1. 1.
    -1
    gerçekleri az sonra burada yayınlıyorum. yetti amk
    ···
  2. 2.
    +1
    22 şubat 2014 cumartesi - part 1

    herşey ismini gizli tutacağıma söz verdiğim arkadaşımın sayısaldan 6yı bulmasıyla başladı.

    heyecanla beni aradığında " artık o çok istediğimiz dünya turunu yapıcaz olm" oldu ilk sözleri

    tabi ben de heyecanlandım, evden çıkıp koşarak yanına gitmem sadece 8 dakikamı aldı.

    gece ufak çaplı bir kutlamayla ve parayı ne zaman nasıl alacağımızı konuşmaya başladık.

    sonra laf lafı açtı ve gezmeye hangi ülkeden başlayacağımızı karar vermek istedik.

    yaptığımız ilk iş google earth'i açıp rastgele bir koordinat girip o ülkeye gitmekti.

    o koordinatları ilk girdiğinde malezya, ben girdiğimde ise çin çıkmıştı...

    devam edecek
    ···
  3. 3.
    0
    25 şubat 2014 salı - part 2

    arkadaşım beni arayıp, parayı henüz alamadığını ve uçak biletlerini de artık almamız gerektiğini söyledi. "birikmişin vardır olm senin, parayı alınca ben sana veririm" dedi

    benim birikmişim yoktu ama nasıl olsa trilyonluk bir adamla arkadaştım artık. gittim 50bin lira kredi çektim, bunu da söyledim. parayı alınca aynen yerine koymamız gerektiğini yoksa gibi tutacağımdan vs bahsettim.

    hafifçe gülümsedi... "sen kiminle konuştuğunu henüz idrak edemedin herhalde yarraaa" dedi...

    gülüştük, önemsemedim.

    krediden gelen parayla 1 mart tarihine malezya uçak biletimizi aldık.

    1 mart cumartesi

    uçuş öncesi ikimizde gergindik çünkü ilk kez bu kadar uzun bir uçuş yaşayacaktık. arkadaşım olacak zütveren (zütveren diyorum çünkü onu bugüne kadar hiç tanımamışım) kendine şarap söyledi.

    ben pek alkol almadığım için portakal suyu içmiştim.

    uçakta bol uyumalı saatler geçirdikten sonra malezyaya indik.

    havaalanının kafeteryasında otururken, arkadaşım "sende internet çekiyosa gir de hemen çin'e biletimizi al, sonra yer mer kalmaz" dedi.

    ben de ne acelesi var amk diyemeden lafı ağzıma tıkıverdi.

    arkadaş: "ya ver amk ver almamız lazım diyorum sana anlamıyor musun, 8 mart'ta çin'e uçuyor olmamız lazım"

    ... devam edecek ...
    ···
  4. 4.
    +1 -1
    6 haziran 2007 - olaydan 7 yıl önce

    lise bitmişti, onunla tanıştığımda ise üniversite 3'teydim.

    garip bir tavrı vardı, içine kapanık, cool görünmeye çalışan denyonun biri olarak düşünüyordum.

    sonra onu tanıdıkça enteresan yönlerini keşfettim, bilimle çok ilgiliydi, bilmediği hiçbir şey yoktu.

    okuduğum üniversiteye ise amerika'dan gelmişti. maddi sorunları nedeniyle amerika'daki tahsilini yarıda bırakıp türkiye'ye yerleşmiş. insanın içini cızlatan bir öyküsü vardı.

    her anlatışında yeni şeyler öğreniyor, feyz alıyordum. ondan öğreneceğim çok şey olduğunu düşünüyordum.

    bir gün benimle dünya turuna çıkacağını söylediğinde o zamanlar bunu pek önemsememiştim.

    ve dediğine göre bu sıradan değil, çok farklı bir deneyim olacakmış. bilinenin dışında bir dünya turu...

    her zamanki gibi gizemli görünme çabalarından biriydi benim için... her gece 22:00'de ortalardan kaybolur, sabaha dek ulaşamazdım. başlarda bunun bir oyun olduğunu düşünsem de içten içte herifin kaçık olduğunu da düşünüyordum.

    bir gün yine beraberken, saat 21:30'u gösterdiğinde, aniden "benim gitmem lazım" diyip hızlıca toparlandı. üzerine gitmedim, "tamam" dedim usulca...

    oturduğumuz kafeden hızla dışarı çıktı ve bir taksiye bindi.

    "şimdi gibtim belanı bebe, nereye gidiyorsun bi bakalım" diyerek arkasındaki taksiye de ben bindim ve öndeki aracı takip etmeye başladım.

    ataşehir civarlarında bir deponun önünde durdu onun taksisi... 20-30 metre kadar gerisinde de kuytu bir yerde biz durduk.

    etrafını gözleyerek cebinden bir anahtar çıkardı ve deponun kilidini açtı...

    arkasından gizli ve sessiz adımlarla takip ettim ve deponun kapalı kapısına yaklaştım...

    ... devam edecek...
    ···