-
26.
+5Beyler entry girin yorum yapın hikayeye ekgib bulduğunuz kısımları yazın saat 1 dedim direk geldim 3 part attım elimden geldiğince hızlı yazıyorum siz de biraz destek verin
http://c12.incisozluk.com...11506/7/2153257_of43d.jpg -
27.
+5Aradan 12 gün geçmişti. Ben her gün odamda oluyordum. Durmadan çalışıyor. Spor yapıyor ve Argus'un tekniklerini uyguluyordum. insanlar fark etmişti benim çalışmamı ve daha da korkarcasına bakıyordular bana. Kitap bitmişti. Bilgileri öğrenmiştim. Dövüş taktiklerini, tırmanma, kaçma hemen hemen her şeyi öğrenmiş sayılırdım. Öyle sanıyordum. Saatlerce çalışıyor. Duş alıyor kitap okuyor ve yemek yiyordum. Emre ise arkadaşlar edinmişti. Onlarla vakit geçiriyordu. Kendisinin çalışmaya gerek olmadığını Harius'un her şeyi halletigini söylemişti. Argus yüzünden kaslarım çok hızlı gelişiyordu. 2 gün de aynı şekilde geçmişti. Ellie bizi çağırmıştı. "Evet beyler bu gün önemli bir gün. Bu olaydan sonra parça hiç görünmedi. Tahminimiz ise atalarınız alıyor ve saklıyor olmalılar. Eğer sakladıkları yeri bulursak parçayı alabiliriz. Başlayalım mı?" Tekrar cihaza girmeyi her şeyden çok istiyordum. Direk girdim. Korkmuyordum artık. işlemler yapıldı. Gözümü açtığımda Tekrar 1890ların sonundaydım. Trenin gelmesini bekliyorduk. Harius yanımdaydı. ikimiz de evin çatısının çıkmıştık. Evin hemen önünde şehiri ikiye ayıran bir köprü vardı. Sadece demir yolu vardı. Tren geçecekti. Kolumuzda ki zımbırtıda bir farklılık vardı. Zıpkın vardı. Ne yapacağımız belliydi. Tren geçerken zıpkını atıp trene ulaşacaktık. Düşüncelerimin içindeyken trenin sesi duyuldu. Siyah duman da göründü. Başlıyorduk.
-
28.
+5ikimiz de var gücümüze koşuyorduk. Emre cidden korkmuştu ve bana koşarken bile küfür ediyordu bir ara şiir sandım.(Ulan cem Allah beni kartal olarak yaratsaydı da ananın dıbına süzülseydim.) En son da sessiz ve insandan uzak bir yere geldik. Park gibi bir yerdi. Hemen bir banka geçtik oturduk. Nefes nefese kalmıştık. Sırt çantalarımızdan suları çıkartıp içmeye başladık. "Cem bileğini yıkayalım birisi görürse dikkat çekeriz." "Hadi." Yıkadıktan sonra Emre durmadan eldivene bakıyordu. "Nasıl yaptın onu?" "Bilmiyorum ki olum. Ben sadece yumruk atacaktım bir anda fırladı." "Acaba mistik güçleri mi var belki beynini okumuştur?" "Emre beynin mi yandı birader? Bak şurada bir ip var. Ben eldiveni ilk taktığımda durmadan sallanıyordu bende bileğimin içine aldım. Yumruk atarken sanırım ipi çekmiş olmalıyım. Mekanizma ipe bağlıdır. Deneyelim." Dedigim doğru çıkmıştı. ipi çektiğim anda ip fırlıyordu. ipin ucunda yuvarlak bir şey vardı. Parmağa takmak içindi anlaşılan. Birkaç kez denemeye başladım ve cidden çok iyi bir şeydi. "Deneyecek misin?" "Yok kalsın. Bela istemiyorum ben." O esnada parkın önüne siyah bir araç yaklaştı ve içinden uzun boylu sarışın sakallı 40lı yaşlarda bir adam indi. "Selam gençler. Bela demişken.." diyip sırıtmaya başladı. Emre'yle birbirimize baktık.
-
29.
+5ikimiz de yürümeye başladık. Bileğimde olan zımbırtının çok daha gelişmişlerini gördüm. Etrafta bomba, fırlatma bıçakları, ve eski kılıçlar vardı ama kılıçlar camın içindeydi kullanılmıyordu onlar. "Öncelikle Emre gördüğüm kadarıyla o gereksiz oyunu oynamışsın ve bizi şu an Tapınakçı sanıyorsun. Hayır değiliz. Şu *Animus* dediğiniz şey ki asıl adı bu değil bu şekilde yani gördüğünüz bildiginiz şekilde kullanılmıyor. O oyun bir komploydu. inançlılar dediğimiz bir grup daha var. Aslında Suikastçiler, Tapınakçılar ve sonradan oluşan inançlılar. inançlılar aslında suikastçiydi ama sonradan bazı anlaşmazlıklar oldu ve ayrıldılar. Sonra o oyunu kurdular. Amaç insanları uyarmak aslında. Devletin ilgisini çekip araştırması ve iki tarafı da yok etmesi amaçlandı. Bilmedikleri şey zaten Tapınakçıların yönettiği bir dünyada yaşıyoruz. işe yaramadı tabi ki. O oyun bazı gerçekleri yansıttığı gibi yalan dolan da barındırıyor. Her neyse aklınız da ki oyun kısmı gittiğine göre öncelikle dinlenin ve yemek yiyin. ikinizle konuşmak istediğim çok konu var. Gülümsedi ve birine el işareti yaptı. "Odalarını gösterir misiniz?" Kadın sessiz bir şekilde kafa salladı ve takip etmeye başladık onu. Odalarımız yan yanaydı. "Emre sakin ol. Duş al. Uyu. Dinlen biraz. Her şeyi anlayacaz zaten. Kafa salladı sadece. Çok gergin olduğu belliydi. Odama girdim. Yatak ve bir çalışma masası vardı her şey gri ve beyazdı. Etraf siyah camla kaplıydı. Duvar olan bir tarafı vardı o da düğmeliydi. Bastığım anda döndü ve duş olduğunu anladım. Böyle bir duş yoktu beyler tek ekgib olan şey otomatik 31 çeken bir kol yoktu ona da şaşırdım desem yalan olurdu. Yatağa attım kendimi. Zımbırtıyı çevirmeye başladım. Hala küçük bir tarafında o binin kanı duruyordu. Uykuya dalmışım.
-
30.
+5Arkasını dönüp gitti sonra. Yere oturdum. Kendime gelmeyi bekliyordum. Aklımdan bin bir türlü şey geçiyordu. Kız kimdi? Bizi nasıl buldu? Çaldığımız için bir şey olacak mı? Ayağa kalkabildim ama çok yorgun hissediyordum. Odama dönmek zorunda kaldım. Duş aldıktan sonra yatağımın üstüne oturdum. O esnada kapı açıldı ve içeri giren o kızdı. "Sınandınız. Merak ediyorsan. Ailemiz Suikastçilere bağlıdır. Siz olduğunuzu tahmin ediyorduk ama emin değildik. Bıçağı alıp alamayacağınızı görmemiz gerekiyordu." "Bunun için bana kızgın değil misin?" "Çaldığın şey sana aitti. Senin atalarının. Kendi eşyanı çalamazsın." O esnada sinirden kafayı yiyecek gibi oldum. Kolundan tutup duvara ittim. "Bizimle oyun mu oynuyorsunuz!? Kendi saçma sapan işleriniz için bize ihtiyaç duyuyorsunuz. Sonra bizi öldüreceksiniz değil mi!? Acaba kim bilir kaç kişiye daha yaptınız bunu!" "Hayır öyle bir şey olmayacak. Söyleyecek bir şeyim yok." "O zaman niye buraya geldin?" "Amacım konuşmak değildi." dedi ve beni itti. Kendisi de benimle beraber geliyordu. Kemerimi açmaya başlamıştı. Ben de pantolonunun düğmesini açıyordum. ikimiz de çırılçıplak kaldık. Uzandık. Göğsümü öpüyordu. Bu sefer ben öpmeye başladım ve aşağı doğru indim. Yalamaya başladım. Saçımı çekiyor zevkten ayak tırnaklarını sırtıma batırıyordu. Diklendim ve üzerine uzandım. içine girdim. Zevkten gözümü açamıyordum.
-
31.
+5"Atalarımın izinden gideceğim ve neslinizi ben bitireceğim." Gözlerime bakıyordu. Bileğimden bıçak fırladı ve boğazını deşti.
Parçayı bulmuştuk ama korumalar geliyordu seslerden anlaşılıyordu. Can başarılı olmamıştı anlaşılan. Ölmüş olmalıydı. Parçayı cebime koydum ve ikimiz de buz gibi esen kulenin tepesindeydik. Korumalar bizi gördü ve silahlarını çıkarırken ikimiz de birbirimize baktık ve geceyi yararak karanlığa atladık.
http://c12.incisozluk.com...11503/4/2153714_o330b.jpg -
32.
+5Beyler partlarınız hazır. Saat yedi buçuk veya 8 gibi gelir tabi eğer okuyan olursa.
-
33.
+4Ooo okuyanlar gelmiş tamam beyler yazıyorum
-
34.
+4Gençler uyandığım gibi 6 part attım. Siz okuduğunuzu belli ettiğiniz sürece ben yazmaya devam edicem ama hiç ses seda yok.
-
-
1.
0Devam pnpa
-
1.
-
35.
+4Okuyan mı var amk 0 şuku son entry
-
-
1.
0hadi artık devam et zütüme tepsi sokucam
-
1.
-
36.
+4Hepinize günaydın beyler başlıyoruz o zaman
-
-
1.
0Bekliyoruz
-
1.
-
37.
+4Tabi Emre baya sinirli bir şekilde dört dönmeye başladı. "Cem olum sen deli misin. Ulan eski bir bıçak işte. Adam da koleksiyoncudur. Bıçak çalmak için mi bizi o kadar derde soktun? Şimdi bizi arıyorlar farkında mısın? Ulan para da etmez ki bu." O konuşurken ben mekanizmayı inceliyordum. Eldivendi ve etrafına ip bağlıydı. Altında çelik bir giriş yeri vardı. içinde ise bıçak vardı ama elimle çekmeme rağmen bıçak çıkmıyordu. Eldiven kalındı ve cebime koyamazdım. Kutuyla da gezemezdim. 18 yaşında bile değildim. Yanımda taşımam yasaktı. Ama mecburdum. Zaten kimse anlayamazdı. Ben de bileğime taktım. "Emre yakıştı mı lan?" "Olum sen benimle dalga mı geçiyorsun? Neyse olan oldu. Hadi lan sabaha yaklaşıyor gidelim burdan." Hızlıca indik çatıdan. Hala Emre mızmızlanıyordu ve biri önümüzü kesti. 20li yaşlardaydı. Otçuydu belliydi gözlerden anlaşılıyordu. Arkadan biri daha gelmişti. Emre zaten titremeye başlamıştı. "Lan olum bunların zütünde kıl da yoktur şimdi lan?" "Güzelim gelsene şöyle." Beyler o an inanılmaz korktuk. Yakınlaşmaya başladılar bir tanesi elini uzattı bana doğru refleks olarak yumruk attım. Ama o esnada bir şey oldu. O bıçak yerinden fırladı ve o huur çocuğunun boynuna girdi. Gözleri büyüdü ve kan içinde yere yığıldı. Diğeri ise şaşırdı. "Lan?!" diyip koşmaya başladı. Emre bıçağa bakıyordu ve elimde ki kana. "Cem... Naptın?" "Bilmiyorum koş!"
-
38.
+3Harbi insanın tepesi atıyor ilk entrye kuzenim bizim eve geldi yazsam üşüşürlerdi direk NORMAL bir hikaye olunca kimse giblemiyor
-
39.
+3Etrafta yüzlerce insan vardı. Parça üst kattaydı. Saray 4 katlıydı. 2. katına çıktım. Etrafta farklı bir şey yoktu arada sırada gezen korumalar. Kolay olacaktı. 3. kata çıktığımda pencereden birini gördüm. Tanıdığım birini. O huur çocuğu tapınakçıyı. Shay Cormac'in torunun torunu Alexander Cormac. O ne lan öyle torunun torunu bu ne amk. Bu bin burada olduğumu biliyordu. Korumalar onu görünce direk kenara çekildi. Hızlı hızlı yürümeye başlamıştı. Ben de adımlarımı hızlandırdım. Dikkat çekmemeye çalışıyordum. 4. kattaydım o ise 2 hangi odadaydı ki bu 3. kattaydı odayı buldum 4. kattaydı şimdi koridordan geçecekti. Sandığı buldum. Kutuyu çıkardım. içini açtım. Parlıyordu. Evet parça içindeydim. Kutuyu kapattım ve cebime attım. "Argus. Naber eski dostum? Ha bu arada hareket edersen beynin patlar." Elinde tüfek vardı binin. Büyük dedesinin tüfeğiydi. Nerden bildiğimi bilmiyorum. Argus işte. "Evet eski dostum. Ama patlayacağını düşünmüyorum." diyip sis bombasını attım ve pencereden atladım. Zarar görmemek için takla attım ama bu imkânsızdı. 4. kattan atlamıştım. Zarar görmemem imkânsızdı. Cidden suikastçiler yok iyi eğitilmiş olmalıydı. Koşmaya başladım. Hesaba katmadığım şey Alexander da aynı şekilde eğitilmişti. Arkamdan koşup tüfeğini ateşliyordu. insanlar bağırıp koşuyordu. Demire tırmanıp atladım. Takip ediyordu beni. Olabildiğim kadar hızlı koşuyordum. Tırmanmaya başladım. O da peşimdeydi. Diğer çatıya atladığım anda sırtımda bir acı hissedip yere yığıldım. Vurmuştu beni bin kurusu. Yanıma yaklaştı ve cebimden aldı kutuyu. Tüfeği başıma doğrulttu. "Elveda eski dostum. Babana selam söyle." O esnada tüfek tutan eline bir bıçak saplandı. Bıçağa baktığımda tarikatın kartal işareti vardı. Gelen bir Suikastçiydi.
-
40.
+4 -1Panpa devam etmek isterdim ama okuyan yok adam akıllı toplasan 2 kişi var
-
-
1.
0Kardeşim şuku için anlatma ya şu an o 3-5 kişinin heyecanla okuduğu hikayeyi bırakıyosun biliyorum emeğinin karşılığını almak istiyosun ama o 3-5 kişi için bitir. Bekliyorum kardeşim
-
2.
0muallakliği ben böyle nitelendiririm aga
-
1.
-
41.
+3"Buz gibi bu huur çocuğu." "Emre kes sesini metrelerce yüksekten atladık. Su olmasa atlanayacaktık sonrası ölüm zaten." Korumalar hızlıca peşimizden geleceklerdi. Koşarak arabaya döndük ve bastık. Havaalanına doğru gidiyorduk. Tahmin ettiğim gibi Can ölmüştü. Elimizden geldiğince hızlı gidiyorduk. Ellie parçayı görünce eline aldı ve korumasına baktı. "Cem arabanın üstüne çık gelirlerse okunla indir." "Tamamdır." Camdan arabanın üstüne çıktım. Tam o esnada araba ani bir fren yaptı ve ileri uçup yerde yuvarlandım. Emre de benim gibi yuvarlanıyordu. Onuda kapıyı açıp atmış olmalıydılar. Basıp gittiler. Arkalarından bakıyordum. Uçak ilerlemeye başlamıştı bile. Kapısı açıldı ve araba uçağın içine girip havalandı. "huur çocukları bu iş burada bitmedi. Bitmeyecek." Emre'nin yanına gittim ikimizin de bir şeyi yoktu ufak sıyrıklar vardı. "Emre hadi. Saklanalım. Bizi görürlerse işimiz biter." "Tamam koş." Güneş yeni doğuyordu. Var gücümüzle koşuyorduk. Sadece kaçmak için değil, intikam için.
SON
Not: Beyler hikayenin devamı da var da çok az okuyucu var. Takip eden kişi sayısı 3 ya da 5 kişi bu yüzden devdıbını anlatmama gerek yok. 2 bölümden oluşuyordu hikaye 2. bölüme girmiyorum. Okuduğunuz için teşekkürler. Sağlıcakla kalın. -
42.
+3Gece saatleriydi. New York'taydım. 1890'lı yıllar olmalıydı. Saat kulesinin tepesinde çömelmiş şekilde duruyordum. Güzel bir esinti vardı. Yaz ayları olmalıydı. Zamanın gelmesini bekliyordum. O bileğimde ki zımbırtıdan diğer bileğimde de vardı ve benimkinden çok daha gelişmişlerdi. Üstümde siyah dar pantolon ve siyah dar bir gömlek benzeri bir şey vardı. Onun üstünde kemerle bağlanmış fırlatma bıçaklar duruyordu. Pantolonumun iki yanında sis ve ses bombaları vardı. Üstümde ise uzun bir şey vardı kapşonu kafamda takılıydı. Bir cüppeydi ama dar bir cüppeydi hareketi zorlaştırmıyordu. Siyah ve kırmızı karışımı rengi vardı. Olduğumdan daha çevik ve güçlü hissediyordum. Adım Argus'tu. Lan ben nerden biliyordum ki bunları. Boyum biraz daha uzundu. Sarı sakallarım vardı. Atana güven demişti. Sanırım kendimi ona bırakmalıydım ama onu ben yönetiyordum ve ne yapacağım belliydi. Argus da yardımcı oluyordu nereye gideceğimi söyler gibiydi. Bazı anlarda ne yapacağımı da. Yapacağım şey kendimi anımsattı. Bir dans olacaktı saray benzeri bir yerde. Oraya girip bir parça almam gerekiyordu. Çok önemli bir şeydi. Zamanı gelmişti. Ayağa kalktım ve Argus tam sütunün önünde ayağa kalktı. Napıyordu bu dangalak. Kaç metre yükseklikten yere atlayacaktı. Aslında yere değil. Gözüne kestirdiği bir yer vardı. Yani gözüme kestirdiğim. Tüccarların koyduğu un çuvalları vardı üstünde oraya atlamayı planlıyorduk. Argus korkusuzdu. Ben değildim ama atlamak bana bağlıydı. Gözlerimi kapattım. O zaman köşkte gördüğüm kızı düşündüm ve aklıma Ellie'nin söyledikleri geldi. "Atana güven." Derin bir nefes aldım ve geceye daldım.
-
43.
+2BEYLER OKUYORSANIZ YAZIYORUM?
-
44.
+2"Argus hazırlan." Kolumu uzatıp nişan aldım. Trenin son vagonu da geçtikten sonra attım zıpkını. Harius da aynı şeyi yaptı. Trenin üstündeydik. Yürümeye devam ediyorduk. 12 vagon vardı. Trenin aslı haricinde. Alexander, babası ve karısı baştan 2. vagondaydılar. Parça da orada olmalıydı. Ses çıkarmadan 3. vagona kadar geldik. Bundan sonrası görünmemem gerekiyordu. Hepsiyle savaşamazdık. Korumalar vardı onlarca. 3. vagondan itibaren demiri söktük. 9 vagon bizden uzaklaşırken 3. vagonun içine Harius sis bombası attı ve içeri daldı. Ben de vagonun üstüne çıkıp 2. vagonun üstüne atladım. Alexander'ın gitmesini bekliyordum. Fakat olmadı ve bağırmaya başladı. "Argus eski dostum çık ortaya." Tüfeği elindeydi. Ses bombası atıp içeri daldım. Eşi Mellanie Cormac köşeye çekilmiş çığlık atıyordu. Alexander fark edememişti beni ve babamın intikdıbını alarak babasının boynunu bıçağımla yardım. Kendisine ilerlerken fark etti ve dönüp ateş etti. Iska geçmişti. Tekrar dolduracak zamanı yoktu. Yumruk yumruğa kavgaya girdik. Argus daha iyiydi ama Alexander durmak bilmiyordu. Hariusun vagonun üstüne çıktığını gördüm içeri sis bombası attı Alexander ve ben de sessizleştik birbirmizi göremiyorduk. Zamanım çok azdı. Harius bu vagonu da sökecek ve trenle kaçacaktık. Egilerek ilerlemeye başladım kutuyu görmüştüm. Mellanie'nin yanındaydı. Ona doğru ilerledim. Fark etmişti beni. Gözleri korkudan büyümüştü. "Şşş." Kutuyu alıp vagondan dışarı çıktım vagon sökülmüştü ve gittikçe uzaklaşıyordu geriye çekildim ve atladım. Son anda Harius beni yakaladı ve trenle ilerlemeye başladık. En son Alexander'ın "Seni öldürücem lanet huur çocuğu!!" dediğini duydum.
-
45.
+1Panpa az kaldı oraya emin ol
başlık yok! burası bom boş!