/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 44.
    0
    devam etsene amk
    ···
  2. 43.
    0
    tarih inandırıcı olsun diye seçimlerden örnek vermek. iyiymiş panpa
    ···
  3. 42.
    +3 -1
    kardeşim sözlüğe yeni üye oldum nasıl davranılır nasıl hitap edilir bilmiyorum ama lütfen bekletme daha fazla, yaz gelsin...
    ···
    1. 1.
      +1
      Yazmayı kesersen ip numaranı istisareye yatarak bulur seni o mahzende aslanlarla giberim huur cocugu diyeceksin panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Yok be kardeşim öylede ağır küfür etmeyelim.. Selametle.. Allaha emanet..
      ···
  4. 41.
    0
    reserved lan sardı
    ···
  5. 40.
    -1
    Rezervetûllahiberekaâtüh
    ···
  6. 39.
    0
    sardı devam
    ···
  7. 38.
    0
    Rez aldım devam
    ···
  8. 37.
    +3
    mahzen denildiğinde şöyle hayal ediyordum: avcı dedikleri bir hayvan, aslan gibi bir hayvan. insanlar mahzene inmesin diye korkutmak için oraya koyulmuş. ve makine dedikleri bir işkence makinesi insanlara işkence yapılması için yapılmış bir makine.

    ne kadar da yanılmışım...

    yiğit mahzene iniyorum dediğinde hamit çıldırdı: oraya inersen sadece kendini değil buradaki herkesi öldürürsün. orası cehennem.

    biz de korkuyorduk. mahzen hakkında çok şey duymuştuk.

    yiğit: bunların hepsi hurafe. bizi korkutmak için söylenmiş şeyler. burda beklersek zaten öleceğiz. bişeyler yapmalıyız. o yüzden ben iniyorum. isteyen gelir, isteyen kalır.

    oylama yaptık. kimse inmek istemedi. yiğit tek başınaydı. inerim ben tek başıma kimseye ihtiyacım yok. dedi.

    mahzene inilen kapının oraya kadar gitti. peşinden gittik. önceden saklamış olduğum silahı alıp yiğite verdim. ihtiyacın olabilir dedim. içinde son bir mermi kalmıştı.

    hamit'in bağırmaları duyuluyordu. oraya gitmesine izin vermeyin. gerekirse vurun durdurun. lütfen beni dinleyin.

    ama yiğit inatçıydı. silahı almadı. ihtiyacım yok sizde kalsın. diyerek şarap mahzenine inen kapıyı açtı. aşağıya doğru paslı bir merdiven vardı. uzun bir merdivendi ve aşağısı gözükmüyordu.

    bikaç adım attı, bize dönerek:

    kendinize iyi bakın.

    dedi. ve kapıyı kapattı.
    ···
  9. 36.
    +3
    Aslında hepsi zodiac ın kafasından geçiyomuş yiğit tuzlukmuş
    ···
  10. 35.
    0
    Amk kuru sıkıyla adam nasıl öldü anlamadım ama hikaye sardı çabuk yaz bin
    ···
  11. 34.
    0
    reserved lan sardı bin devam
    ···
  12. 33.
    0
    devamı gelsin hadi amk zütümden ter akmaya başladı ...
    resmen hikayen kafamda canlandı hadi rezzzzzzzzzz
    ···
  13. 32.
    0
    danganronpa nın hikayesine bakarsanız yada bikaç bölüm izlerseniz
    ···
  14. 31.
    0
    rezzzzzzzzzzzzz
    ···
  15. 30.
    +1
    Olum bak hikaye bana çok tanıdık geldi çalıntı falan değil dimi.
    ···
    1. 1.
      +1
      Labirent ile testere karışımı gibi bişi
      ···
  16. 29.
    +3
    yiğit iyice sinir krizleri geçirmeye başladı. alp'in ölümünü kaldıramıyordu. iyice çıldırmıştı. bir sandalye aldı eline. ve tüm kameraları tek tek kırdı. bu huur çocuğunun bizi izlemesine izin vermeyeceğim. diye bağırıyordu.

    hoparlörden ses geldi:

    kameraları kırınca sizi göremeyeceğimizi mi sanıyorsun. biz her yerdeyiz.

    yiğit silahı aldı ve hamit'in kafasına dayadı.

    hamiti vurduktan sonra da bizi görebilecek misin? yoksa bizle tek iletişimin hamit mi kaldı?

    hoparlör: hamiti vur ve elinle bir sayı yap. bakalım kaç olduğunu bulabilecek miyim?

    bir sessizlik oldu. bu bir blöfse bile çok iyi bir blöftü. siniri yine de geçmemişti.

    yiğit silahı hamite doğrulttu: gibtiğimin şarap mahzeninde ne var?

    hamit: ben de kağıtta yazdığı kadarını biliyorum. bir avcı ve fareler için bir makine. ben.. ben kötü biri değilim. ben de sizin gibi kaçırıldım, bana onunla birlikteymişim gibi davranmayı kesin artık.

    yiğit: bunlarla hiçbirimizi kandıramazsın.

    yiğiti sakinleştirdik. hamiti bağlı bırakmaya karar verdik.

    elif asuya şarkılar söylüyor küçük kızı sakinleştirmeye çalışıyordu.

    böyle böyle günler geçti. konserve yemek yiyorduk hergün. hamit de sandalyesinde sürekli bağlı şekilde duruyordu. ona da konserve yediriyorlardı.

    birgün yiğit dayanamadı:

    ben mahzene iniyorum.
    ···
  17. 28.
    0
    yaklaşık 20 dakikada 1 entry giriyoken niye 1 saattir girmiyon aga ya rez
    ···
  18. 27.
    +4
    hamit: işte bu yüzden anlatmadım. çünkü bana inanmıyacaktınız. küçük kız hatırlıyor. ama siz hatırlamıyorsunuz. bakın daha önce farklı insanlarla mahzene indim. hepsi öldü. bi tek ben hayatta kaldım.

    arif: sen... sen mahzene mi indin?

    hamit: evet

    arif: yalan söylüyor. bana mahzene inen kimse geri dönmedi demişti.

    hamit: çünkü bana inanmayacaktın. bakın mahzendeki 'varlığı' ben görmedim. ama mahzende tuhaf şeyler var. hayal bile edemeyeceğiniz şeyler. bakın neden hatırlamadığınızı anlamıyorum. ama daha önce yine burda tanışmıştık. tekrar karşılaştığımızda bi anda beni hatırlamamaya başladınız. hatta emreye beni hatırlayıp hatırlamadığını sordum ve hatırlamıyorum dedi. ben de bişeylerin tuhaf olduğunu farkettim ama böyle devam ettim.

    yiğit: bu adam deli. bağlı kalsın. bize zarar verebilir.

    dila: belki de burda yaşadıklarından sonra aklını oynatmıştır. burda yaşananları atlatmak kolay değil.

    hamiti bağladık.

    biraz dinlenmemiz gerekiyordu. biraz uyuduk. herkes sırayla nöbet tutuyordu. geri kalanlar uyurken birisi nöbetteydi. ne kadar uyuduk bilmiyorum. ama yeterince dinlendik.

    uyanmaya başlamıştım. gözümü açtım.

    elif: günaydın.

    ben: günaydın elif. gerçi sabah mı onu bile bilmiyoruz.

    gülümsedi.

    masanın üstünde silahı gördüm. içinde hala bir mermi vardı. silahı bir dolaba sakladım. göz üstünde olmamalıydı.

    aradan biraz zaman geçmişti. ağlamalar, sinir krizleri azalmıştı. herkes daha çok sakinleşmeye başlamıştı. ne yapılıcağını konuşuyorduk.

    mahzene inme fikri vardı. ama herkes söylentilerden dolayı korkuyordu.
    ···
    1. 1.
      -1
      Ayrac xd
      ···
  19. 26.
    +3 -1
    elif kütüphane odasındaydı. hamitle yiğit işkence yapılan odadaydı. diğerleri ise yemek masasının ordaydı. elifin yanına gittim. odada bir büyük bir kütüphane vardı. kitap doluydu her yer. içeride bir de yatak vardı. elif yatakta oturarak bir kitabı okuyordu. yanına oturdum.

    okuduğu kitap rusçaydı. aslında kitaplıktaki kitapların büyük bir çoğunluğu rusçaydı. geri kalanlar da türkçe, ingilizce ve almancaydı.

    rusça bildiğini bilmiyordum.

    elif gülümseyerek: bilmiyorum zaten. öyle inceliyordum sadece.

    şu an düşününce biraz tuhaf bir durumdu. odadaki yatağın varlığının ikimiz de farkındaydık.

    biraz sohbet ettik.
    sen iyi birisin sana güveniyorumdedi bana. ben de ona güveniyordum.

    bana sözün var unutma. kurtarıcaksın beni buradan.dedi ve gülümsedi.söz sözdür.dedim.

    elif:
    şaka yapıyorum çocuk değilim ben. beni sakinleştirmek için söylediğinin farkındayım.

    ben:
    inan bana elimden geleni yapıcağım.''

    içeriden gelen bağırma sesiyle sohbetimiz yarıda bölündü.

    yiğit: SAÇMALIK. bu saçmalıklara inanmamı mı bekliyorsun.

    herkes bi anda o odaya toplandı. hamit kan içindeydi. her zamankinden kötüydü. yüzü morarmıştı.

    yiğit: bizi tanıdığını söylüyor. hepimiz daha önceden tanışmışız ama hatırlamıyormuşuz. bizle dalga geçiyor resmen.
    ···
    1. 1.
      0
      Pampa kutuphanede yatak varsa bunlar masayi birlestirip niye yattilar amk yanlis anlama hikayen sariyo pnpa
      ···
    2. 2.
      +3
      Yatak var gibiş yok eksiiii
      ···
    3. 3.
      0
      Dangan Ronpa seziyorum panpa.
      ···
    4. diğerleri 1
  20. 25.
    0
    Devam et
    ···