1. 1.
    +2
    Selam beyler, size hayatımın en büyük olayını anlatmak istiyorum. belki biraz içiniz burulacak. kimi zaman sıkılacaksınız ama dinlemenizi tavsiye ederim, belki benim hayatımın en büyük olayı, hayatımda her şeyi değiştiren şey, size de küçücük bir şey katar.

    el edin ufaktan başlayalım
    ···
  2. 2.
    0
    bu sefer belki aranızda ağlayanlar, belki de "gibtir git lan" diyenler olacak ama inanın içten bir şekilde anlatacağım her şeyi
    ···
  3. 3.
    0
    insan bu tarz şeyleri yüzyüze anlatmakat çok zorlanır ama siz kardeşlerime anlatmak kolay olacak
    ···
  4. 4.
    0
    1983 yılında istanbul’da doğdum. 4 kişilik bi ailenin küçük çocuğuyum. bir de abim var. babam memurdu bi devlet dairesinde. anlatacağım olaylar başladığında aile 4 kişi beraber kalıyorduk. abim de muhasebeciydi, iyi bi yerde çalışıyordu. bir de dükkan açmıştı abim, annem orada duruyordu. 3 kişisi çalışan bi ailede liseye 3e giden çocuktum. bundan 10 sene öncesiydi kısacası.
    ···
  5. 5.
    +1
    3 gelirli bi aile orta şekerli yaşayabilecek bir ailedir. kafamız rahattı, babam evin yemek masasına oturup hesap yapmazdı, türk filmlerindeki orta direk aileler gibi. zaten yapılacaksa da abim yapardı, evin bütün ekonomik durumuyla o ilgileniyordu. eve alış veriş yapılırken de o oluyordu hep kesin. resmen abi-erkil bi aileydik, abime herkesin saygısı çok büyüktü evde... böyle bir evde küçük kardeş olmak biraz ızdırap verici tahmin edersiniz ki.
    ···
  6. 6.
    0
    abime toz kondurulmazdı evde, ben de evin ergeni olarak her gerginlikte fırçayı yiyen olurdum. çok koymazdı açıkçası. bu sürekli böyle olduğu için artık koymuyordu bana, nasır tutmuş gibiydim. hani şu anda da söyleyebiliyorum ki ebeveynlerim onu daha çok seviyordu, ergence bi coşuş değildi bu düşüncem. ama bu düşünce abimi sevmemi hiç engellemedi. evin sinirli ergeni olarak gezmeye devam ettim sürekli.
    ···
  7. 7.
    +1
    üniversiteyi kazandım istanbul’da yine ailemle birlikte yaşıyordum, bu sıralar abim alman bi kadınla evlilik yapıp almanya’ya gitti. çirkin, itici bir kadındı yenge ama abim buralarda yaşamak istemiyordu anladığım kadarıyla daha fazla.
    ···
  8. 8.
    +1
    üniversite yıllarım hareketli, güzel geçti. bi çok sevgilim oldu, hepsini hayatımın aşkı sandım. hepsiyle ayrılırken çok üzüldüm, bir daha sevmem zannettim. çok duygusaldım ya da öyle dedikleri için öyle zannediyordum, çok da bilemedim. devam etmeyecek beraberlikleri sürdürmeye çalışıyordum, hiç ben ayrılmadım hep benden ayrıldılar. çok bencil olduğum söylerlerdi, ne yaparsam sevgililerim için yapardım; çok sinirli olduğumu söylerlerdi, o çabuk parlayan ergen sinirim hiç geçmemişti. hiç bir şeyden eğlenmediğimi söylerlerdi, ben çok huzurluydum ve huzurlu olmak istiyordum sadece. ruhum yaşlıydı belki de biraz.
    ···
  9. 9.
    0
    eyvallah beyler, arada uplayın da "düşmeyelim yiğenim"
    ···
  10. 10.
    0
    son seneye gelmiştik artık. okul bitecekti. yakın arkadaşımla iyice sallamaya başlamıştık son sene okulu, vize final zamanları dışında. okulun bitmesine de 3 ay kalmıştı. taksimde dorock yeni açılmıştı. caravandan sonra ilaç gibi geldiğinden çıkmıyorduk oradan. gitar çalıyordum bir grupta, çalarak sabahlamalar, sabahın körü okula gidip akşamdan kaldığını belli ederek prim yapmalar dönemiydi. küçük konserler veriyorduk, tek tatmin olan da biz oluyorduk. özgüven tavan yapmıştı, oturduğum masada hep insanlar oluyordu, “yakışıklıydım” da. uzun saçlarım, keçi sakalım uyuz tipin tekiydim esasında. o halim gelse şimdi karşıma dalarım tekme tokat. aynı döneme rastladı kantinde onu görmem.
    ···
  11. 11.
    0
    hiç takıldığım kızlara benzemiyordu. güzeldi hatta bence çok güzeldi ama abaza olmayan(nereden bulacaksan) 10 erkeğe sorsan “nasıl kız” diye, “normal “derlerdi muhtemelen. “abi hatun dediğin şöyle olacak... ” monologlarımın tamamen dışındaydı. normal bir kızdı desem tam karşılanmalı aslında kafanızda. bir havası vardı anlatamıyorum. özgüvenime aşık onca dilbere haksızlık ediyordu resmen filiz.
    ···
  12. 12.
    0
    rahatlıkla tonla insanla tanıştım ama 3-4 gün boyunca kestikten sonra kızın yanına giderken mideme ağrılar giriyordu, sırf o yöne yürüdüğüm, yolumu çevirmek saçma geldiği için üzerine üzerine yürüyordum. kitap okuduğu için kafasını da kaldırmamıştı henüz, ilgisini çekecek mesafe sınırı azalmıştı. masanın yanına dikildim artık işi dilime bırakmak kalmıştı “merhaba” dedim kafasını kaldırırken. “merhaba” dedi, hafif gülerek “bişey mi vardı?” bakışı attı. bu tatlılığı beni rahatlatmıştı. rahatsız etmediğimin onayını aldıktan sonra sohbete başladık.
    ···
  13. 13.
    0
    @36 sabrının dıbına goiim senin
    ···
  14. 14.
    0
    çabuk kaynaştık, nazlı, uyuz bir tavır hiç sergilemedi. tanışmamızın üzerinden 4 gün geçtikten sonra okulun etrafındaki kafelerden arkadaşlarım, filiz ve ben vakit geçirdik. o kafelere ikimiz gitmeye başladık bir süre sonra ve nihayetinde duygusal bir fon müziği eşliğinde dudaklarımız birbirine değdi. efsaneydi benim için.
    ···
  15. 15.
    0
    çok sohbet ettik çok şey paylaştık sonrasında. çok olgundu filiz, kocaman kadındı. daha 2. sınıfa gidiyordu, yanında çok uçarı, çok çocuk kalıyordum. onunla büyüdüm resmen. ona yetişmeye çalıştım hep olgunlukta ama hiç onun kadar olgun olamadım.
    ···
  16. 16.
    0
    benim okulum bitti, filiz’in telkinleriyle bi işe yaramayan müziği bıraktım, bir işe girdim. barlarda sürtmemeye başladım. hep en doğrusunu söyler gibi söylüyordu ve galiba bu yüzden her söylediği doğru geliyordu. karşı çıksam ayıplanıyor gibi hissediyordum, utanıyordum. ona göre yaşamaya başlamıştım her şeyimle. saçlaımı kestirmemi hiç istemedi, muhtemelen öyle sevdiği için. bilemiyorum.
    ···
  17. 17.
    0
    okuyanlar bi el edin, ona göre devam edelim. biz de efor harcioz burda hadi güzel kardeşlerim
    ···
  18. 18.
    +1
    okulunu bitirir bitirmez bir iş buldu o da. hızlıca evlendik çok fazla etkinliğe gerek yoktu. nikah yaptık, nikah sorası nikah dairesinin dışında dikildik, para taktılar, tatile gittik. her şey garipti. daha 24 yaşındaydım ama evliydim. “ne evlenicem abi yeaa” diye ağızlar yapan ben bir kadının çektiği ipi boynumda taşıyordum adeta.
    ···
  19. 19.
    +1
    bunları söylediğime hiç bakmayın, o dönemlerde gayet memnundum bu durumdan. zaten hiç bir şeyin hesabını yapmıyordum halen. halen evin küçük çocuğu bendim, o abimdi. zayıf karakterim her dediğine “evet” derken bir nevi sorumluluktan kaçıyordu halen. bütün parasal hesapları o yapıyordu, çemkirmekten geri kalmıyordu ama. her şeyi düşünmek zorunda değildi, benim de bir şeylerin ucundan tutuyor olmam lazımdı, yere çöp düşse, görsem onu kaldırmıyordum, o hep “bunu benden başkası kaldırmayacak” diyerek davranıyordu... bunların hepsi onun ağzından çıkıyordu ve doğruydu esasında.
    ···
  20. 20.
    +1
    bu süre zarfında abimle konuşuyor, sorunlarımı hep paylaşıyordum. filiz ne diyorsa o da onları söylüyordu aslında. “sen erkeksin, güçlü olman, çekip çevirmen lazım” diyordu. hoş bir kulağımdan giriyor, diğerinden çıkıyordu, evde hiç bir şey değişmemişti. aynı tas aynı hamam.
    ···