-
1.
+29 -15yıllarca kimseye anlatamadım. anlatmamı istemediler. şimdi anlatıyorum.
olay 1994 de yaşanmıştır. 20 yaşındaydım. sabah erken saatlerdeydi. bi bankta oturuyordum. elime gazetemi aldım. tarih 27 marttı. ortalık karışıktı, seçimler vardı.
tansu çiller mi mesut yılmaz mı alıcak seçimleri diye heryerde tartışmalar dönüyordu. bi de necmettin erbakancılar vardı tabi.
bi anda siyah bir araba durdu önümde. camlar simsiyahtı içerisi gözükmüyordu. cam aralandı ve bi el bana gel işareti yaptı. yüzünü göremedim ama adres sorucak heralde diye düşündüm.
araca yaklaştığım anda arabadayla hiçbir temasta bulunmamama rağmen bilincimi kaybettim.
-
2.
0Rez
-
3.
+6 -2kendime geldiğinde bi odadaydım. odanın kapısı veya penceresi yoktu. dört duvardı sadece. ellerim ayaklarım bağlıydı ama ağzım bağlı değildi. önümde bir adam daha vardı. kısa saçlı bi çocuktu. benimle aynı yaşlardaydı. uyandığımı görünce tedirgin gözlerle bana bakmaya başladı.
kimsin sen? seni de mi kaçırdılar? dedi. korkulu gözlerle etrafa baktım. kaçırılmıştım.
buraya nasıl geldiğini hatırlıyor musun? dedi. siyah araba olayını anlattım.
bana da aynısı oldu. dedi. siyah bi araba gördüm ama yüzünü göremedim. burdan çıkmamız lazım. sana güvenebilir miyim?
onun da korkusu gözlerinden okunuyordu. e-evet dedim. adı alpmiş.
ben emre dedim.
sonra gözüm odanın sol üst köşesindeki kameraya takıldı.
bizi izliyorlardı. -
-
1.
+4Ardında içeriye bi adam geldi başında ayıcık kostümüyle gibini sallaya sallaya alpe doğru yöneltti 2 posta zütten 3 posta ağızdan girdi alpe alple işi bittikten sonra bana doğru yöneldi tam o sırada tekrar bayıldım sabah uyandığımda ağzımda bi yannan vardı ama sadece yannan bu alpin yannanıydı alpimin...
-
1.
-
4.
+7 -1kameranın yanında bir de hoparlör benzeri bi alet vardı. onun biraz altında da çok küçük bir ekran.
kamerayı alpe gösterdim. elleri titriyordu korkudan ama bişey yapmamız gerektiğini biliyordu.
avazı çıktığı kadar yardım edin kimse yok mu diye bağırmaya başladı. ağızlarımız bağlı değil, demek ki sesimizi duyuramayacak kadar uzak bi yerdeyiz.dedim.
alp:peki bizden ne istiyolar?''
hoparlörden bi anda bi ses geldi.
hoşgeldiniz. -
-
1.
+3Hoşbulduk
-
1.
-
5.
+6 -2ses baya cızırtılıydı. ama ne dediği anlaşılıyordu. çok kalın bi sesti ve alaycı bi ses tonu vardı.
alp bağırdı ''bizden ne istiyosun huur çocuğu?'
ses güldü. benim evimdesiniz, ben olsam kelimelerimi dikkatli seçerdim.
ses: sizden isteğime gelicek olursak...
kameranın altındaki ekran bi anda çalışmaya başladı. gözlerim faltaşı gibi açıldı. kameraya bakakaldım. buse eli ayağı bağlı bi şekilde bir sandalyede oturuyordu.
buse bizim üniversitedeki bir kız. arkadaşımdır. ders çıkışında topluca okey pişti filan oynardık.
ben tam ağzımı açıcakken alp bağırmaya başladı.
''huur çocuğu! buse'nin kılına bile zarar verirsen seni öldürürüm'' -
-
1.
+2Testere hesabı panpa
-
2.
+4Sene 1994 küçük kamera hoparlör ve en önemlisi ekran ( büyük ihtimalle televizyon ve ince ) yalanını gibim
-
3.
+1Oda da kapı pencere yoksa sizi nası soktular amk duvar mi örduler sonradan
diğerleri 1 -
1.
-
6.
0Testereden esintiler var sanki ama rez
-
7.
+1rezzerino
-
8.
+5 -1şaşkınlıkla alp'e dönüp buseyi nereden tanıyorsun? diye sordum.
alp: kız kardeşim. sen nereden tanıyorsun?
ben: sınıf arkadaşım.
o an alpin buseye ne kadar benzediğini farkettim. yüz hatları ve özellikle burun yapısı çok benzerdi.
tam ağzımı açıp bir kelime edicekken yandaki duvar yüksek bir sesle yıkılarak paramparça oldu. içerisi tozduman oldu.
bir öksürme sesi duydum. kesinlikle alp'in öksürmesi değildi bu. içeriye giren adam dumanı elleriyle kovarak elini gözünün üzerine zütürdü ve bize görmeye çalıştı.
elinde balyoz vardı. toz duman hafif geçince adamın yüzü görünür oldu. -
9.
+4 -1adam esmer uzun boyluydu. saçları 3 numaraydı. 20-25 yaşlarındaydı. benden büyüktü. bizi kaçıran kişi bu muydu acaba?
alp: sen kimsin?
adam: ben yiğit. sanırım siz de kaçırıldınız.
ben: evet.
yiğit: aşağı katta 2 kız var. yaklaşık 5 gündür aşağıdayız. bize katılın.
ben: be-beş gündür mü?
alp: yemek nerden buluyorsunuz?
yiğit: aşağıda birçok oda var. odalardan birinde bir ay yetecek kadar yemek var. çoğunluğu uzun süre bozulmayan yemekler. ama taze yemekler de var. ayrıca tuvalet ve duş da var. buraya gelmemi hoparlör aracılığıyla söyledi. sizi almamı ve aşağı getirmemi sonra da talimatları beklememi söyledi.
ellerimizi ve ayaklarımızı çözdü. onla gitmekten başka çaremiz yoktu. balyoz darbesiyle açtığı delikten aşağı indik. merdivenler bembeyazdı. parlıyorlardı, yeni temizlenmiş gibiydiler.
aşağıdaki odalardan geçerken sanki kendimi bir sarayda gibi hissettim. odalar çok büyük ve hazırlanmış gibiydiler. hepsinde kamera, hoparlör ve ekran vardı. en son odaya girdiğimizde iki tane kız gördük. önlerinde upuzun bir yemek masası vardı. yemek masasının üstünde 10 tane tabak diziliydi. 10 kişiydik belki de burada.
kızların gözleri ağlamaktan şişmiş gibiydi. bizi görünce korkulu gözlerle bize baktılar. yiğit: korkmayın kızlar, onlar da bizim gibi kaçırılmışlar.
kızlardan biri esmer uzun saçlıydı. çok güzel bi kızdı. gülmüyorken bile gamzeleri vardı. adı elifmiş. diğer kız ise kahverengi saçlıydı. onun da adı dila'ymış.
bunlara güvenebiliceğimizi nerden biliyorsun? dedi yiğite.
yiğit: elleri ayakları bağlıydı. bizden farkları yok. -
10.
+7alp yukarıda gördüğümüz monitörden bahsetti. buseyi kaçırdıklarını bişeyler yapmamız gerektiğini. gidip baktık. hala aynıydı. buse eli kolu bağlı boş bir odada duruyordu. hiçbiri buseyi daha önce görmemişti. busenin herkesin ortak noktası olabiliceğini düşünmüştüm ama yanılmışım.
saatlerce boş boş durduk. elif sürekli ağlıyordu. sohbet ettik biraz zaman geçsin kendine gelsin diye. makine mühendisliği okuyormuş. dedim o bölümde kız olmuyor diye biliyordum. iki kız varmış biri oymuş. her cümlesinin sonunda gözleri doluyordu burdan asla çıkamayacağız diyordu.
gözlerine baktım. elif buradan çıkacaksın. söz veriyorum. ağlama. dedim.
çok kendimden emin söylemiştim. biraz kendine gelir gibi oldu. gözyaşlarını sildi.
günü yemek odasında geçirdik. hepimiz aynı odada uyuduk. kızlar yemek masasının bi ucundaki sandalyeleri birleştirip uyudu. biz de diğer tarafının. aynı odada kalırsak güvende oluruz diye düşündük.
uykumuz yukardan gelen bir gürültüyle bozuldu. -
11.
+7yiğit bana sen benimle gel, geri kalanlar burda dursun. dedi. sonra da alp'e dönüp kızlara göz kulak ol. dedi. ikimiz merdivenlerden koşarak yukarı çıktık. bizim önceden bulunmuş olduğumuz odada bir adam vardı. elinde bir balyoz vardı. bizi görünce balyozu bize doğrultarak tedirgin bakışlarla:
burayı delmem söylendi. sonraki adım ne? diye sordu.
bizim indiğimiz balyoz deliğinin tam karşısında bi tane daha delik açılmıştı.
yiğit: biz de senin gibi kaçırıldık. aşağıda 3 kişi daha var.
adam: aşağıda bir adam daha var. o da kaçırılmış. buranın küçük bir haritası var elimizde. bilerek bulmamız için bırakılmış. odalardan birine saklamışlar. ayrıca burası hakkında bazı bilgiler yazıyor.
adamın adı arifmiş. sakallı 20 li yaşlarında kısa saçlı bi tipti.
cebinden haritayı çıkarttı. bize uzattı. haritayı aldık. incelemeye başladık.
haritanın bazı bölümleri yoktu. ama anladığımız kadarıyla çok büyük bir yerdeydik.
sonra haritada x işareti olan bir yer gördük. onların tarafındaydı.
arif'e orayı gösterdik ve daha önce görüp görmediğini sorduk.
evet gördüm, ama orası şarap mahzeni. oraya gidemeyiz. -
12.
+7yiğit: ne demek gidemeyiz?
arif: demek bilmiyorsunuz.. bakın siz sanırım burada yenisiniz. ben uzun zamandır buradayım. belki 2 hafta olmuştur, zaman kavramımı kaybedeli çok oldu. sizler burada gördüğüm ilk insanlar değilsiniz. kimle konuşsam şarap mahzeninden uzak dur diyor. söylentilere göre orada birşey var. yani birşeyin insanları avladığı söyleniliyor.
ben:saçmalık.
arif:oraya giden ve şahit olan insanlarla konuştum. aşağıdaki çocuk hamit de bunlardan biri. mahzene inmemiş ama arkadaşları inmiş. hiçbiri geri dönmemiş. söylentiye göre oraya giden insanlar paramparça insanlar görmüşler. insan tarafından yapılamayacak izler. hayvan izleri gibi.
yiğit:bak gibiğin teki bizi kaçırdı ve odalara koydu. bu kadar. gerisi palavra.
arif:bilemiyorum belki de bir aslan veya benzeri bir hayvandır. bunca insanı kaçırabilen bir aslanı da kaçırabilir öyle değil mi?
beraber aşağı indik. hamitle tanıştık. iyi bir çocuğa benziyordu. kötü nihetli biri değil gibiydi. mahzeni sordum.
orada bir makine var. ve birşey insanların o makineye zarar vermemesi için orayı koruyor. yani benim duyduğum kadarıyla.. şey.. emre, beni daha önce görmemiştin değil mi?
ben:hayır, niye ki?
hamit:yok bişey, tanıdık geldin sadece.''
hamitle ve arifle bizim tarafa indik kızlarla ve alple tanıştılar.
yemek masasının etrafına oturdu herkes. 7 kişiydik. 5 erkek 2 kız. arif yiğit ben alp hamit elif dila. elifin ağlamaları azalmıştı. herkes biraz daha sakinleşmeye ve mantıklı düşünmeye başladı.
sohbet ettik. normalde yaptığımız işleri, okuduğumuz bölümleri anlatmaya başladık. herkes birbirini daha iyi tanıdı.
haritayı okuduk topluca. şarap mahzenine inilmemesi konusunda uyarıyordu. oraya izinsiz gidenin ölüceği yazıyordu. orada bir 'avcı' olduğu yazıyordu.
ve yine mahzende bulunan 'fareler için yapılmış bir makina'dan bahsediyordu. -
-
1.
+2Bu hikaye gavurların yaptığı Dylan Obrienin oynadığı labirent filmine çok benzemiyomu ?
-
2.
0labirent mi kanka temmuzda 2 si çıkıcak çok güzeldi :D benziyor bu arada :D
-
1.
-
13.
0Sarmaya başladı devam
-
14.
+8zaman kavramı konusunda emin değilim fakat aşağı yukarı 4-5 gün boyunca hiçbişey olmadı. bişeyler yapmak istiyorduk ama yapıcak bişeyimiz yoktu. kameralara seslenmeye çalıştık ama hiçbir cevap alamadık. balyozla duvarları delmeye çalıştık ama çok kalındı duvarlar. yukarıdaki delinen 2 duvar delinmesi için özellikle yapılmışlardı. ama diğer duvarlar hasar almıyordu. şarap mahzeni ise hamitle arifin bulunduğu taraftaydı. ama aşağı inmeye korkuyorduk. bi süre daha orada beklemeye karar verdik.
herkes birbiriyle konuşarak vakit geçiriyordu. elifle sürekli gözgöze geliyorduk. çok canayakın bi kızdı. üzerimizdeki soğuk ve korku dolu hava kalkmıştı. ara sıra espri filan bile yapılıyordu. elifin gülüşü çok güzeldi. hele ki gözleri ağlamaktan kıpkırmızıyken gülünce daha da tatlı oluyordu.
yiğitle beraber hamitle arifi bulduğumuz taraftaki odalara bakmaya, o odaları araştırmaya başladık. haritaya bakarak ilerliyorduk. mahzene iniş yerinde bir kapı ve merdiven vardı. orayı açmadık. toprak yerli bi oda vardı. yerler tamamen topraktı. bir de kürek vardı. kazmayı denedik ama hiçbişey bulamadık.
birden hoparlörden ses gelmeye başladı. tüm hoparlörlerden geliyordu. herkes duyabiliyordu.
aynı alaycı ses tonuyla:
tekrar hoşgeldiniz. toplanmaya başlamışsınız sonunda. yemek masasının etrafına toplanın hepiniz. söyleyeceklerim var. -
15.
0Panpa acayip sardı devam et ve seri ol lutfen
-
16.
+6 -2yiğit'in sinirden çılgına dönmüş olduğunu gözlerinden görebiliyordum. ama bişey diyemedi. o'nun kontrolündeydik sonuçta.
hepimiz uzun masanın etrafına oturduk. masada 3 kişilik boşluk vardı.
ses: bir misafiriniz olacak. başlamadan önce onu bekleyeceğiz. sakın yerinizden kalkmayın.
uzaktan bir kızın ağlama sesleri gelmeye başladı. ayak sesleri duyduk. sonra odaya çok küçük bir kız girdi. bizi görünce utanmış gibi oldu. çok korkuyordu. gözleri ağlamaktan kızarmıştı. siyah uzun saçları vardı.
arif:sen ne aşağılık bi herifsin küçücük kız bu.
arif bağırınca kız korkmuş gibi oldu. hemen küçük kızı sakinleştirmeye çalıştım.
ben:şşş. adın ne senin? kaç yaşındasın?
kız ağlamaklı bir sesle: altı. boğazında düğüm varmışçasına yutkundu. ismim asu.
altı yaşındaki bi kıza nasıl bunu yaşatabilirler.
yiğit: bişey hatırlıyor musun?
kız hamite doğru baktı. ve dedi ki:
hamit abi çok kötü biri. -
17.
+6 -5sonra hamit garip bi ses çıkararak ağzıyla zütünü yer değiştirdi. elifi içine alarak şarap mahzenine indi. onu kurtarmalıydım. hamit tam kaçacakken ve züt geçidi kapanacakken bende atladım ve beni de içine aldı. artık elifle yan yanaydık. birkaç saat sonra farkettik ki bizi midesinden sindirim sisteminin en alt kademesine doğru indiriyodu. lakin ağzıyla zütü yer değiştirdiği için yukarıdan çıktık ve elife bakarak koş dedim. aydınlık bi yere geldik ve elifin şaşkın şaşkın bana baktığını farkettim. noluyor demeye kalmadan yannanımın olmadığını farkettim arkama baktığımda hamit benim yannanı kendininkine eklemiş üzerimize doğru geliyordu. gelirken de bi yandan gibişe hazırlanıyomuş gibi eklenmiş yannanı yalıyordu. elif bana dönüp "seni ilk gördüğümde korkudan mı bilmiyorum ama pantolonundan fırlayan haşmetli yannanına hasta olmuştum, ben hamite gidiyorum" dedi. ne yaptığının farkında değildi hamitin yannanının görünen tarafı dışardaydı yalnız görünmeyen haşmetli tarafı ağzının içindeydi ve elif bunu bilmiyordu. aralarında birkaç adım mesafe kala hamit yannanı ağzından çıkarıp elifi aliens filmindeki gibi zütünden sokup ağzından çıkardı yannanı. korkmuştum ama aklıma bir fikir gelmişti. odalardan birinde boy aynası vardı ve insanı büyük gösteriyordu. aynayı hamitin yeni model yannanına doğru yansıtıp kendimi boydan boya koskoca bir yannan olarak göstermeyi başardım. elif can çekişirken bile bu tarafa ulaşmaya çalışıyordu. ağzından fısıldayarak "double penetration, gangbang" kelimelerini okuyabiliyordum. aynı zamanda hamiti de korkutmayı başarmıştım
-
-
1.
0ağzıyla zütünü yer değiştirdi? AS:ÇDAÖSDm
-
2.
0Ulan aq safsadfsadffsad sonradan gördüm ismini bin dıbına koyim senin :ASD:ASD
-
1.
-
18.
+5 -1hamit: ben- ben bu kızı ilk defa görüyorum.
yiğit ayağa kalktı. kızı dışarı çıkarın dedi. kızı elif dışarı çıkardı. gel tanışalım ablacım dedi kapıyı kapattı.
yiğit hamite çok sert bir yumruk attı.
hamit: ben.. ben yemin ediyorum bu kızı tanımıyorum.
yiğit yalan söyleme huur çocuğu! diyerek bir yumruk daha attı. hamitin ağzı kan içinde kalmıştı. alpla arif yiğite engel olmaya çalıştı. ben yaptıklarına onay verircesine dışarı çıktım. elif küçük kızı kucağına almış, kulaklarını kapamıştı. küçük kız ağlıyordu.
içeriden sesler duyuyorduk. seni öldürürüm konuşmazsan. herşeyi anlatıcaksın.
hoparlörden ses gelmeye başladı:
herkes otursun masanın etrafına. asucum sen dahil.
8 kişi masanın etrafına oturduk. hamitin ağzı yüzü kan içindeydi.
ses:asucum ayağa kalkar mısın. masanın sol tarafındaki dolabı aç. bir kutu göreceksin. kutuyu masanın üzerine getir. hamitin önüne koy.
küçücük kız korkuyordu. ayağa kalkmadı onun yerine ağlamaya başladı.
ses: dila sen getir o zaman. hamitin önüne koy.
dila tedirgin bi şekilde bize baktı, sonra ayağa kalktı. kutuyu hamit'in önüne koydu.
ses: hamit kutuyu aç.
hamit kutuyu açtı. hepimiz korkuyla kutuya bakıyorduk.
kutuda bir silah vardı. -
19.
+7 -7dikkatli bakınca kutudakinin silah değil devasa bir dildo olduğunu farkettik. sesin bizden istediği ise üzerine yalan makinesi çipi entegre edilen dildoyu "küçük kız haricinde" geri kalan herkese tek tek sokmamızdı.
-
-
1.
0yapma lan huur 2. kez düştüm tuzağına vicdansız
-
2.
0Abnsgdndvdbdkxb dıbına kodum ya shxhdmbxmx
-
1.
-
20.
+1ilk başlarda biraz testere havası vardı ama sonradan iyice sardı. senaristler bunu değerlendirir bu panpamızda köşeyi döner