/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 35.
    +2
    Hiç düşünmeden alırım demiştim, ben seni ariycam dedi. Bu sefer 20 dakika sonra benim telefonumdan aradı. Açtım. Vazgeçtim, XXX’te buluşalım dedi. işime gelmişti bana daha yakın olurdu.
    Bir marketin önünde 15-20 dakika bekledim. Minibüsten arkadaşları indi. Beni gördüler. Fısıldaşıp gülüşmeye başladılar. O inince kafamı telefona gömdüm. iki metre kalana kadar yaklaştı. baktım, gülümsedim, yürümeye başladık arkadaş gibi. 5-10 metre sonra dayanamadım çektim sarıldım.
    O da çekinmedi karşılık verdi. Birkaç saniye sonra sarmaş dolaş yandaki parka gittik. Bir banka oturduk. Elimi omzuna attım kafa kafaya verdik karnelere baktık. Biraz muhabbet ettik. Yavaş yavaş açılmaya başladık. Artık ikimiz de rahattık. Telefonunu çıkardık birkaç kare fotoğraf çekildik. Ben yine gib gibi çıkmıştım ama o her zamanki gibi o çok güzel çıkmıştı. Hastaydık ikimiz de, o da hasta olmuştu sonradan. Ama ikimizde de hastalık belirtisi yoktu. Benim bronşitimden eser yoktu. Banktan kalktım, gel gidelim dedim. Oyun alanına indim o kaldırımın üstündeydi. 25 santim farkı ancak öyle kapatabildik * . Gel bi de boy farkı olmadan sarılayım filan dedim. Ses etmedi güldü sarıldı ama ayrıldıktan sonra kollarımın arasından kaçtı,”Demek boy farkı ha?” dedi, bin gülüşü attı ve önden önden yürümeye başladı. dıbınaçakim arkasına bile bakmadan gidiyor deli oldum. Bi merdiven vardı altgeçidin, onun önüne gelince durdu, beni bekledi, sırıttı yine. Vapurdaki merdivene takılıp sendelemiştim ilk buluşmada ona gönderme yapıyordu.
    ···
  2. 34.
    +1
    Ulaş, Beyza, Derya, Mertlerle indik merkeze. Aleynaların müdürü binti karneleri çok geç veriyordu. O gelmeyecekti. Ulaş Beyza çimlerde hoşbeş yapıyorlardı. Merti annesi eve çağırınca gitti. Ben ise Deryaya Aleynadan bahsediyorum, ağzından laf almaya çalışıyorum filan. Biraz huzursuzdum çünkü bi’ işler dönüyordu, fark etmiştim. Aleyna yarım saatte bir Deryayı arıyordu ama beni aramıyordu, telefona da istemiyordu. Kayalıklara gittik, kızların çantaları bizdeydi, onlar ise iki sıra aşağıda kız muhabbeti yapıyorlardı
    Ulaşla ben ise muhabbet ediyorduk. Bizim tayfanın çocuklarının muhabbeti iyidir, aktıkça akar. Hep birbirimize destek oluruz. Acımız sevincimiz beraber geçer. Bu sefer sevincimiz beraber geçiyordu.
    Deryanın telefonu çaldı. Aleynaydı tabi ki. Açtım;
    Ben-Efendim
    Aleyna-Derya nerede
    -O duşta bana söyle ;)
    Sinirini belli eden birkaç şey söylemişti ama üstelemedi. Biraz konuştuk normaldi konuşmamız. “Berrinlerdeyim beni alır mısın?” diye sordu.
    ···
  3. 33.
    +1
    Ben konuyu biraz daha değişik sulara çekmiştim.
    Ben-Senden bir şey rica edeceğim. Tabi ki olmasını istediğimden değil de olur da bir gün başkasını istersen, benden sıkılırsan ya da bir biçimde bitirmek istersen bana söyle, saygımız olsun.
    -Senin için de geçerli aynı şeyler.
    .
    .
    .
    -Yarın sabah kızlarla kahvaltı, karne, Berrinler, sevgilim-Cumartesi hep sevgilim :D
    -Nerede
    -Orası sana kaldı
    -Başka istediğin bir şey varsa söyle
    -Sadece sen.
    .
    .
    . Cuma günü gelmişti.”Günaydııın”-“Sevdiceeek”-“Hala uyuyorsun:(” gibi mesajlarla karşılaştım. “Günaydın prensesim.” Diye cevaplamıştım sanırım :/
    Birkaç laklaktan sonra evden çıkıp okula gittim. Bizim çocuklar Aleynayı biliyordu zaten ama Barış bizim tayfayla bazı nedenlerden dolayı kavgalıydı. Okula da gelmemişti. Ama zaten Aleyna başka okulda okuyordu. Karneleri aldık. Bir merkeze inelim dedik. Sahile inecektik. muallakliğim Deryanın yanına gittim. Barışla ayrıldılar diye görüşmüyorduk ama Aleyna ile tek bağım Derya sayılırdı.
    ···
  4. 32.
    +2
    Yemek yemeye gittim. Babam annemden eve gelen kız haberini almış belli.
    -Arkadaşını nereye zütürdün dedi, Kafeye dedim, Adı ne dedi, Aleyna dedim.
    Baktı kızardım elim titriyor, sustu daha konuşmadı.
    Süleyman diye bir arkadaşı vardı. En yakın arkadaşı, küçüklüğünden beri filan. Tabi doğal olarak beni de öğrendi. Mesajlarımın bir kısmını görmüş. Süleymandan onayı aldın dedi bana. ilk tepkisi ise “gibtir git aşkını başka masada yaşa.” Olmuştu. Ama onay almıştım birkaç arkadaşından. Hala daha problemleri olduğunu bilmiyordum tabi o zamanlar. Liseli aşıklardık lan işte ne beklenirdi ki. Mesajlarımızda özlediğini söylüyordu filan.
    ···
  5. 31.
    +1
    Sabah bir günaydın mesajı vardı ama sabah 5.30 a kadar uyuyamayıp 7 de evden çıktığım için eve dönünce gördüm. Rüyasında beni gördüğünü yazıyordu be beyler. Bu da yapılmaz ki sabah sabah. Sonra konuyu yine bir 1.5 ay napıcaz a getirdi.
    Ben-Sana sarkmazlar dimi? *
    Aleyna-Sanmıyorum sen kendini düşün bence.
    -Kim? Tuğçe !!! WTF Hala bitmedi mi o?
    Yine illa ki ikna etmiştim ama Tuğçe bu kızın aklına takılıyordu ama ne yapabilirdim ki?
    Ben-AVM gününde Tuğçeyle kanka olup da eski sevgilimin kankasına sarktığım için tepki almaktan tırstım *
    Aleyna-Oraya geldim çünkü sen oradaydın.
    -Kızarıklıkların ne alemde?
    -Fena
    - Çok tatlı değil mi
    -Senin yanında olmak kadar değil.
    -Beni mi kızartmaya çalışıyorsun?
    -Eveeeeet.
    ···
  6. 30.
    +1
    dante benim beyler :d
    ···
    1. 1.
      +1
      geldi tipini gibtiğimin bilsem sansürlemezdim oç
      ···
  7. 29.
    +2
    Ben hala hastaydım ve ilaç içecektim. Saat 22 civarıydı. Karnım açtı ama iştahım yoktu. Karnımda kelebekler uçuşuyor deyimini yaşıyor gibiydim sanki. Ağzıma bir lokma peynir ekmek attım. Boğazım reddetti, dilim dışarı doğru iteledi, tükürük bezlerim iflas etti karnıma ağrılar girdi ve öksürükle ekmeği masaya tükürdüm. Anladım ki kendimde değildim. O ise utancından kıpkırmızı olduğunu, kimse görmesin diye odadan çıkmadığını filan söylüyordu. Ben biraz o konuya dönmek istedim ama o konuyu kapatmaya çalışıyordu.
    Aleyna-Ya olum kızarıklıklar yeni geçti
    Ben- Demek ki var bişeyler ;)
    -Cuma günü karneden sonra görüşür müyüz sizin oralara gelirim muhtemelen?
    -Tamam görüşelim.
    -Uzun bir süre görüşemeyeceğiz.
    -Evet 1.5 ay yokuz birbirimize…
    Sonra aradı beni, konuşmaya devam ettik. 3 lafından biri utançtan kızarmasıydı. Telefonu kapattık babaannesi basmıştı * . 00.00 gibi konuşmamız bitmişti ve son mesajı ise “iyi uykular sevgilim rüyanda beni gör.” Olmuştu.
    ···
  8. 28.
    +2
    Ben-Bugün açılsam ters teperdin?
    Aleyna-Ters tepme değil de şaşar kalır, konuşamazdım, üzülürdük. Çünkü yanıt veremezdim. Yazmak bile zor ellerim titriyor.
    -Cesur bir soru ama beni seviyor musun?
    -Yanıt veremem ama hoşlanmak hislerimi anlatmak için çok basit kalıyor.
    -Sevdiğimi söyleyemem ama hareketlerim belli eder.
    -Bir gün söyleriz.
    -Yani şimdi…
    -Sanırım sevgili olduk
    -Utandım söylemeye dilim varmadı.
    -Sen mi ben mi coşkudan kurtulmak için çığlık atıyorum şu an. Demişti
    ···
  9. 27.
    +3
    Aleyna-Sana boş olsam kalbinin sesini dinlemezdim.
    Ben- Dinledin mi *
    -Evet huzur vericiydi.
    -Sebebi heyecan değil mutluluk ve huzurdu.
    -Kalp atışımla titriyorum şu an
    -Sen gidince içimde boş bir şey hissettim.
    -En uzun ilişkim 3 ay sürdü. Onda da iki defa yüzyüze görüştük. Seninle sürekli konuşuyoruz. 2 haftada iki defa buluştuk. Şimdiden annenle tanıştım ve bu benim için büyük bir şey. Ne bileyim farklı geliyor ama güzel. içimde garip bir heyecan, mutluluk ve utanç var.
    -Kesin olan tek şey istiyorum seni inkar edecek değilim.
    -Yanında olmak istiyorum… dedi en son
    .
    .
    .
    .
    ···
  10. 26.
    +1
    okuyorum panpa süper devam
    ···
  11. 25.
    +2
    Akşam yine konuşmaya başladık. Deryalardaymış. Muhabbet ediyorlarmış. Anlamıştım bugünü anlatıyordu. Ve çok büyük bir pot kırdım. Dedim ki “Bizi çıkmıyor mu biliyor?”. Aslında cevabını merak ettiğim için sormuştum ama yine de ağır gelmiştim sanki. “Çıkıyor muyduk?” dedi. Birkaç laf oyunundan sonra “Sonra konuşalım” a vardı iş. Deryalardan kendi evine gidince mesaj attı.
    Ben-Öksürüyorum
    Aleyna-Dikkat et kendine
    -Nasıl?
    -Hem hastalık hem karşı cins.
    -Karşı cins derken?
    -Uzak dur mesela?
    -Konuşma vaktimiz gelmiş?
    -Konuşmak için ne dememiz gerek?
    -Utanıyor musun?
    -Ne halde olduğumu bilemezsin
    -Sebebi hislerin mi?
    -Galiba.
    -Karşılığı var.
    -Farkındayım.
    -Olmasa elini tutmazdım, yanağından öpmek bu kadar tatlı gelmezdi, kalbim küt küt atmazdı, uzun süre sarılmak bu kadar kısa hissettirmezdi.
    -Hislerim dile geldi de konuşuyor.
    -Bu kadar bağlanmışken neyi bekliyoruz?
    -Olsun bence de olacaksa kasmanın alemi yok.
    -Senin güvenmeni engelleyen bir şey mi var?
    -Her defasında Tuğçe konusunda kalıyorum.
    -Anlat çözelim?
    -Bugün bile sende onun izleri vardı, ya karşıma çıkarsa?
    -Bak ben Tuğçeyle ağır bir biçimde ayrıldım ve bunu senden saklamadım çünkü karşına çıkmayacağını biliyordum yani problem yoktu. Bunları senin için yaptım, karşıma çıksa bile benim derdim sensin, o değil.
    -içinde en ufak bir şey kalsa bile o bize zarar verir?
    -Bak ben daldan dala atlar gibi sevgili yapamam, o yüzden ona en ufak bir hissim dahi olsa onu değerlendirir keyfime bakardım.
    -Haklısın sanırım ben sana güveniyorum ama bu güven korkuyu azaltmıyor.
    ···
  12. 24.
    +2
    Kalp atışlarımın sesini duyduğunu söyledi. Çok hızlı ve şiddetliydi be beyler. Bir an titrediğimi hissettim. Sarıldık birbirimize. Kavuşmuş gibi içten ama bir şeye başlıyor gibi saf. Öyle kaldık biraz. En son otobüs saatine de bakıp bilgisayarı kapattık. Ben oturuyordum o ayaktaydı ve beline sarılmıştım. Nefesini ve parfümünü içimde hissediyordum. Gözlerinin içine bakıyordum. Gözlerinin içi gülüyordu. Bir an içimden kavuştum dedim. Biraz toplanıp, kendimize gelip odadan çıktık. Annemle vedalaştı, kardeşimi öptü, en azından babam yoktu * . Onu durağa zütürdüm. Bu sefer biraz daha kontrollüydük. Sarmaş dolaş gittik yine durağa ama yine de beni huzursuz eden bir şeyler vardı. Bu konu hakkında hiç konuşmamıştık. * “Biz neydik?”
    ···
  13. 23.
    +2
    devammm
    ···
    1. 1.
      +1
      eyvallah panpa bu şekilde kendinizi belli edin yeter
      ···
  14. 22.
    +2
    Eve gitmek için kafeden çıktık. Dönüş yolunda bir kolunu belime dolayınca ben de tabularımı yıkıp omzuna kolumu atınca o da belimi daha da sıkı tutmaya başlamıştı. Sarmaş dolaş eve gitmeye başladık. Az bin değilim yolu uzattım ben de. Artık ailesi ile ilgili çok şey öğrenmeye başlamıştım. Ama tabi ki tanışmamıştım. O ise biraz sonra tanışacaktı.
    Kapıyı annem açtı. Şaşırdığı her halinden belliydi çünkü eve gelmeyeceğiz demiştim özellikle. Her ne kadar kendisi teklif etmiş olsa da gerilmişti. O ara laptop umu alıp ona verdim ve camı sonuna kadar açıp kafamı çıkarttım. Nefes almam lazımdı, oluk oluk terliyordum. “50 ilk öpücük” filmini izleyecektik. Filmin 10. Dakikasından sonrasını hayal meyal hatırlıyorum çünkü tüm dikkatim ondaydı. Ve fark etmiştim ki onun kokusu bronşitin öksürüğünü bile bastırıyordu.
    Film sırasında yan yana oturmuşken bir anda kafamı onun omzunda buldum. Onun bir eli benim yanağımı okşarken diğer eli ise benim ellerime kenetlenmişti. Arada elini öpüyordum. O da yanağımdan bir parça alıyordu. Sanki haftalardır sevgiliydik. Ah annem odaya dalmasaydı ;))). Bir an toplansak da kendisini postalayınca eski halimize dönmemiz uzun sürmedi. Film bitene kadar böyle devam etti. Sonra film bitti cem adrian açıp bilgisayarı bir kenara bıraktık.
    ···
  15. 21.
    +2
    Bana telefondan video izleteceğini söyleyerek yanına çağırdı. Yanına oturdum, kendiyle ilgili komik bir videoydu. izlerken omzuma başını koyar gibi oldu ama benim çekingen tavrım yüzünden o da benden emin olamıyordu. Videodan sonra ikimiz de sıkılmaya başlamıştık. Kadıköydeki yokuşlardan, o merdivenden yola çıkarak laf sokmuştu bana. Durumu ise biraz şaşırtan bir yolla kurtarmıştı. “Ev müsaitse film izleyebilir miyiz?”
    ···
  16. 20.
    +2
    Buluşma gününe kadar konuşmalarımız bitmedi. O gün geldi çattı. Ama ben kardeşimi evden nasıl çıkartacaktım. Mecburen durumu anneme anlattım. Önce taşak geçti sonra biraz öğüt verdi en son izni aldım tabi ki. Parka gittik. O kardeşimi salladı ben onu :D. Kardeşim oynarken biz de çocuk oyuncaklarından birinin demirinde oturduk. Birkaç garip bakışma yaşadıktan sonra kardeşimi eve bırakıp kafeye doğru gitmeye başladık.
    Sorunlar biter mi… bitmez! Ben yine çekingen , ürkek ve konuşamaz olmuştum. Ama değişik şeylere gebe olacağını nereden bilebilirdim. Kafeye girdik bir masaya oturduk. O kadar gergindim ki garson benimle taşak geçti :D. Biraz muhabbet ettik. Onun yazlığa gideceğini öğrenmiştim. 1 haftamız ya vardı ya yoktu. Pazartesiye biletler alınmıştı. O gün açılmam lazımdı ama daha kendime bile itiraf edemiyordum Tuğçeye yaptıklarımdan sonra.
    ···
  17. 19.
    +2
    Tabi ki akşamında da konuşmalarımız bitmedi. Yine telefonla konuşmuştuk. Ama bir şey vardı. Ben bu buluşmayı ne Ulaşa ne Merte ne de Danteye söylememiştim. Aklım sıra kendi başıma iş yapmak istemiştim. Ulaşa ve Beyzaya anlattığımda şok oldular. Siz olursunuz gibisinden cümleler kurdular. Tabi ki konuşmaya devam ettik ama bu öküz arkadaşınız hasta olduğundan evde öksürmekle meşguldü. Çarşamba Adalara gitmek için sözleştik ama ben hasta oldum.
    Biz yine telefonla konuşmaya devam ediyorduk. Bazen Whatsapp bazen telefon ama hep birbirimizden haberdardık. Ama buluşma günü yaklaşana kadar ben iyileşeceğime iyice hastalanıyordum. Evi bizden bayağı uzaktı. Vasıta ile 35 dakika sürüyordu. Kabul edeceğini düşünmeyeceğim bir soru yönelttim. “Bizim semte gelir misin?”. Tereddütsüzce kabul etmişti. Plana göre kardeşimi parka zütürecek, eve bırakıp biz onunla bir kafeye gidecektik. Ama o kadar yolu neden geliyordu ki amk.
    ···
  18. 18.
    +3
    Daha önce bir kız için 4 ayını harcayan da bendim 4 saatini de. Kafamı kurcalayan şey de buydu. Anlaşılan Derya da rahat durmamıştı. ikimize de birbirimizi anlatmıştı. Karşıya geçip Eminönünde indik. Taksim meydanına kadar yürüdük. Yolda beraber yürümek bizi yakınlaştırmıştı. Ama daha hiçbir şey başlamamıştı bile. Yanlışlıkla girdiğimiz yokuşlu yol ve vapurun merdivenleri günlerce dalga konusu olmuştu.
    Taksim Meydanında da gayet eğlendik. Kafa yapılarımız uyuyordu. Bense kendimden beklediğimden daha rahattım. Geri döndük ve yine bir vapur sefası. O vapur sefasının cefası da Tarzan gibi gitmemden ötürü bronşit olmam olacaktı. Evine yolcularken bana sarılmıştı. Boyu benden kısa olduğu için sarılmayı da pek becerememiştim galiba * Aynı kulaklıktan müzik dinleyişimizden tavuk döner yiyişimize kadar her şey çok güzeldi. Kusursuzdu ve bu kafamı kurcalıyordu.
    ···
  19. 17.
    +2
    Kadıköy’de buluştuk ama bir sorun vardı. Ben yine utangaç ve sessiz moduna büründüm. Bir şişe su alıp sokakta biryerlere oturduk. Benim o halime rağmen yine de konuşmak için elinden geleni yapıyordu. Mekana gidince biraz daha rahatladım, biraz kendime geldim. Okuldan başka bir kızı da mekanda görünce iyice rahatlamıştım. Biraları bitirip ödedikten sonra çıktık. Buluştuğumuz yerlerde gördüğümüz göbekli amca ile ilgili şakalaşmalardan sonra bir soru yöneltti. “Karşıya geçelim mi?”
    Tereddütsüz kabul etmiştim tabi ki. Bindik vapura. Ben biraz cenabetlikten biraz gerçekten merdivenlere takıldım. Sendeler gibi oldum. Fark edince güldü, güldüm, güldük… Geçip yan yana oturduk. Arada bir gözlerinin içine bakıyordum. Yüzünün her santimini ezberlemiştim sanki. Konuşmalarımız hala birer arkadaş gibiyken konularımız biraz daha ailevi meselelere kaydı. Aile fertlerinin çoğu hakkında bilgi sahibiydim. Ama bu kadar hızlı gelişmesi aklımı karıştırıyordu.
    ···
  20. 16.
    +2
    Bir anda mesajlarım iletilmemeye başladı. işi var sanırım deyip kendi işime baktım
    Cidden ilerleyeceğini düşünmemiştim ve umudum eksilerdeydi çünkü aynamdaki herif bana çok çirkin gözüküyordu. Yaklaşık 10 dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Arayan Aleynaydı. Konuşmamız tam 19 dakika sürdü. O dakikaları hiç unutmamıştım. Telefonumda SMS yoktu 1TL-100 SMS paketiyle gün boyu konuştuk. Telefonu bozulmuştu, tuşlu telefona geçti. Akşam babası telefon getirecekti ve yarın Kadıköye gidecektik.
    ···