1. 1.
    0
    bundan yıllaaar önce lise son sınıftayken rutin bir şekilde okuldan eve geldim. azcık yorgun hissediyordum. kanepeye uzanıp uykuya daldım.
    ···
  2. 2.
    0
    uyumama rağmen annemin ve kardeşlerimin seslerini duyuyordum. babam henüz işten gelmemişti. ne kadar yattım bilmiyorum ama bir süre sonra kulağımın dibinde birisi "şşşt" dedi yüksek bir sesle. ufak kardeşim benle oyun oynuyor sandım. yerimden fırladım ama kimse yoktu. üstelik evde de kimse yok gibiydi.
    ···
  3. 3.
    0
    @3 bildiğin halay çaça. düğün halayı.
    ···
  4. 4.
    0
    kardeşime seslendim, ses yok. anneme seslendim, ondan da ses yok. evde kimse olmadığına emin olmuştum. tekrar kafayı koydum, uyumaya devam ettim ama bir türlü dalamadım tekrar. salona gidip yatayım derken salonda yaşlı bir adamın sigara içtiğini gördüm. dedeme benziyordu. kafasında kasket vardı. babam gilin köyden bir akrabası sandım önce. öyle bayramda düğünde köyden gelen, ilk kez gördüğüm çok adam gelip giderdi. bu da kim bilir babamın dayısının bilmemnesidir diye düşündüm. daha kendisine kimsin nesin diye sormadan bana "halaya niye gelmiyorsun, seni bekliyoruz iki saattir" dedi.
    ···
  5. 5.
    0
    sonrasındaki diyalogu yazıyorum:

    - ne halayı dayı? sen de kimsin?
    - tanımadın mı beni namussuz? halayı toplayana kadar canımız çıktı. bi de gelmezlik yapıyorsun. babana şikayet edeceğim seni yemin olsun. hadi git annene söyle iki lokma bişiler hazırlasın da yiyek. vaktim yok fazla.
    - dayı ne halayı hasta mısın? nerden geldin adın ne? (deli olduğundan emin oldum ama tırsmaya başladım bu sözler üzerine)
    - ahahahah merak etme namussuz, koş kardeşlerini çağır. daha baban da yok zaten ortalıkta.
    ···
  6. 6.
    0
    ortalığı duman altı etmiş bi de hasta ruhlu. tırsarak kapıyı açıp dışarı çıktım. heyecandan kardeşimin terliğini giydim. ayağıma zorla sığan terliklerle komşulara gidip annemi soruyorum. amk ortalıkta da kimse yok. kafayı yiycem, adamın neci olduğu belli değil. annemi bulsam bağırıp çağırmayı düşünüyorum. böyle salak salak adamları ne diey eve misafir alıyorsunuz. alıyorsanız beni niye uyandırmıyorsunuz. ayrıca nereye kayboldunuz diye.
    ···
  7. 7.
    0
    aradım taradım kimse yok ortalıkta. yer yarıldı da içeri girdiler sanki. sinirle eve doğru yöneldim. bizim ev ikinci katta. bi baktım annem ve iki kardeşim balkonda çay içip gülüşüyorlar. kakara kikiri. beni öyle salak bi terlikle görünce kardeşim dalgaya başladı. annem de soruyo nerden geliyon sen böyle, hani uyuyordun. bi de eşofmanla çıkmışsın hasta mısın falan diyo. ulan sinirden nasıl patlıyorum. asıl siz nerdesiniz dedim. içerdeki adam da kim dedim. ne adamı dediler.
    ···
  8. 8.
    0
    nasıl ne adamı? salonda oturmuş sigara içiyor ya. ortalığı duman altı etmiş hıyar. bizim köylüler gibi bi adam vardı orda dedim. yok olm saçmalama rüya gördün sen dediler. vay amk. içeri daldım salona bakıyorum pırıl pırıl. ortada kimse yok. annem dedi sen nasıl rüya görüyon böyle. üstelik görüp de dışarı fırlıyorsun. manyadın iyice dedi. ama yok işte, gerçekten de öte gerçekti gördüklerim. anlatmaya çalıştım ama beni kafayı yemiş sanmasınlar diye uzatmadım. he he rüya gördüm dedim üstelemedim sonra.
    ···
  9. 9.
    0
    akşam oldu babam işten geldi. duşa girdi. yemeğe oturduğumuzda köyden bize gelecek bir misafirden bahsetti. evimizi bilmiyor, onu otogardan alıp eve getir dedi bana. kendisi işte olacağı için ilgilenemeyecekti. kimmiş bu adam dedim. bir uzak akraba dedi çok uzatmadan. sigara da içiyor mu dedim. ne alaka lan dedi. bir tanıdığımızın düğününe geliyor dedi. kendisinin çocukluk arkadaşının oğlu evleniyormuş. beni de tembihledi. iyi davranayım, nazik olayım vesaire vesaire. hafiften tırssam da çaktırmamaya çalıştım.
    ···
  10. 10.
    0
    bende gece idrara kalkma huyu vardır. o gece alışık olduğu üzere saat 03:00'te tuvalete uyandım. işeyip dönerken babamın sayıkladığını duydum. mayıs ayında olduğumuz için havalar sıcaktı ve yatak odasının kapısı açıktı. "sakın o halayı kaçırma, sakın kaçırma tamam mı" diye sesleniyordu. sayıklama değil bildiğin sesleniyor gibiydi bu. geri geri yürüyüp koridorun ışığını açtım. babamın yüzünü seçebilmeyi umuyordum. odanın önüne geldiğimde babam yüzükoyun uyur vaziyette, bu sefer de mırıldanarak "sakın kaçırma, bak sakın diyorum" dedi. "baba bana mı sesleniyorsun" dedim. cevap gelmedi. yanında uyuyan annemi uyandırıp tedirgin etmemek için daha fazla seslenmedim. kalp atışlarım feci artmıştı. ışığı kapatıp yatağa girdim ama uyumak ne mümkün. ertesi gün cumartesiydi. babam erkenden kalkıp işe gitmiş, bense geç bir saatte uykuya teslim olduğum için babamı kaçırmıştım. ne rüya gördüğünü soracaktım.
    ···
  11. 11.
    0
    öğlene doğru balkonda kahvaltı yaptım. anneme durumu anlatayım mı anlatmayayım mı karar veremiyordum hala. kim bu adam, necidir falan diye sordum ama bırak annemi babam bile çok tnaımıyordu ki anasını sattim. bizde de köylüler birbirini tutar. suyunun suyunun suyu olsa bizim köylü diyerek arka çıkarlar. gerçi bizim köyden allahı var çok düzgün insanlar çıkar. ama bu gelecek adamdan ciddi olarak tırsıyordum. dün evin salonunda gördüğüm adamın aynısı çıkarsa kafayı yerdim. otogara gittim. otobüsü beklerken simsar bi arkadaşımla lafladım. tek tük sigara içerdim o zamanlar. dumanları çember yapmaya çalışarak eğleşiyordum. otobüs gelmedi. arkadaşa sordum, bu firma bazen böyle rötar yapıyo falan dedi. birilerini arayacağız da kimsenin haberi yok. otobüsün kalkış yaptığı yeri aradık. abi o saatte bizim bir seferimiz yok ki dedi adam bana. nasıl yok abi, iki saattir bekliyorum burda. bi yanlışlık olmasın diyorum. neyse babamı arayacağım da o zamanlr cep telefonu falan yok. evi arıyorum, anneme babamı aramasını, firmadan seferden emin mi diye sormasını istiyorum.
    ···
  12. 12.
    0
    babam da durumdan haberdar değil. tam eve doğru yönelmişken bizim simsar arkadaş arkadan beni çağırdı. burda bi adam var seni soruyor dedi. arkadaşın çalıştığı firmaya girdim. dün evin salonunda gördüğüm adamın aynısı. elim ayağım boşaldı.

    - nassın yeğen. ben hakkı dayın. gel öpüverem seni. köyden geldim yenice. şu çantama el edecen mi babana rahmet.

    ürkek ama güvenilir bi imajı vardı. kasketliydi ve ağzı da tütün kokuyordu. çantasını yüklenip evin yolunu tuttuk. nasıl geldiğini hangi firmayla geldiğini sordum, oo iş çok karışık boşver anlatıp kafanı yormayam ben dedi.
    ···
  13. 13.
    0
    yol boyu köyden tanıdıklardan falan konuştuk. sürekli tabakasından sigara çıkarıp içiyordu. hiç bi farklılığı enteresanlığı olmayan dümdüz bir köylü emmiydi işte. akşam babam da gelince yemeğe kurulduk. köydeki olaylardan vesair konuştular babamla. yakından tanımadığım bi dünya insan hakkında bi dünya muhabbet. hakkı dayı bi ara lavaboya gittiğinde babama dün ne rüya gördüğünü sordum. olm iyi misin? dün de böyle saçma sorular soruyordun, saçma salak konuşma dedi. babam duygularını belli etmeyen ketum bir insandır. asla itiraz etmedim hayatım boyunca. edemedim de zaten. yaa yok baba, gece sayıklamalarını duyup uyandım. kabus mu görüyordun ki acaba diye sordum. o da valla ben rüya müya hiç hatırlamam. annem de sayıklama olayını duyunca şaşırdı. töebeler olsun, baban hiç sayıklamaz ki olm dedi. dayı lavabodan gelince meseleyi kapattım. şu gideceği düğüne gelsin istiyordum muhabbet.
    ···
  14. 14.
    0
    hakkı dayı tuvaletten dönünce e hadi ben yatam, çok yorgunum dedi. lan bu saatte ne uyuması, daha saat 10 olmadı anasını satiim. babam da e tabi yol yorgunusun, erken uyusan daha iyi dedi. annem hemen salondaki çekyatı açtı nevresimi serdi. hakkı dayı direk uyumaya koyuldu. biz de arka balkonda muhabbete devame ttik. o an dikkat etmemişim ama dayının yattığı yer, dün onu salonda sigara içerken gördüğüm yerin ta kendisiydi. anneme durumu anlatayım diyorum ama beni iyice deli sanacak diye anlatmaktan kaçınıyorum sürekli. gece uyanıp uyanıp durdum. rüyamda hep elinde sigarayla benle konuştuğu sahne var. gece 3 civarı yine tuvalete uyandım. tam tuvalet ışığını açacakken salonun da ışığının açık olduğunu farkettim. dayı uyanıktı. kafayı ürkek bir şekilde uzattım. balkonun kapısını açmış sigara içiyordu. hayırdır dayı, ne sigarası bu saatte dedim. gözleri titrek ve buğuluydu. acaip mahzun bir ses tonuyla "ben aslında bu düğüne gitmeyi hiç istemiyorum yeğen" dedi.
    ···
  15. 15.
    0
    - dayı düğün neyin nesidir. bi anlatsana şunu bana.
    - çocukluk arkadaşımın oğlu işte yeğen. sarı muharremin eniği. elimde büyüdü namussuz. gelmezsem ayıp olur. hakkımız var üzerimizde.
    - e iyi de dayı ne diye gitmek istemiyorsun o halde?
    - o düğünün halayında bulunmak istemiyom yeğen. bi polim var o işte sanki. halayı çekince adım atamıyor gibi oluyon yönünü şaşırıyon. sanki halaya gitmişiz gibi konuşuyom emme, sen say ki halaya gittik, oyunumuzu oynadık. ben hep o halaydaydım sanki yeğen. bir şey var rüyamda hep. girme o halaya, girersen de yanında bir delikanlıyı al diyo bana. kafayı yiyo diyecen bana sen. ama şartolsun yalan konuşmuyom.
    ···
  16. 16.
    0
    dayı uçmuş ki ne uçmuş. hakkı dayı sen yat uyu en iyisi. alt tarafı düğün yahu. ne olacak ne bitecek ki enikonu? o kadar sorun olacaksa ben gelirim senle, katılırım. ama yani halaya girmemek ayıp bişey değil ki. orada olsan da bi şeydir yani. dayı bunları duyunca biraz sevinir gibi oldu. yeğen gelir misin benle gerçekten dedi. gelirim tabi dayı dedim.

    dedim ama niye bu kadar rahat konuştum ben de anlamıyorum. sırf herif misafirliğin ezikliğini yaşamasın diye adama kalenderlik yapalım dedik ama iyi mi etim kötü mü ettim sona ortaya çıkacaktı.
    ···
  17. 17.
    0
    bu kadar yeter şimdilik. sonra devam ederim.
    ···
  18. 18.
    0
    iyi geceler çaçalar. esrarengiz halay hikayeme kaldığım yerden devam ediyorum.
    ···
  19. 19.
    0
    ertesi gün hakkı dayı başka bir akrabamızın evine gidecekti. kendisiyle sabah kahvaltı ettik birlikte. kahvaltıda benim de kendisiyle düğüne geleceğimden bahsetti. annem gayri ihtiyari sordu oğlum sen düğün müğün sevmezsin, ne işin var orda diye. ben de hakkı dayıyla o mahlleyi azcık gezeceğiz. hem köylülerle kaynaşmak iyi olur. kimi kimseyi tanımıyorumki burda dedim. babam o esnada hakkı dayıyla göz göze geldi. sanki gizli bir iş çeviriyorlarmış gibi birbirlerini onayladılar. ufaktan babamdan da şüphelenmeye başlamıştım. hem gece vakti sayıklamasını duymuştum, hem de beni otogarda kasten bekletmişti. ketum ve tersleyen bir insan olduğu için de kendisine çok itiraz edemiyordum. hakkı dayıyı akrabaların olduğu mahalleye zütürmek için hazırlanırken anneme bu işte bir iş var ama du bakalım dedim. annem benim huysuzlanmalarıma inanmasa da, benim halimi iyi görmüyor gibi davranıyordu. kahretsin ki bu nedenle kendisine söylemek istediklerimin onda birini dahi söyleyemiyordum.
    ···
  20. 20.
    0
    hakkı dayının, evinde kalmaya gideceği adam sarı muharrem'in amca oğlu hacı abi'ydi. hacı abi'nin bisan bigibleti vardı ve sanayideki doğrama dükkanına onunla gidip gelirdi. evin sokağında bizi görünce bigibletin zilini öttürdü gülümsedi. hakkı dayıdan önce bana seslenerek "vay örümcek, sen gelir miydin buralara hayırsız çocuk" dedi. ben de sırıtarak, biraz da buralar benden sorulur havası vermek için "hacı abi davet etmiyorsun ki gelelim" diyerek işi dalgaya vurdum. bigibletten indi, birlikte eve doğru yürümeye başladık. hacı abi hakkı dayının yakın arakadaşıymış, orda yakından gördüm. hacı abi hırpani ama neşeli bir adamdı. evine vardığımızda hanımı ve kızlarına hemen bir sofra kurmalarını söyledi. bi ton gırgır şamatadan sonra laf bir hafta sonraki düğüne geldi.
    ···