0
şeyhü'l-i̇slâm alûsî de, çocuklar için ölüm olması itibariyle demiştir ki: "zinâ, nesepleri daraltır, kısırlaştırır. zirâ, nesebi sabit olmayan ölü hükmündedir. (âlûsî, ruhu'l-meânî, daru'l-fikr, 8/67.) ölülerin ise, islâm hukukuna müteallik bahislerde ne kadar girişim, faaliyet ve aktiflikleri olabilir ki?"kumara vesile yapılması ve ibadetlere engel olacak derecede zaman israfına yol açması durumunda; tavla, okey, satranç, hayali futbol, domino veya başka oyunlar oynamak caiz değildir. hadis kaynaklarında tavla ve satranç hakkında yer alan birkaç rivayetten, bu oyunların o dönemde kumar maksadıyla oynandığı ve insanları farz ibadetlerden alıkoyduğu anlaşılmakta ve bu konudaki şiddetli uyarıların bu maksatla yapıldığı düşünülmektedir. islâm, haram içermeyen oyun ve eğlence çeşitlerini helal kılmıştır. ancak bunların kumar aracı yapılmasını yasaklamıştır. kur'an-ı kerim'de,"ey iman edenler! şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. onlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. şeytan şarap (içki) ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?" (maide, 5/90-91) buyrulmaktadır. diğer bir ayette ise: "i̇nsan için ancak çalıştığı vardır." (necm, 53/39) buyrularak müslüman’ım kazancının şansa ve tesadüfe bağlı olmayıp, çabasının ve alın terinin ürünü olması gerektiği vurgulanmaktadır. bu itibarla, taraflardan birine menfaat sağlayan her türlü bahis, kur'an-ı kerim'in yasakladığı kumar kapsdıbına girmektedir. elde edilen kazancın başkalarına harcanmış olması, haramlık hükmünü değiştirmezinâya açık bütün fiiller yasaklandıktan sonra, i̇slâm hukuku zinâ cürmünü, âmme menfaatine, şahsiyetine tecavüz kabul ederek ona göre cezalandırır ve işlenmemesi için cezaî müeyyidelerini ağırlaştırır. hakîkaten de zinâ cürmü, aile nizâmını kökünden sarsar ve tehdit eder. aile ise cemiyetin temelidir. eğer böyle bir cürüm serbest hale gelirse fuhuş son derece yayılır, bu durum ailenin çöküşüne, cemiyetin bozulmasına, nesillerin yozlaşmasına yol açar. halbuki i̇slâm hukuku, cemiyetin bekâsını her şeyin üstünde tutar ve buna son derece önem verir. binâenaleyh i̇slâm hukuku zinâyı, korkulu neticelerinden sakındırmak ve cemiyeti korumak için en ağır şekilde cezalandırmış ve zinânın her nev'ini yasaklamıştır. hatta evli kişilerin zinâsı halinde onun yaşamasını hiç de uygun bulmamış, onu en kötü bir örnek saymıştır. fakihler, zinâ eden bekâr-hür kimseye, ister erkek olsun, ister kadın olsun, yüz sopa vurulacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. zira allah teâlâ "zinâ eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer değnek vurun. allah ve âhiret gününe inanıyorsanız, allah'ın dini konusunda o ikisine acımayınız. onların ceza görmesine, inananlardan da bir topluluk şâhid olsun." (nûr, 24/2) buyurmuştu. şeyhü'l-i̇slâm alûsî de, çocuklar için ölüm olması itibariyle demiştir ki: "zinâ, nesepleri daraltır, kısırlaştırır. zirâ, nesebi sabit olmayan ölü hükmündedir. (âlûsî, ruhu'l-meânî, daru'l-fikr, 8/67.) ölülerin ise, islâm hukukuna müteallik bahislerde ne kadar girişim, faaliyet ve aktiflikleri olabilir ki?"kumara vesile yapılması ve ibadetlere engel olacak derecede zaman israfına yol açması durumunda; tavla, okey, satranç, hayali futbol, domino veya başka oyunlar oynamak caiz değildir. hadis kaynaklarında tavla ve satranç hakkında yer alan birkaç rivayetten, bu oyunların o dönemde kumar maksadıyla oynandığı ve insanları farz ibadetlerden alıkoyduğu anlaşılmakta ve bu konudaki şiddetli uyarıların bu maksatla yapıldığı düşünülmektedir. islâm, haram içermeyen oyun ve eğlence çeşitlerini helal kılmıştır. ancak bunların kumar aracı yapılmasını yasaklamıştır. kur'an-ı kerim'de,"ey iman edenler! şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. onlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. şeytan şarap (içki) ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi allah'ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?" (maide, 5/90-91) buyrulmaktadır. diğer bir ayette ise: "i̇nsan için ancak çalıştığı vardır." (necm, 53/39) buyrularak müslüman’ım kazancının şansa ve tesadüfe bağlı olmayıp, çabasının ve alın terinin ürünü olması gerektiği vurgulanmaktadır. bu itibarla, taraflardan birine menfaat sağlayan her türlü bahis, kur'an-ı kerim'in yasakladığı kumar kapsdıbına girmektedir. elde edilen kazancın başkalarına harcanmış olması, haramlık hükmünü değiştirmezinâya açık bütün fiiller yasaklandıktan sonra, i̇slâm hukuku zinâ cürmünü, âmme menfaatine, şahsiyetine tecavüz kabul ederek ona göre cezalandırır ve işlenmemesi için cezaî müeyyidelerini ağırlaştırır. hakîkaten de zinâ cürmü, aile nizâmını kökünden sarsar ve tehdit eder. aile ise cemiyetin temelidir. eğer böyle bir cürüm serbest hale gelirse fuhuş son derece yayılır, bu durum ailenin çöküşüne, cemiyetin bozulmasına, nesillerin yozlaşmasına yol açar. halbuki i̇slâm hukuku, cemiyetin bekâsını her şeyin üstünde tutar ve buna son derece önem verir. binâenaleyh i̇slâm hukuku zinâyı, korkulu neticelerinden sakındırmak ve cemiyeti korumak için en ağır şekilde cezalandırmış ve zinânın her nev'ini yasaklamıştır. hatta evli kişilerin zinâsı halinde onun yaşamasını hiç de uygun bulmamış, onu en kötü bir örnek saymıştır. fakihler, zinâ eden bekâr-hür kimseye, ister erkek olsun, ister kadın olsun, yüz sopa vurulacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. zira allah teâlâ "zinâ eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer değnek vurun. allah ve âhiret gününe inanıyorsanız, allah'ın dini konusunda o ikisine acımayınız. onların ceza görmesine, inananlardan da bir topluluk şâhid olsun." (nûr, 24/2) buyurmuştu. şeyhü'l-i̇slâm alûsî de, çocuklar için ölüm olması itibariyle demiştir ki: "zinâ, nesepleri daraltır, kısırlaştırır. zirâ, nesebi sabit olmayan ölü hükmündedir. (âlûsî, ruhu'l-meânî, daru'l-fikr, 8/67.) ölülerin ise, islâm hukukuna müteallik bahislerde ne kadar girişim, faaliyet ve aktiflikleri olabilir ki?"kumara vesile yapılması ve ibadetlere engel olacak derecede zaman israfına yol açması durumunda; tavla, okey, satranç, hayali futbol, domino veya başka oyunlar oynamak caiz değildir. hadis kaynaklarında tavla ve satranç hakkında yer alan birkaç rivayetten, bu oyunların o dönemde kumar maksadıyla oynandığı ve insanları farz ibadetlerden alıkoyduğu anlaşılmakta ve bu konudaki adüfe bağlı olmayıp, çabasının ve alın terinin ürünü olması gerektiği vurgulanmaktadır. bu itibarla, taraflardan birine menfaat sağlayan her türlü bahis, kur'an-ı kerim'in yasakladığı kumar kapsdıbına girmektedir. elde edilen kazancın başkalarına harcanmış olması, haramlık hükmünü değiştirmezinâya açık bütün fiiller yasaklandıktan sonra, i̇slâm hukuku zinâ cürmünü, âmme menfaatine, şahsiyetine tecavüz kabul ederek ona göre cezalandırır ve işlenmemesi için cezaî müek olsun, ister kadın olsun, yüz sopa vurulacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. zira allah teâlâ "zinâ eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer değnek vurun. allah ve âhiret gününe inanıyorsanız, allah'ın dini konusunda o ikisine acımayınız. onların ceza görmesine, inananlardan da bir topluluk şâhid olsun." (nûr, 24/2) buyurmuştu. şeyhü'l-i̇slâm alûsî de, çocuklar için ölüm olması itibariyle demiştir ki: "zinâ, nesepleri daraltır, kısırlaştırır. zirâ, nesebi sabit olmayan ölü hükmündedir. (âlûsî, ruhu'l-meânî, daru'l-fikr, 8/67.) ölülerin ise, islâm hukukuna müteallik bahislerde ne kadar girişim, faaliyet ve aktiflikleri olabilir ki?"kumara vesile yapılması dir. elde edilen kazancın başkalarına harcanmış olması, haramlık hükmünü değiştirmezinâya açık bütün fiiller yasaklandıktan sonra, i̇slâm hukuku zinâ cürmünü, âmme menfaatine, şahsiyetine tecavüz kabul ederek ona göre cezalandırır ve işlenmemesi için cezaî müeyyidelerini ağırlaştırır. hakîkaten de zinâ cürmü, aile nizâmını kökünden sarsar ve tehdit eder. aile ise cemiyetin temelidir. eğer böyle bir cürüm serbest hale gelirse fuhuş son derece yayılır, bu durum ailenin çöküşüne, cemiyetin bozulmasına, nesillerin yozlaşmasına yol açar. halbuki i̇slâm hukuku, cemiyetin bekâsını her şeyin üstünde tutar ve buna son derece önem verir. binâenaleyh i̇slâm hukuku zinâyı, korkulu neticelerinden sakındırmak ve cemiyeti korumak için en ağır şekilde cezalandırmış ve zinânın her nev'ini yasaklamıştır. hatta evli kişilerin zinâsı halinde onun yaşamasını hiç de uygun bulmamış, onu en kötü bir örnek saymıştır. fakihler, zinâ eden bekâr-hür kimseye, ister erkek olsun, ister kadın olsun, yüz sopa vurulacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. zira allah teâlâ "zinâ eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer değnek vurun. allah ve âhiret gününe inanıyorsanız, allah'ın dini konusunda o ikisine acımayınız. onların ceza görmesine, inananlardan da bir topluluk şâhid olsun." (nûr, 24/2) buyurmuştu.
özet: kitap okumak haramdır.