-
7.
+4O yaz Yağmur bana mesajlarla çok yürümeye çalıştı ama önünü hep kestim. Çünkü tek dostumun eski sevgilisiydi ve benim de kız kankamdı. Hal böyle olunca bir süre sonra buna yazmayı da bıraktım. Belki zorlamasaydım akışına bıraksaydım hayatımda ilk defa sevgilim olacaktı. Bu 2. Kayıp
Anlatmasını en sevdiğim kısma geldik dershane anılarım.
Final dershanesinin okuluma 15 dakika yürüme mesafesinde olan bir şubesine gitmeye başladım. 12. Sınıf olduğumuz için dershane bize 1 ay erken başlamıştı. 22 veya 23 Ağustostu. Ama yanlış hatırlamıyorsam Salı günüydü.
Sınıfa girdiğimde üzerimde bir yazı boşa harcadım ne tak yiyeceğim burada temalı bir huzursuzluk vardı. Ha bu arada 1 hafta öncesinden de düzey belirleme sınavı yapmışlardı ve ben en iyi 2. Sınıfa düşmüştüm.
Zaten hayatımda hiçbir zaman dersler açısından sıkıntı yaşamadım. Evde sadece verilen ödevi yapardım ama dersi hocadan dinlerdim. Herkes başka şeylerle meşgulken ben hocayı dinlemeye çalışırdım. Tabi 11. Sınıf Biyoloji dersini Dolaşım Sisteminden sonra hiç dinlemedim ve orası hala boş :D
Sınıfa girdim ve oturacak bir yeri gözüme kestirmeye çalışıyordum. Ama sıkıntı şuydu sadece 3 sandalye boştu. 1 tanesi kapalı bir kızın yanında kapının girişinde. 1 tanesi yine aynı sırada en arkada toraman bir arkadaşın yanında. Bir diğeri ise kapalı kızın oturduğu hizada en ön hocanın önündeydi.
Size o an beynimden geçenleri hızlıca söyleyim. Kızın yanına oturursam rahatsız olabilir. Toramanın yanına oturursam beni yiyebilir. En iyisi diğer yere oturayım.
Zaten oturduğum yer de önceden satranç kursundan tanıştığım Yasin'in yanıydı. Ama hiç tanımıyormuş gibi davranmayı seçtim. Çünkü kimsenin benim geçmişimi bilmesine gerek yoktu. Zaten o da beni çıkaramadı. Buna sevindim.
Hoca geldi kendimizi tanıttık falan derkeeeen. Kapı çaldı ve içeriye kel rehberlik hocası girdi. "Hocam bu arkadaş sınava girmemişte sayısı az olan tek sınıf burası. Bu günlük burada dursun sonra yerini değiştiririz." dedi. -
6.
+2Devam reis
-
-
1.
+1Bu gece yazabildiğimi yazacağım ama yarın her hafta içi olduğu gibi erken kalkmam lazım.
-
1.
-
5.
+4Senenin sonunda Aybikeye onu sevdiğimi söylemek için tüm cesaretimi toplamıştım ama o kadar cesaret bile yetmedi. Sene sonunu seçmek istememin sebebi de 12. Sınıfta temel liseye geçecekti kendisi. Reddedilirsem en azından onu görmemiş olurum diye düşündüm. Ama olmadı. Onunla hala da arkadaşız iyi ki o gün öyle bir hata yapmamışım diyorum.
Yaz tatilinde Furkanla pek sohbet etme fırsatımız olmadı o Konya da ben Ankarada olunca buluşamıyorduk da. Zaten genelde bizim ilişkimiz sanal alem yerine yüz yüzeydi. Yani whatsapptan falan konuşmak bize göre değildi.
Bende o sıralar sürekli Lol oynuyordum. Gecem gündüzüme girmiş bir haldeydi. Ağustosta hayatımda ilk defa dershaneye gidecektim. Ama önümde 2 ay vardı.
Bu iki ay da sabah 10 da yatıp 18-20 arası uyanıyordum. Uyanır uyanmaz Yağmurun mesajlarına cevap verip bir şeyler atıştırıp mahalledeki arkadaşlarımla buluşuyordum. Çağrı ve Şahinle gece 1, 2 gibi ayrılıp eve girip bilgisayara geçiyordum. Gece Lol daha zevkli oluyor. En azından veledler azalıyordu. 9 a 10 a kadar Lol ve tekrarı da yine aynı. -
4.
+6Bu arada bizim grupta işler bozulmaya başlamıştı. Yağmur ve Furkan sevgiliydi ve ayrıldılar. Ama ikisi de medeni insanlar olduğu için arkadaş kalmaya devam ettiler en azından grup için bunu yaptılar. Furkan ve Dilan benim arkamda oturuyordu, Yağmur sıra arkadaşım, Aybike ve Beyza ise solumuzda oturuyorlardı. Şimdi benim tek dostum Furkan ama Yağmur da sıra arkadaşım. Bu yüzden ikisiyle de iyi geçiniyordum. Allah razı olsun ikisi de beni anladıkları için seçim yapmaya zorlamadılar.
Yağmur, Furkandan ayrıldıktan sonra bi yalnızlığa düştü ve bunu sürekli benimle paylaşıyordu. Okul çıkışı eve giderdim biraz oyun oynardım akşama da Yağmurla sohbet ederdik. Bir süre sonra Yağmurun bana karşı tavırlarında değişiklik sezmeye başladım. Ama bir sıkıntı vardı. Ben onu sadece "kız kanka" olarak görüyordum ve öyle kalmasını istiyordum. Bu arada tabiki Aybikeden hoşlanıyordum.
Yağmura bu yüzden biraz soğuk yapmaya başladım. Bu biraz olsun onu frenlemeye yetti. Buna çok sevindim. Çünkü o benim kankam olarak daha iyi bir insan. Ve de onun bir ilişkide neye dönüştüğünü biliyordum. Bu yüzden öyle bir şey istemiyordum. -
3.
+1 -1Uzun yazı tutmaz
-
-
1.
+1Tutmasın be kanka mühim olan benim buraya içimi dökmem
-
1.
-
2.
+2Rez panpa ama kisa kisa yaz
-
-
1.
+1Tamam panpa biraz kaptırmışım da
-
1.
-
1.
+14(bkz: kaybetmeye mahkum muyuz-2) Devdıbını okumak isteyenler içinTümünü Göster
Öncellikle burada anlatacaklarımın çok büyük bir çoğunluğu kendi hayatımdan çok az bir kısmı da hikayenin gidişatını bozmamak için uydurma olacaktır ve hikayeyi telefondan yazacağım için yavaşlığımdan dolayı şimdiden özür dilerim. Bunu göz önünde bulundurarak hikayeyi okursanız minnettar kalırım.
Size büyük kayıplarımı anlatmadan önce biraz başlangıcı anlatayım.
11. Sınıfa kadar olan kısımda hayatım çok gibko bir şekilde geçti. Tam bir kaybetmeye mahkum birisiydim ve bundan dolayı kaybetmek benim için sıradandı.
Bir kızdan mı hoşlanıyorum? Hemen başkası kapıyor kızı. Ama üzülüyor muyum? Hayır. Sadece kendime kızıyordum çekingen ve utangaç olduğum için.
Neyse 11. sınıfta Furkan diye bir arkadaşım oldu. Kendisi okulumuzda yatılı okuyordu. Yurtlu olmanın avantajı olarakta çok fazla dostu vardı. Oysa benim ondan başka samimi arkadaşım yoktu. O da bunun için benim elimden tutup üzerimdeki ölü toprağı atmama yardımcı oldu.
Bizim 6 kişilik bir arkadaş grubumuz vardı. Aybüke, Beyza, Dilan, Furkan, Yağmur ve ben. Yanlarında özgürce konuşabildiğim tek insanlar oldukları için hepsinin benim gözümde yeri ayrıdır. Neyse buraları hızlı geçelim.
Bizim grupta sevgilisi olmayan sadece iki kişi kalmıştı. Aybikenin (böyle denmesinden nefret etmesine rağmen hep böyle seslenirdim :D) ve tabiki tahmin edeceğiniz üzere loser damgasından kurtulmaya çalışan ama başarılı olamayan ben. Grupta artık herkesin tek hedefi bizi baş göz etmekti. Oysa ikimizde birbirimize karşı bir şey hissetmiyorduk. Bu yüzden bu sohbetler bizi sıkmaya başladı.
Bu arada Aybüke de güzel kızdır haa. O zamanlar 1.65 boyunda, hafif esmer, düz saçlı, çok az balık etliydi ama üzerinde hiç sırıtmıyor aksine yakışıyordu. Bu arada bir kase vardı at koştursan yanına otel dikecek alan kalırdı.
Neyse gel zaman git zaman herkesin Aybike ile çıkmalısınız baskıları beynimde "Lan olur mu acaba?" sorusunun belirmesine sebep olmaya başlamıştı. Kendimi frenlemeye çalışsam da alıcı gözüyle bakınca Aybike bana göre çok güzel bir kızdı. Bu arada hikayeyi anlatan keko o zamanlar 1.67, vücudu sıska ama göbekli (tabiki kimse göbeğimi bilmiyordu) esmer, düz saçlı kara kuru bir şeydi.
Şimdi sokaktan bir keko çevirip bakın ve yanına güzelliği ortalamanın bir tık üstü olan bir kız koyun. Kız çocuğa fazla gelir değil mi? Bende öyle düşünüyordum. Ama beynime giren sorular kalbime işlemeye başladı. Kalbimi ele geçirmeye başlayan duygularıma engel olamadım ve en sonunda ondan hoşlandığımı kendime söyledim.
Ben bu sefer platonik takılmaya başladım. Sırf kız ile yolculuk yapabilmek için okuldan eve aktarmaya gidiyordum. Ama bana koymuyordu. Neyse ben bu kıza açılamadım. Ve şuan sevgilisi var ama çok açılmak istemiştim. Bu 1. kayıp
başlık yok! burası bom boş!