-
1.
+2Bir cisme bakıyorsun.O cisme çarpıp yansıyan fotonlar göz merceğinden kırılarak geçip gözün arka kısmında bulunan retinaya iki boyutlu ters görüntü olarak düşer. Retinada bulunan çubuk ve koni hücreler bu görüntüyü elektriksel uyarıya çeviriyor.Bu uyarılar göz sinirleri aracılığıyla kafatasının arka kısmında yer alan beynin görme merkezine gelir. Ceviz büyüklüğünde ki bu görme merkezine gelen elektriksel uyarıyı görme merkezi algılar.
Ancak ilginç olan orda hiçbir ışık, renk,şekil yoktur. Birşey o sinirsel uyarıyı aydınlık, renkli,ışıl ışıl bir dünya olarak yorumlar.
Bu yorumu yapan şey nedir?
Beynin kendisi olamaz. Beynin kendisi de,gelen uyarı da içerik olarak atom, nötron,proton gibi akılsız, şuursuz bir atom altı parçacıklardır.
Bunun gibi diğer sinirsel uyarıları(dokunma,tat,ses, koku) yorumlayan idrak nedir?
😎
-
2.
+12anan
ozur dilerim dayanamadim -
-
1.
0(bkz: evrimsel tarih)
-
1.
-
3.
0Ne diyon sen amk
-
4.
0Anancılar olmayacak rez
-
5.
+1Dış dünya ve insanı insan yapan özellikler beynin neresindedir? Kör ve şuursuz atomların birleşmesiyle meydana gelen nöronlar böylesine yüksek bir bilincin kaynağı olabilir mi?Kuşkusuz ki olamaz. Bunların kaynağı, yalnızca ...
Cevabı bilen kim olacak... -
6.
0Eğer gören gözlerimiz değilse, kapkaranlık mekan içinde göze, retinaya, merceğe, göz sinirlerine ihtiyaç duymadan rengarenk bir çiçek bahçesini seyreden ve bundan zevk alan kimdir?
-
7.
0Kulağa ihtiyaç duymadan elektrik sinyallerini tanıdıklarının sesi gibi duyan, bu sesleri duyduğunda sevinen, bu sesleri tanıyan varlık kimdir?
-
8.
0Hiçbir kokunun girmediği beynin içinde fırındaki kekin kokusunu duyan, bundan zevk alan kimdir?
-
9.
0Bir çiçeği gördüğünde ondan zevk alan, bir kedi yavrusu gördüğünde ona sevgi duyan, hiçbir ele, parmaklara ve kasa ihtiyaç duymadan kedinin tüylerini okşadığını hisseden kimdir?
-
10.
0Sadece sinir hücrelerinden oluşan birkaç yüz gramlık et parçası, yaşadığımız hayatın, üzüntülerin, sevinçlerin, dostlukların, vefanın, samimiyetin, coşkunun sebebi olabilir mi?
-
11.
0pampa, şimdi bilgisayarını düşün. bilgisayarının biosu belli aralıklarla 5v elektriği işlemcine gönderiyor, işlemcin belli mantık kapılarını aça kapata belleğe ulaşması gerektiğini, belleğin içinde aradığı bilgiler olduğunu çözüp belleğe 5v elektrik gönderiyor, bellek de işletim sisteminin içindeki kodları işlemcine gönderiyor.
beyin de böyle pampa, belli aralıklarda elektrik akımı belli yollardan geçtiğinde beynin diğer noktalarında belli tepkiler oluşturuyor. buralar beyninin değiştiremediğin kısımları, buralarda sinirlerin izlediği yollar dna ile çizilmiş, değişmez bir biçimde duruyorlar, sürekli işlem yapıyorlar. göz örneğinde merkezden uzaktaki alıcılar gelen ışığın dalga boyundan hangi renk olduğunu tahmin edip beynine gönderiyor, beynin bütünü de bunları yorumlayarak belli renkler atıyor ve senin bilincini oluşturan, değişkenliği daha yüksek kısımlara bildiriyor durumu. kokuda da benzer bir durum var, belli biçimlere iye moleküller alıcılarına belli biçimlerde dokunarak beyninin koku kısmına şöyle bir molekül zinciri burnumuza girdi n'apalım kaptan diye soruyor, beyin de aha bu sülfür, dna'daki verilere bakarsak anamızı zigebilir, uyarı verin alarım alarım! diyor ve bilincine durumu aktarıyor. beyin atomların belli biçimlerde dizilmesinden oluşan cansız moleküller bütünü olmasına karşın, içinden belli aralıklarla geçen elektrik akımları ve bu akımların izlediği yollar sayesinde aynı işlemcin gibi akıllı mantıklı çıkarımlarda bulunabiliyor. -
-
1.
0Bu işin teknik açıklaması. Bilgisayar işletim sistemi neye nasıl tepki, işlemsel cevabı verirken bunu bir idrak ile yapmaz.Ben bir Pc işletim sistemiyim demez. Kendinin ne olduğunu bilmez. Benim sorduğum soru Ben Benim diyen şuur nedir, kimdir?
-
-
1.
+1öyle desene pampa, göz algı tak püsür diyince haliyle bu kısmını anlatıyoruz. benliği oluşturan Göktanrı'nın verdiği tindir.
-
1.
-
1.
-
12.
0Fred Alan Wolf, bu soruyu şu şekilde cevaplamaktadır:
Bir gözlemcinin kuantum fiziği bakış açısından ne yaptığını biliyoruz. Fakat kimin ya da neyin gerçekten gözlemci olduğunu bilmiyoruz. Bu demek değil ki bir cevap bulmaya çalışmadık. inceledik. Kafanızın içine girdik. Her yere baktık gözlemci denen bir şey bulmak için. Kimse yoktu. Beyinde kimse yoktu. Beynin kabuksal (kortikal) bölgelerinde kimse yoktu. Alt kabuksal (kortikal) bölgelerde ya da kenar bölgelerde de kimse yoktu. Gözlemci denecek kimse yoktu. Ama yine de dış dünyayı gözlemlerken bizler, gözlemci denen şeyin varlığının deneyimlerine sahibiz. -
13.
0Televizyonunun uydu antenine gelen sinyal ve frekanslarda renksiz ama insanın icat ettiği televizyon (şuursuz) televizyon onuda renkli görüntülere çeviriyor (: buradan yaratıcıya varacaksan insanlarda yaratıcıya denk o zaman (:
-
-
1.
0Sorunun cevabı burda saklı zaten.
-
2.
0işin teknik kısmının sonucunda tv anten yayını görüntülüyor. Peki onu izleyen Bizler deki idrak olmasa orda görüntü var yok ne önemi var?
-
3.
0Insanin diğer canlılardan sadece daha kapasiteli düşünüyor olması onu mükemmel canlı yapmaz artık bunda bir anlaşalım
-
4.
0Düşünen kim? Elektrik aksamı düşünmez.
diğerleri 2 -
1.
-
14.
0Bir evrimci olmasına, hatta "Darwin'in buldog"u olarak anılmasına rağmen Thomas Huxley'in şu sözleri, hararetli bir materyalistin bile gerçekleri fark edebileceğinin önemli bir kanıtıdır:
Bilinç gibi hayranlık uyandırıcı bir şeyin, birbiriyle etkileşim halindeki sinir dokusunun bir sonucu olması, Alaaddin'in lambasını ovaladığında içinden cinin çıkması gibi açıklanamaz bir şeydir. -
15.
0Yağ, su ve proteinlerin oluşturduğu bir yapının insanın benliğini meydana getirmesi, insanı algılayan, düşünen, sevinen, tepki veren, gurur duyan, heyecanlanan bir varlık haline getirmesi kuşkusuz ki mümkün değildir. Materyalistlerin iddiaları, algıların beyinden bağımsız olduğu gerçeği karşısında tümüyle çöküntüye uğramıştır.
-
16.
020. yüzyılın önde gelen fizikçilerinden Sir Rudolf Peleris, bu konuyla ilgili olarak şunları söylemiştir:
insanın tüm işlevini - bilgi ve bilinç de buna dahil - fizik koşullarıyla tanımlamaya çalıştığınız önermenin savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Burada ekgib kalan bir şeyler bulunmaktadır. -
17.
0Gözlerim yaşardı şerefsizim.
-
18.
0Beynimizdeki görüntüyü izleyen ruhumuzdur. Beynimizdeki kokuları, tatları alan, birisine dokunduğu zaman onu hisseden, karşımızdaki kişinin konuşmasını dinleyen ruhumuzdur. Günümüzde bilimsel olarak kanıtlanmış olan gerçek, algılayanın beyin olmadığıdır.
-
19.
0Güzel makale değerlenir
-
20.
0Ünlü felsefeci Bergson'un belirttiği gibi,
"dünya imgelerden yapılmıştır, bu imgeler ancak bizim bilincimizde vardır; beynin kendisi ise bu imgelerden bir tanesidir".