Arkadaşlar detay hatırlayamadığım kısımlar var o yüzden o kısımları mümkün olduğu kadar olaya yuvarlayarak devam ediyorum bilginiz olsun..

ilk dönem bitmek üzereydi. Deli gibi ders çalışıyorduk. Genelde dışarı çıkmıyorduk ve o arkadaşlarını çağırıyordu evimizde oturuyorduk. Büyük zamanım dersle kalan zamanım da hastane ve spor arasında değişiyordu. Evde her istediğimizi yapıp yeme işi birazcık kilo almama sebep oluyordu. Ama onun hiç kilo almıyor oluşu gözüme çok batıyordu. Bu normal değildi. Böbrek fonksiyonlarına baktırmak için bir ara kanını aldım ve hastanede çalıştırdım. Böbrek fonksiyonları çok yüksekti. Nefroloji uzmanıyla görüştüm kendi hastanemdeki. Tedavi etmek istediğini ve böbreğinin birini almak gerektiğini söyledi. Ona bunu anlattım ağladık beraber. Mümkün olduğu kadar sağlıklı beslenmesini ve toksinlerden kurtulması için su içmesini sürekli destekliyordum. Her fırsatta zorla su içirdim. ilaç saatlerinde uyandım, uyandırdım. Okulda aradım. Boşluk bile bırakmadan yaptık fakat çok fazla ilerleme görememiştik. Böbreğinin biri tamamen iflas etmişti ve alınması gerekiyordu. Böbrek nakli için gereken tek böbrek kalma ve diğer böbreğinin işlevsel olarak %50 nin altına düşme kısmı neredeyse tamamlanıyordu. Nakil onun için iyi olurdu diye düşünmeden edemiyordum. Günler sonra yarı yıl oldu. 2 haftalık bir süreç için evimize gittik geldik. Herşeyimizi ortak hallediyorduk. Ailesinin gönderdiği para ve ailemin gönderdiği parayı çekip tek bir hesaba koyuyorduk. Aldığım maaş ev kirası ve evin giderleri için kullanılıyordu. Geri kalanı ortaktı harçlık olarak bir miktar alıyordu yanına gerisini bana veriyordu. Evin babası, direği konumundan hiç ayırmadı beni. Paramızı sen idare edeceksin diyordu sadece. Çok hoşuma gidiyordu ama o yaşta da bu kadar sorumluluk fazla ağırdı. Belki de erken büyümenin zararlarıydı bilmiyorum ama herşey çok hızlıydı..

Okuluyla görüştü ve belli süreli bir izin ayarladı. istanbuldaki hekimle görüştüm ve oda ameliyatı onayladı. Oraya gidip kalma imkanımız zordu malesef ve çevremden duyduğum bu uzmanın gerçekten tercih edilen biri olduğuydı.

Ameliyatına bende girdim. Sadece izledim ama en azından yanında oldum. Sağ böbreği iflas ettiği için tamamen çıkarıldı. Diğer böbreği ortalama %50 çalışıyordu. Bundan sonra çok daha dikkatli olmalıydık. Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını sürekli takip ettik. Ameliyat başarılıydı. Görünürde pek sorun kalmamıştı. Artık kronik yorgunluğun bir kısmını atlatmıştık. Serviste herşeyiyle ilgilendim yanında uyudum. Ailesi geldi ve gitti bu süre içinde. Tamamen iyileştikten sonra çıktık hastaneden. Evde gözüm gibi baktım herşeyiyle ilgilendim. Yaza yaklaştıkça sınavlar ağzımıza ediyordu. Köpek gibi ders çalışıyorduk ama ikimizde başarılı bir öğrenciydik. Kafası cidden çalışıyordu ve benide çalışmaya alıştırmıştı. Yazın beraber tatile gitmeyi planlıyorduk bu yüzden herhangi bir ders sıkıntısı yaşamamalıydık. Planlarımız bu şekildeydi.

Yaz tatili geldiğinde Ailesi ve ben hep beraber tatile gittik. Gezdik eğlendik. Ameliyat izini sürekli kapama derdindeydi aslında göze batmıyordu ama kafasına takmıştı sanırım. Ciddi manada ilk kez gelecekten konuştuk. Mutlu oldular çok sevindiler. Onlarda mutluydular ama çok erkendi bunu sürekli dile getirdiler.

Tatil dönüşü ailemin yanında kaldım bir süre. Ailem derken annemin yanında..

2. Sınıf beklentinin çok üstünde olacaktı. Zorluyordu baya beni açıkcası. Hiç bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Ortalamanın üstüde bir öğrenciydim. Sağlık memuru olmamın çok büyük faydası vardı. Bunu mümkün olan her yerde kullanıyordum.

Döndüğümüz hafta biraz yadırgadık aileden uzakta olmak çok eğlenceli gelmemişti..
O akşam ben arkadaşlarımla buluştum, biraz vakit geçirdik. Zaman geçtikçe kaynaşmıştık.
Sefa, uğur, ayşe, demet ve ceyda. Güzel bir ekip olmuştuk inek tayfa olarak. Genelde ders konuşuyorduk ama arada başka konulara değindiğimiz de oluyordu. Okulda da hep beraber takılıyorduk. Tanı derslerinde özellikle beraber oturuyorduk. Zehir gibiydi hepsi.

Sevdiceğimle hem hastalık takiplerine hemde eğlenmeye devam ediyorduk ders çaışmanın dışında kalan vakitlerle. Haftalar kovaladı haftaları ve birgün acı acı çaldı telefonum. Arayan yan komşumuzdu. Daha doğrusu memleketimizde ki yan komşumuz. Ağlamaklı sesi çok ürkütmüştü ve hayattaki ilk yenilgimi almak üzereydim ..

Prensesimle olayların üstesinden biraz daha gelmiş ve hafif hafif düzelmeye başlıyordum. Yada en azından öyle olduğumu zannediyordum. Tatile gitmiş ve sadece deniz yakıcı güneş ve güzel tatilimizi düşünüyordum. Ailemin parasından birazcık tırtıklamak zorunda kalmıştım tatil için. Onun harici kazandığım yetiyordu gayette.

Tatilin 12. günü falandı sanırım. Sevgilim beni ağrı çektiği konusunda uyardı ve hastaneye gittik. idrar ve böbrek tetkikleri malesef kötüydü. ilaçlarını almasına rağmen birşeyler kötüye gidiyordu. Sonuçlarında bariz kanama vardı ve karaciğeri de ilaçlar nedeniyle yavaş yavaş kötüye gidiyordu. O kadar kötü değil ama %80 seviyelerine inmiş diyebilirim.
Ultrasonla sağ kalan tek böbreğinde hafif kanama sezmişlerdi bunu durdurmak için gün boyu orada kaldık. Kontrol amaçlı da bir kaç gün kalmamız gerekecekti. Hastanedeki hocamı arayarak durumu bildirdim. Buradaki uzmanla görüşerek tedavi belirlediler. Çok sorun olacak bir durum değil deseler de iç kanama hiçbir zaman haıyırlı birşey değil. Tedavisi bittiğinde Tatilimizi yarıda kesip onun memleketine döndük. Bir kaç gün kaldık ve doktorumuzla görüşmek üzere şehrimize döndük. Uygun böbrek mevcuttu ama büyük izinler gerekiyordu çünkü bu nakil pek kolay bir durum değil. En ufak enfeksiyon yada uyumsuzluk durumunda ölüme kadar zütürebilecek bir durumdu. Bunu kabullenmek gerekiyordu. Ailesi durumdan haberdar olunca geldiler ve onayladılar. Bana güveniyorlardı. Benimle konuştular sadece. Doktorla görüşüp ameliyat için onayımızı verdik. Akşdıbına nakil ekibi toplandı ve böbrek nakli yapıldı. Şuan hatırlamıyorum ama zaten uzun süren bir ameliyattı. Çıktığında herşey çok iyiydi. Sevgilim beklediğim gibi gayet sağlıklı olarak döndü. Uzun bir süre kendine dikkat edecek iyi beslenecek ve kendini enfeksiyondan koruyacaktı. 1 aylık süreçte ailesi bizimle kaldılar. Her şey tahminimizden çok daha güzel gitti. 1. ayın sonunda uyumsuzlukla ilgili herhangi birşey kalmamıştı. Artık oldukça sağlıklı tek böbrekli bir insandı. Her şey yavaş yavaş rayına giriyordu. Günler bu şekilde ilerledi.

3. sınıfa geçtiğimde artık kendimi doktor havasına iyice katmıştım. Arada sevgilimin okuluna gidiyor, derslerine giriyordum. Beraber ders dinliyorduk. Yasal olarak özel hemşiresiydim ve yetkim her yerde yanında olabilecek kadar fazlaydı. Hastane çalışanı olduğum için ve nakilli hasta olduğu için çok güzel işlemişti planım. hem işimi yapıyordum hemde prensesimin yanındaydım.. Günler bu şekilde hızlıca geçti. Derslerimiz güzel günlerimiz mutluydu.

Şimdi sizi ilk kez anlatacağım bir maça zütürmek istiyorum.. Eski milli antrenörlerden birisinin başlattığı TBF nin desteklediği özel bir turnuvaya katıldım.. Turnuva iki gün sürdü. Direk final sporcusu belliydi ve turnuva kimin finale çıkacağı ile ilgiliydi. Rakip de az olduğu için çok zorlanmadım. Final müsabakası akşam olacaktı. Sevgilim her zaman ki gibi loca da. Milletin içinde olmasını pek istemediğim için bizim salonun yakınlarının olduğu locada izlemesine izin verdim. Antremansız olduğum için maç beni çok zorladı ve artık profesyonel sporcu olduğumuz için kask falan yok tabi. Ağız burun kaydı ve çok güzel nakavt oldum. Maç sonrası güzel bir yemeğe gittik tüm sporcular ve turnuva sahipleri. Tabi şişmiş ağız burunla çok güzel görünüyordum. Baya dalga konusu oldum. Sevgilim hep yanımdaydı. Her zaman olduğıu gibi..

Dostlarım dışarı çıkıp birşeyler yiyip geleceğim. Çok sürmeyeceğini tahmin ediyorum. Geldiğimde devam ederiz.

Bu arada nakille ilgili olarak şunu söyleyim. Sanki bir günlük bir süreçmiş gibi görünmüş hızlı anlattığım için öyle duruyor. Aslında 3 gün sürdü. Uyup uymadığına bakıldı tahliller vs. uzun bir süreçti.

3. sınıf en eğlenceli bulduğum kısımlardan biridir. Hem uygulama var hem dersler keyifli hemde bir çok derste bulmaca üzerine ders görüyoruz. Yani belirtliler var ve hastalık ona göre tahmin edilerek bulunuyor ardından da o konu anlatılıyor. Kadavra üzerinde etkileri paylaşılıyor vs. Ben adli tıp istediğim için fazla meraklıyım kadavra kesmeye. Genelde hep ben yardımcı oluyorum hocalarıma.

Sevgilimin arkadaşlarıyla takıldık uzunca süre. Arada bize sefa uğur ve ayşe eşlik etti. Günlerimiz ders çalışarak ve arkadaşlarımızla eğlenerek oldukça keyifli geçiyordu.
Aslında hiçte şikayetçi değilim. Ders çalışmaya teşvik edildiğim sürece her zaman buna devam edebilirim. Yeni yeni beliren takıntı ve tiklerim ortaya çıktı. Arada elim titriyor ve eskisinden çok daha öfkeli olabiliyordum ama sevgilimi hiç kırmazdım gerçek manada kırmazdım. O anlattığım Deniz yüzünden olan dışında hiç kavga etmedik. Yıl dönümümüzde kendi aramızda güzel bir yemekle kutladık. Yaza da nişan yapmak için ailesiyle anlaştık. Onu istemeye gelme konusunu açtı yanlışıkla. Çok üzüldüm oda üzüldü ama belli etmemeye çalıştık ikimizde. Kırdığı pot çok canımı yakmıştı ama yapacak hiçbirşey yoktu bu duruma. Yarı yıl da ailesinin yanına gittik ve nişanımızı küçük bir kutlama ile yaptık. Benim yanımda kimsem yoktu onun akrabaları ile doluydu ev. Kendimi ilk defa o zaman çok yalnız hissetmiştim. isteme faslını hiç açmadılar. Gelenek görenek hiçbirşey önemsenmedi. Çapımın yettiğince birkaç altın aldım onları taktım. Yüzüklerimizi aile büyüğü olarak dedesi kesti. Çok sevmiştim kendisini. ikimizin sülalesi de hayırsızdı ama.

Okul için döndüğümüzde artık resmen nişanlıydık. Mezun olduğumuz anda güzel bir düğünle de güzel hayatımıza devam etmeyi planladık durduk. Yaşayacağımız yeri kendimiz seçecektik. O devlete atanmış bir avukat olacaktı bense devletin bir hekimi. Planlar hep devlet üzerindendi. Babası devlet memuru olduğu için sanırım bu yönde düşünmüştük hep.

Zaman artık biraz daha acısız mutluluklarla ama yine de yavaş geçiyordu. içimde hep bir ekgiblik olduğunu hissettim, hissediyorum..
Ailemi kaybetmek beni bir anda yetişkin bir insan haline getirmişti resmen. Çocuk gibi ağlamak dışında resmen evimin erkeğiydim.

Sevgilimle bulduğumuz her ortamda ders çalışıyorduk. Manyağa bağlamıştık desem yeridir. Onun kontrolleri benim tiklerim için kontrollerim. Arada bir pgibolog desteği vs. Hayat zorluk ve dertlerimiz dışında gayet eğlenceli gidiyordu. Onun arkadaşları benimle baya ilgileniyorlardı. Belki de sıkıntılarımı bildikleri için bilmiyorum ama gayet hoşnuttum.

Bir ara sevgilim ailesinin yanına tek gitti. Bir sebepten tatildi tam hatırlamıyorum. Arkadaşlarıyla sürekli görüştük ders çalıştık. Hepimiz inektik o sıralar. O tek kaldığım 1 haftalık süreçte alkol aldım. Neredeyse her gece. Tamam normalde de içerdim ama çok uzun zamandır ağzıma sürmemiştim. Onun olmayışı çökmeme sebep olmuştu resmen. Kendimi zor toparladım. Gelmesine 1 gün kala her yeri toparladım. Evi havalandırdım. Tertemiz yaptım. Geldiği gün otogardan aldım ve evimize geldik. Arada hafta sonu kafa dağıtmak için istanbula kaçtım sürekli. Gezdik dolaştık. Vaktimizi değerli kullanıyorduk.

Yazın yine tatile gittik bu kez ilk defa tatil günleri boyunca tatil yaptık. Ailesinin yanına gitmek istemedi. Bende hayır gideceğiz diyemedim. Zaman hızlı geçiyordu ama hoşnuttuk..

Biraz atlayarak anlatıyorum dostlarım. Herşey sıradan gidiyor çünkü bu zamanlarda..

ikimizde 4. sınıfa geçmiştik. Artık onun okulu bitmek üzereydi ama dersi vardı alttan. Bu yüzden o birazcık dertli olmuştu.
Benimse artık stajım başlamış. Allahın her günü hastanedeydim. Stajım bittiğinde nöbet teslim alıyordum. Sevgilimi bir çok kez yalnız bırakmak zorunda kaldım. Sürekli aradım sürekli konuştuk. Çoğu zaman arkadaşları geldi kaldı evimizde. Mümkğn olduğu kadar tek kalmamasını sağladım hep.

Bu aradalarda bir zamanda bir çocuk birazcık musallat olmuş hatunuma. Lise de adam kaldırmaya bayılırdık. Eski alışkanlık olsa gerek, sevgilimin arkadaşları ile otururken o çocuk mekandan çıkartıp bir güzel patakladım. Nasıl ferahladığımı sanırım anlatamam. Harbi çocukmuş şikayetçi olmadı hatasını anlamıştı muhtemelen.

Sevgilime her zaman güvendim beyler. Beni aldatmayacağına hep emin oldum. Hiçbir zaman da beni yanıltmadı. illa ki gizlediği şeyler olmuş olabilir. Başım belaya girmesin diye vs. Ama hiçbir zaman telefonunu ortadan kaldırma gereği duymadı. Bende hiç telefonunu karıştırma ihtiyacı duymadım. Ona tek söylediğim şu olmuştu hep.

+ Birgün bir başkasını seversen veya aşık olursan ki insanız illa ki başımıza gelebilir. Bunu bana söylemekten sakın çekinme. Benim amacım senin mutlu olman. Bir gün benden gitme ihtimaline karşı başkasını sevme ihtimaline karşı sana asla elimi sürmeyeceğim. Gönlün başkasına değerse eğer gitmemen için bir sebep oluşturmak istemem. Bu yüzden beni sakın aldatma. Herşeyi yap başkasını sevdiğini gururla söyle gerekirse ama beni sakın aldatma. Çünkü ben seni asla aldatmadım aldatmayacağım ..

Bu konuşmanın üzerine uzun uzun sarıldı ağladı. Hem bir yanlışı var gibi hissettim hemde yok gibi ama pek önemsemedim. Demem gerekeni demiştim. O yüzden kafam rahattı..
Üzülürüm başkasına giderse ama mutlu olması daha önemli benim için. Çok sevince böyle oluyormuş. Gerçekten sevince böyle oluyormuş..

Staj Hastane arada spor ve genellikle ders derken zaman su gibi akıp geçti. Tek dersi kalmışken bunu 2 ye çıkardı. Çok çalışmasına rağmen yapamadığından şikayetçi. Benim derslerim kadar zor olduğunu inanın düşünmüyorum yanlış anlaşılmasın ama o kadar da değildir diye düşünüyorum.
Benim dersler yine tıkırında. Herşey çok güzel ilerliyor. Bu arada kendi zamanımıza da yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Şuan 2013 senesindeyiz. Zaman kavrdıbını kaçıranlar için..

2013 ün yazında pek fazla birşey yapamadık. Ailesiyle kaldı uzun süre. Bende tek başıma tatil yaptım genelde. Sonradan katıldılar ailecek yanıma. Stajdan aldığım 3 kuruşu biriktirerek tatili yapıyordum. Çalıştığımı genelde yiyorduk beraber.

Sanki aramızda birşeyler kopuyor gibi hissediyordum. Belki de yalnız kaldığımdan bu şekilde düşünüyordum bilmiyorum ama onunda hayatı vardı sonuçta. Yardırgayamazdım..

Okul için tekrar şehrimize evimize geldik. Akşam yemeğinde konuyu açtım. Neden uzaklaştığımızı sordum. Öyle birşey olmadığını birazcık beni düşünmeye itmek istediğini söyledi. Haklıydı aslında. Düşünmeye bazı şeyleri kafamda kendi başıma halletmeme ihtiyacım vardı. iyi de geldi. O gün beraber uyuduk yine her zaman olduğu gibi. Bırakmamasını söyledim. Beni sakın bırakma diye haykırdım " içimden " ..

- Bırakma beni hunharca. Kendine dikkat et iyi ol lütfen sensiz kalmak istemiyorum..

Hislerime tercüman olmuştu resmen..

+ Senden başka kimsem yok ki benim. Sensiz kalmak gibi bir düşüncem asla yok. Seni çok seviyorum prensesim. Bırakmak gibi bir niyetim asla olmadı olmayacak..

Bu güzel sözlerle uykuya daldık..

5. Sınıf olduk ikimizde. Onun okulu uzadı. Yazın sınavlarına girmedi yada öyle birşey çok önemseyip bir laf edemedim..
Benim stajım hastanem devam ederken bir yandan, spora az daha ağırlık vermeye başladım. Göbeğim pek hoş görünmüyordu çünkü. O da okulu bitmesine rağmen yanımda kalmaya devam etti derslerini verebilmek için. Mezuniyetini kutlamıştık onu da parantez olarak yazayım.

2014 yılı içinde de çok değerli şeylerimiz oldu ancak kayda değer pek birşey yaşamadık. Rutinimizi bozmadık. Arada geçen sürede onun sağlık kontrollerinde herhangi bir problem yaşamadık. Bende git gide iyi oluyordum. Dışarıdan bakıldığında mükemmel bir hayatımız vardı. Resmen evli gibiydik bazı şeyler dışında. Deslerini vermişti geçen sürede. Bir yandan da kpss ' ye hazırlanıyordu zaten. Ben ona deli gibi matematik çalıştırıyordum. Derslerimi boşladığım için benimde bir dersim kalmıştı. Sınavda pek birşey yapamamıştım. Sözlü tarzında belli puanını yazılı sınav oluşturan türden birşeydi. Sözlü tamamdı ama yazılı sınav tamamiyle batmıştı. Halen var olan o dersimle oldukça güzel cebelleşiyoruz. O bu arada 1 yıl sürecek olan stajına başladı. TBB yle çok cebelleştik ama sonunda ayarlanmıştı stajı. Bizde bir yandan KPSS ye hazırlanıyorduk onunla. Daha doğrusu onu hazırlıyorduk. Stajının bitimi ile Sınav denk geliyordu. Temmuz da olmuştu sınav.

Sınavı harikaydı sevdiceğimin. Bulunduğumuz ili seçmişti sınav yeri için ve gayet başarılıydı. Açıklandığında 91 gibi bir puan almıştı ve bulunduğumuz şehirde ki DSi ye Avukat olarak girmişti. 8. yılımızı efsane gibi kutladık beraber.

Hem atanma sevinci ile hemde 8. yıl. Kocaman bir 8 yılı acısıyla tatlısıyla beraber geçirmiştik. Artık onun eline bakıyor olacaktım maaş konusunda çünkü başarmıştı. Mezun olup artık hedefinde olduğu gibi devlet memuru olmuştu.

Hayatımız çok güzeldi. Acısıyla tatlısıyla 8. yılımızı istanbul da boğaz kenarında güzel bir yemekle kutladık. Hayatımız mükemmel ilerliyordu. ikimizinde sıkıntıları vardı ama asla bunlardan şikayet etmedik. Hep yüzümüz güldü. Onun sayesinde özellikle. Bu yüzden hakkını cidden ödeyemem..

Hayatımız böyle güzel giderken 2016 yani günümüze geldiğimizde asıl sıkıntıların başlayacağını bilmiyorduk. Güzel bir yılbaşı kutladık. Herşey güzel başlamıştı.
Arada baygınlık geçiriyordu ama birinde şekeri düşüyordu birinde tansiyonu. Ağır birşey geçirmiyordu ama telaşlanmıyor da değildim. Kontrolleri hiç aksatmadık.

21.02.2016
Pazar

Sabah harika kahvaltı ile başladık günümüze. Hem onun tatili hemde benim nöbetim yok. Hayatımız oldukça eğlenceli bir şekilde devam ediyordu. Bu arada küt diye istanbula gidiyoruz diye pek yakın olduğumuz da zannedilmesin. iğrenç iklimli idare eder bir şehirdeyiz. Ama bizim şehrimiz sonuçta..

Pazar günü deli gibi gezdik. Sinemaya gittik, gezdik el ele liseli aşıklar gibi. Mutluyduk ya. Herşeyden öte biz artık evli gibiydik. Biz olmuştuk yıllar öncesinde..

Gece müzik dinleyerek uyuduk. Kollarımda uyudu yine sevgilim.. Fakat sabah neler olabileceğini nerden bilebilirdim ki ?

Evet beyler hikayenin son 2 partına gelmiş bulunuyoruz. Bilginiz olsun. Bitmek üzereyiz, hepimiz..

Sabah uyandığımda geç kaldığımızı farkettim. Hemen uyandırmak için prensesimin yanağına bir öpücük kondurdum. Fakat ters giden birşeyler vardı. Normalde uyanırdı ama bu kez uyanmamıştı. Hafifçe dürttüm fakat yine cevap yoktu. Yavaşça yüzünü çevirdim deli gibi burnu kanamıştı ve soluk borusuna kaçan kan nefes almasını zorlaştırıyordu. Hemen desteklemek için suni solunum yaptım. Nabzı hissedilmeyecek kadar azdı. 112 yi aradım ve ekiplerle beraber çalıştığım hastaneye gitmesini sağladık. Aambulansa almadılar beni peşlerinden arabayla geldim. Yol üzerinde bulunan başka bir hastaneye ani bir dönüşle giriş yaptılar. Ters giden birşey vardı artık emin olmuştum çünkü 112 ekibi acil birşey olmadıkça asla yolunu değiştirmezdi.

Acile girdim peşlerinden ve entübe yani solunumu durduğu için yapılan solunumu olmayan kişilerde kullanılan işlem uygulanmıştı. Bunu görünce resmen ailemin haberini aldığımda yaşadığım yangını hissettim. Sağlıkçı olduğumu söyleyerek daldım içeriye. Resüsitasyonda müdahale ediyolardı.

Nabzı yoktu beyler. Kalp masajı yapılırken gördüm. Bu beni daha da berbat etti. Mahvoldum yardımcı olmaya çalışıyordum ama elimin titremesine ağlamama engel olamıyordum. O ara defibilatör kullandılar ve kısa süre içinde atım gördüler monitörde. Hemen yoğun bakım hazırlandı ve oraya zütürdüler. Ben pek normal görünmediğim için almadılar beni içeriye.

Yoğun bakım kapısında ailesine haber verdim onlarda hemen yola çıktılar.
2 gün bekledim oralarda. Hiçbirşey yemeden. Arada bir sigara içmeye çıkıyordum. Kapının önünde yere oturdum duvara yaslandım. Görmeme sadece bir kez izin verdiler. Hiçbirşey söylemiyorlardı ve bu beni daha da çıldırtıyordu. Malum sevgilisi olmam onun üzerinde yasal hak kazandırmıyor. Ailesi geldi ve onlara bilgi verdiler. Ailesi 2 günde gelmedi. Aynı günün gecesi geldiler bu arada.

Beyin ölümü gerçekleşmişti beyler. Resmen ağlamaktan tuşları ıskalıyorum. Hala kulaklarımda çınlıyor o ses.
Uzun süre solunumu olmadığı için beyni hasar görmüş ve şuan da sadece biyolojik açıdan yaşıyordu. Ailesi mahvoldu, mahvoldum..

O gece hiçbirşey düşünemedim. Mal gibi kalmıştım yine. Gözlerim dalıyor sürekli. Sevgilim herşeyim içeride yaşayan bir ölüydü. Dönme şansı olmayacak şekilde kalmıştı orada.

23.02.2016
Salı

Sabah saat 08:41 de kalbi ve solunumu da durdu. 1 saatlik yapılan resüsitasyonun ardından dönmedi. Bu kez kimseyi dinlemedim içeri daldım. izledim o 1 saat boyunca dönmesi için dua ettim ağlayarak. En son doktor müdahaleyi bırakmak istedi ama bağırışlarım eşliğinde ben müdahale etmeye çalıştım. Var gücümle vurdum göğüs kafesine. Dön diye bağırarak. Ama nafile. Hiçbirşey işe yaramıyordu. Sevdiğim insan, geride tek kalanım. Herşeyim. Gözlerimin önünde ölmüştü.

"Ölmek" ne kadar da ilginç bir kelime değil mi ?
Sanki geri gelecek sanki kısa süreliğine gitmiş gibi aynı.
1 ay olacak neredeyse. Ama hala gelecek gibi.. Her gün o güzel ses tonuyla yine hayatıma doğacak gibi. Her şey sanki onunla tekrardan başlayacak gibi..
Ama asla böyle olmayacak. Ailem i kaybettiğimde de olduğu gibi.
Ölen kimse geri gelmiyor ..