-
1.
0Eğer bir evcil hayvansanız seçme hakkınız yoktur, insanlara bağımlı yaşarsın her zaman, ama bunun iyi taraflarıdaTümünü Göster
vardır. Mesela yemek bulmaya çalışmak, eş bulmaya çalışmak v.b şeylere ihtiyaç duymassının, sahibiniz sizin yerinize bulur
fazlasıyla hatta çok tatlıysanız çok ünlü bile ola bilirsiniz. Ben mi elbette ben tatlım. Tarihimiz çok eskiye dayanıyor
benim ailem saf kan olmalarıyla ünlülerdir. Ben annemi çok tanıyamadım daha 4 aylıkken anne sıcaklığını bıraktım. Annem bana
her zaman iyi davranırdı, sabahları tüylerimi teemizlerdi, üşüdüğümde ısıtırdı. Hep yakındı bana ben hep kendime sorardım
neden bunları kendine görev edindi diye. Acaban tek sebeb beni doğurmuş olmasımıydı. Sanırım bir kediye göre bunları
düşünmem fazla. Benim ip yumağıyla oynayan, sudan kaçan, boş zamanlarında uyumak için yer bakan, dişlerini kaşıyan, oradan
oraya sıçrayan, bazen bazı şeylerden ölümüne korkan bir kedi olmalıyım evet aslında insanlar bizi böyle görür. Ama bunun dışında
çok daha farklı yaratıklarızdır. Tamam belkide insanlar kadar zeki değiliz ama o zeki yaratıkları kandıra biliriz.
Bunu bir bakışla yada ısırarak yapa biliriz. Kedi olmak insanlara karşı sorumluluklar getirir ve insanlarında sana
karşı sorumlulukları olduğunu bilmelisin. Mesela o sana yemek getirir sense o oynamak istediğinde onunla oynamak zorundasındı,
O ip yumagıyla seni oradan oraya koşturur, kapmak için nefes nefese kalırsın, ama kaptığında ne yapıcağını bilemessin. Kedi uyuş
turucusu gibi bir şeydiir bu. Kardeşlerimi tanıma fırsatım olmadı, hatta şimdi bir yerde görsem bile tanıya bileceğimi bilmiyorum.
4 aylıkken daha hiç birşeyden anlamıyorken bir evcil hayvan dükkanına zütürdüler beni orada kaldığım kısa sürede içeri orta
boylu esmer sivri sakallı biri girdi kedilerinize baka bilirmiyim tabikide.. Önce bana baktı sonra bir kaç tur attı ve hayırlı
işler diyip gitti ve ben bunun sebebini o zaman anlamamıştım. Bir kaç gün sora aynı kişi tekrar içeri girdi ve sanki herşeyi kaafasında
kararlaştırmış gibi hareketleri vardı ve beni bir kafasin içerisine koydular çok sesçıkaran bir şeyle biryere giyorduk bazen sarsılıyordu,
kafam kafesin üstüne çarpıyordu kafesin üstü serti bir kaç kere kafamın sağlam çarptığını hatırlıyorum. Bir yere gittik
çok fazla ışık vardı kafesin kapağı açıldı kafam o kadar ağrıyorduki hiç bir şey göremiyorum dışarı çıkmaya çalıştım
tökezledim ve bu kafesten nefret etmeye başladım henüz yeni tanışmış olmamıza rağmen. Dışarı çıktığımda herşeyi buğulu görüyordum
bir kaç çift göz bana bakıyordu aralarından sivri sakallı çocuğu gördüm sanırım beni ona vermişlerdi, bunlarda onun ailesi
olmalılar. Herkez gülümsüyor ve aralarından bağzıları kafamı okşuyor bunu görünce kendi ailemin hiç bir zaman böyle yanlaya
olamadığını ve hiç bir zaman olmayacağını düşündüm ve oradan oraya kaçmaya başladım. Beni çıkardıkları ilginç seslerle yakkalamaya çalışıyorlardı.
Aslında içten içe bu yakalama hoşuma gitmişti, bana ilgi duymaları hoştu. O gün öyle bitti. Bana süt, su ve hediyeler verdiler. Sahibim ilginç biriydi
ilk günler benimle çok ilgilenirdi ve bu benim çok hoşuma giderdi. Bu ilgi zamanla azalmaya ve en sonunda mecburiyetlere bıraktı. Yaptığım hiç bir oyun onun ilgisini
çekmiyordu. Bazen benimle oynuyorsu ama oda tüylerimle. Bazende bana bakıp sesler çıkarıyordu. Birkeresinde dışarıya bakıyordum burada olmayı çok seviyorum.
insanların teleşını izlemeyi, arabaları, kuşları bazen küçük, hayvanları bazende bir şeyler taşıyan insanlar olduğunu görünce o kadar dikkatle izlerim ki
çekirdek alıp gelesim oluyor. Evet bir dakka kediler çekirdek yemezler. Bir gün orada durup kasvetli bir şekilde yolu izlerken, büyük bir sinek geldi ses
çıkarmaya başladı oğlum bak git vızzzzz vıızzzz dinlemiyor bende onu kovalarken sonrasını hatırlamıyorum bezay bir önlükle benim her tarafımı elliyen
hemşire kılıklı bir kız vardı, elleri çok yumuşakmış sivri sakal ben ona öyle sesleniyorum o da buradaydı. Onun burada olması beni sakinleştirdi
ama bunun sebeblerinden birisinin bu güzel kızın ellerinde olmamda ola bilir itiraf ediyorum. Bir dakika bu sivri zekalı bu kzımı kesiyor bak zaden kafam
bir milyon ısırırım seni bak birde gülümsüyor olum bu kız benim ilk ben gördm onun tabi bunların hepsini sen miavv miaavv olarak duyuyorsun
kız çok tatlı acaba instagramı varmı bunları düşünürken birdaha bayılmış olacağım ki gözümü evde actım ve bir süre sargıda kaldım.
iyileştikten bir süre sonra evde başka bir zaman başka bir bitki yedim ve neredeyse ölüyordum. Bu tatlı kızın yanına zütürdüler beni, bu sivri zekalı pardon sivri
sakallı sanırım bahane arıyor buraya gelmek için etrafta başka birileride varmış bir kız gördüm naber ayy git gerizekalı bu süslü kız zengin zübbesi
olmalı ne yani güzelim ikimzde kediyiz ne kendini kasıyorsun bende sakız ama mana miyavettin derler arkadaş arasında miyo deriz bu yalanı nasıl uydurdum
bilmiyorum kız ne yapayım salak falan dedi baktıki ben geri vites yapmayacağım bunda benide tatlılığımın payının olduğunu düşünüyorum kız bana tav odu. Busefer
ben onu takmaz bir tavır alınca onun hoşuna gitmeye başladı. Ah kızım kedide olsanız hepiniz aynısınız. Buraya bir kaç kere daha geldik ilerliyen zamanda
dahada kaynaştık hatta bir seferinde bir lavuk geldi abi bu kızı nasıl tavladın ben 2 senemi verdim dedi bende kaybol diyerek savuşturdum onu sonuçta
kendisi öğrenmeli, bu kızla iyi anşatığımızı gördüler galiba, sahiblerimiz de tanıştı ve biz görüşmey falan başladık manita yaptık yani anlıyacağınız.
Beraber takılıyoruz burayı sevme başladım aslında galiba ailem olmaya başladık bana çok nazik davranıyorlar sahibim yani benim ona taktığım isimle sivri sakal
sabah erkenden işe giden akşam çogu zaman geç gelen seyrek erken gelsede bu geldiği zamanları uykusunda geçiren ve sürekli telefonunda yada bilgisayrdan
birşeyler yapan biri. Sanırım tasarımcı iyi tasarımları var ama benim verdiğim taktikleri uygulamıyor galiba onları sadece miyaav olarak duyuyor.
namazını aksatmayan dürüst ve biraz içine kapanık birisi. Çalıştığı yer beni bir keresinde zütürmek istedi mecburen zütürdü her taraf büyük büyük
odalar var böyle kutular var içinden sesler ve sıcak buğular çıkıyor, büyük camlar var içlerdindeki görüntülerin değiştiği. Ve arkadaşları var bazıları ondan
yaşça büyükolmasına rağmen daha samimi oldukları bir ortam sanırm. isimlerinide öğredim bazen arkdaşlarına onlardan bahsediyor.
Hayatım böyle geçiyor. Diyeceğim şu ki insanlarlar aile ola bilmek için kan bağı gerekmiyor hayvan olsun bitki olsun her şey ve herkez dost ola bilir.
Yada kardeş, yada adına her ne diyiyorsanın. Bunları sahibimin bilgisayarından yazıyorum o şuanda işte bilgisayarı aça bildiğimi bilmiyor,
aslında bir çok şeyi bilmiyor:). Dostlarım artık kapatmalıyım şimdilik bukadar...
başlık yok! burası bom boş!