-
107.
+2Bir arkadaşımı kaybetmiştim. Çünkü kendisi benden hoşlanıyordu ve ben onu sadece arkadaş olarak görüyordum. Arkadaş olarak kalsaydık daha fazla üzüleceği için burada arkadaşlığımızı bitirme kararı aldım.
Bu hareketim yüzünden Bade'ye mi benzedim lan ben? Yok lan ona ben gidip söylemiştim ve biliyordu. Ama Yağmur bana söylememişti dimi? O zaman sorun yoktu dimi? Ama onun beni sevdiğini biliyordum. Hem de birkaç haftalık bir şey değildi. Yazın başından beri...
Ben... Ben bir hayali katlettim. Ben bana yapılanın aynısını bir seri katil gibi soğukkanlılıkla yapmıştım. Acaba Bade'de bu kadar soğukkanlı mıydı bana o mesajı attığında. Yoksa onun biraz da olsa vicdanı sızlamış mıydı?
Ben Bade'den daha alçakça bir hareket yapmıştım. Ben gözünün içine bakıp hiç vicdanım sızlamadan söyleyebilmiştim. Bade bile bunu yapamayacak kadar vicdanlıydı. -
106.
0Sabah okula gitmek için kalktığımda tüm her şeye söverek uyandım ama telefonuma gelen 1 mesaj tüm bu negatifliğimi aldı zütürdü. Sanki az önce hayata ana bacı söven ben değildim. Gelen mesaj ise büyütülecek bir şey değildi. Sadece günaydın yazıyordu.
Bir mesajla bile günümü iyileştiren bir kızdan hoşlanıyor muydum? Galiba hoşlanmaya başlıyordum. Hani bir kızla konuşursunuz daha hiçbir şeyiniz değildir o kız ama yine de onunla konuşurken içinizi bir huzur kaplar ya hani? işte ben o huzuru yaşıyordum.
O gün okulda Yağmur'la tam anlamıyla tartışmıştık. Hatta en son beni köşeye çekip
Yağmur: Esrarengiz Melkor bak insanlar bana hep Esrarengiz Melkor'la niye arkadaşlığını devam ettiriyorsun? O seni hep üzüyor. Kes arkadaşlığını diyorlar. Ama ben sana değer veriyorum Esrarengiz Melkor
Ben: Yağmur o zaman değer verme. Anlıyor musun beni? Üzüyorsam değer verme!
Yağmur: Ama Esrarengiz Melkor... (gözleri doldu)
Ben: Aması falan yok. Ne diye bana değer veriyorsun? Niye LAN niye? Değer görecek kadar ne yaptım sana?
Yağmur: Esrarengiz Melkor... Ben... (Burada ağlamaya başlıyordu)
Ben: Görüşürüz -
105.
0Benden nefret etmek istemediğini söylemesi beni çok mutlu etmişti. Nedense bu tarz küçük şeyler beni çok mutlu ediyordu. Değer verilmesi zaten bunca yıldır hep istediğim şeydi. Ama değer verecek insanı veya insanları bulamamıştım.
Biz biraz daha konuştuktan sonra tekrar soru çözmeye başladım. Ama bu sefer Ygs tarzında değilde keyfine Kimya çözmeye başlamıştım. Organik Kimya'ya o zamanlar ufak ufak başlamıştık. Bu yüzden birikmeden çözeyim dedim. işlediğimiz yere kadar elimde en fazla 3 test vardı. Onları çözüp yattım. -
104.
0***
Bu gece 21 Aralık yani en uzun gece olarak geçiyor. Size en uzun geceyi anlatayım mı?
Canınızdan çok sevdiğiniz insanın başkasını sevdiğini öğrenmektir en uzun gece.
Canınızı vermekten hiç çekinmeyeceğiniz insanın canını başkası için vermekten çekinmemesidir en uzun gece.
Anılar biriktirdiğiniz insanın artık anılarda kalmasıdır en uzun gece.
Senin o anıların içinde sessizce hıçkırıklarının göz yaşlarınla birleşip seni boğmasıdır en uzun gece.
Onun senin bu halini bilmeden hayatına devam etmesidir en uzun gece.
En uzun gece nedir biliyor musunuz? Sizi unuttuğu gecedir. Herkese iyi geceler dilerim.
• ** -
103.
0Sigaradan nefret ettiğini o an öğrendim. Benden de içmememi istedi. Tamam dedim. Ne diyebilirdim ki? Bağımlı değildim zaten.
O an sigarayı kırıp balkondan aşağı attım ve bunu Damlaya söyledim. Bana teşekkür etti. Sigaradan da içenden de nefret etmesi hoşuma gitmişti niyeyse.
Acaba benden nefret edebilme ihtimalini mi beğenmiştim? Yoksa ondan aldığım teşekkür mü beni gaza getirmişti. Kafamda deli sorular vardı. Her zaman olduğu gibi beynimi gibecek fantastik sorular kafamın içinde dolaşıyordu.
O an ben bu kızdan hoşlanıyorum galiba dediğim ilk andı. Beni düşünmesi hoşuma gitmişti. Hatta ve hatta sigara içmemem için bana yalvarması daha da çok hoşuma gitmişti. -
102.
0izmir hayali ile soruların içinden geçerken telefondan uzaklaşıyor. Sorularım bitince telefona yakınlaşıyordum.
Bu arada biz Damlayla yine konuşuyorduk derken. Ben buna Mikaili sordum.
"Eski sevgilim. Ama hala bana aşık" dedi. Kızdaki egoya bak dıbına koyim dedim içimden. Ama dışımdan "demekki sevmiş ve sevdiği için unutamıyor" demekle yetindim.
Mikaili severdim. Bunu daha önce de belirttim ama bu sefer amacım Mikail üzerinden prim yapmak. Daha sonra işte bir şeyler bir şeyler diyerek belki Damlayı kafalarım diye düşünüyorum.
Sonra bu eski sevgili muhabbeti açılınca bana sordu. Hayatımda daha önce kimse olmadı dedim. Sonra başlattım Badeyi anlatmaya. ilk başlardaki hislerimden tutta o anki nefretime kadar her şeyi en ince detayına kadar anlattım.
Daha sonra kızın beni haklı bulmasıyla tekrar Badeye sinirlendim ve evde ilk sigaramı yakmak için balkona çıktım. Bunu tabiki Damlaya ben bi sigara içip geliyorum şeklinde söyledim. -
101.
0***
Beyler gün içinde azar azar girmek yerine böyle toplu toplu atmak isterdim ama şu hikayeye başladığımdan beri dost kazığı, kaybediş, pgibolojik bunalım, sakatlık gibi her türlü takluk beni buldu. Ama yine de yazmaya devam edeceğim ama fazla fazla yazamazsam da sövmeyin.
Başlarda demiştim ben her kelimeyi yazdığımda o anı tekrar tekrar yaşıyorum diye... Eskileri hatırlamak ve sonuçlarını bilmek çok koyuyor. Kaybedeceğini bile bile tüm paranı iddiaya oynamak gibi bir şey bu. Skoru biliyorsun ama kaybetmeden duramıyorsun.
Herkesten geç kaldığım için özür dileyerek hikayeye kaldığım yerden devam ediyorum.
• ** -
100.
+1Devam et
-
99.
0Salı günleri dershanem olmadığı için o gün eve gidip temiz bir uyku çekip gece yarısına doğru uyanmıştım.
Kalktığımda Damlanın mesajlarını gördüm cevap verip tekrar soru çözmeye başladım.
Normalde her an telefonla oynayan ben gitmiş yerine soru çözen bir çocuk gelmişti. Soru çözerken mutlu olmaya bile başlamıştım.
Sanki içimdeki bir şeyleri değiştirmiş ve çalışma şevkimi geri kazanmıştım. Peki sebebi neydi? Bade'den kurtulmak için sınıf atlamaya mı çalışıyordum? Olabilir. Ya da Damla bende olumlu bir etki bırakmış ve o etkiyle mi çalışıyordum? Bu da olabilir.
Emin olduğum tek şey ders çalışıyordum ve bu benim akademik anlamda başarımı getirecekti. Bundan emindim. Hayalim olan izmir'e gitmek için yeterli çalışmayı yapmaya başladığımı hissediyordum. -
98.
+1Sınıfa baya dağılmış bir vaziyette girmiştim. Bu arada artık insan içine çıkabilir olmuştum. En azından dedikodum daha az dönüyordu.
O günün nasıl geçtiğini anlayamadım. Otobüse binip eve giderken Damlayla konuşuyordum. Aslında her anda Damlayla konuşuyordum. Hoşlanıyor muydum acaba? Emin değilim. Şuan tek emin olduğum şey Bade'nin gözüne sokabilecek herhangi bir ilişki aradığımdı.
Ama bu asıl sebebi Damlaya göstermemeliydim. Yoksa her şeyi tak edebilirdim. Bunun olmasına izin veremezdim.
Ama bir sorun vardı. Ben bunu niye yapıyordum? Damlaya niye acı çektirmeyi göze almıştım? Badeye niye bir şeyleri ispatlamaya çalışıyordum?
Kafam bu sorularla gibilirken Damlayla konuşmaya devam ediyordum. Konuşması eğlenceli bir kızdı. 9. sınıf olmasına rağmen baya olgundu. Yaşanmışlıkları onu daha çabuk büyütmüş. -
97.
+1Devam
-
96.
+1Konuşmayı saat 03 civarında sen uyanabilecek misin sorum ile devam etti. Kendisinin uyumayı sevdiğini ama 2 saatlik uykuyla da idare ettiğini öğrenmiştim.
Daha sonra iyi uykular dileyip yattım. Okulda Furkanla ve bizim erkek grubuyla geçen sıradan bir gün ardından dershaneye gittim.
Bade'nin ortalama hangi saatlerde dershaneye geldiğini bildiğim için o saatlerde sigara için dershanenin dış kapısında duruyordum ki Bade'nin geldiğini uzaktan gördüm.
Hemen bi sigara yaktım ve gelmesini beklemeye başladım. Niyeyse ben bu durumdan zevk almaya başlamıştım. Girerken bi bana bi de elimdeki sigaraya baktı.
Gözlerinde neden yaptın bunu bakışı vardı. Ama aldırmadım. Ne diyebilirdim ki? Senin yüzünden sigaraya başladım. Sırf sen uyuz ol diye de senin gördüğün zamanlarda içiyorum mu deseydim?
Belki bunu ona demeliydim. Belki en azından daha az acı çekerdi. Lan bir dakika benim amacım ona acı çektirmek değil miydi? Benim amacım onu mutsuz etmek değil miydi? Onun bana yaşattığı o kalp kırıklığını ona yaşatmak değil miydi? O zaman ne diye açıklama yapacaktım? Onun gözlerindeki o acı için içmiyor muydum ben bu sigarayı? Kafam çok dağılmıştı. Kendi kendime soru sorup cevap alamıyordum. -
95.
+1Sabah günaydınlar diyerek başlayan konuşmamız. Gece 2, 3 civarı iyi uykular ile son bulmuştu.
Bu kadar konuşacak ne buluyorsunuz diyenler olabilir. Birbirini tanımaya çalışan 2 insanın birbirini tanıma çabası bu kadar konuşmaya sebep oluyordu.
Dershane artık bir rutine binmişti benim için. Verilen soru ödevlerini o gün bitirmeye başlamam ise kendimi mutlu hissetmeme sebep olmaya başlamıştı.
Dersi dinleyip not almaya başlamıştım o zamanlar. Hatta pazar akşamı kendimle bir anlaşma yaptım. Günde 1 Ygs denemesi çözer gibi soru hazırlayıp çözecektim. Ama konular kitapların başından başlayacak zamanla zorlaşarak kendimi geliştirecektim.
Bu anlaşmayı uygulamaya koyma vaktiydi. 40 Türkçe, 15 Tarih, 8 Felsefe, 5 Din, 12 Coğrafya, 32 Matematik, 8 Geometri, 14 Fizik, 13 Kimya, 13 Biyoloji sorusu ayarladım kendime.
Soruları çözmeye başladım. ilk konular olduğu için hepsinin içinden geçmiştim. Ve bu beni motive etmişti. Kendi Ygs'mi bitirdikten sonra Damlayla konuşmaya başladık. -
94.
+1Otobüsten inip bir sigara daha yaktım. Bir iki fırt çektikten sonra attım yenisini yaktım. Böyle yaparak yere 5 dal daha attım. Neden yaptım bilmiyorum ama bundan mutlu olmuştum.
Eve gittim Damlanın instagram takibini gördüm ve şaşırdım. Şaşırmamın sebebi ise benim satranç turnuvalarından tanıdığım hatta türkiye turnuvalarında aynı oda da kaldığım insanların bir kaçının Damlayı takip ettiğini gördüm.
Sonra aklıma bir soru düştü. Bu kız bunları nereden tanıyordu. Hemen whatsapptan isimleri yazdım ve sen bunları nereden tanıyorsun dedim.
Damla: Geçen sene bir turnuvada tanıştık. Sen nereden tanıyorsun?
Ben: Onlar benim kulübümde oynuyorlar ve bir kaç kere aynı odada kalmışlığımız var.
Damla: Hadi ya! Hangi kulüp?
Konuşma böyle devam etti. Ve Damlayla konuşmaya başlamıştık.
Saat 21:30 - 22:00 arasında başlayan konuşma 01:30 civarında benim yatmam gerekmem sebebiyle sonlandı. -
93.
+1Bir süre sonra zaten sınav başlamıştır sesiyle kitapçığa odaklanmaya çalıştım. Bir güzel içinden geçtim sınavın. Tam binadan çıktım bir baktım Bade az ilerimde durağa doğru gidiyor. Dedim Esrarengiz Melkor bi binlik yap. Ama ne yapmalıydım?
En sonunda Bade'nin nefret ettiği bir şey yapmaya karar verdim. En yakın bakkala girip Kent Switch aldım.
Tam ben bakkaldan çıkıp sigarayı ağzıma koyduğumda Badeyle yüz yüz geldik. Ben hiç tınlamadan çakmağı çıkartıp sigarayı yaktım.
Bade'nin yüzündeki o şok olma ifadesi ve kırılmışlığı görünce daha da bi zevke geldim.
Durağa gittiğimde Bade ortalıkta görünmüyordu. Herhalde bir iki durak önce binmeye gitti dedim. Sonra sigarayı çantama koyup otobüse bindim.
Otobüste sigaraları paketten çıkartıp çantanın gizli saklı yerlerine sokuyordum. Sebebi de hayatımda ilk defa paket almışım ve ne yapacağımı bilememdi.
Sorarlarsa da arkadaşın üstündeki son daldı arama oldu bana verdi. Çünkü benim çantamı hiçbir zaman aramazlardı. Hatta beni hiç aramazlardı. -
92.
+1rez pnp devam
-
91.
+2Bade'nin yaptığından sonra herkesin bana bakışı değişmişti. Zaten kendi halinde köşede oturan biriyken iyice ezik birisi konumuna düşüp iyice asosyalleşmeye başladım.
Bu asosyallik bende olumlu bir etki bıraktı ve insanlarla muhattap olmamak için kulaklığımı takıp soru çözüyordum. içime tekrardan ders çalışma şevki dolmaya başlamıştı.
Neyse işte ben Damlanın numarasını aldım. Kendi numaramı verdim dersaneye gittim ve günün değerlendirmesini yapıyordum ki sınıfa Bade girdi.
Normalde sınavlarda sınıflar karıştırılır ve aynı sınıftan olan insanların gelmesi önlenmeye çalışılır. Ama arada denk gelebiliyordu. Bu da denk gelen baya ironik bir olaydı.
Bade sınıfa girdi benim öfke dolu bakışlarımı gördü ve ilk bulduğu deliğe saklandı. Yani ilk sıraya oturup benimle göz kontağı kurmaktan kaçındı.
Bense ona hala öfkeyle bakmaya devam ediyordum. Daha fazla rahatsız hissetmesi için tuvalete gidip geldim. Sonra kantine gidip çay alıp geldim.
Şimdi siz bana sınavda değil miydin gibik diyebilirsiniz olay şöyle. Ben oraya sınav saatinden 40, 45 dakika önce gitmiştim. Ve en arkadaki boş yere oturmuştum.
Her sınıfa girişimde Badeye baktığımdaki o öfke dolu bakışları başka bir insan üstünde hissetse orayı terk ederdi. Ama karaktersizlik mi desem binlik mi desem bunlardan biri veya aklıma gelmeyen başka bir sebepten dolayı oturmaya devam ediyordu. -
90.
+1Zaten bu olaydan sonra benim için Bade diye birisi yok dedim. En azından kendime bunu dedim. Aklım en başta kıs kıs gülen aklım. Kalbime dönüp "noldu lan dıbına koyduğum aşk var bu kızla aranda diyordun. Şimdi öldüreceğim, sakat bırakacağım diyorsun" dedi. Kalbim aklıma "gibtir git bin" demekle yetindi.
Evet bundan sonra her hücreme düşman olduğum bir insandı Bade. Çünkü dershanede herkesin ağzından "Esrarengiz Melkor, Badeye açılmış ama reddedilmiş ahahahaa" diye bir şeyler duyuyor sırf bu yüzden kantine bile gidemiyordum.
illa gitmem gerekiyorsa tenefüs başlar başlamaz ya da tam tenefüs bitimine yakın gidiyordum. Bu sayede daha az insanla muhattap oluyor daha az duyuyordum dedikoduyu. -
89.
+1Tören oldu bize tabiki ödül mödül verilmedi mk. Bizim okul anca gibtiri taktan şeylere önem versin bize de başını verir diyerek geri sıramıza döndük.
Tören bitti. içeride kalan eşyalarımı almaya giderken Damla bana numarasını verdi. Satrançla ilgili kafasına bir şey takılırsa sormak istermiş. iyi bari dedim. Bende ona numaramı verdim.
Gittim eşyalarımı alıp dershaneye sınava gittim. Bu arada satranç turnuvasını anlatırken hiç dershaneyle ilgili bir şeyler anlatamadım. Zaten anlatılacak bir şey de yok. Sadece ders çalıştım. Bade'den artık uzak duruyordum ve turnuvanın başladığı ilk hafta bir şey öğrendim.
Bizim dershanede benimle aynı okuldan olan bir sürü çocuk vardı. Bunlardan birkaçı tenefüste yanıma gelip. "Len sen Badeyi mi seviyon len" diye alaylayıcı bir şekilde bu soruyu sordular.
Evet Badeyle benim olmam bu yüzden imkansızdı. Çevrenin tepkisi bu şekilde oluyordu.
Tabiki soruya yok diyerek cevap verdim. Ama bu cevaba direk "la bırak kız reddetmiş neyini yok diyon dıbına koyim" diye bir yanıt aldım. Lan noluyor dıbına koyim.
Ben bu olayı sadece dostum Furkana bir de Yağmura anlattım. Bunlar nasıl öğrendi? BADE... Aramızda kalsın dediğim şeyi tüm dershaneye yaymıştı. -
88.
+1En son kendisine en mantıklı gelen hamleyi yaptı ve hiç düşünmeden tak diye başka bir hamle daha yaptım.
Herkes şok olmuş durumdaydı. Normalde bir hamleye en az 1 dakika düşünürdük ikimizde ama bu sefer hiç düşünmeden direk oynamıştım. Bunun sebebini bir tek Furkan anlamıştı.
Artık iyice çaresiz kalmıştı. Bir hamle bir hamle daha derken son hamlemi yaptım ve skoru yazacak olan kişiye dönüp Esrarengiz Melkor 1, Furkan 0 dedim.
Herkes şok olmuş tahtaya bakıyordu. Aslında tahtayı ilk görenler Furkan Esrarengiz Melkoru havada karada giber diye düşünür ama işin içinde ince dokunmuş bir tuzağa kurban vardı. Şah
ilk başta itiraz falan edildi. Daha mat değil diye ama sonuç kaçınılmazdı. Okul birincisi bendim. Masaya oturdum nasıl mat olduğunu her açısıyla anlattım.
Furkan beni tebrik etti. Tabi bende onu tebrik ettim ve ekledim. "Bu hayatımdaki en unutulmaz maçlar arasında yer alacak düzeyde bir maç oldu"
Cuma günleri tören olurdu. Ve bu törenlerde okul müdürü salak saçma konuşup tüm okulun vaktini çalardı. Ama bu sefer farklılık vardı. Bu sefer turnuvanın sonuçlarını bir kağıda yazıp eline almıştı.
4. 9/F den Damla
3. 10/G den Gökçe
2. 12/D den Furkan
1. 12/C den Esrarengiz Melkor
Tabiki bu kadar basit bir anlatım olmadı. Evet bunları söyledi sadece ama tek farkla her ismi alkışlıyorlardı.
Furkan'ın adı okununca 12 lerin tamamı ve okulun yarısı böğürüp tezahürat etmeye başladılar. Benim ismim okuduğunda sadece sınıftaki erkek grubumuz, Furkan ve bir kaç eski arkadaşım alkışladı.
Sanki tüm okul bana düşmandı dıbına koyim. 2. olan çocuğun adını duyan herkes okulu yıktı. Ben 1. olmuştum. Aldığım alkışı sadece yakın çevremden almıştım.
Niye böyle oldu? insanlara ne kötülüğüm dokundu? Ya da acaba 1. oldum diye herkes kıskanıyor muydu? Ama çok saçma değil miydi bu? Ben oraya çıkan herkesi yüksek ses çıkaracak şekilde alkışlıyordum. Niye böyle oluyordu?
başlık yok! burası bom boş!