-
76.
0içeri girdiğimde hakkı dayının yanına geçtim. iki lafladıktan sonra eve gitmeye yeltendim. akşam yemeğine kalmam için ısrar ettiler. özellikle sarı muharrem tuttu, biz bana gile söyleriz burda olduğunu dediler. hakkı dayı da isteyince olur dedim. tavuklu bulgur pilavı ve türlü yemeği vardı. bir de cacık ve salata. bizim klagib misafir yemeğmizdir. önce erkekler sonra da kadınlar oturdu yedi. yemekten sonra adil abi ve hakkı dayıyla balkona geçtik.
-
77.
0adil abi bir süre lafladıktan sonra bizi yalnız bıraktı. hakkı dayı tütün üstüne tütün sarıyordu. hiç beklemediğim bir hareket yaparak bana da ikram etti. yok mok diye utansam da "biliyoruz yeğen senin içtiğini. al hadi al" dedi. "hafta sonu yaklaştıkça daha da rahatlıyorum. daha çok senin bu kadar rahat davranman beni daha da rahatlatıyor" diye ekledi.
- nerden biliyorsun rahat olduğumu dayı?
- öyle görünüyorsun.
- doğrusu çok rahat değilim ama ben de bu kadar rahat göründüğüme şaşırıyorum. sana bi sorum olacak dayı?
- he canım.
- bu halay işi için senin benimle konuştuğunu herkesler biliyor mu?
- yok bilmez. daha doğrusu bunu ciddiye alan bir tek sarı muharremle hacı abin. muharrem de ciddiye aldığı için zaten orkestra istedi. kırmadı beni.
- evet ilginç. demek sana inanmış?
- valla inanmış mı bilmiyorum. belki de kırmak istemedi.
- hakkı dayı?
- buyur
- sıradan ir halay olacak değil mi?
- göze tuhaf geliyor ama merak etme yeğen. -
78.
0cuma gününe kadar hakkı dayıyla daha çok vakit geçirdik. bana halaya hangi esnada iştirak edeceğimizi, halayın ne tarafında ve kiminle yanyana duracağımızı anlatttı. bir sürü detay. ben alt tarafı oynayıp çıkacağız diye düşünüyordum ama meğersem boyut değiştirmek, girdapa kaybolmadan dahil olmak ve istikamet duygusunu yeniden kazanmak için doğru zamanı ve yeri beklemek gerekiyormuş. işin en ilginci ise halay için bekleyeceğimiz şarkıydı: bir dilim iki dilim uc dilim elma şarkısını ya da ağırlama halayını bekleyecektik.
-
79.
0bir dilim elma hadi neyse de, ağırlama halayı için davul zurnayı bekleyecektik. hakkı dayı davulcu zurnacıyı bizzat kendisi ayarlamıştı. bunu halay için değil de sanki davul zurna da olsun diye istemişmiş. yanisi ağırlama halayının çalınması maksadı vardı. hakkı dayı bir dilim elma'da boyut değiştirilmezse garanti olsun diye ağırlama halayı olsun istiyordu. bunu sadece bana söylemişmiş. başkaları bilse olay gerçekleşmezmiş.
-
80.
0iki şekilde de farklı halaylar çekilecekti. şarkıya eşlik edecek halayı biliyordum ama ağırlama halayı için biraz prova yapmam gerekiyordu. çünkü bu halayı bizim oraların eskileri bilir ancak, benim gibi yeniyetmeler çok bilmez. evde şarkıyı mırıldanarak bu halayı çekmeye çalıştım olmadı. perşembe günü sokak sokak gezerek bir düğün aradım. eskiden düğünler sokaklarda olurdu. ağırlama halayı çekilen bir düğün arıyordum. o vakitler youtube internet falan yok tabi. delilo damat düz adıyaman her tür halay vardı ama ağırlama halayı bulamamıştım. en sonunda hakkı dayı elinde bir kasetle geldi. "yeğen şunu teybe koyalım da senle bir ağırlama halayı çekelim" dedi, "prova olsun".
-
81.
0ben önce bir dilim elma türküsünü oynamayı istedim. en azından bu türkü esnasında bir seyahat oluşacaksa adımlarıma hakim olmayı istiyordum. o da kabul etti. bir saat boyunca bir dilim elma türküsünü karşılıklı söyleyerek halay çektik. evde kimse yoktu. arada balkona çıkıp sigara içtik. sonra kaseti teybe koyup ağırlama halayı çektik. inanılmaz esrarengiz harikulade bir havası var bu halayın. olağanüstü bir şey olmamasına rağmen ilk kez bu halayın acaip çekici olduğunu hissettim. hakkı dayıya kendi düğününde halayda kaybolurken hangi türkünün çaldığını ne halayı çektiklerini sordum. o da ağırlamaymış. hiç şaşırmadım.
-
82.
0hakkı dayı ekledi. birlikte halay çekerken kelleci memed'i sağ ya da sol yanımıza almalıymışız. yani ya benim ya da onun yanında olacaktı. ben halay başına daha yakın tarafta olacaktım. hakkı dayı da yanıbaşımda. ama asla ikimiz de halaybaşı pozisyonunda olmayacaktık. buna kelleci memet de dahil. kelleci'nin olayını anlamadım. bu olayda dahli ne ola ki? hakkı dayı zamanın olduğu kadar mekanın da etkili olduğunu söyledi. yani doğru zamanı kollamak, artı doğru bir mekan kurgusuna ulaşmak lazımdı. biri ekgib olduğunda olmazdı. bunun fiziksel izahını anlayamıyordum. bir boyuttan bir boyuta geçişte zamansal farklılık oluşabilirdi ama bunun belirli bir mekanda gerçekleşmesi biraz esrarengiz geliyordu bana.
-
83.
0cuma gecesi sabaha kadar rüyamda halay çektiğimi gördüm. o gece hakkı dayı sarı muharremlerde kalmıştı. düğün dernek hazırlıklarıyla uğraşmıştı. cumartesi sabah kız arkadaşımla buluşup düğün sonrası köye gideceğimi, beni 15 gün kadar merak etmemesini söyledim. annem babam da düğüne geleceklerdi. sabah kahvaltıda beni yarı meraklı gözlerle izliyorlardı. babam hakkı dayının kendi düğününde kaybolduğunu bilirdi ama bu kayıp olayının esrarengiz bir olay olduğuna inanmazdı. annem de hakeza.
-
84.
0onlar hakkı dayının evlilik fikriyle başedemediğinden uzaklara kaçığ gittiğini düşünüyorlardı. bunları annem bana anlatmıştı. beni halay çekerken görmeleri çok fevkalade bir hadise değildi elbet. düğünde dernekte kendi aramızda çok halay çekeriz. ama bu sefer zıni olarak benim bu esrarengiz halay mevzusunda aktör olmam en hafif anlamda ilgilerini çekiyordu. belki de düğünün telaşesinden unutup gidebilirlerdi beni. ama halay kurulup da ilgili şarkılar çalana kadar heyecanla bekelemk zorundaydım.
-
85.
0öğleden sonra sarı muharremlere gittim. yolda federasyonun kahvesinden geçerken aklıma geldi. hakkı dayı kelleci memed'in de halayda olması gerektiğini söylemişti ama kelleci'nin durumdan haberi var mıydı yok muydu bunu hiç sormamıştım. hakkı dayı işini bilir elbet ama yine de aklıma düştü. kahveye girdim. 1986 yılına ait bir beşiktaş posterinin altında sigarasını sarıyordu kelleci. beşiktaşlı sinan ve fikret kafaları aşağıya baktığından sanki kelleci'yi izliyorlar gibiydi. kelleci diliyle sigara kağıdını ıslarken "selamun aleyküm" diyerek mevzuya girdim. kendisi çok yaşlı olmasına rağmen haalylara iştirak ettiğinden bahsetti. kelleci bu halayın çok alelade cereyan edeceğini bildiğinden bir heyecan yaşamıyordu. sadece benim hakkı dayım tarafından halaya davet edilmeme şaşırmış gibiydi. çünkü o hakkı dayıyı çok severdi ve iyi olmasına vesile olacaksa, benim halayda olmama iyi bakardı. ama benim gibi bir çocuğun rolüne anlam veremiyordu.
-
86.
0kelleci memed beni saldı. sarı muharremlere vardığımda düğün takım taklavat hazırlıkları yapılıyordu. sarı muharremlerin evi bir yokuşun son iskan noktalarından birindeydi. sandalyeler dizilmiş, ses sistmei vesair ayarlanmaktaydı. ikindi vakti mevlid okutulup lahmacun ikramı yapıldı. tüm bu işlerde ben de çalıştım. akşam üstü piyanist kemal'le prens adnan başta olmak üzere orkestra ekibi teşrif etti. akşam olduğunda düğün başlamıştı. çiftetelli, damat, delilo, harmandalı her çeşit halaydan sonra düz-statik halaya geçildiğinde, halay rölantide olduğu için halaya katıldım. rölantideki halaya katılmayı çok severim. tam kıvamıdır. bir kaç turdan ve yer değiştirmeden sonra halay başı mendili elimi tutuşturup halaydan ayrıldı ve halay başı otomatikman ben oldum.
-
87.
0hakkı dayı kenardan kaş göz yaparak halaybaşılıktan ayrılmamı istedi ama nasıl yer değiştireceğimi bilemedim. az sonra kendisi yanında bir adam getirerek halaya katıldı. utangaç adam halay başına, hakkı dayı onun yanına, ben de hakkı dayının yanına dizildik. fakaat kelleci memedin olması gerekiyordu. üstelik bir dilim elma ne zaman çalacaktı belli değildi. yarım saat boyunca bir kaç yer değiştirerek halaya devam ettim. böyle olmayacağını anlayınca hakkı dayıya göz işareti yapıp orkestranın yanına gittim. bir dilim elma'yı çalsanıza dedim. onlar da z sonra çalacaktık zaten dediler. ben bir koşu halaya geri döndüm. bu sefer de kelleci dayı o yaşlı haliyle halaybaşına geçmişti. ben de mahalleden bi arkadaşı yanıma alarak, onu halay başı olacak şekilde halaya kattım. ben bu sefer ücüncü sırada oldum. solumda kelleci sağımda hakkı dayı vardı. tam zamanıydı artık. der demez bir dilim elma parçası çalmaya başladı.
-
88.
0nerden baksan 10 dakika boyunca aynı parçayı dön dolaş çaldılar. bi numara olmadı. hakkı dayıyla göz göze geldğimizde "merak etme sen" anlamında kaş göz işareti yaptı. sonra sırada ağırlama halayı vardı. neyseki bunda benzer bir hizalanmaya gitmemize gerek yoktu. bu halaayı daha çok köyün yaşlıları çekerdi. ben aralarına nasıl gireceğim, beni yadırgayacaklar mıacaba derken düğüne ara verildi. su, çay ihtiyaç molası derken ağırlama halayının en son sırada performe edileceğini öğrendim. vakit ilerledikçe heyecanım artıyordu. yaşlılar beni yadırgamasın diye hep hakkı dayıyla geziyor, yaşlıların muhabbetine katılıyordum. huysuz ama öyle değilmiş de eğleniyormuş gibi görünen bi dolu insan. ufak çocuklar hafiften sıkıldıkça düüğünü terketmeye başladılar. ortalık daha halay çekilebilir hale gelmişti. bu beni biraz rahatlatmıştı, çünkü orkestracılara dağıtılan paralar yere savrulunca ortalık çocuk kalabalığından ve toz dumandan geçilemiyordu.
-
kamyoncukamilin cakma sarisin yasli chpli anasinin
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 28 01 2025
-
vikings gene iyi
-
sokie iyi aklıma soktun
-
50 kruş ve 1 tl ler kalksın yerine 5 ve 10 tl
-
ülkenin yarısı kürt diyorlar doğru mu
-
mabel matiz türkiyenin en delikanlı sanatçısıdr
-
ekoyu tutuklasalar da sokağa çıksak
-
dexerin korkulu rüyası gaye su akyol
-
hastalıkların yüzde 90 nı müslümanlar
-
yarım saatte 1 başlık açılacaksa
-
ülkedeki resmi kürt sayıı 13 milyonmuş
-
fps oyunu oyanrken midem
-
babam arabayı satacak iletişim özürlü
-
adam satmak itin uğursuzun önde gideni olmak
-
beyler 12 saat çalışıyorum
-
tırrık kafayı tırlatmış kişiye denirr
-
memelilere memeli demişlerde neden
-
mabel buna çakmış mıdır
-
adamın suratı taşağa benziyor ama
-
kız arkadaş yanında osbir çekmenin raconu nedir
-
sözlükte hiç karı kalmadı dimi
-
microsoft türkiyeye veri merkezi kurmamış lan
-
bugun puberte gibiyim
-
50 şınav 23 barfix
-
havucun taku oynayana günlülk 100 tl verseler
-
dünyada yaşam başlamadan önce
-
saat 4 bucuk 2 saat sonra mesai biter
-
benim ne zaman sevgilim olacak ybaaaa
-
keşke bu bayrak altında can verebilseydim
- / 2