Yanlış bilinen kavramdan başlayalım
Kemalizm, Atatürk sembol halindedir ve kişiyi esas alan bir öğretidir(doktrin diyek de anlamayın).
Bu yanlış açıklayacağız öncelikle Kemalizm'in(Atatürkçülük) gerçek tanımına bakalım .
Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyine erişebilmesini Atatürk’ün başlattığı devrimlerin yürütülmesine bağlayan öğreti.
eş anlamlısı: Kemalizm
Bu kavramın neden böyle anlaşıldığı ise basittir: Bir kişi çıkar Atatürkçülüğü tamamen bilmeyen ve bu kişi kendine Kemalist deyince karşıdaki kişi Kemalizm'i yanlış anlar. Sebebi ise basit okumamaktır. Okusalar bilirler böyle olmadığını.
Şimdi gelelim bu Kemalizm ve Atatürkçülük aynı ise nereden çıktı bu 'Kemalizm' :
ilk olarak batılı yazarlar Atatürk ilkelerini Kemalizm ideolojisi olarak kabul etmişlerdir. Kemalist hareketler milletçi ve bağımsızlıkçı olarak görülmüştür ve direnişin sembolü olmuştur.
Kemalizm'den yabancı kişiler de etkilenmiştir.
TÜRKiYE'DE KEMALiZM KELiMESi:
1930'larda kullanılmaya başlamıştır.
Türk Tarih Kurumu 1931'de yapılan tarih dizisinin 4. cildinde Kemalizm'den söz edilmiştir:
“işte yabancı müelliflerin (yazarların) Büyük Millî Reisin adına nisbetle “Kemalizm” dedikleri Türk inkılâp hareketinin temel prensipleri bunlardır. Bu prensiplere dayanan devlet sistemi Türk milletinin tarihine, ihtiyacına, içtimaî bünyesine ve mefkûresine (ülküsüne) en uygun olduğu kadar, bütün dünyadaki sistemler içinde de en sağlam ve en mükemmel olanıdır”
Bundan sonra kullanımı daha da yaygınlaşmıştır.
CHP 3. Büyük Kurultay’ında Kemalizm’in ilke sayısı devletçilik ve devrimcilikle 6’ya çıkmıştır. Bu kurultay kemalizm’in gelişmesi açısından önemli olsa da burada ‘Kemalizm’ kelimesi geçmemiştir. 3. kurultaydan sonra ‘Kemalizm’ kelimesi daha sık şekilde devlet ve özel yayınlarda kullanılmıştır.
Nusret Köymen, “Kemalizm ve Politika Bilgisi”:
“Bugün Türk münevverine düşen büyük vazifelerden biri Kemalizm’in ilmini yapmak ve politika üzerinde her müsbet bilgi şubesinde çalışıldığı gibi, ilim metodlar ile çalışmaktır. Ancak bu suretledir ki, cemiyet kanunlarından faydalanma fennî olan politikayı bir “cemiyet mühendisliği…” haline getirebiliriz”
CHP 4. Büyük Kurultay’ında(1935) “Kemalizm (Kamâlizm)” kavramı ilk defa kullanılmaya başlamıştır.
Parti programı giriş bölümü:
“Yalnız birkaç sene için değil, istikbale de şâmil olan tasavvurlarımızın ana hatları burada toplu bir halde yazılmıştır. Partiye esas olan bütün bu prensipler (Kamâlizm) yoludur.” Bundan sonra 6 ilke tanımları okunmuş ve aynen anayasanın 2. maddesinde yerini almıştır(1937).
CHP genel sekreteri Recep Peker totaliter ideolojileri(“Marksist, Anarşist, Faşist, Hilafetçi ve Enternasyonalizm(beynelmilelcilik) ) eleştirmiştir.
“Bizim anladığımız ulusal devlet nizamlı bir idarede herkesin özel teşebbüsü demektir.” . Liberalizm’i de konuşmasında eleştirmiştir ve emek-sermaye arasındaki dengenin öneminden bahsetmiştir.
Kemalizm bir dine veya diktatörlüğe bağlı değildir, rasyonel ve pragmatiktir.
Son olarak Atatürk’ün komünizm ile ilgili düşünceleri:
‘’Biz ne bolşeviğiz ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız.’’
Bu da başka güzel bir söz:
“Eğer amaç bugünkü halife ve padişaha olan bağlılığı bir daha söyleyip belirtmekse, bu kişi haindir. Düşmanların yurt ve ulusa karşı kötülük yapmakta kullandıkları araçtır. Hain ya da makamın yetkisini kullanmakta yasak edilmiş kişi, aslında halife ve padişah olamaz…”
Ayrıntılı okumak isteyenler için :
http://www.atam.gov.tr/de...lleri-ve-tarihsel-olusumu