(bkz:
Part 20)
Bir süre sıradan muhabbetler ettik, ailesiyle ilgili sorular sordum gamzeye, o ise ailesinin samsunda yaşadığını kendi istanbula üniversite okumak için geldiğini, birdaha da geri dönmediğini anlattı. Saat ilerliyordu, ufaktan sarhoşluk kendini hissettirsede, hala ayaktaydık.
(ben)-çalışmadan nasıl geçiniyorsun?
(g)-ailem varlıklı düzenli olarak para gönderiyorlar.
(ben)-git zenginliğinin keyfini sürsene, neden burda değişik tiplerle yaşamak zorunda kalıyorsun ki?
(g)-zorunda değilim, istediğim için kalıyorum. Tarık ile o kadar yakın değiliz ama aydemir hayatında tanıyabileceğin çok nadir insanlardandır.
(ben)-zaten hergün eşcinsel biriyle tanışmıyorum, nadir olduğu doğru.
(g)-bence kurtul ön yargılarından.
(ben)-denerim.
(g)-peki ya sen? ailen nerde, bundan önce neler yapıyordun.
(ben)-boşver, bir mukaddes bir ben başka da birşey yok.
(g)-sohbet etmek istediğini söylemiştin.
(ben)-ediyoruz işte, sadece geçmişimden bahsetmekten hoşlanmıyorum.
(g)-neden? yoksa sende mi eşcinseldin önceden (gülerek)
(ben)-saçmalama, gözünü seveyim.
(g)-tamam ya birşey demedim.
(ben)-gülmesene.
(g)-ay tamam tamam, benim biraz uykum geldi.
(ben)-yatalım istersen.
(g)-senin niyetin kötü, ayrı yatacağız.
(ben)-bence senin için fesat.
(g)-şaka yapıyorum be.