1. 1.
    +1
    "adam barcelona deniz kenarında mı dedi yaa ahaha.."

    mnakodumun yavşaa bu sözlerle rencide ediyodu beni gurubun içinde. herkes aynı şekilde güldü bana. ne var amk, bilmemek diil öğrenmemek ayıp. alayı züttü bunların, çok da skime takmadım gülüşlerini. ama irem de güldü ya aynı şekilde, işte orda yıkıldım. irem lan bu boru mu, iki yıldır aşık olduğum, irem ismini bana sevdiren kız. irem diye isim mi olur amk? irem ne lan?
    ···
  1. 2.
    +1
    zaten irem'in yüzü suyu hürmetine katlanıyodum lavuklara ve kevaşelere. yoksa çoktan basardım istifayı. patronum kötü biri değil, benim gibi bir tembele iyi bile dayanıyor. bir iş verir iki gün sonraya ister, ben haftasonuna yetiştirebilirsem aferin der. belki de beni yiyo zütveren, iki haftalık işi bi haftada yaptırıyo bana, kim bilir?
    ···
  2. 3.
    +1
    neyse konumuz bu diil. konumuz irem. iki o'yu bir araya getirip de nefes alamadığım ofis ortamında beni canlı tutan tek şey. eğer bir kez bile göz göze gelebilseydim belki de her şeyi dökülücektim, bu yüzden baş başa kalmaktan korktum hep. zaten etrafında dalyarak ekgib olmaz, herkes ya öğlen ya da akşam yemeğine davet eder. ben de bakarım mal gibi.
    ···
  3. 4.
    +1
    bi keresinde kahve makinasından kahve alırken gördüm onu, tekti. benim de kahve krizim tutmuştu, lanet olsun ki kahve içmeden güne başlamayamıyodum ve platonik aşkım irem de kahve makinasının başındaydı. hadi gitsene amk, diyodum kendime. bi dur be olm gidicem diye cevap verdim kendime. olm ne bekliyosun şimdi dikilicek itin teki yine kızın başına, dedim kendime. ya sktir git lan dedim kendime, bi rahat bırak beni. ne halin varsa gör dedim kendime. irem kahvesi dolunca aldı bardağını gitti, artık kahvemi alabilirdim. ayaklanmamla satınalma müdürünün beni odasına çağırması bir oldu: "kazmanova, gel bakalım"
    ···
  4. 5.
    +1
    zütoğlanı yine kimbilir neyçün fırcalıycak beni diye diye gittim odaya. 2013 yılının bütün satınalma raporlarını irem hanımla birlikte düzenle getir dedi. peki dedim, içimden allah diyordum. irem'le baş başa kalacaktım. ama ya pat diye her şeyi söylersem?
    ···
  5. 6.
    +1
    ama önce güne başlamam lazımdı. kahvemi aldım. irem'in yanına gittim. irem hanım dedim, evet hanım diyorum hala. bi tık bile ileri gidemedim muhabbette. taygun bey 2013 raporlarını hazırlamamızı istedi dedim. öfff tamam hadi başlayalım dedi. ayağa kalktı, laptobunu aldı, toplantı masasına oturduk. masaya oturur oturmaz inanılmaz kakam geldi. napıcaktım amk, irem'le ilk kez baş başa kalmışım, taktan bi mevzuyla bunu tak mu edicektim? ama öyle böyle diil, bunu düşünürken bile kaka dayandı züte. ben hemen geliyorum irem hanım dedim.
    ···
  6. 7.
    +1
    ofiste en pis muhabbetlerin döndüğü, en acaip dedikoduların kaynadığı o tuvalete girdim. tünedim kabine çatır çutur sıçmaya başladım. ishal olmuşum çok fena sıçıyorum yalnız bildiğin şırıl şırıl gidiyo. sifonu çekmem de fayda etmiyo, klozet doldu taşıcak nerdeyse. ayaklarımla oturulan yere bastım yükselmek için, alafrangayı alaturka hale getirdim kendimce ve o halde sıçmaya devam ediyorum. ama durmak yok, hayrat gibi akıyor. derken klozet taşmaya başladı. tam o anda ofisin dedikoducu yavşakları tuvalete girdi, yok efendim patron hülya hanımı gibiyomuş, yok pazarlama müdürü muallakymiş falan filan derken benim taklar kabinden dışarı sızmaya başladı.
    ···
  7. 8.
    +1
    ipneler sesli gülmeye başladı. artık yolun sonuna gelmiştim. bunlar kim olduğunu görmeden gibsen çıkmicaktı, ben de eninde sonunda bu kabinden çıkıcaktım, ve dallamalar herkese bundan bahsedicekti. aklıma cinyıs bir plan geldi ve telefonla konuşuyomuş gibi yapıp kendi kendime "alo, evet.. yok olm alma, ben satınalma müdürüyüm, satın al-ma! anladın? ehğheğhğhe" dedim. sesimi de tok bir ses yaptım tabii, aynı bizim müdür. bunların gülüşleri kesildi tabii hemen. ama benim sıçmam kesilmedi. artık kabini geçtim tuvaletin dışına taşmak üzereydi taklar, ofise doğru yol alacaktı. bir cinyıs plan daha yapmalıydım.
    ···
  8. 9.
    +1
    kafamı kaldırmamla havalandırma boşluğunu görmem bir oldu. klişe bir fikir olsa da işe yarıycaktı. tuvalet kağıdı rulosunu tamamen söktüm ve zütüme tıkadım pantolonumu çektim. havalandırma kapağını açtım ve yukarı doğru zıpladım, kapağı geri kapadım. ipneler sessizce beklemeye devam ediyodu.
    ···
  9. 10.
    +1
    havalandırma boşluğu biraz dardı ama en azından içinde hareket edebiliyordum. arkamı dönmemle şok oldum. irem de havalandırmadaydı. evet evet, irem. iki yıldır aşık olduğum kız. birbirimizle ilk kez böylesine göz göze gelmiştik. kalbim yerinden fırlıycak gibiydi. irem hanım napıyosunuz, dedim. sen niçin burdaysan ben de o yüzden burdayım şapşal, dedi. meğer kahve makinasındaki kahve bozukmuş, ikimiz de içince midemizi bozmuşuz ve aynı şekilde ishal olmuşuz. o da kızlar tuvaletindeki dedikoducu karılar yüzünden korkup havalandırmaya saklanmış. kaderin işi olarak da buluşmuştuk. artık nolucaksa olsun diyip cesaretimi topladım. irem dedim, sana bişi itiraf edicem.
    ···
  10. 11.
    +1
    irem ne söyliyceğimi tahmin etmişçesine devirdi gözlerini. dur dedim, iki yıldır bu anı bekliyordum. beni bir dinle. bunların hepsini baban planladı, beni iki yıl önce bu şirkette işe aldırdı. senin kendi şirketinde çalışmanı istiyordu. bana seni burdan soğutma görevini vermişti. ama seni görür görmez naptıysam sana yaklaşamadım bile, heyecanlandım hep. babanı oyaladım durdum ha bugün ha yarın diye diye. en sonunda senin yapıcağın işi gibiim dedi ve paramı kesti, ben de bugün bu işi bitireceğimi söyledim babana. kahve makinasının içindeki kahveye müsil koydum seni rezil etmek için. ama gönlüm el vermediği için ben de içtim bilerek. ve sonunda burdayız işte. beni affet.
    ···
  11. 12.
    +1
    o zaman... müsili biraz fazla koymuşsun gerizekalı! dedi. ve arkasındaki diğer ofis elemanlarını gösterdi. nerdeyse ofisin tamamı kahveden içmiş ve havalandırmaya saklanmıştı. ama hiç birisi beni arkamdan gelen kişi kadar şaşırtmamıştı. senin yapıcağın işi gibiyim diye bir ses duydum arkamda, bir baktım ki ne göreyim, irem'in babası da havalandırmada. meğer bugün şirkete irem'le konuşmaya gelmiş, beklerken kahve içmişti. havalandırmanın içinde yirmi kişiydik nerdeyse, tam sayamadım. herkesin zütünde tıpa vardı ve ortam öyle gergindi ki, birisi ha dese herkes sıçmaya başlıycaktı.
    ···
  12. 13.
    +1
    irem'in babasının kalbi bu gerginliğe dayanamadı ve oracıkta kalp krizi geçirip gözlerini yumdu. babaaaa! diye bağıran irem ilk kurşunu atan kişi oldu ve çeşme gibi sıçmaya başladı. yoo hayıır derken herkes sırayla zütünün iplerini saldı ve avm havuzlarından daha coşkulu bir fıskiye şov başladı. tam arada kalmıştım, kimsenin zütü bana dönük değildi ve bu şansla havalandırmadan kaçmayı başardım. aşağı atlar atlamaz kapağı yeniden taktım ve herkesi oraya kilitledim. kızlar tuvaletine koşup öbür tarafı da kilitledim. hepsini sorunlarıyla baş başa bırakmıştım, doğrusu buydu ve sanırım hala ordalar. ölü bir şekilde.
    ···
  13. 14.
    0
    beni okuduğunuz için teşekkürler. yeni öykümle birzdan karşınızda olacağım.
    ···