaptığını ve benden özür dilemesi gerektiğini düşünüyordum. Ben hiç bir şey olmamış gibi yatağıma geri yattım.
    ···
  19. 20.
    0
    Uyanmıştım. Haklı olduğumu düşünüyordum. Meryem’in benden özür dileyeceğini düşünüyordum hatasını anladığında.
    Aradan uzunca zaman geçmişti. Beni ne arıyor ne de herhangi bir temasta bulunuyordu. ilk zamanlar benim ona karşı hislerimin hoşlantıdan ibaret olduğunu düşünüyordum ve bu sebepten dolayı da unutacağımı zannediyordum. Arkadaşlarla içerken aklıma geliyordu telefonu elime alıp mesaj atsam mı diye düşünüyor fakat bunun sadece düşünceden ibaret olduğuna kanaat getirerek bende onu aramıyordum. Aklımdan çıkmaz olmuştu, fakültede uzaktan uzaktan hep onu takip ediyordum. Her hareketini uzaktan izliyordum. O sıralar yurtta benim sorunlarım almış başını gidiyordu. Meryem ile olan ayrılığımız hayatımın her alanına etkide bulunuyordu. Yurda alkollü gelmeler hatta cemaat yurduna alkol sokmalara kadar gitmişti bende ki ruh hali. Aklımdan çıkaramıyordum.
    Acaba Meryem bende bir alışkanlık mı yoksa aşk denilen o duygu bende oluşmaya mı başlamıştı. Yurttan çok yakın arkadaşım olan Hazmi bir gün yurda bir çanta alkol getirmişti. Hazmi ‘ye de Rusya’da okuyan bir arkadaşı vermiş o kadar içkiyi. Benim sınıfta ki en samimi arkadaşım olan akın bir gün benı yurduna alem yapmaya çağırmıştı. Bende yanıma Hazmi ve Tolga’yı alarak Akın’ın yurduna içmeye gittim. Giderken eli boş gitmeyelim diye Hazmi’nin getirmiş olduğu Rus vodkalarından 2 şişe yanımıza aldık.
    ···