/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +16 -1
    2 haftalık bir süreci anlatıyorum. efsane hikayeleri siz de bilirsiniz (bkz: nasıl bin oldum anlatıyorum) vs. vs. bunları okuyunca yazmaya karar verdim 5 dakikaya seri atmaya başlıyorum kendinizi belli edin yeter.
    ···
  2. 2.
    +5
    https://www.youtube.com/watch?v=WpXMyBk1o_s
    Dün gece, yaşadıklarım hakkında biraz düşündüm. Ve tıpkı az önce yaptığım gibi eskileri okuyup gülmek için bunları yazıyorum. Aslında bu kadar bitap halde olmama sebep olan şey bu okulla başladı. Ama ipin ucunun kaçması bir kızın fotoğrafımı görüp hoşlanmasıyla başladı. Bu haber Dante'nin(paylaşma dedi bin) eski sevgilisi Derya tarafından bana iletilmişti.
    ···
  3. 3.
    +3
    Bu olay esasında benim Tuğçe’nin kalbini kırdığım günlerde gerçekleşmiş. Bunun üzerinden o kız hakkında birkaç haber aldım ama umudu ortadan kaldırmaktan başka işe yaramadılar. Ulaşla sahilde yüzüşümüzün ardından hastalanmam, o hasta halimle AVM ye gitmem bir şeyleri başlatacaktı. Ama bundan haberim yoktu ve umutsuzca minibüse bindim.
    Derya’nın bahsettiği kız da oraya gelecekmiş ama bunu çoooook geç öğrendim. Oraya gittiğimde onları yemek bölümünde ararken okuldan birkaç arkadaşımı da gördüm. Onlarla selamlaşırken uzakta bizimkileri gördüm. Ulaş, sevgilisi Beyza, üzdüğüm kız Tuğçe ve eski yengemiz Derya oradaydı. Tuğçe beni görünce bana baktı. Gülüyordu.
    ···
  4. 4.
    +3
    https://www.youtube.com/watch?v=ZMaHn82YOlw
    Zaten hastaydım ve midem bulanıyordu. Onlar yemek yemek istediler. Burger King’e gittiler. Tuğçe ise ben gitmiyorum diye yemek almaktan vazgeçti. Surat yaptım, cevap vermedim ama ısrarla benimle konuşmaya çalışıyordu. Ulaşa, Beyzaya ve Deryaya, Tuğçeyi getirdikleri için içimden sövüyordum. Aslında onların da suçu yoktu, Tuğçe kaşınıyordu.
    Derya ve Dante de biraz kavgalı ayrıldıkları için biraz problem yaşadık. Dante sonra gelecekti. Yemekten sonra kıyafet mağazalarına indik. O sırada Mert de bize katıldı. Kıyafet denenirken ben kendimi adına bile bakmadığım bir teknoloji mağazasında kusmamak için tutuyordum. Bu sırada “o” geldi. Asıl istediğim, görmeyi umduğum ama geleceğinden haberim bile olmayan Aleyna.
    ···
  5. 5.
    +3
    Geldi, bana bir baktı sonra Deryalara yöneldi. Biraz ergen kız alışveriş muhabbetinden sonra lise öğrencilerinin yapmadan duramadığı şeyi yaptık. Starbucks a girdik. O sıralarda Dante geldi, Deryayı görünce bizle kavga etti, tartıştı sonra da içmeye gitti. Ardından AVM’de karşılaştığımız 1 sene ABD de okumuş Batuhan ın Tuğçeye yavşaması bana biraz zaman kazandırdı.
    Starbucks ın terasına çıktık ama bir problem vardı. Tuğçe nin o ortamda oluşu, bana bakıyor oluşu, o anki çekincelerim, utangaçlıklarım ve tabi ki konuşunca bile gelen o kusma hissi Aleyna ya tek bir harf etmeme bile engel oldu.Ve tabi ki alttan türeyen ve Türk kızlara aç bir bünyeye sahip olan Batuhan, bir yanını Tuğçede bırakıp Aleynaya da atladı.
    ···
  6. 6.
    +3
    O gün sorunsuz sayılabilecek biçimde bitmişti ve akşamında hala kızın benden hoşlandığı fısıldamasıyla işler biraz kolaylaştı. Ama yine de yeni kızımızı bir daha göreceğimi sanmıyordum. Meğerse adım adım bana geliyormuş. Yeni evlenen teyzemden dolayı Wi-Fi sınırlarının dışında, teyzem ve eniştemleydim. Ve eve geldiğimde bir mesaj gördüm. “Selam ben Aleyna :D”
    ···
  7. 7.
    +3
    beyler okuyan var mı bi iki entari gireydiniz
    ···
  8. 8.
    +2
    https://www.youtube.com/watch?v=V5AhzyFyDMI
    Tabi ki o mesaj Derya Hanım’ın telefonundan gelmiştim ve Whatsapp sunucularına 3 saat önce düşmüştü. Doğal olarak ucu açık olarak kaldı. Çünkü Aleyna çoktan evine gitmişti. Deryayı ziyaret ettiği sırada bana bir selam vermek istemişti. AVM faciası gibi bir kere daha şansımı kaybettiğim için bayağı bir üzgündüm. Ta ki 2 gün sonra aynı mesajı alana kadar. Belli ki tanışmak istiyordu. Kısa sürede cevap verdim. Derya telefonundan uzak kalınca şikayet etmesi üzerine numaramı aldı ve kendi telefonundan mesaj attı. Bana anlattığına göre, karne günü yaklaştığı için okula gitmemiş, bizim okula Deryayı ziyarete gelmiş, beni görememiş ve okuldan sonra kaçıp 4-5 kız Kadıköyde bira içmişler. Ardından ilginç bir muhabbet döndü.
    ···
  9. 9.
    +1
    Aleyna-Sen içki içiyormusun?
    Ben-Evet
    -O zaman bir gün seninle de içelim.
    -Ne zaman istersen  (Sadece lafta kalacağını sanıyordum ama cevabı daha da ilginçti)
    -Haftaya Salı boşmusun?
    -Boşum, görüşelim.
    Ama şaşırmıştım. Bir kızın beni çağırmasını beklemiyordum. Sonraki gün saat sabah 11-13 arası yazıştık. Sık değildi ama bitmiyordu hep bir şeyler yazıyorduk ikimiz de. Ara ara AVM de hiç konuşmayışımla ilgili laf çarpıyordu. O gün ağzımı bıçak açmamıştı ama burada bülbül gibi şakıyordum.
    ···
  10. 10.
    +2
    Bir anda mesajlarım iletilmemeye başladı. işi var sanırım deyip kendi işime baktım
    Cidden ilerleyeceğini düşünmemiştim ve umudum eksilerdeydi çünkü aynamdaki herif bana çok çirkin gözüküyordu. Yaklaşık 10 dakika sonra telefonum çalmaya başladı. Arayan Aleynaydı. Konuşmamız tam 19 dakika sürdü. O dakikaları hiç unutmamıştım. Telefonumda SMS yoktu 1TL-100 SMS paketiyle gün boyu konuştuk. Telefonu bozulmuştu, tuşlu telefona geçti. Akşam babası telefon getirecekti ve yarın Kadıköye gidecektik.
    ···
  11. 11.
    +2
    Kadıköy’de buluştuk ama bir sorun vardı. Ben yine utangaç ve sessiz moduna büründüm. Bir şişe su alıp sokakta biryerlere oturduk. Benim o halime rağmen yine de konuşmak için elinden geleni yapıyordu. Mekana gidince biraz daha rahatladım, biraz kendime geldim. Okuldan başka bir kızı da mekanda görünce iyice rahatlamıştım. Biraları bitirip ödedikten sonra çıktık. Buluştuğumuz yerlerde gördüğümüz göbekli amca ile ilgili şakalaşmalardan sonra bir soru yöneltti. “Karşıya geçelim mi?”
    Tereddütsüz kabul etmiştim tabi ki. Bindik vapura. Ben biraz cenabetlikten biraz gerçekten merdivenlere takıldım. Sendeler gibi oldum. Fark edince güldü, güldüm, güldük… Geçip yan yana oturduk. Arada bir gözlerinin içine bakıyordum. Yüzünün her santimini ezberlemiştim sanki. Konuşmalarımız hala birer arkadaş gibiyken konularımız biraz daha ailevi meselelere kaydı. Aile fertlerinin çoğu hakkında bilgi sahibiydim. Ama bu kadar hızlı gelişmesi aklımı karıştırıyordu.
    ···
  12. 12.
    +3
    Daha önce bir kız için 4 ayını harcayan da bendim 4 saatini de. Kafamı kurcalayan şey de buydu. Anlaşılan Derya da rahat durmamıştı. ikimize de birbirimizi anlatmıştı. Karşıya geçip Eminönünde indik. Taksim meydanına kadar yürüdük. Yolda beraber yürümek bizi yakınlaştırmıştı. Ama daha hiçbir şey başlamamıştı bile. Yanlışlıkla girdiğimiz yokuşlu yol ve vapurun merdivenleri günlerce dalga konusu olmuştu.
    Taksim Meydanında da gayet eğlendik. Kafa yapılarımız uyuyordu. Bense kendimden beklediğimden daha rahattım. Geri döndük ve yine bir vapur sefası. O vapur sefasının cefası da Tarzan gibi gitmemden ötürü bronşit olmam olacaktı. Evine yolcularken bana sarılmıştı. Boyu benden kısa olduğu için sarılmayı da pek becerememiştim galiba * Aynı kulaklıktan müzik dinleyişimizden tavuk döner yiyişimize kadar her şey çok güzeldi. Kusursuzdu ve bu kafamı kurcalıyordu.
    ···
  13. 13.
    +2
    Tabi ki akşamında da konuşmalarımız bitmedi. Yine telefonla konuşmuştuk. Ama bir şey vardı. Ben bu buluşmayı ne Ulaşa ne Merte ne de Danteye söylememiştim. Aklım sıra kendi başıma iş yapmak istemiştim. Ulaşa ve Beyzaya anlattığımda şok oldular. Siz olursunuz gibisinden cümleler kurdular. Tabi ki konuşmaya devam ettik ama bu öküz arkadaşınız hasta olduğundan evde öksürmekle meşguldü. Çarşamba Adalara gitmek için sözleştik ama ben hasta oldum.
    Biz yine telefonla konuşmaya devam ediyorduk. Bazen Whatsapp bazen telefon ama hep birbirimizden haberdardık. Ama buluşma günü yaklaşana kadar ben iyileşeceğime iyice hastalanıyordum. Evi bizden bayağı uzaktı. Vasıta ile 35 dakika sürüyordu. Kabul edeceğini düşünmeyeceğim bir soru yönelttim. “Bizim semte gelir misin?”. Tereddütsüzce kabul etmişti. Plana göre kardeşimi parka zütürecek, eve bırakıp biz onunla bir kafeye gidecektik. Ama o kadar yolu neden geliyordu ki amk.
    ···
  14. 14.
    +2
    Buluşma gününe kadar konuşmalarımız bitmedi. O gün geldi çattı. Ama ben kardeşimi evden nasıl çıkartacaktım. Mecburen durumu anneme anlattım. Önce taşak geçti sonra biraz öğüt verdi en son izni aldım tabi ki. Parka gittik. O kardeşimi salladı ben onu :D. Kardeşim oynarken biz de çocuk oyuncaklarından birinin demirinde oturduk. Birkaç garip bakışma yaşadıktan sonra kardeşimi eve bırakıp kafeye doğru gitmeye başladık.
    Sorunlar biter mi… bitmez! Ben yine çekingen , ürkek ve konuşamaz olmuştum. Ama değişik şeylere gebe olacağını nereden bilebilirdim. Kafeye girdik bir masaya oturduk. O kadar gergindim ki garson benimle taşak geçti :D. Biraz muhabbet ettik. Onun yazlığa gideceğini öğrenmiştim. 1 haftamız ya vardı ya yoktu. Pazartesiye biletler alınmıştı. O gün açılmam lazımdı ama daha kendime bile itiraf edemiyordum Tuğçeye yaptıklarımdan sonra.
    ···
  15. 15.
    +2
    Bana telefondan video izleteceğini söyleyerek yanına çağırdı. Yanına oturdum, kendiyle ilgili komik bir videoydu. izlerken omzuma başını koyar gibi oldu ama benim çekingen tavrım yüzünden o da benden emin olamıyordu. Videodan sonra ikimiz de sıkılmaya başlamıştık. Kadıköydeki yokuşlardan, o merdivenden yola çıkarak laf sokmuştu bana. Durumu ise biraz şaşırtan bir yolla kurtarmıştı. “Ev müsaitse film izleyebilir miyiz?”
    ···
  16. 16.
    +2
    Eve gitmek için kafeden çıktık. Dönüş yolunda bir kolunu belime dolayınca ben de tabularımı yıkıp omzuna kolumu atınca o da belimi daha da sıkı tutmaya başlamıştı. Sarmaş dolaş eve gitmeye başladık. Az bin değilim yolu uzattım ben de. Artık ailesi ile ilgili çok şey öğrenmeye başlamıştım. Ama tabi ki tanışmamıştım. O ise biraz sonra tanışacaktı.
    Kapıyı annem açtı. Şaşırdığı her halinden belliydi çünkü eve gelmeyeceğiz demiştim özellikle. Her ne kadar kendisi teklif etmiş olsa da gerilmişti. O ara laptop umu alıp ona verdim ve camı sonuna kadar açıp kafamı çıkarttım. Nefes almam lazımdı, oluk oluk terliyordum. “50 ilk öpücük” filmini izleyecektik. Filmin 10. Dakikasından sonrasını hayal meyal hatırlıyorum çünkü tüm dikkatim ondaydı. Ve fark etmiştim ki onun kokusu bronşitin öksürüğünü bile bastırıyordu.
    Film sırasında yan yana oturmuşken bir anda kafamı onun omzunda buldum. Onun bir eli benim yanağımı okşarken diğer eli ise benim ellerime kenetlenmişti. Arada elini öpüyordum. O da yanağımdan bir parça alıyordu. Sanki haftalardır sevgiliydik. Ah annem odaya dalmasaydı ;))). Bir an toplansak da kendisini postalayınca eski halimize dönmemiz uzun sürmedi. Film bitene kadar böyle devam etti. Sonra film bitti cem adrian açıp bilgisayarı bir kenara bıraktık.
    ···
  17. 17.
    +2
    Kalp atışlarımın sesini duyduğunu söyledi. Çok hızlı ve şiddetliydi be beyler. Bir an titrediğimi hissettim. Sarıldık birbirimize. Kavuşmuş gibi içten ama bir şeye başlıyor gibi saf. Öyle kaldık biraz. En son otobüs saatine de bakıp bilgisayarı kapattık. Ben oturuyordum o ayaktaydı ve beline sarılmıştım. Nefesini ve parfümünü içimde hissediyordum. Gözlerinin içine bakıyordum. Gözlerinin içi gülüyordu. Bir an içimden kavuştum dedim. Biraz toplanıp, kendimize gelip odadan çıktık. Annemle vedalaştı, kardeşimi öptü, en azından babam yoktu * . Onu durağa zütürdüm. Bu sefer biraz daha kontrollüydük. Sarmaş dolaş gittik yine durağa ama yine de beni huzursuz eden bir şeyler vardı. Bu konu hakkında hiç konuşmamıştık. * “Biz neydik?”
    ···
  18. 18.
    +2
    Akşam yine konuşmaya başladık. Deryalardaymış. Muhabbet ediyorlarmış. Anlamıştım bugünü anlatıyordu. Ve çok büyük bir pot kırdım. Dedim ki “Bizi çıkmıyor mu biliyor?”. Aslında cevabını merak ettiğim için sormuştum ama yine de ağır gelmiştim sanki. “Çıkıyor muyduk?” dedi. Birkaç laf oyunundan sonra “Sonra konuşalım” a vardı iş. Deryalardan kendi evine gidince mesaj attı.
    Ben-Öksürüyorum
    Aleyna-Dikkat et kendine
    -Nasıl?
    -Hem hastalık hem karşı cins.
    -Karşı cins derken?
    -Uzak dur mesela?
    -Konuşma vaktimiz gelmiş?
    -Konuşmak için ne dememiz gerek?
    -Utanıyor musun?
    -Ne halde olduğumu bilemezsin
    -Sebebi hislerin mi?
    -Galiba.
    -Karşılığı var.
    -Farkındayım.
    -Olmasa elini tutmazdım, yanağından öpmek bu kadar tatlı gelmezdi, kalbim küt küt atmazdı, uzun süre sarılmak bu kadar kısa hissettirmezdi.
    -Hislerim dile geldi de konuşuyor.
    -Bu kadar bağlanmışken neyi bekliyoruz?
    -Olsun bence de olacaksa kasmanın alemi yok.
    -Senin güvenmeni engelleyen bir şey mi var?
    -Her defasında Tuğçe konusunda kalıyorum.
    -Anlat çözelim?
    -Bugün bile sende onun izleri vardı, ya karşıma çıkarsa?
    -Bak ben Tuğçeyle ağır bir biçimde ayrıldım ve bunu senden saklamadım çünkü karşına çıkmayacağını biliyordum yani problem yoktu. Bunları senin için yaptım, karşıma çıksa bile benim derdim sensin, o değil.
    -içinde en ufak bir şey kalsa bile o bize zarar verir?
    -Bak ben daldan dala atlar gibi sevgili yapamam, o yüzden ona en ufak bir hissim dahi olsa onu değerlendirir keyfime bakardım.
    -Haklısın sanırım ben sana güveniyorum ama bu güven korkuyu azaltmıyor.
    ···
  19. 19.
    +3
    Aleyna-Sana boş olsam kalbinin sesini dinlemezdim.
    Ben- Dinledin mi *
    -Evet huzur vericiydi.
    -Sebebi heyecan değil mutluluk ve huzurdu.
    -Kalp atışımla titriyorum şu an
    -Sen gidince içimde boş bir şey hissettim.
    -En uzun ilişkim 3 ay sürdü. Onda da iki defa yüzyüze görüştük. Seninle sürekli konuşuyoruz. 2 haftada iki defa buluştuk. Şimdiden annenle tanıştım ve bu benim için büyük bir şey. Ne bileyim farklı geliyor ama güzel. içimde garip bir heyecan, mutluluk ve utanç var.
    -Kesin olan tek şey istiyorum seni inkar edecek değilim.
    -Yanında olmak istiyorum… dedi en son
    .
    .
    .
    .
    ···
  20. 20.
    +2
    Ben-Bugün açılsam ters teperdin?
    Aleyna-Ters tepme değil de şaşar kalır, konuşamazdım, üzülürdük. Çünkü yanıt veremezdim. Yazmak bile zor ellerim titriyor.
    -Cesur bir soru ama beni seviyor musun?
    -Yanıt veremem ama hoşlanmak hislerimi anlatmak için çok basit kalıyor.
    -Sevdiğimi söyleyemem ama hareketlerim belli eder.
    -Bir gün söyleriz.
    -Yani şimdi…
    -Sanırım sevgili olduk
    -Utandım söylemeye dilim varmadı.
    -Sen mi ben mi coşkudan kurtulmak için çığlık atıyorum şu an. Demişti
    ···