1. 1.
    -1
    Hatırlıyorum,bir geyiğin yavrusunun bir aslan tarafından avlanmasını hatırladığı gibi hatırlıyorum.

    Boynumun aşağısında, göğüs kafesimin sol tarafında hissettiğim o büyük ve tarif edilemez acıyı

    hatırlıyorum. Kalp denilen yerde, hiç acıtmadığı kadar acıtan bir şey hatırlıyorum.
    ···
  1. 2.
    -1
    Ne idi o? Hayal kırıklığı?

    Aldanmak? Kanmak? Üzülmek? Ne idi o… Bilmiyorum. Kim biliyor ki?

    inanırsın, istersin,güvenirsin, bağlanırsın,seversin. Ya sonra ?

    Geçer derler zamanla. Büyük klişe.. Klişe
    yetmezliğinden nefesim daralıyor adeta. Çıkmak istiyorum dışarı, bir deniz kenarına.
    ···
  2. 3.
    -1
    Kapamak gözlerimi ve
    açmak istiyorum hislerimi.

    Denizden gelen dalgaların her kıyıya vuruşuyla adeta kendime soruyorum
    korkulan, kaçılan soruları.

    Ama dalgaların ardı arkası kesilmiyor. Bir soru daha soruyorum kendime, sonra
    bir tane daha…

    Dalgalardan kaçmaya başlıyorum. Belki de sorularımdan kaçıyorum.
    ···
  3. 4.
    +1
    gazdır gaz
    ···
  4. 5.
    0
    kedidir kedi
    ···
  5. 6.
    -1
    Yürüyorum sonra yavaşça, kafamın içinde antik bir arenada bitmeksizin yankılanan sesler gibi sorular yankılanıyor.

    Bir bulut
    geliyor üstüme. Bir şimşek çakıyor gökyüzünde.

    Hayal kırıklıkları tanecikleriyle dolu acı bulutundan
    üstüme şarıl şarıl yağmur yağmaya başlıyor. Kaçıyorum yağmurdan, en azından çalışıyorum.

    Peki kaçtığım yağmur mu ? Yoksa yaşadığım hayal kırıklıkları mı?
    ···
  6. 7.
    -1
    Bir ağaç gördüm. Koştum altına belki kaçabilirim
    yağmurdan diye.

    Ağacın minik dallarına çarpıp üzerime düşen yağmur tanecikleri vardı. Bekledim
    yağmurun geçmesini, geçmiyordu.

    Daha da şiddetleniyordu bekledikçe.
    ···
  7. 8.
    -1
    Artık kaçmamalıydım.
    Çıktım yağmurun altına, günlerce susuz kalmış bir küçük çocuğun yağmuru kucaklarcasına kucakladım üzerime
    yağan hayal kırıklıklarını.
    ···
  8. 9.
    -1
    takipteyim
    ···
  9. 10.
    -1
    Ve durdum, açtım ellerimi, baktım gökyüzüne.

    Bir sürü bulut vardı, bir sürü insana
    yağıyordu.

    Ama sanki bana yağan yağmur daha şiddetliydi. Kabullendim. Ve dağıldı bulutlar, ani bir ses
    patlayınca kaçan güvercinler gibi.

    Aniden, hızlı bir şekilde.
    ···
  10. 11.
    -1
    Açıldı gökyüzü ve kayboldu karanlık ve
    korkutucu bulutlar, kayboldu gökleri ve yeri inleten şimşekler.

    Farkettim ki, dağılan şey bulutlar değil,
    yağması duran şey yağmur değildi, dağılan ve duran şey kaçtığım sorulardı.
    ···
  11. 12.
    -1
    Kaçmıyordum artık, yüzleşme
    cesaretini bulmuştum kendinde tıpkı kapana kısıldığında bir kurda göğüs gerebilen küçük bir ceylan
    yavrusu gibi.

    Kaçıcak yerim kalmamıştı. Kaçacak yerimiz kaldı mı ?
    ···
  12. 13.
    -1
    Hepimiz acılardan kaçarken aslında
    herşeyden kaçıyoruz, hatırlamamak için yaşadığımız acıları belki de hayatımızda büyük yer bulan şeylerden
    kaçıyoruz.

    -SON-

    NOT: konuşmak isteyen panpalarımla devam ettirebiliriz.
    ···
  13. 14.
    0
    up up up
    ···
  14. 15.
    0
    up ulannnn
    ···
  15. 16.
    +1
    güzel yazmışsın panpa
    ···
  16. 17.
    0
    @16 sağol panpa
    ···
  17. 18.
    +1
    Güzel yazıyorsun kardeşim beni tarif ediyor resmen her satırın helal olsun
    ···
  18. 19.
    0
    @18 birazcık rahatladıysan ne mutlu bana dostum
    ···