/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +3
    FENER RUM PATRiKHANESiNE EKÜMENiK SIFATI VERENLER,
    HEYBELiADA'DAKi RUHBAN OKULUNU AÇMAYA KALKANLAR
    KiME VE NEYE HiZMET EDECEKLERiNi BiR KEZ DAHA DÜŞÜNSÜNLER...

    HATEMi'LER DE DÜŞÜNSÜN !!!



    PATRiK GREGORiUS'UN ( TÜRK AÇILIMI ) MEKTUBU

    Osmanlı Döneminde iki Patrik, ihanetleri yüzünden asılmıştır.


    1. Fener Patriği III. Pantenios, Eflak ve Boğdan voyvodalarını isyana teşvik ediyor. Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa, Patriğin voyvodalara
    gönderdiği mektubu ele geçiriyor ve Patriğin asılmasını emrediyor.

    Patrik III. Pantenios, 24 Mart 1657 günü Parmakkapı'da asılıyor...


    2. 1820-1821 Mora isyanı, Balkanlar'ın Memâlik-i Osmanî'den ayrılmasını sağlayan en önemli hareketlerden biri oluyor.

    Mora'da Binlerce Müslüman Türk kılıçtan geçirilmişti. Dönemin Padişahı ikinci Mahmut, Sadrazam Benderli Ali Paşa'yı görevlendirmiş ve bu ayaklanmada parmağı olanların derhal tespit edilmesini istemiştir.

    Yapılan tahkikatta ve Patriğin evine düzenlenen baskında Patrik Beşinci Gregorius'un "ihanet" ettiği tespit edilir. Ayrıca Osmanlı'nın
    amansız düşmanı Rus Çarı Alexandra yazdığı istihbarat mektupları ortaya çıkar ve yargılanan patrik, halkı isyana teşvik etmek ve Devleti Osmani Aliye ihanet etmek suçuyla "idam"a mahkûm edilir.

    infaz, Fener Patrikhanesinin kapısı önünde 21 Nisan 1821 günü icra edilir.

    Bunun üzerine Patrikhane yönetimi, aynı yerde bir Türk büyüğü asılana kadar bu kapının kapalı tutulmasına karar veriyor. Mezkûr kapı, "KiN
    KAPISI" olarak anılıyor...

    Patrikhane yönetiminin bu kararından haberdar olan Türk devlet yetkilileri, buna bir misilleme olarak, Patrikhane'nin bulunduğu sokağın adını "Sadrazam Ali Paşa" koyarlar. Bu kapı hala kapalıdır. Girişler, bu kapının solundaki küçük kapıdan yapılmaktadır.


    iDAM EDiLEN PATRiĞiN RUS ÇARI'NA MEKTUBU

    Osmanlı Devletinde Rus sefiri (büyük elçisi) olarak uzun seneler çalışan ignatiyef, "isyana elebaşılık etmek" suçundan Fener Patrikhânesi'nin kapısında asılan, Patrik Gregorius'un, Rus Çarı Aleksandr'a yazdığı mektuba hâtırâlarında şöyle yer veriyor:

    - "Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak gayr-ı mümkündür. Çünkü Türk'ler, çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis sahibidirler. Bu hasletleri de, dinlerine bağlılıklarından ve kadere rıza göstermelerinden, an'anelerinin kuvvetinden,
    padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine itaat duygularından gelmektedir. Türk'ler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ü idare edecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkandırlar.

    Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık ve şecaat duyguları da an'anelerine olan merbutiyetten (bağlılıktan),
    ahlaklarının salâbetinden (kuvvetinden) gelmektedir.

    Türk'lerde evvela itaat duygusunu kırmak ve manevî rabıtalarını (bağlarını) kesretmek (parçalamak), dinî metanetlerini zaafa uğratmak
    icap eder. Bunun da en kısa yolu, an'ânât-ı milliye ve mâneviyelerine uymayan haricî fikirler ve hareketlere onları alıştırmaktır.

    Türk'ler, haricî muaveneti (dış yardımı) reddederler, haysiyet hisleri buna manidir. Velev ki, muvakkat bir zaman için zahirî kuvvet ve
    kudret verse de, Türk'ler'i harici muavenete alıştırmalıdır.

    Maneviyatları sarsıldığı gün, Türk'ler'i kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve zahiren hâkim kuvvetler önünde zafere zütüren
    asıl kudretleri sarsılacak ve maddî vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir.

    Bu sebeple, Osmanlı Devleti'ni tasfiye için,
    mücerred olarak harp meydanındaki zaferler kâfi değildir. Ve hatta sadece bu yolda yürümek Türk'lerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir.

    Yapılacak olan, Türk'lere bir şey hissettirmeden bünyelerindeki bu tahribi tamamlamaktır!"

    Fener Rum Patrikhanesi'nin açtığı okullardan birisi olan ikonomos akademisinin 1884 yılı ders müfredatında olan Ada belediye başkanı tarafından ele geçirilen ders müfredatında şunlar yer alıyordu:

    1) Türk'ler ezeli bir düşman olarak Rumlara tanıtılacak.

    2) Türklerin en küçük hataları büyütülerek Avrupa'ya duyurulacak ve uygar dünya Türklere düşman edilecek.

    3) Türk'ler ekonomik bakımdan çökertilecek. Bu amaçla zengin Türk'ler sakat ticaret yollarına zütürülecek, bol faizli krediler açılacak, ağır şartlarla rehin kabul edilecek.

    4) Türklerin ahlak, milliyet, din ve gelenekleri dejenere edilecek. Bu amaçla küfürler öğretilecek ve bu küfürlerin Türk'ler arasında yayılmasına çalışılacak. Türk'ler ziyana ve diğer ahlaksızlıklara teşvik edilecek. Türk gençleri arasında kabadayılık ruhu aşılanarak sevgi ve saygı bağlılıkları kırılacak. Aralarına ikilik sokulacak. Argoya benzer bir küfür dili Türk'ler Arasında yayılarak milli dil ve duyguları bozulacak. Zengin Rum tüccar ve esnafı Türk hocalara bol hediye ve veresiye vererek onları elde edecek. Hocalar içkiye alıştırılacak. Her türlü uydurma inanışlarla dini inançları saptırılacak. Onlara yalan yanlış olaylar anlatılıp, Türk halkı ile hocaların arası açılacak.

    5) Türk hükümranlığı baltalanacak. Bu iş yavaş yavaş geliştirilip, Bizans yeniden kurulacak.

    6) Türk halkı arasında sürekli olarak anlaşmazlık tohumları ekilecek. Ayaklanmalar düzenlenip zamanında aradan çekilerek Türk'ler arasında kardeş kanı akıtılacak. Komiteler kurulup Türk köyleri basılacak.

    7) Bir savaş sırasında Türk halkını sefalete zütürecek her yola başvurulacak. Türk topraklarındaki en önemli gıda maddeleri, halkın elinden hızla ve gizlice toplanıp adalara gönderilecek. Buradan komşu ülkelere satılacak. Rum tüccarların uğradığı zarar milli bankalar tarafından para olarak ödenecek.

    8- Doktor ve eczacı Rumlar, hastaları özellikle kimsesiz hastaları gizlice zehirleyip öldürecek. Kör, sağır, sakat edecek. Saf dışı bırakmaya çalışacak.

    9) Tarım politikasında Türk çiftçisi ağır faizlerle toprağından mahrum edilecek. Borçların kolayca çoğalması sağlanacak. Böylece Türk'ler ellerindeki toprakları Rum tüccarlara satmak zorunda kalacaklar.

    10) Yüksek rütbeli devlet memurları rüşvet, ziyafet ve hatta kadın ikramları ile Etniki Eterya'nın emrine alınacak. Ancak bu işler tamamen okuldan yetişmiş papazların talimatına ve okulun tayin edeceği kişilerle bunların vereceği direktiflere göre uygulanacak.

    11) Fırsat çıktıkça özellikle resmi binalarda yangın çıkarılacak.,ölümlü kazalar yaratılacak, savaş gemilerine yangın ve yaralar açılacak.

    12) Bir ileri karakol ve gözetleme yeri olan manastırlardaki istekleri hemen yapılacak., verecekleri mektuplar kendi işlerinden önce yerine zütürülüp teslim edilecek.

    13) Bütün Rum ustaları kesinlikle Türk çırakları kullanmayacaktır. Politik düşüncelerle bir Türk çırak almak gerekirse Rum usta, Türk çırağı bir hizmetçi gibi kullanacaktır.

    14) Bütün bu kurallar gizli olarak yapılacak, kurallara uymayanlar hemen aforoz edilecek, kredileri kesilecek ve Rum toplumu arasından
    kovulacaktır.

    • **

    Bu kapı hala Fener Rum Patrikanesinde. Eşiğine bir Türk büyüğü asılamadığı için kapalı duruyor...
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    Vay amk
    ···
  3. 3.
    0
    vay be. böyle başlıklar görmek güzel.
    ···
  4. 4.
    0
    Ülkedeki kılıç artıklarına ve azınlıklara karşı hazırlıklı ve temkinli olunması gerektiğinin en büyük kanıtıdır bu kapı, Türk çocuğunun her zaman tetikte ve hazır beklemesi gerektiğinin göstergesidir. Bu kapı hala kapalıdır, neden? çünkü bu içleri irin dolu şeyler, vakti zamanı gelince, Mukaddes Türk Devleti zafiyet gösterdiği an, batılı abilerinin desteği ile 100 yıl önce yaptıklarını tekrar yapıp o kapının önünde mevcut Türk liderini katletmek hayali ile yanmaktadır.
    Karadeniz'deki, Ege'deki, doğudaki katledilen ahali hala hafızamızdadır, Akdamar'da ırzlarına geçilip katledilen kadınlar hala aklımızdadır ve içimizde yaradır, istanbul'da ve izmir'de işgal kuvvetlerini alkışlayan, izmir'de işgalci Yunanları karşılayanlar ve Venizelos'a tapınan kişiler kimlerdir bunlar hafızamızdadır. Tarihsel gerçeklik unutulmamıştır.

    ama bu tür gaflet ve ihanet içinde olanlar ve Allah korusun yine 100 yıl önceki felaket dönemi tekerrür ederse bu gaflete ve ihanete tekrar düşecek olanlar şunu bilmelidir; siz Pantenios'culuk, Gregorius'culuk, Hrisostomos'culuk, Hrisontos'culuk oynamaya kalkarsanız tekrardan bu ulustan da Benderli Paşalar, Sakallı Paşalar çıkar. Sizinle Kut Paşa Hazretlerinin, Townshend ile oynadığı gibi oynayacak vatanseverler çıkar. Biri Yıldırım Han olur, bize savaş ilan ettiğiniz meydana tekrar bir kazık çakar...

    Tabi bu gafil ruhlular dışında Papa Eftim Hazretleri gibi bu ulusa sadık insanların olduğuna da inanıyorum ben, Tarih boyunca bu Cumhuriyete ve öncesi bu ulusun imparatorluğuna sadık olan Musevi yurttaşlarımız gibi, azınlık yurttaşlar olduğuna inanıyorum ben, bunlar baş tacıdır, bizim gibi Cumhuriyetin sadık evlatlarıdır.

    Bunlar dışında kalanlara tekrar hatırlatmak gerekir, sizi isa'nız veyahut babası olduğunu iddia ettiğiniz uhrevi varlık değil Mukaddes ve Ulu Türk Devleti korumaktadır. Bu devlet sadık yurttaşlar olduğunuz sürece sevecen bir babadır ama ihanete ise misli ile karşılık veren bir mekanizma.
    ···
  5. 5.
    0
    Okuncak gibi değil ki.. hayir yani ölürüm eğer okusam.. bi özet olsa keşke
    ···