-
101.
+1"Bade biliyorum böyle bir şeyi duymak biraz da olsa değişik gelebilir ama ben seni ilk gördüğüm andan beri beğeniyorum. Hatta ve hatta ben hayatımda aşkı ilk defa senin sayende hissettim. Bugün hoşlandığın birinin olduğunu öğrenince bile kahroldum. Kendimi kaybettim bulamıyorum. Ben bu tip şeylere alışık değilim. Ben aşka yabancıydım ta ki seni görene kadar. Ben aşkın karşılıklı çıkar olduğunu düşünürdüm ta ki seni hiçbir şey beklemeden sevene kadar. Ben sana aşığım ve bana bir şans vermeni çok istiyorum" diye bir mesaj attım.
2 tik oldu ama görüldü olmadı. Rahat 10 dakika çevrimiçi bile olmayışını izledim. Tam çıkıp telefonu kenara koyacakken mavi tik oldu. -
102.
+1Sanki içime yaşama sevinci dolmuş gibiydi. Badeyle tanışmadan önceki enkaz halime bakıp kendimle gurur duyuyordum. Hala da gurur duyarım.
Bir öğle vaktiydiiii... Biz yine birlikte geri dönerken ben bunun 2 senedir platonik olarak sevdiği biri olduğunu öğreniyorum.
Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken bu darbe beni bitirdi. Ben bunu beklemiyordum. Hani çocuk hoşlansa bu istemese yine oluru vardı. Ama kafası geçmişte sevdiği kişide kalmış.
Bade'nin yanında biraz daha olumlu olmaya çalışsam da başaramıyordum.
Kaybetmiştim tekrardan. Acı acı kaybettim. -
103.
+1Önceden bizim okulda 12. Sınıflar maksimum 15 kişilik sınıflardan oluşurdu. Hocalar daha verimli ders anlatırdı.
Şimdiyse 30 kişiye söz geçirmeye çalışmakla vakitleri gidiyor ve moralleri bozuluyordu.
Allahtan bizim sınıfın not ortalaması çok yüksekti ve bunun getirdiği bir bilinç vardı. Ama diğer sınıflardan çıkan hocaların moral bozukluğu dersi etkiliyordu.
Ha bu arada sınıfa uyum sağlamak amacıyla ders çalışırken ilk hafta Ygs Fiziğin yarısını bitirmiştim. Bu hayatımda yaptığım en büyük ders çalışmasıydı. Hala da geçemedim bu inekliği. -
104.
+1Beyler halı sahada sol kolumu sakatladım. Hastane işleri ile uğraşıyordum. Anca eve gelebildim
-
105.
+1Belki artık bana karşı bir şey hissetmiyordur ümidimi korumaya çalışıyordum. Bir de Furkan'ın eski sevgilisinin bana yazdığı düşüncesini kafamdan atabilseydim keşke.
Neyse biz Badeyle tekrar arkadaş gibi davranmaya başladık. En azından ben hareketlerimi biraz daha frenliyor, kalp kırıklıklarımı belli etmemeye çalışıyor ve en önemlisi onun yanında olabiliyordum.
O da bana karşı biraz mesafeli olsa da ona da hak veriyorum. En nihayetinde yanlış anlaşılabilecek bir şey yaptığında onu yanlış anlayıp tekrar hayallere kapılıp tekrar üzülebilirdim.
Yok canım daha neler? Yapmam ki ben öyle bir şey. Yapmam dimi? -
106.
+1Sevdiğini silemezsin ama üstüne yazmaya çalıştıkça en altta kalanın önemi kalmaz sadece sayfanın üstünde bıraktığı izler kalır. Ya da şöyle söyleyim kalbinin üstünde bıraktığı yaralar kalır.
Bade bende bugün bile hatırlayıp canımı yakan bir yaranın sahibidir.
Okulların açıldığı hafta Furkan ile buluşma fırsatı yakaladık. Bu cidden çok özel bir duyguydu. Hayatımdaki tek dostumla bir yaz tatili sonrasında tekrar buluşmuştuk ve bir sene daha birlikte olacağımız gerçeği beni çok mutlu ediyordu.
Tabi ki tek okulların açılmasına sevinen ben değildim. Yağmur... Artık bana daha yakın olacaktı.
Niye bu durumdan rahatsız oluyordum ki? O benim arkadaşımdı. Hatta Badeyi sevdiğimi ve reddedildiğimi bilip yanımda olan 2 kişiden birisiydi. (Diğeri tabiki Furkan) -
107.
0***
Beyler gün içinde azar azar girmek yerine böyle toplu toplu atmak isterdim ama şu hikayeye başladığımdan beri dost kazığı, kaybediş, pgibolojik bunalım, sakatlık gibi her türlü takluk beni buldu. Ama yine de yazmaya devam edeceğim ama fazla fazla yazamazsam da sövmeyin.
Başlarda demiştim ben her kelimeyi yazdığımda o anı tekrar tekrar yaşıyorum diye... Eskileri hatırlamak ve sonuçlarını bilmek çok koyuyor. Kaybedeceğini bile bile tüm paranı iddiaya oynamak gibi bir şey bu. Skoru biliyorsun ama kaybetmeden duramıyorsun.
Herkesten geç kaldığım için özür dileyerek hikayeye kaldığım yerden devam ediyorum.
• ** -
108.
0Rezervasyon
-
109.
0Sabah okula gitmek için kalktığımda tüm her şeye söverek uyandım ama telefonuma gelen 1 mesaj tüm bu negatifliğimi aldı zütürdü. Sanki az önce hayata ana bacı söven ben değildim. Gelen mesaj ise büyütülecek bir şey değildi. Sadece günaydın yazıyordu.
Bir mesajla bile günümü iyileştiren bir kızdan hoşlanıyor muydum? Galiba hoşlanmaya başlıyordum. Hani bir kızla konuşursunuz daha hiçbir şeyiniz değildir o kız ama yine de onunla konuşurken içinizi bir huzur kaplar ya hani? işte ben o huzuru yaşıyordum.
O gün okulda Yağmur'la tam anlamıyla tartışmıştık. Hatta en son beni köşeye çekip
Yağmur: Esrarengiz Melkor bak insanlar bana hep Esrarengiz Melkor'la niye arkadaşlığını devam ettiriyorsun? O seni hep üzüyor. Kes arkadaşlığını diyorlar. Ama ben sana değer veriyorum Esrarengiz Melkor
Ben: Yağmur o zaman değer verme. Anlıyor musun beni? Üzüyorsam değer verme!
Yağmur: Ama Esrarengiz Melkor... (gözleri doldu)
Ben: Aması falan yok. Ne diye bana değer veriyorsun? Niye LAN niye? Değer görecek kadar ne yaptım sana?
Yağmur: Esrarengiz Melkor... Ben... (Burada ağlamaya başlıyordu)
Ben: Görüşürüz -
110.
0Benden nefret etmek istemediğini söylemesi beni çok mutlu etmişti. Nedense bu tarz küçük şeyler beni çok mutlu ediyordu. Değer verilmesi zaten bunca yıldır hep istediğim şeydi. Ama değer verecek insanı veya insanları bulamamıştım.
Biz biraz daha konuştuktan sonra tekrar soru çözmeye başladım. Ama bu sefer Ygs tarzında değilde keyfine Kimya çözmeye başlamıştım. Organik Kimya'ya o zamanlar ufak ufak başlamıştık. Bu yüzden birikmeden çözeyim dedim. işlediğimiz yere kadar elimde en fazla 3 test vardı. Onları çözüp yattım. -
111.
0Salı günleri dershanem olmadığı için o gün eve gidip temiz bir uyku çekip gece yarısına doğru uyanmıştım.
Kalktığımda Damlanın mesajlarını gördüm cevap verip tekrar soru çözmeye başladım.
Normalde her an telefonla oynayan ben gitmiş yerine soru çözen bir çocuk gelmişti. Soru çözerken mutlu olmaya bile başlamıştım.
Sanki içimdeki bir şeyleri değiştirmiş ve çalışma şevkimi geri kazanmıştım. Peki sebebi neydi? Bade'den kurtulmak için sınıf atlamaya mı çalışıyordum? Olabilir. Ya da Damla bende olumlu bir etki bırakmış ve o etkiyle mi çalışıyordum? Bu da olabilir.
Emin olduğum tek şey ders çalışıyordum ve bu benim akademik anlamda başarımı getirecekti. Bundan emindim. Hayalim olan izmir'e gitmek için yeterli çalışmayı yapmaya başladığımı hissediyordum. -
112.
0***
Bu gece 21 Aralık yani en uzun gece olarak geçiyor. Size en uzun geceyi anlatayım mı?
Canınızdan çok sevdiğiniz insanın başkasını sevdiğini öğrenmektir en uzun gece.
Canınızı vermekten hiç çekinmeyeceğiniz insanın canını başkası için vermekten çekinmemesidir en uzun gece.
Anılar biriktirdiğiniz insanın artık anılarda kalmasıdır en uzun gece.
Senin o anıların içinde sessizce hıçkırıklarının göz yaşlarınla birleşip seni boğmasıdır en uzun gece.
Onun senin bu halini bilmeden hayatına devam etmesidir en uzun gece.
En uzun gece nedir biliyor musunuz? Sizi unuttuğu gecedir. Herkese iyi geceler dilerim.
• ** -
113.
0izmir hayali ile soruların içinden geçerken telefondan uzaklaşıyor. Sorularım bitince telefona yakınlaşıyordum.
Bu arada biz Damlayla yine konuşuyorduk derken. Ben buna Mikaili sordum.
"Eski sevgilim. Ama hala bana aşık" dedi. Kızdaki egoya bak dıbına koyim dedim içimden. Ama dışımdan "demekki sevmiş ve sevdiği için unutamıyor" demekle yetindim.
Mikaili severdim. Bunu daha önce de belirttim ama bu sefer amacım Mikail üzerinden prim yapmak. Daha sonra işte bir şeyler bir şeyler diyerek belki Damlayı kafalarım diye düşünüyorum.
Sonra bu eski sevgili muhabbeti açılınca bana sordu. Hayatımda daha önce kimse olmadı dedim. Sonra başlattım Badeyi anlatmaya. ilk başlardaki hislerimden tutta o anki nefretime kadar her şeyi en ince detayına kadar anlattım.
Daha sonra kızın beni haklı bulmasıyla tekrar Badeye sinirlendim ve evde ilk sigaramı yakmak için balkona çıktım. Bunu tabiki Damlaya ben bi sigara içip geliyorum şeklinde söyledim. -
114.
0Sigaradan nefret ettiğini o an öğrendim. Benden de içmememi istedi. Tamam dedim. Ne diyebilirdim ki? Bağımlı değildim zaten.
O an sigarayı kırıp balkondan aşağı attım ve bunu Damlaya söyledim. Bana teşekkür etti. Sigaradan da içenden de nefret etmesi hoşuma gitmişti niyeyse.
Acaba benden nefret edebilme ihtimalini mi beğenmiştim? Yoksa ondan aldığım teşekkür mü beni gaza getirmişti. Kafamda deli sorular vardı. Her zaman olduğu gibi beynimi gibecek fantastik sorular kafamın içinde dolaşıyordu.
O an ben bu kızdan hoşlanıyorum galiba dediğim ilk andı. Beni düşünmesi hoşuma gitmişti. Hatta ve hatta sigara içmemem için bana yalvarması daha da çok hoşuma gitmişti. -
115.
0Seri yazzz
-
-
1.
0Sol kolum çatlak ve alçıda. Nasıl seri yazabilirim
-
1.
-
116.
0Rezerved
-
117.
0Bu gece de 10 ile 15 part arasında part atmayı hedefliyorum. Umarım hedefimden şaşmam. Çamaşırlarımı makineye atıp geleceğim
-
118.
0Okuyorum
-
-
1.
0işim çıktı hallettim geliyorum
-
1.
-
119.
0Neyse ben ikili ilişkime döneyim. Okul ve ders hayatım böyle geçiyordu hatta dershanedeki denemelerde de hep sınıfta ilk 3 te yer alıyordum.
Badeyle aramız düzelmiş gibiydi. Artık otobüste falan yanyana gidebiliyor sınıfta veya yolda konuşabiliyorduk. Bende bu duruma alışmaya çalışıyordum.
Benim reddedilmemin üzerinden 3 - 3,5 hafta geçmişti. Cumartesi dershaneden dönerken Badeye aşk dolu gözlerle bakıyordum. Kendimi bunu yapmaktan engelleyemiyordum.
Ama o gün farklıydı. Çünkü o gün Bade "Esrarengiz Melkor, çok farklı bakıyorsun" dedi. "Nasıl farklı?" diye sorunca "Çok güzel içten gülümseyerek bakıyorsun gözlerinden fışkırıyor bu" dedi.
"Aman allahım Bade bunu beğendi mi ben mi yanlış anladım? Yani bir şeyler olabilir demek mi bu? Allahım şükürler olsun yarabbim." içimden bunları haykırdım. Ama dışımdan sadece "iltifatın için teşekkürler" dedim. -
120.
0Okuyoruz pnp
başlık yok! burası bom boş!