1. 1351.
    0
    ertesi sabahın köründe evinin önüne geldim. kendime bir apartmanın kapı önü merdivenlerinde yer buldum. en şık halimle oradaydım herhalde biri beni görseydi çok şaşırırdı. ama benim o anda aklımdan geçen tek varlık ebruydu. yanıma aldığım simitleri hızlıca yedim. gözüm sürekli onun oturduğu apartmanın kapısındaydı. acaba tatil için başka bir yere gitmiş olabilir miydi? bu ihtimali düşünmediğim için kızdım kendime. beklemeye devam ettim.
    ···
  2. 1352.
    0
    iki saat kadar sonra ebru apartmandan çıktı. yine çok güzeldi. biraz yürüdü sonra ben de takibe başladım. bir saat kadar sürekli yürüdü durdu. oturduğu yerin ilçe merkezine uzak olması da bunda bir sebepti neyse bunlar teferruat. ilçe merkezine geldiğinde meydanda beklemeye başladı. ben de onu yine uzaktan süzüyordum. baktım bir kız arkadaşıyla buluşmuş. beraber bir kafeye girdiler. mecbur ben de kafeye girdim onlara gözükmeyeceğim bir yere oturdum.
    ···
  3. 1353.
    0
    iki saat kadar oturdular herhalde dertleşmişlerdi. ben de sıkıntıdan patlamıştım ama ebru için tüm sıkıntılara göğüs geriyordum. çıktıklarını aşağı indiklerinde görebilecektim bir baktım çıkıyorlar. ben de aşağıda hesabı ödedim ve takibe devam ettim. ebruyla ilçenin kalabalık caddesinde yürümeye başladılar. onları uzaktan izleyip durdum. ebruyla konuşabilmem için kız arkadaşının ayrılması gerekiyordu. bir saat kadar yürüdükten sonra da ayrıldılar. fırsat bu fırsattı.
    ···
  4. 1354.
    0
    artık son noktaya gelmiştik. ebru gezmeye devam etti. bir kitapçıya girdi. ben de arkasından daldım buraya. gözlüğümü ve şapkamı çıkardım. artık tüm mesele bir yerde karşılaşmamıza bakıyordu. beni büyük ihtimal tanımayacaktı ama ben ona kendimi anlattığımda çıkarırdı ilkokuldan arkadaş olduğumuzu.
    ···
  5. 1355.
    0
    bir kitabı karıştırıyordu ben de onun önündeki kitapların olduğu yere gittim aşağı raftan kitap almak için eğildim. doğrulduğumda ebrumla göz göze geldik. önce beni bir yerden çıkaracağını düşünüyormuş gibi yaptı. ben de aynı role soktum kendimi. birbirimize bakmaya devam ediyorduk. 'sen ilkokuldan hakansın değil mi' diye sordu. o an paha biçilemezdi benim için.
    ···
  6. 1356.
    0
    'evet ben oyum sen de ebru olmalısın' dedim. sonra hal hatır sorma faslı başladı. elimizde kitaplar ayaküstü muhabbete giriştik. ben bunca yıl nerelerde okuduğumu anlattım o da liseyi üniversiteyi anlattı. herhalde konuşmak için birilerini arıyordu hemen kestirip atmadı ve vaktimin olup olmadığını bir yerlerde takılabileceğimizi söyledi. ben de zaten bu anlar için buradaydım tereddüt etmeden kabul ettim.
    ···
  7. 1357.
    0
    onunla kitapçıdan çıktık. ben sırf onun için gelmediğimi göstermek için önceleri aradığım bir kitabı satın aldım. sonra beraber ilçenin kalabalık caddelerinde yürümeye başladık. sırf bu yürüyüş bile muhteşemdi benim için çok özeldi. onunla geçireceğim bundan sonraki her saniye benim için vazgeçilmezdi. içimden bir bayram havası yaşıyordum. çektiğim bunca eziyet sonunda mutlulukla nihayetlenmişti.
    ···
  8. 1358.
    0
    beraber bir kafeye girdik. kahve içmeye başladık. ikimiz de dışarıda akın akın yürüyen kalabalığı seyrediyorduk. konuşmamız gerekiyordu ben başladım anlatmaya. çünkü konuşurken göz göze gelecektik onun bana bakması bile başlı başına bir olaydı benim için. konuşurken gözbebeklerine bakıyordum masum suratını inceliyordum. bir peri masalında gibiydim. konuştuklarımız önemli değildi bu halde birbirimize bakarak yaşamımız bitebilirdi benim için sorun yoktu.
    ···
  9. 1359.
    0
    o da kendini anlatmaya başladı. üç beş kız arkadaşıyla burada mutluymuş onu söyledi. ben de yeri geldiği için sordum hemen bir ilişkisi olup olmadığını. anlatmadan önce gözleri dolar gibi oldu. yutkundu anlatırken. ben o çocuğu bu kadar sevdiğini ilk kez o zaman gördüm. gözleri çok şey anlatıyordu. ben bir insanın gözlerinin duyguları anlatabildiğini ilk kez o zaman gördüm.
    ···
  10. 1360.
    0
    anlatmaya başladı tabi benim hiçbirşey bilmediğimi düşünerek herşeyi ayrıntısıyla anlatıyor. bir ara moralim bozuldu o kadar çok anı biriktirmişlerdi ki onları benimle yaşamak yerine o çocukla yaşadıklarını onun ağzında duymak dengemi altüst etmişti. anlatırken bir ara ağlaması da ayrı bir üzüntü sebebiydi. kendimi fazla duygusallığın çekimine kaptırmam doğru olmazdı. ona tavsiyeler vermeye başladım. işte klagib zamanla unutursun başka birini bulursun şeklinde.
    ···
  11. 1361.
    0
    bu öğütlere kulak asmayacaktı belliydi bu. ama ben yine de o anda aklın ve mantığın yolundan gidiyordum. çünkü eğer ben de duygularımla konuşmaya başlasaydım belki ağzımdan onu sevdiğimi kaçırabilirdim gerçekten yapabilirdim bunu. sonraları başka konulardan konuştuk. en azından biraz olsun rahatlamasını sağlamıştım. bu bile aramızda oluşmaya başlayan bağın habercisiydi.
    ···
  12. 1362.
    0
    akşam saatleriydi artık eve dönecekti. benim arkadaşımla buluşmama mani olduğu için üzüldüğünü söyledi. (ben tabi arada arkadaşı arayıp buluşamayacağımızı söyledim. kolpadan yani) ben bunun önemli olmadığını pgibolojik destek için bundan sonra konuşabileceğimizi söyledim. birbirimizin telefonunu aldık sonra onunla şehir merkezinde ayrıldık. birbirimize sarılınca dünya bambaşka bir yere dönüştü benim için. kendimi sevinçten kaybetmek üzereydim.
    ···
  13. 1363.
    0
    kaldığım otele dönerken acayip mutluydum. artık hayattaki tek amacım olan ebruma kavuşuyor gibiydim. bunu devamı gelecekti şüphesiz. ama burada önemli olan onun o çocuktan kopma durumuydu. kafasından silinmesi için ebrumla çok fazla iletişime geçmeliydik. artık yeni bir yüze sarılması için beni sürekli görmesi gerekiyordu. bu en azından onun beni sevebilme ihtimalini artırırdı. böyle bir plan kurmuştum kafamda.
    ···
  14. 1364.
    0
    ama bu dıbına koyduğumunun dünyasında bazı planlar hiç gerçeğe dönüşmezdi. kader denen illet bizi kanser edecek sonuçlara gebeydi. daha önce de söylemiştim zaten, olmadı. kopamadı o çocuktan. neredeyse bir ay boyunca her gün saatlerce vakit geçirmiştik. benim okul başladığı zaman her gün facebookta mesajlaştık durduk. ben ona kendimi en iyi biçimde anlattım o da bana sakladığı şeyleri döküverdi durdu. ama aramızdaki ilişki hiçbir zaman arkadaşlıktan öteye gidemedi.
    ···
  15. 1365.
    0
    vay amk adam dertli
    ···
  16. 1366.
    0
    üninin dördüncü sınıfında sürekli olarak onunla içli dışlı olmam da kar etmedi. bana hep arkadaş gözüyle baktı. beni bir nevi pgiboloğuymuşum gibi gördü herhalde. o çocuktan uzak durması gerektiğini söyleye söyleye dilimde tüy bitti ama o nedense bir türlü vazgeçmedi ondan. artık nasıl bir şeytan tüyü varsa nasıl bir aşksa ben anlamadım gitti panpalar.
    ···
  17. 1367.
    0
    @1110 panpam dertliyim yüzüm bu kız konusunda hiç gülmedi.

    edit: nickin güzelmiş panpacım.
    ···
  18. 1368.
    0
    şimdi ben tabi onu anlamadım diyorum ama ben de bizzat onun durumundayım aslında. ben de ebruyu hiçbir zaman tam manasıyla unutamadım. demekki o kadar aşık olduğunuz biri hayatınıza giriyor ki onu silip atmak imkansızlaşıyor. kendinizi içkiye veriyorsunuz uykuya veriyorsunuz kitaplara veriyorsunuz başka kadınlara veriyorsunuz ama geçmiyor. balık kalbiniz o oltanın çengeline takılıyor ve yemleniyorsunuz. kendinizi kurtarmak da mümkün olmuyor.
    ···
  19. 1369.
    0
    dördüncü sınıf da ebruyla geçti diyebilirim ama hiçbir gelişme olmadı. yaptığım planlar tutmadı. dönem dönem ebrunun yanına gittim beraber içtik konuştuk yürüdük gezdik tozduk ama arkadaş gibi iki dost gibi. hiçbir zaman iki sevgili gibi değil. birbirimizi çok iyi tanıdığımız ve benzer hayat görüşüne sahip olduğumuz için aramızda hiçbir sorun yoktu. ama o çocuk onun kalbinden çıkmadıkça aramızda sevgililik ndıbına hiçbir şey olamayacaktı.
    ···
  20. 1370.
    0
    ona bağırdığım zamanlara geldi sıra. o çocuk başka birileriyle çıkıyordu herhalde üni 4 ün son zamanlarıydı. gittim yine yanına onu içki içerken gördüm bir barda. neden kendine eziyet ettiğini sordum. biraz çakırkeyifti 'seviyorum' dedi. hala o çocuğa aşık olduğunu anlatıyordu bana. benim tabi tepem attı. zaten hiçbir başarı sağlayamamıştım üstüne bir de bana hala o çocuktan bahsediyordu. ona bağırmaya başladım. 'neden o çocuk' diye sordum. ne vardı onda? bana cevap veremedi. ama gözleri yine çok şey anlatıyordu benim gözlerim de ona birşeyler fısıldamış olacak ki 'beni seviyor musun' diye sordu.
    ···