kitabımı bastırmadan incide paylaşıyım dedim

bölüm 8

zamanın izleyicisi

‘’ Kapıyı açarsanız sevinirim , hanımefendi ! ‘’ Hastane görevlileri rica eder gibi gözükseler de , daha da direnirsem zorla alacaklardı nede olsa. Onlar kapıma gelmeden , revill ile buluştuğum ilk günde tony tarafından dışarı çıkarılmam için kırılmış kapımın önünü , eşyalarla doldurmuştum bile. Revillian’a döndüm..:

’’ Kaçmalıyız Revill !! ‘’

’’ Geç kaldık Nia ‘’

’’ Ne yani beni delilerle dolu bir hapishaneye tıkmalarına göz mü yumacaksın ? ‘’

’’ Emin ol benimde elim kolum bağlı şu noktada Nia ‘’

’’ Kahretsin ! ‘’ O sırada kapı iyice zorlanıyordu..:

‘’ Seni tımarhaneye attıracak ! ‘’ Ardından kapının önünde sirenler duyulmaya başladı. Gelen Ambulansın nereye bağlı olduğuysa rahat bir biçimde anlaşılıyordu ‘’ Ruh ve sinir hastalıkları bölümü ! ‘’ . Ne yapacağımı bilmiyordum. Revillian ın bu tavrının neden ortaya çıktığını ise şimdi anlamıştım. içimdeki ne yapacağını bilmezlik duygusu benden , kalbimden bir parça olan Revill ede yansımıştı. Gözlerimi kapadım ve yaklaşık 5-10 saniye kadar donmuş bir vaziyette bekledim. Gerçekten biraz sonra yapacaklarımı benliğimde kestiremez olmuştum. Eteklerimdeki taşları dökmenin vaktiyse gelmiş çatmıştı. Ama ya dökeceğim taşlar eteklerime takılıp kalsaydı ..?

7 nci bölüm sonu

’’ Nia , Nia ! Hadi gitmeliyiz ! Bir an önce yanına ufak gereksinimlerini al ve bu evi terk et. ‘’

’’ N’oluyor Revill ? ‘’

’’ Onu , onu gördüm. Jack , Marienne e söyledi . Oda Tony i ikna etti ! ‘’

’’ Anlat Revill ne söyledi ? ‘’ Bir anda vücudumdaki adrenalin miktarının hat safhaya ulaştığını fark ettim , Revill i dinlemeye devam ediyordum..:

‘’ Sirenler Nia ,sirenler. ‘’

’’ Doğru düzgün anlat lanet şey! ‘’

’’ Jack Marienne i yönlendirdi. Ve Tony e söylemesini sağladı ‘’

‘’ Neyi ? ‘’

’’ Hayhay Nia. Umarım yakın zamanda karşılaşırız. Son nefesinde yanında olmaktan onur duyarım ‘’ Revill Jack’in son sözü üzerine epey sinirlenmişti. Tam yüzüne doğru sövecekken Jack in gittiğini fark etti ve kollarını bağdaş hale getirip somurttu. Bu yaklaşık 6-7 dakika sürdü. ilk defa Revill i bu kadar uzun süre umursar ve çok bilmişliğinden uzak , sürekli düşünmeye meyilli bir yüz ifadesinde görüyordum. O sırada birden , unuttuğu bir şeyi hatırlamış gibi ani bir tavırla konuşmaya başladı..:

’’ Unutma Nia , Marienne bana aşık bir insan. Ve evlendiğimizdeyse arkamda senin gibi pislikleri bırakmamamı sağlayacak bir insan. Unuttun mu yoksa , eğer önce sen ölürsen senin cesedinde buharlaşır Nia. Kimse fark etmez ölümünü , kimse ! ‘’ Revillian ise birden Jack in burun hizasına kadar yaklaşıp konuşmaya başladı..:

’’ Sen ya Marienne in esaretinde öleceksin , yada Marienne i öldürdüğümüzde onun küllerinde yok olup gideceksin. Çok iyisiniz bayım. Sizin gibileri sayesinde mutlu sonları erkenden tadabiliyoruz! ‘’

’’ Demek George un ölümünün seni mutlu ettiğini itiraf ediyorsun Revillian ? ‘’ Revillian konuşmadan hemen söze girdim..:

’’ Şimdi defol git bu evden ! Yakında buhar olup gittiğinde daha da göremeyeceksin zaten ! ‘’

’’ Ah! Ne kadar sevimli ! Ne kadar sempatik ! Gözlerim doldu gençler ‘’ Revill konuşmaya devam etti..:

’’ Yoksa bu hain dibimizde dolandıkça sonumuzu hazırlayacak Nia ‘’ Jack kendinden emin ses tonuyla konuşmaya devam etti..:

’’ Hain demeyelim Revill. Hakim diyelim! Tıpkı Nia nın babası George un bir zamanlar hakimi olduğum gibi ‘’ O an küplere binmiştim işte. Sözümü esirgemeden Jack e cevabımı verdim..:

’’ Ahh , Jack ama şuan Marienne in hakimiyetindesin tatlım. Ve Marienne bir , iNSAN ! ‘’

’’ Seni duyabiliyorum Revill!’’

’’ Sen 10 saniye sonra kulağından geçecek ses huzmesine yönelsen daha mantıklı olur hayatım! ‘’

’’ 10 saniye sonra ne olacak ki ? ‘’

Ardından dışarıda bir korna sesi duyuldu. Sonrasında da o ses..:

’’ Hey! Tony , hayatım evde misin ? ‘’ Bu sahte sevecen sesin sahibi kim olabilirdi ki ? Elbette Marienne. Evimin ufak perdesini araladığımda Marienne in Tony e sarılırken aynı anda göz ucuyla evimi süzdüğünü görebiliyordum. Revill konuştu..:

’’ Birazdan ne yapacağımızı soracaksan söyleyeyim. Bir an önce bu evden pılını pırtını toplayıp gitmelisin. Jack düşündüğünden daha sinsidir’’ O sırada keskin ve gür ses tonuyla Jack damlayıverdi..:

bölüm 7

dökülsün eteğimdeki tüm taşlar!

’’ Tamam Nia lütfen artık ağlamayı kes. Bunu babanda ara sıra yapardı ve…’’ Revillian’ın sözcüklerini bir bumerang misali hızla ağzına tıkamıştım . ‘’ Ağlamak insanlar için gereklidir beyefendi! Bunun nedenini bilemezsin , gereksiz olduğunu düşünürsün çünkü sen bir insan değilsin ! ‘’ Akşama kadar ağlamıştım , bunu durduracak tek kişinin Revill olduğunu da biliyordum ama , ateşi kızgın bir sobadan çıkmışçasına keskin bir acı verme eylemine sahip sözcüklerimi yinede Revill e sarf etmekten acı duymuyordum. Aksine rahatlıyordum ki bunu Revill de biliyordu. Sakin ve bilge tavrını koruyup konuşmaya devam etti. ‘’ Hatalarından kurtulmak istiyor musun ? ‘’ ne demek istediğini anlamadığım için hemen cevap verdim. ‘’ Ee , elbette ‘’ . O ise bunu diyeceğimi adı gibi bildiği için cevabını büyük bir hızla gözlerimin içine ateşledi. ‘’ O zaman ilk hatan olarak zırlamayı kesmelisin. Baban , Marienne onu öldürmek üzereyken bile gıkını çıkartmamıştı. Çünkü çaresizdi. Ama senin hem çözüm yolların var hem de ağlıyorsun. Baban bu durumunu görseydi deli gibi hayıflanırdı senin ndıbına ’’. Revill beni utandırarak doğruya ulaştırma taktiğinde başarıya ulaşmıştı galiba. ‘’ Peki! Dilediğin gibi olsun madem! Bu ağır sözlerini , Marienne in cesedi Jack ile birlikte kül olurken sana ödeteceğim! O zaman zırlayan kimmiş görürsün Bay Revill! ‘’ Revill hala umursamaz tavrını sürdürüyordu ‘’ Hıh. Çok bilmiş ‘’ dedi dudak ucuyla

Ondan önce ben seni öldürmeden defol git bu evden Nia..! Defol git.. Tony nin elinin yemek bıçağına gittiğini gördüğümde ise tamamen tedirginleşerek kendimi bilmez bir halde kapıya sonra evime doğru yöneldim.. Galiba Revillian ı dinlemeliydim... Şizofren karakterimi can kulağıyla dinlemeliydim... Şimdi ise Marienne ve Jack in yanına Tony i sokarak büyük bir şeytan üçgeni oluşturmuştum... 1 yeni Muhalefet daha edinmiştim kendime.. Hem de tüm kalbimle sevdiğim bir muhalefet... Tony.. Şimdi Marienne ile Jack in peşinde dolanırken oda bizimle olacaktı , hem de soyut ve en büyük düşmanıyla el ele.. Hayat bir gün zor , bir gün ise mutluluk verici.. Önümdeki diğer günü tahmin etmeye çalışmaksa cidden yorucu... Her şey çabuk bitsin istiyorum.. Bir kurtuluş istiyorum.. Ya ölümümle bitecek bir kurtuluş yada onun ölümüyle bitecek bir kurtuluş...

6 ncı bölüm sonu

reserved

Hadi Nia çayı soğutuyorsun Olayın çayı soğutmak ibaret değil , Tony nin benimle konuşmak için sabırsızlandığından kaynaklandığının farkındaydım. Oysa Tony bana daha dün kırılmışken neden büyük bir istekle konuşmak istesin ki.. Merakla merdivenlerden indim ağır adımlarla sandalyeye oturdum. Tony çayı koydu ve konuşmaya başladı..:

Buz gibi su yüzüme çarptığımda, birazdan konuşulacaklarıma dair daha akıllı cevaplar vereceğimin kanaatine vardım. Daha dinçtim.. Aynaya baktığımda ise saçlarımın incin olup biraz daha uzadığını ve gözümde yorgunluk belirtileri olan ufak halkalar gördüm. Toparlanıp saçımı başımı düzelttikten sonra aşağı doğru yöneldim. Tony nin sesi duyuldu..:

Hey neler söylüyorsun sen kafam cidden çok karıştı... Annemi Babam Öldürdü Ve Jack Marienne den başka karakterlere gidebiliyor babama gittiği gibi..

Sadece Jack değil bende gidebiliyorum..

Ama o zaman insanlar karakterleri kontrol etmiyor , karakterler insanları kontrol ediyor..

Tam olarak böyle sayılmaz. Size egemen olduğumuz sürece , bizi kontrol edebileceğinizin eğer farkına vardıysanız siz bizi kontrol etmeye başlarsınız. Aynı zamanda biz karakterler 6. Hisleri kuvvetlendirir , somut şeylerle oynayabilir vb. her şeyi yapabiliriz..

Bak elimde değil ama gerçekleri söylemem lazım. Sen bana George un emanetisin yani babanın. Elimdeki bıçak o anda yere düşmüştü:

Babam George la ne alakası var bu durumun hem o -

Oda bir şizofrendi Nia. Tıpkı senin gibi. Hatta annenin ölüm sebebi de oydu. Onu Marienne in karakteri Jack öylesine çıldırtmıştı ki anneni öldürmek zorunda kaldı..

Nia Dur ..! Zifiri karanlık olmasına rağmen onu çok iyi görüyordum. Bitişiğimde duruyordu. Kalbimdeki sıcak kanla buluşmayı bekleyen bıçaksa havada kalmıştı, o ise tekrar konuştu..:

Unutma sen bittiğinde bende biterim Nia bende..!

Amacım bu zaten seni aşağılık. Ne kadar güzel dursan da gözümde , istemesen de rahatsız ediyorsun beni. En iyisi sende kurtul bende..! Hem ölmememi neden istediğini biliyorum. Ben olmasam , benle evlenemezsen nasıl bir bedene kavuşacaksın ki..?

Hayır Nia. Çok yanlış düşünüyorsun. Ona körkütük inanıyorsun. Kanında sinsiliği barındıran lanet bir kadına ve onun karakterine.

Sana inandım da ne oldu Revill?

Hayatını değiştireceğim söz veriyorum.. Hem bilmediğin nice şey var. Cidden. Ben bedene kavuşmak isteseydim çoktan evlenirdim zaten..

Hahaha.. Yalancı hain..! ilk defa benim bedenimde benim hislerimde türedin bu imkansız. Sadece şizofren olan başka bir kadınla - yetenekli şizofren bir kadınla - evlenebilirsin o kadar. Buda Marienne ve ben . Bir üçüncüsü yok..!

Düşünceler kelimesi kelimesine geçtikçe beynimden sonuma bir adım daha yaklaşıyordum. Ve düşüncelerde tükendiğinde fikrimde , elim cebimdeki bıçağa gitti. Şimdi yağmur daha hızlıydı. Kalbim daha hızlı atıyordu. Bedenim titriyordu. iki kelime süzüldü dudaklarımın arasından Ben Kazandım..! Hayata karşı ben kazanacaktım çünkü bu sefer. Bıçak cebimden çıktı. Gökyüzüne doğru kaldırdım. Tek bir mavilikte, yıldızda yoktu. Tıpkı hayatımda olduğu gibi büyük bir karanlık boşluk. Son defa yutkundum... Kahretsin o ses , o ses , o ses ..! En zevkli anlarımı berbat eden o ses gelip ölüm huzurumu da yok etmeye kalkacaktı..:

Peki sen neyi seçerdin baba felaket derecede mutsuz bir hayatı mı , yoksa şuan ki gibi ölmeyi mi? Ölüm rahat olsa gerek. Merak etme özlemimiz pekte uzun sürmeyecek. Bende daha rahat olana kavuşacağım yani - ölüme - Birazdan öleceğini bilmek , hele hele bunu kendinin başaracağını bilmek normal bir insan için acı verici olsa da beni cidden mutlu edecekti. Hem sıkıntılardan kurtulacak , hem de babama kavuşacaktım. Cebimde daim taşıdığım çakım vardı. Babamın armağanı. Annemin de olduğu zamanlar 7 yaşından beri cebimde duran bıçağım. Elma doğramak , ip kesmek gibi görevlerde kullanmıştım. Bunlar uğraştırıcı ve mutsuz edici görevlerdi o bıçak için. Çünkü kestiği , soğuk yapısını içinden geçirdiği şey cansız ve onu ısıtacak kadar sıcak değildi. Ama oda birazdan kanımla buluşacağı için mutluydu galiba. Hem babamı , hem kendimi hem de o minik çakıyı bile mutlu edecektim fenamı. Hem en büyük iyilikse Marienne i rahatlatmak olacaktı.

iyi geceler baba ben geldim... Kızın, Nia. Sessiz sakin süregelen hayatı bozulmuş olan Nia. içimde artık seni daha çok özlüyorum baba. Yalnız olmamama rağmen daha çok özlüyorum. Neden mi yalnız değilim ,nasıl mı ? Artık bilmediğim hissiyatlarım var şekle gelen , ama ele gelmeyen. 2 büyük düşmanım var Jack ve Marienne. Ve çok değerli komşumuz Tony. Hımm.. Doğru ya peki neden mutsuzum. Sevdiklerin yüz çevirse sende mutsuz olmaz mıydın? Bolluğun içinde yokluk yaşasan kırılmaz mıydın baba ? O sırada karanlık mezarlığa haraket getiren yağmur damlacıkları serpiştirmeye başlamıştı kendini. Fazla uzatmayacağım diyaloğu sürdürmek için tekrar babamın mezar taşına iliştim..:

bölüm 5

ecel e 5 kala kurtuluş // büyük sırlar Çözülüyor

Toprak kokusuyla ve sessizlikle kardeştim bir zamanlar. Toprak kokusunda babamla , sessizlikte benliğimle yaşamak aslında çok daha rahattı. Ne kadar monoton gibi gözükse de normal bir insan olmak , Tony ve Marienne ile normal bir komşu şeklinde yaşayıp gitmek daha da hoş olurdu belki de. Normal düzenime kavuşamayacağımı bilsem de, bir adım daha yaklaşmak için otelden çıktığım gibi mezarlığa yürüdüm. Oraya ulaşana kadar vakit saat akşam 22:00 yi bulmuştu. Çevrem zifiri karanlıktı ama bu beni pek korkutmuyordu. Yaşadıklarımdan sonra tatlı bir sefa gibi bir şeydi.

Sessizleştim.. Çünkü yaklaşmıştım... Ona , babamın mezarlığına. Kokusuyla kardeş olduğum babamın üstündeki toprağa ve aynı anda dibinde biten sessizliğe. Artık mezar taşının dibindeydim. Onunla paylaşabilirdim her şeyimi. Şuan ki yoksunluğumu bile..:

Hahha.. Revillian.. Daha dünkü ucube.. Ben ayrıca basit bir şizofren karakteri gibi gözüksem de kesinlikle değilim.. Ona aşık olmakla büyük şans yakaladım. Onunla evlendiğimde ise bir bedenim olacak. Tıpkı Revillian ın seni kendine aşık etmek için yaptığı davranışları gibi. O sana bir bedene kavuşmak için iyi davranıyor. Gün gelece- Sabrım hat safhaya ulaşmıştı artık. Bağırışlar içinde oteli terk ettim. Kafamda bin bir düşünceyle evime yönelmiştim. Tony düşman kaldı bugün bana , Marienne Ve Şizofren Karakteri Jack Adında iki büyük düşman daha edindim. Ya Revillian ?o da mı sırtımdan vuracaktı beni. 16 yaşındaki bir kız için cidden çok fazla..! Artık kalbim babamın öldüğü andakinden daha çok acıyordu. Çünkü kalbim hayatın bu noktalarına elverişsizdi, ben şizofrenliğim yitsin demiyorum,bu kadarı cidden fazla. Normal bir şizofrenliğe neden şükretmeyeyim ki...

4 üncü bölümün sonu