/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 102.
    0
    elife noldu
    ···
  2. 101.
    0
    31 de kaldım *** *,*
    ···
  3. 100.
    0
    vay amina goyim iyiymis la
    ···
  4. 99.
    +3
    Tam silahı kafama dayadım, tanıdık bir sima girdi içeriye. Çok şaşırdım. Parmağı silahının tetiğinde "Ulan emekli olacağım. Hâlâ uslanmamışsın." dedi Amir Ufuk. "Sana söylemiştim Amir. insanlar iyi kalpli olmadıkça uslanmam." dedim. "Senin gibiler yüzünden emekli olamıyorum pgibopat çocuk." dedi gülerek. "Bazı şeyleri kafana çok takma Amir. Sen de hasta olursun." dedim. "Yakında sayenizde tımarhanelik olacağım. Şu manzaraya bak! Annesi ile babası yerde ölü yatan, katillikte doçentlik yapmış bir adam duruyor karşımda. Neyse hadi bırak şu elindeki mereti. Daha seninle piknik yapacağız." dedi Amir Ufuk. "Bilmediğin çok şey var Amir. Mesela bu hayatta en iyi neyi anladığım biliyor musun: Kimseye güvenilmezmiş!" Tiuv!

    -SON-
    ···
  5. 98.
    0
    "Bu evlat seni soruyor beyim. Eski bir tanıdığınmış. Seninle konuşacakları varmış." dedi annem babama. Bunun üzerine "Buyur evlat. Otur bakalım." dedi babam bana bakarak. "Oturmama gerek yok. Az sonra hiçbirimizin oturmaya fırsatı olmayacak zaten!" dedim. Babam ayağa kalkarak gözlerime dikkatle baktı. "Ne diyorsun sen evlat? Kimsin? Neyin nesisin?" dedi babam. "Yıllar önce mezara gömdüğünüz bir çocuk!" dedim. "inanamıyorum! Oğlum sen misin?! Canım oğlum!" dedi dokuzuncu kurbanım. "Siz oğlunuzu çoktan mezara koydunuz. Şimdi sıra sizde!" dedim ve belimdeki tabancayı çıkarttım. Annem "Yapma oğlum!" diye bağırdı, babam da "Dur oğlum!" diye. Ama hiçbirisini umursamadım. Tiuv! Tiuv! Tiuv! Üç mermiyi de dokuzuncu kurbanımın kalbine attım. Daha sonra onuncu kurbanım ağlamaya başladı ve ellerime sarıldı. ittim onu. "Ne oldu Serpil Hanım? Çok mu üzüldün?" dedim onuncu kurbanıma. "Merhamet et oğlum!" dedi onuncu kurbanım. "Siz merhameti hak etmiyorsunuz!" dedim. Tiuv! Tiuv! Onuncu kurbanımı da kalbinden vurdum...
    ···
  6. 97.
    0
    Bir taksi bulup otogara gittim. Hemen bir bilet ayarladım ve annemlerin yaşadığı ile giden otobüse bindim. Dört dakika sonra hareket etti otobüs. Asıl katilleri öldürmeye gidiyordum... iki saat süren yolculuktan sonra yine bir taksi ayarladım. Taksiye binince adresi gösterdim şoföre. "Yarım saate orada oluruz abicim." dedi şoför. "Tamam başla sürmeye." dedim. Aşağı yukarı yarım saat sonra tek katlı, biraz eski bir evin yakınında durduk. "Aradığın ev şu işte abi." dedi şoför o evi göstererek. Şoföre borcumu uzatıp indim taksiden. Eve doğru yürümeye başladım. Yürürken elimdeki kağıdı yırttım. Kapıya tıkladım. Yaşlı, orta boylu bir kadın açtı kapıyı. Bu kadının kim olduğunu tahmin ediyordum... "Buyur evladım." dedi. "Melih Bey içeride mi?" dedim. "Evet de sen kimsin?" dedi annem. "Ben Melih Bey'in eski bir tanıdığıyım. Melih Bey ile konuşmam gereken şeyler var." dedim. "Peki gir içeri evladım." dedi annem. içeri girince koltukta oturan yaşlı ama dinç gözüken adama baktım...
    ···
  7. 96.
    0
    Yolda yürürken fark ettim. Yedinci kurbanıma çeşitli fanteziler uygulayarak ve yaşdıbına son vererek yedinci kurbanımın içindeki doğmasına beş ay kalan bebeği de öldürmüştüm. Yani bir taşla iki kuş vurmuştum. Aslında kurban sayım sekize yükselmişti... Pastahanenin önünden geçerken dikkat ettim. Kapıyı kilitleyip oradan ayrılmama rağmen kapı açıktı. içerideki polisleri görünce adımlarımı hızlandırdım. Nadiren görüştüğüm birisi vardı ve silah işleri ile uğraşıyordu. Onun evine gittim. Kapısına tıkladım. Kısa bir süre sonra açtı. Beni görünce şaşırdı. Hemen konuya girdim. "Bana bir silah lazım. Şu ses çıkartmayanlardan. Susturuculu mu ne diyorlar?" dedim. "Elimde yok kusura bakma." dedi Celal. "Boşuna nefes harcama. Sen de her türlü silahın olduğunu biliyorum." dedim ve cebimden yüklü miktarda para çıkarıp ona uzattım. Paraları görünce gözleri parladı. "Bir dakika bekle. Hemen geliyorum." dedi. Kısa bir süre sonra gelip susturuculu bir tabanca uzattı bana. "Tam senlik!" dedi. "Sevdim bu bebeği. Haydi görüşürüz." dedikten sonra ayrıldım oradan. Silahı belime sakladım. Çete işlerindeyken öğrenmiştim belime silah saklamayı...
    ···
  8. 95.
    0
    Aşağı yukarı bir saat deliler gibi seviştik yedinci kurbanımla. Hamile olduğundan mıdır bilmem bayağı lezzetliydi yedinci kurbanım. Daha önce hiçbir kurbanımdan bu kadar haz duymamıştım. Doymak bilmiyordum. Uzun bir süre daha seviştik. Her yerini sömürdüm yedinci kurbanımın, sık sık ağlamıştı yedinci kurbanım... Doyunca yanına uzandım yedinci kurbanımın. "Sanırım nihayet doydun hayatım." dedi yedinci kurbanım. "Evet, doydum karıcım." dedim. "Biraz dinlenelim sonra yine devam ederiz hayatım." dedi sağ elini yüzüme koyarak. "Aslında daha doymadım. Bana ölün lazım adi kadın!" dedim. Birden boğazını sıkmaya başladım ve dudaklarına yapıştım. Gözlerindeki çaresizlik ve korkuyu gördükçe içimde sevinç fırtınaları kopuyordu. Biraz sonra gözlerini kapadı ama ben fantezimi uygulamaya devam ettim. Kısa bir süre sonra iki elimi ve ağzımı çektim yedinci kurbanımın bedeninden. Yeni kıyafetler giyip dışarı çıktım...
    ···
  9. 94.
    0
    "Katilsin sen! Seni şikayet edeceğim!" diye bağırdı. Ayağa kalkıp koşmaya başladı. Ben de koşmaya başladım. Kapıyı açtı ve hızlıca terliklerini giyip inmeye başladı. Ben de ayakkabılarımı hızlıca giydim ve inmeye başladım. Merdivenleri hızlı iniyordu yedinci kurbanım, ama ben daha hızlı iniyordum... Yedinci kurbanım son merdivene ayak basamadan yakaladım onu. Saçlarından sıkıca tutup eve doğru çıkmaya başladım. Biraz uğraştırdı ama bıçağı karnına dayayınca uğraştırmaktan vazgeçti. Açık olan kapının önüne gelince hemen içeri girdik. Hızlıca kapattım kapıyı. Daha sonra yatak odasına geçtik. Saçlarından tutmayı bırakırken "Kusura bakma Sema Abla kendin seçtin ölmeyi!" dedim. "Dur! Lütfen yapma! Ne istersen yaparım!" dedi. "Emin misin?" dedim. "Evet. Daha önce hiç bu kadar emin olmamıştım canım!" dedi. O esnada gözlerim yedinci kurbanımın göğüslerine takıldı. "Tamam seni öldürmeyeceğim. Bundan sonra benim kadınımsın!" dedim. "Evet kocacım!" dedi. "Yatağa uzan!" dedim, hemen uzandı yedinci kurbanım. Üstündeki elbiseyi yırtıp beni benden alan göğüsleriyle oynamaya başladım...
    ···
  10. 93.
    0
    Kana doyduktan sonra altıncı kurbanımın evine gittim. Kapıyı çaldım. Altıncı kurbanımın karısı açtı kapıyı. "Erdal Abi içeride mi?" diye sordum. "Evet, içeride eşim. Ne oldu Mert?" dedi altıncı kurbanımın karısı. "Pastahane ile ilgili bir şey konuşacağım." dedim. "Tamam, geç içeri." dedi altıncı kurbanımın karısı. içeri girerken teşekkür ettim. "Televizyon izliyor." dedi altıncı kurbanımın karısı. Tekrar teşekkür ettim. Daha sonra karısı mutfağa gitti ben de altıncı kurbanımın yanına gittim. Oturdum yanına. "Hoş geldin biraderim. Geldiğini fark etmedim kusura bakma. Televizyona dalmışım." dedi altıncı kurbanım. Belime sıkıştırdığım pasta bıçağını çıkarırken "Birazdan edebi uykuya dalacaksın!" dedim. Der demez bıçağımı sapladım altıncı kurbanımın boğazına. Cinsel organının bulunduğu yere de bıçağımı sapladım hem de beş defa! Kısa bir süre sonra hareket etmez oldu altıncı kurbanım. Bıçağımı tekrar belime sakladım. Ayağa kalkarken Sema Abla ile göz göze geldik. Üstümdeki kanları görmüş olacak ki "Ne yaptın sen?!" diye bağırdı. "Sesini kes! Yoksa sen de edebi uykuya dalarsın!" dedim. Ağlamaya başladı. Yere çömeldi. "Bebeğimi babasız, beni eşsiz bıraktın!" dedi. "Böyle olmasını ben istemedim, o istedi!" dedim...
    ···
  11. 92.
    0
    Akşam üstü pastahaneye uğradım. Sevgilim kasada oturuyordu. Beni görünce "Hoş geldin aşkım." dedi. "Hoş buldum aşkım." dedim. O kahredici manzarayı görmemiş gibi davranıyordum. Sevgilimle limonata içip biraz sohbet ettik. Daha sonra pasta yapmak için arka tarafa, mutfağa gitti. Beş dakika sonra ben de gittim oraya. Arkasından yaklaştım sessizce. Sol elimle ağzını kapadım ve "Seni gerçekten sevmiştim. Beni kullanmayacaktın! Bana ihanet etmeyecektin!" dedim. Debelenmeye başladı. "Boşuna debelenme. Sende ölümü tadacaksın!" dedim beşinci kurbanıma. Fırının yanındaki pasta bıçağını alıp göğsünün ortasına sapladım. Daha sonra elimi ağzından çekip yüzünü bana döndürdüm. Yaşlı gözleriyle bana bakıyordu. Hiçbir şey demedi, diyemedi. Bıçağı kaldırıp dudaklarının ortasına derin birer çizik attım. Son kez dudaklarına yapıştım beşinci kurbanımın...
    ···
  12. 91.
    0
    Apartman kapısını ittirdim. Üçüncü katta oturuyordu sevgilim. ikinci katta ise sevgilimin abisi ile hanımı oturuyordu. Zemin katta da kimse oturmuyordu. Yıllar önce sevgilimin annesi ile babası oturuyormuş orada. Merdivenleri tırmandım. Sevgilimin oturduğu dairenin önüne geldim. Bende de bu dairenin anahtarı vardı. Sevgilimle sözlendikten bir hafta sonra yaptırmıştım. Usulca açtım kapıyı. içeri girdiğimde yatak odasından tuhaf sesler geliyordu. Yatak odasına yöneldim. Kapıyı hafifçe araladım. Gördüğüm manzara karşısında hayrete düştüm, donup kaldım. Erdal abi yani sevgilimin abisi ile sevgilim çıplak vaziyette çılgınca sevişiyorlardı. Derinlerden gelen tanıdık ses konuşmaya başladı: "Siz de ölümü tadacaksınız!" "işte şimdi bittiniz!" dedim sessizce. Kalbim buruk vaziyette evime gittim. Sevgilimle sözlendiğim gün kiralamıştım burayı. Yatağıma uzandım. Gözlerim doldu, ağlamamak için zor tuttum kendimi. Birkaç damla gözyaşı süzüldü gözlerimden...
    ···
  13. 90.
    0
    Aradan bir ay geçti. Üç gün önce söz kesmiştik aramızda. Çok mutlu olmuştum, belki de daha önce olmadığım kadar mutlu olmuştum... Bir an önce evlenmek istiyordum sevdiğimle. Ama sevdiğim biraz daha süre geçmesini istiyordu. Sözlendikten sonra düzenli olarak cinsel ilişkiye girmeye başladık. Kendimden bile çok seviyordum aşkımı. Bana geçmişimi unutmam da yardımcı oluyor, bana kimsenin göstermediği kadar şefkat gösteriyordu. Çok güzel, tatlı ve iyi kalpli bir sevgilim vardı. Sevgilimi bulduğuma çok seviniyordum. Sonunda hayat bana da güldü diye düşünüyordum. Ben aslında aşkımın kalp güzelliğine vurulmuştum... Bir gün sonra annem ile babamı bulmaya karar verdim. Onları görmeyeli yıllar olmuştu. "Yaşıyorlar mı? diye merak ediyordum. Onları bulmak için harekete geçtim. Sevgilimin abisinin bir dostu polis memuruydu. Ara sıra pastahaneye geliyordu. Biraz samimiyetimiz vardı. Onun görev yaptığı karakola gittim. Durumu anlattım Akif Bey'e. Yardımcı oldu. Üç gün sonra karakola gidip annem ile babamın adres bilgilerinin yazılı olduğu raporu aldım. Ayrıca rapor sayesinde yıllardır birlikte yaşadıklarını ve benden sonra çocuklarının olmadığını öğrendim. Bu haberi paylaşmak üzere sevgilimin evine gittim...
    ···
  14. 89.
    0
    Yerden kaldırıp koltuğa yatırdım ahmağı. Hâlâ gülmeye devam ediyordu. Gömleğini yukarı kaldırıp bıçağımı tam karın deliğine sapladım. Acı içinde bağırdı. Sonra tekrar gülmeye başladı. "Selma da böyle bağırıyordu." dedi dördüncü kurbanım. Daha çok öfkelendim. Mutfağa gittim, bir paket tuz ile bir şişe kolonya bulup geri döndüm kurbanımın yanına. Gülmeye devam ediyordu. Tuz paketini gözlerine boşaltmaya başladıktan sonra acı içinde kıvranmaya başladı. "Yapma. Yapmaa!" dedi dördüncü kurbanım. Paketin yarısını gözlerine yarısını karın deliğine boşalttım. Acı acı bağırıyordu sürekli. "Daha yeni başladım." dedikten sonra kolonya şişesini gözlerine boşaltmaya başladım. Sesi epey yükselmeye başlayınca ağzına da biraz kolonya döktüm. Sesi biraz azaldı. Sonra karın deliğine boşaltmaya başladım kolonya şişesini. "Öldür beni! Lütfen, yalvarıyorum sana öldür beni!" diye bağırmaya başladı. Bağırışları çok hoşuma gidiyordu... "Gerçek bir pgibopatın ağına düşmeyeceksin. Düşersen işte sonun böyle olur!" dedim. Bıçağımı aldım ve defalarca ağzına sapladım. Biraz sonra sesi kesildi. "Hak ettiğini buldun ahmak!" diye bağırdım. Gizlice kaçtım evden. Dikkatli dikkatli, hızlı hızlı... Nihayet pastahaneye ulaştım. Sevdiğime iyi haberi verdim. Çok sevindi. Sonra birlikte oturup çay içtik. iş çıkışı yine evine bıraktım sevdiğimi. Apartmanlarının önündeki ağacın altında öpüştük dakikalarca. Sonra ayrıldık...
    ···
  15. 88.
    0
    Oturma odasına geçtik. ittirdim onu. Poşeti yere bıraktı. Bana döndü. "Ne istiyorsun benden?" dedi. "Canını!" dedim öfkeli bir halde. "Nasıl buldun beni? Neden peşimdesin?" dedi. "Konuşma boşuna. Acı çekmeye hazır mısın?" dedim. "Ben hazırım da sen hazır mısın?" dedi sinsice gülerek. "Ben doğuştan hazırım!" dedim. Bıçağı cebime koydum. "Yumruk yumruğa kapışalım!" dedim ve bir tane yumruk salladım, eğildi. O da bana yumruk salladı, tuttum kolunu. Yüzüne bir tane yumruk attım. Hızlıca karşılık verdi. Suratıma sağlam bir yumruk attı. Sonra bir tane daha yumruk attı, eğildim. Karnına vurdum. Sonra çenesine bir aparkat attım. Daha sonra bir tane tekme attım suratına. Yere düştü. Hemen ayağa kalktı. Ağzından akan kanları diliyle sıyırdı. "Seni de o Selma sürtüğünü de öldürücem! "dedi. "Boşuna hayal kurma." dedim. Yaklaştım, bir yumruk daha attım suratına doğru. Eğildi. Eğileceğini tahmin etmiştim. Hızlıca bir aparkat salladım. Burnuna geldi. Ağzından akan kanlara burnundan akan kanlar eşlik etmeye başladı. Ona doğru koştum. Hızlıca yüzüne doğru yumruklar savurdum. Eğildi, belimi sardı. Karşı duvara kadar iteledi beni. Kafasını hemen çekip duvara vurdu sırtımı. Sonra karnımı yumruklamaya başladı, ara sıra yüzüme de vuruyordu. Konsantrasyonumu toplayıp çok sıkı bir yumruk attım suratına, sonra bir tane daha. Daha sonra yumruk salladı bana. Kolunu kilide alıp kafa attım burnuna. iki, üç... dokuz kez daha kafa attım burnuna. Kolunu bırakıp yumruk attım suratına. Yere düştü. Üstüne atladım. Yüzünü yumruklamaya başladım. Çok hızlı ve acımasızca yumrukladım ahmağın yüzünü. Bıçağımı çıkardım ve gözlerine sapladım. Sonra deli gibi gülmeye başladı. Öfkem arttı. "Niye gülüyorsun ahmak?" dedim. "Selma'ya yaptığım işkenceler geldi aklıma." dedi ve gülmeye devam etti. "Gül, gülebildiğin kadar gül. Birazdan acı içinde kıvranarak gebereceksin!" dedim...
    ···
  16. 87.
    0
    Ertesi gün bir ara ahmağın adresini istedim sevdiğimden. Bir kağıda yazıp verdi bana sevdiğim. Daha sonra görünüşü hakkında bilgi topladım. Bir tane bıçak alıp çıktım pastahaneden. Gizli bir yerden evi gözetlemeye başladım. Uzun bir süre sonra sevdiğimin verdiği eşkâle uyan bir adam çıktı apartmandan. Gizlice takip ettim adamı. Markete gitti. Dönüşte tam apartmana girerken bıçağı dayadım midesine çaktırmadan. "Sesini çıkartma! Yürümeye devam et!" dedim. "Sen kimsin be?" dedi. "Kendini pgibopat zannediyormuşsun. Sana gerçek bir pgibopat göstermeye geldim." dedim. Birlikte ikinci kata çıktık. Kapısının önünde durduk. Anahtarı çıkarıyordu, "Sakın ters bir hareket yapmaya kalkma. Ölürsün!" dedim. "Tamam sakin ol." dedi. Açtı kapıyı, girdik içeri...
    ···
  17. 86.
    +1
    Bir saat sonra sevdiğimin abisi geldi. Sevgili olduğumuzu söyledik. ilkten çok şaşırdı, sonra yüzündeki şaşkınlığın yerini sevinç aldı. "Çok sevindim. Umarım hep mutlu olursunuz." dedi gülümseyerek. Teşekkür ettik Erdal abiye. Daha sonra Erdal abi, dükkandaki ekgib malzemelerin listesini alıp çıktı pastahaneden. Erdal abi gittikten sonra kahve içtik sevdiğimle, uzun uzun sohbet ettik. Birkaç saat sonra Erdal abi geldi, poşetleri bırakıp gitti. Malzemeleri dolaba yerleştirdik sevdiğimle. Birlikte çok mutluyduk, hiç tartışmıyorduk, çok iyi anlaşıyorduk birbirimizle... Çıkışta sevdiğimi evine bıraktım. Bu sefer dudaktan öptük birbirimizi. Otele gittim. Uzandım yatağıma. Eski sevgiliyi gerçekten öldürmeyi düşünüyordum. Derinlerden gelen tanıdık sesi duydum yine: "Şu ahmağa pgibopat nasıl olur gösterelim." "Ona öyle şeyler yapıcam ki doğduğuna pişman olacak." dedim gülerek...
    ···
  18. 85.
    0
    Sabah pastahaneye gittim. Selma ile selamlaştık. Daha sonra Selma poğaça yapmaya gitti. Ben kasada durdum. Rahat değildim. Çünkü, Selma'ya içimi dökmek istiyordum. Onu gerçekten seviyordum. Ona gerçekten güveniyordum. Hayallerimdeki kızı bulmuştum sonunda... Yanına gittim. "Selma daha fazla dayanamayacağım. Ben senden çok hoşlanıyorum." dedim. "Tahmin etmiştim. Bende senden hoşlanıyorum Mert." dedi. Çok sevindim. Dünyalar benim oldu. Koştum, sarıldım sevdiğime. Sevdiğim de bana sarıldı. Birlikte poğaçaları taşıdık içeri. Yüzü ekşidi birden. "Yalnız aramızda bir engel var." dedi sevdiğim. "Neymiş o engel?" dedim. "Şu eski pgibopat sevgilim." dedi ve sözlerine devam etti. "Eğer sevgili olduğumuzu öğrenirse seni de beni de öldürebilir." dedi sevdiğim. "O halde engeli kaldırmak vazifem." dedim. "Ne yapıcaksın? Yoksa. Yoksa öldürecek misin onu?" dedi sevdiğim endişeli bir halde. "Evet. Ama bu konuştuklarımız aramızda kalıcak. Kimseye söylemek yok. Anlaştık mı?" dedim sevdiğime. "Anlaştık aşkım." dedi. Sarıldı boynuma. "Çok teşekkür ederim. Seni tanıdığıma o kadar çok memnunum ki." dedikten sonra öptü yanağımdan. Mutluluğum arttı. Ben de onu öptüm yanağından...
    ···
  19. 84.
    0
    Hızlı anlat
    ···
  20. 83.
    0
    O gün Selma ile su gibi geçti saatler. Birlikte poğaçalar, simitler, pastalar, kurabiyeler yaptık. insanlara hizmet ettik. Çıkışta yorgunluk kahvesi yaptı ikimiz için. Bu davranışından sonra Selma'yı daha çok önemsemeye başladım. Zaman geçtikçe daha çok hoşlanıyordum Selma'dan. Kalbime engel olmak istiyordum. Ama başaramıyordum... Kahvelerimizi yudumlarken "Biliyor musun? Ara sıra hâlâ beni rahatsız ediyor eski sevgilim." dedi Selma. Eski sevgilisi aklına geldiği zaman moreli bozulduğu belli oluyordu. Yüzünde endişe ve hüzün oluşuyordu. "Polisin haberi yok mu?" dedim. "Var ama pek umursamıyorlar." dedi Selma. "Abinin haberi var mı bundan?" dedim. "Aslında var ama sanırım onunla uğraşmaktan korkuyor." dedi Selma. "Neden korkuyor olabilir ki?" dedim şaşırmış bir halde. "Abimin hanımı hamile." dedi Selma. "Anladım. Korkma. Ben etrafındayken sana herhangi bir zarar veremez. Kapatalım şu mevzuyu. Keyfimize bakalım." dedim. "Tamam." dedi gülümseyerek. Kahvelerimiz bitince etrafı toparladık. Pastahaneyi kapattık. Daha sonra Selma'yı eve bıraktım. Otele döndüm. O gece uzun bir süre Selma ile eski sevgilisini düşündüm...
    ···