kavgayla başlayan aşk

@78 panpa çalışıyorum , uzun uzun yazarım bugün yarın atarım okursun . öyle bi günde bi iki güne bitecek bişey değil

reserved

reserved güzele benziyo bi ara okurum panpa

birkaç gün nasılsın iyimisin tarzında geçti . sürekli dükkandayım , yardırıyorum . i̇ş güç derken mesaj bile atamıyorum amk . akşam eve gidince genelde hülyanın odasının ışığı kapalı oluyor uyuyor rahatsız etmeyeyim diyerekten yazamıyorum da . bir gün öğlen vakitleriydi . evin dükkana yakın olduğunu belirtmiştim . hasan amca geldi yanında harun bini var. i̇bne sinirlenmiş evde , telefonunu kırmış hasan amca da tel alacakmış buna . tavsiye ettiğin bişey var mı dedi . ben de bi daha kırabileceğini bu yüzden ucuzundan bir şey almasını tavsiye ettim . bilen bilir nokia 1110 lardan bi tane sattım bunlara . satış sonrası adettir çay içilir . çay içerken hasan amca şu göleti bi gezdirmedin amk gibisinden feryad etmeye başladı  .

o ara peder geldi . baktım hasan amcayla samimiler . i̇yi dedim amk bu bile umutlandırıyor beni . hülyanın bana her konuda güvenini sağlamak için ailemi tanıması iyi ilişkiler içinde olması gerekli diye düşünüyordum . sonra konu döndü dolaştı bana geldi . babam bundan bi gib olmaz diye başladığı paragrafa bana bi kaç tane beddua ederek son verdi . sanki ananı gibtim huur çocuğuna bak . ben babamın yarak yarak konuşmasının hasan amca ile olan bağımızı koparacağını düşünmeye başlamışken , peder birazdan gelicem diyip gitti. o gittikten sonra hasan amca gülerek üzülme emre dedi ne yapsan yaranamazsın anlamayazlar seni dedi  . bir öğretmen adayı olarak o an o öğretmenin anlayışına hayran kaldım . peder gelince fazla ertelemeden şu gölete gidelim dedik .
eve gidip üstümü değiştirdim çıktık yola .

tam kapıdayken hülya gelip emre günlük tutuyormusun dedi . evet dedim . eğer özel değilse getirirmisin , ben de benim günlüğümü getireyim dedi . gölet kenarında otururken okuruz vs.
dedim ki defteri vereyim sen de ver fakat bi kaç gün kalsın . sen benim günlüğe yaz ben de senin günlüğe yazarım hatıra kalır vs. anlaştık bi koşu gidip günlüğü aldım geldim .

gölet gezisi umduğumdan güzel geçti . akşamı zor ettim . kendimi odama kapattım başladım ta en başından okumaya . bi kaç sayfa okuyup buraya taşındıkları günden sonrasını okumaya başladım …
ivır zıvırı atlıyorum … şairim diye başlayan sayfada ;
“ çok etkilendim ondan . gülüşümden bile çok değişik şeyler çıkartıyor. zeki biri . beni mutlu edebilir buna eminim . beni sevdiğini de belli ediyor . ama ben onu mutlu edebilir miyim ? korkuyorum , yaşamı boyunca hep mutluluğu aramış gibi o … o mutluluğu ona veremem diye korkuyorum …”
yazmış beyler …. tasvir etmek mümkün olmasa da ayakları yerden kesiliyor insanın … hülyam benim … benim için endişelenen , mutlu edemem diye korkan , güzel sevdam benim… seni sevmeyeyim de kimi seveyim ki ben … gelecekse acı senin elinden gelsin amk ….

ben de günlüğümde ondan hoşlandığımı falan yazmıştım zaten …. artık iş sadece çıkmaya kalmıştı. çıkma teklif etmekten nefret eden ben , bu ilişkinin adını “çıkmak” olarak koyacaklara

kendime göre taşaklı sayılırım mahallenin torbacısına gidip harun binini tarif ettim , geldi mi ya da gördün mü dedim … valla reyiz tarifine uyan bi eleman geldi iki üç kişiydiler bi şekil verdim bunlara ormana doğru kaydılar falan dedi … oha amk dedim hangi ara tanıştın milletle hangi ara esrara takıldın … harun binini bulup gibmeye karar verdim amk … ormanda nerde takılırlar dedim …
reyiz dört yolun orda kova yapacak malzeme bolca bulunur oraya bi bak dedi .. eyvallah çekip dört yola yardırdım… hülyaya telaş yapmayın buldum ben onu dedim … mesaj iletildi yazmadan hasan amca aradı … nerde bişeyi var mı vs. yok amca telaş yapmayın arkadaşlarıylaymış diyip sakinleştirdikten sonra koşmaya başladım ….

sabah kalktım bi sürü mesaj var … giblemedim amk … kalktıktan sonra bi sigara içmeden kafam yerine gelmez kahvaltı faslını geçtikten sonra sigaramı yaktım keyiflenirken … teli aldım elime…
18 mesaj var… hülyadan …
“emre uyan lazımsın “
“emre “
“emre harun eve gelmedi saat 3 “
“ emre :( “
gerisi de buna benzer şeyler … hemen fırladım gittim … evde kimse yok … komşulara sordum … kimsenin bişeyden haberi yok … aradım hülyayı nerdesiniz dedim buldunuz mu … karakoldaydık eve doğru geliyoruz bulamadık dedi … söylemesi ayıp çevre geniş …

güzel yazıyosun panpa devam

buraya kadar okuyan binler yorum yapın eğer okunası oluyorsa yazayım olmuyorsa gibtir edelim ben de kalsın amk ...

buraya kadar okuyan binler yorum yapın eğer okunası oluyorsa yazayım olmuyorsa gibtir edelim ben de kalsın amk ...

buraya kadar okuyan binler yorum yapın eğer okunası oluyorsa yazayım olmuyorsa gibtir edelim ben de kalsın amk ...

buraya kadar okuyan binler yorum yapın eğer okunası oluyorsa yazayım olmuyorsa gibtir edelim ben de kalsın amk ...

küfür ede ede nasıl yapacağı mı nereden başlayacağı mı düşünürken uyumuşum …
uyumadan önce sorsalar uyandığım da yaşadıklarımı gibsen tahmin edemezdim beyler …

reserved

devam panpa

sonra ki gün pederden zar zor izin alıp hülyanın ailesiyle bahsettiğim kaleye gittik . kale demeye bin şahit lazım , taş yığınları kaleyi andırıyor . çalışmalar vardı zaten . ama manzarası mükemmel . oturduk semaveri yaktım . çaylar içilirken muhabbet ettik . bu arada hülyayla bakışmalar ara sıra temaslar yaşanıyor . i̇çim gidiyor gittikçe bağlanıyorum amk . derken hasan amca hanımını da alıp ben bi çevreyi dolaşayım severim dedi gitti . harun bini de çalışmaların fotoğraflarını çekmek için uzaklaştı. hülyayla baş başa kaldık bir süre semaverle oynadı . sonra gelip oturdu yanıma .

başlıyorum beyler

reserved.

reserved