1. 4.
    0
    Olum harika lan ben böyle ebedî bir gibiş hikayesi görmedim. 7le4f grubundan geliyorum herkese selam. Buralar değerlenir. Hortlatalım biraz... Yaaaaa horrrtttt..
    ···
  2. 3.
    0
    amk çok iyidir lan bu

    özet filan yok amk ara ara oku
    ···
  3. 2.
    0
    özet geç amk gece gece kim okuycak bu kadar şeyi
    ···
  4. 1.
    0
    ohaaa amk nasıl açılmaz lan bu başlık fettah destanı olarak da bilinir neyse o zaman:

    bir dilberce kız idim 14 -15 yaşında,
    otururduk her yıl bir köşkte bağlarbaşında,
    cennet gibi bir bahçe havuzda balıkları,
    güller kucaklarda, leylak şakayıkları,
    bana sonsuz zevk veren an sevdiğim eğlence,
    baygın gül kokuları neşe saçar günlerce,
    çok severdim küçükken çiçeği, kelebeği,
    elimde oynadığım o güzel taş bebeği.

    bir emektar ahçımız vardı, fettah adında,
    bana helva yapardı şekerleme tadında.
    kah dizinde sallanır mışıl, mışıl uyurdum.
    kah bir masal söyler oyalanır dururdum.
    alışmıştım yılladır bu ahenkli gidişe,
    fettah beni görmezse bakamazdı bir işe.

    seneleri arkamda bırakıp gidiyorum,
    hergün spor yapıyor, uzun yol yürüyordum.
    gürbüz bir kız olmuştum, güzelliğim eşsizdi,
    yıllar, çocuk yüzüme manalı hatlar çizdi.
    saçlarım sarışındı, gözlerim deniz rengi,
    hala memelerimin bulunmuyordu dengi.
    kaşlarım keman gibi, kirpiklerim uzundu.
    mermer sütunlar gibi bacaklarım mevzundu.
    çenem çukur hem düzgün, gamzeli yanaklarım,
    dişlerim inci gibi, kirazdı dudaklarım.
    gözümün bebekleri fırıl, gırıl oynardı.
    değişen bakışlarım alev, alev yanardı.
    fırlıyordu göğsümden diklenen memelerim,
    çınlatırdı bahçeyi tatlı şen gülüşlerim.
    kalçalarım dolgundu dar gelirdi kilotum,
    tüylü kayısı gibiydi, önümde küçük kutum.
    kısa keten çoraplar sıkardı baldırımı,
    yürürken topuklarım sökerdi kaldırımı.

    artık kovalamazdım renkli kelebekleri,
    bir acayip his ile arardım erkekleri.
    uykularım dolardı karışık rüya ile,
    saatlerim geçerdi rüyayı hülya ile,
    anlamazdım rüyada gördüğümün çoğunu,
    hülya eder dururdum komşunun çocuğunu,
    bu arzuyla giderdim bahçenin duvarına,
    otururdum fettah'ın o sıcak kucağına.
    bilmem ne var içimde biraz gıcıklanırdım,
    birazda fettah'ın eliyle mıncıklanırdım.
    bir gün yine dizinde mınıcıklanırken onun,
    sertçe bir şey dokundu içinde pantolonun.
    bu nedir ? fettah dedim, altımda kımıldayan,
    kalçamın ortasında sertçe uzanıp kalan.
    korkma hanımcığım çüktür uyandı,
    hayır dedim inanmam bu nasıl çüktür,
    benim bildiğim çükler parmak kadar küçüktür.
    fettah mutlaka bu çükü göreceğim,
    bilirsin meraklıyım, görmezsem öleceğim.

    fettah beni okşadı, çözdü önünü açtı,
    o anda gördüğüm armut gibi bir baştı.
    çıktı sonar kalınca pembe renkli bir gövde,
    işte yavrum çük budur inan artık bir görde,
    bu bir etten yapılmış marifetli kamıştır,
    bak bulunduğu yere nasıl yapışmıştır.
    dibindeki torbadan su yürürse kamışa,
    büyür, sertleşir, uzar sonra girer apışa.
    çok büyürse gib denir artık onun adına.
    en büyüğü yaraktır doyum olmaz tadına,
    dünyaların zevkinden daha heyacan verir.
    bu bayıltıcı zevkin adı gibiştir.
    bunu başaranlar için bilsen ne mutlu bir iştir.

    hem dinlerdim fettah'ı hem gibini okşardım,
    ne sertti, ne yumuşak, ne tuhaftı şaşardım.

    çekti birden bir ara fettah beni kendine,
    bir elini uzattı kutumun deliğine,
    sağ eli hafif, hafif okşuyordu budumu,
    sol eliyle ustaca kavramıştı kutumu.
    dudakları enseme değdikçe yanıyordu,
    avucumdaki gibin suları akıyordu.
    bir yandan küçük kutum şişerken avucunda,
    geziyordu bir eli memelerimin ucunda.
    sinrlerim gerilmiş kalbim aşkla dolmuştu,
    avucumdaki gibin başı mosmor olmuştu.

    alttan üstten oynarken parmakları elinin,
    sıvazladı başını elimdeki gibinin.
    fettah dedi hanımım daha ger belini,
    gösteriyim bak sana gibimin hünerini.
    göbeğimin altından hemen soktu uzattı,
    bu küçük bir çük değil hakiki bir yaraktı.
    ah bilseniz ne tatlı bır zevk doğdu içime,
    nasıl tarif edeyim gelmezki biçimine.

    fettah memelerimi hafif, hafif geveliyordu,
    titrek kısık bir sesle dur geliyor diyordu.
    kim gelirse gelsin ben bu zevkten ayrılmam,
    ne helvada, ne balda ben bu zevki bulamam.
    fettah böyle inlerken güzelim gib hıçkırdı,
    yuvarlakça başından sıcak süt fışkırdı.
    berbat etti kutumu bir salep akmış gibi,
    islanan bacaklarım yapış, yapış olmuştu.
    fettah bana anlattı gib ağzında bir amın,
    oynarken fışkıran beli imiş adamın.
    bunda imiş gibişin bayıltıcı lezzeti,
    bal gelmezse bitmezmiş tatlı hırsın şiddeti.

    kadınların beli zevk sonunda gelirmiş,
    fakat onun gelişi fışkırıcı değilmiş.
    fettah'ın geldi beli bütün arzusu dindi
    şahlanan şehvetimi kim susturacak şimdi ?
    aman fettah benimde belimi getir dedim.,
    yarı kalan zevkimi sonuna erdir dedim.
    fettah dayanamadı yanıp yalvarışıma,
    biraz da şaşırdı bu işten yakarışıma,
    yavru dedi bilmezsin bu zevklerin adına
    denir kızlara mahsus gib malamı badana.

    çimenlerin üstüne sırt üstü yattı.
    çekti bine kolumdan, zekti üstüne attı.
    sallanıp duduyorduk üst üste tersine
    tombul bacaklarımın arasındaydı başı,
    yüzüme damlıyordu gibinden akan yaşı.
    yalıyordu diliyle yuvamın ortasını
    bu da başka bir zevkmiş bulmuştum ustasını.
    hırçın yine şahlandı dokundu ağzıma gib
    emiyordum başından o da olmuştu dim dik.
    öyle bir geldiki şuurum kaçyordu
    damağımda ateşten çiçekler açıyordu.
    kah nefesim göğsümde kuruyup tıkanıyordu,
    kah gözlerim içinde bulutlar yıkanıyordu.
    aman bittim bayıldım derken belim gelmişti,
    bu işin verdiği zevk taağ canıma değmişti.
    fettah dedim bu zevkten bir anbeni ayyyırma,
    dilinden aldığım tad gibinde yok darılma.
    güldü fettah bunun adı minnettir,
    şehvetin cilvesidir bulunmaz bir nimettir.
    fakat gibin lezzeti elle dille ölçülmez
    onun adı şöhreti bu ölçüyle küçülmez.
    sabret bir kaç yıl daha artsın yaşın şöylece
    gibi iyi yalarsın gelin olduğun gece.
    yuvanın ta dibine girer gibi kocanın,
    gibin başı girerken amcığın biraz acır,
    sonra girer gerisi gıcır, gıcır.
    ilk sokuşta dokunur lastik bir boynuz gibi,
    sonra yenir yutulur olgunca bir muz gibi.

    ayrılırsın kızlıktan geçersin kadınlığa,
    gib genişler uzarsa yarak denir adına.
    çok kıymetli matahtır doyum olmaz tadına.
    öğrenmek istiyorum bilmemki merakımdır,
    fettah'ınki acaba gibmidir ? yarakmıdır ?
    sordum dedi: fettah'ın sana doğru sözüdür,
    az bulunur senimki tam bir yarak özüdür.

    öğle ise yıllardır bekleyemem kocayı
    deyip hemen sarıldım fettah'ın yarağına
    verdim dudağımı ateşli dudağına.
    yapma velinimetim bozulacak kızlığın
    çok ağırdır günahı böyle bir hırsızlığın.
    hem hanımım gibim, am içinde yalpalar
    körpeciksin, yarağım belki seni hırpalar.
    bu sözlerle zavallı yalvarırken inledi
    ne ben işitiyordum ne de yarak dinledi.
    dimdik oldu elimde sankim kemikleşti
    üstümde parmaklarım sanki kilitlenmişti.
    dedim gitsin kızlığım fettah'ın bir suçuyla
    kadın olmak isterim bu yarağın ucuyla.
    madem öğrettin bana badanayı, minneti,
    haydi göster şimdi de gibteki kerameti.

    kulağıma fısıldadı dayanamadı fettah
    acemi öğretene allah yazmasın günah
    hemen taşkın şehvetle üzerime abandı
    çelik gibi yarağı amcığıma dayandı.
    yavaş, yavaş sürterek yapıyordu badana,
    nasip etsin hak bunu kız oğlan kız olana.(amin)
    kudururken bu zevkle damarımdaki kanım,
    yandı bir acı ile aman allahım ! amım.

    ateş gibi bir acı sardı içimi bütün
    meğer girmiş amıma yarak birden büsbütün.

    çekti çıkardı fettah bir daha soktu onu
    akan kanla görüldü işte sabırsızlığım
    bir yarağın tadına can vermişti kızlığım.

    kaybolunca bu acı dedim fettah'ım aman
    çıkarma içinden hep işlet oynat, sok, dayan,
    bilmem neydi yediğim balmı yoksa kaymakmı ?
    yoksa her ikisinden yoğrulmuş bir yarak mı ?

    hep karıştı hislerim gözlerim baygınlaştı
    yaraktan aldığım tad her yanımı dolaştı.
    sinirleri gevşerken yanıyor damarlarım
    engin şehvet ufkunu yalıyor nazarlarım.

    damağımda uçardı mavi yeşil bir gölge
    düşer gibi duyardım bir inilti yürekte
    ah! bittim, öldüm billah ne tatlı bu gib fettah
    bas çalkala, çıkarma, işlet oynat, durma ak.
    bayıltıcı lezzettin kasayla içişinde
    pek şiddetli gelmişti beli ikimizinde.
    helal olsun kızlığım fettah'ın yarağına,
    hak etmişsem razıyım babamın dayağına.
    Tümünü Göster
    ···