/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +35 -4
    konuştuğum insanlar üzerinde direkt olarak baskınlık kuran, istediğim her şeyi tek bir cümle ile onlara yaptırabilen düzeydeki engin bilgilerimi bu başlıkta siz inci sözlük yazarları için anlatıyorum.

    dileyenler reserve alabilir lakin, anlattıklarım karşısında adeta güneş görünce açılıp saçılan kızlar gibi; lümpen kişiliğinizden kurtulacaksınız (:
    ···
  2. 2.
    +15
    karşınızdaki insanı etkilemenin en iyi yolu, size güvenmesini sağlamaktır. lakin, inandırdığınız yalanların derecesi; konuştuğunuz insanın size olan güveniyle doğru orantılıdır.

    ama biz, yalanlarımza inandırmak değil, isteklerimizi onlara pgibolojik baskı kurarak yaptırtmak istiyoruz. bu baskı, bir kızla konuşurken sizden hoşlanmasını sağlamak, iş görüşmesinde kaptığınız bir vizite olarak size dönücektir.

    insanoğlu, ilk tanıştığı insanın dış görüşüne göre alfa rolü üstlenebilir fakat, bu kızı yatağa kesin atarım dediğim on kızın 6-7sinin dudaklarının tadına bakamadan ayrıldığımız oldu.

    o yüzden, altın kurallardan ilki, "diğerleri gibi dış görünüşe göre alfa rolü üstlenmemek."
    ···
    1. 1.
      +2
      yalan söylemeyin ne dediğinizi hatırlamak zorunda kalmazsınız
      ···
  3. 3.
    +11
    nedir bu dış görünüşe göre alfa rolü üstlenmek?

    erkek yada kadın farketmez, insanlar karşılaştığı ilk insan üzerinde; benlik duygusunun etkisiyle

    düzeyde eşitlik
    düzeyde üstünlük
    düzeyde kayıp

    adı altında, benim isimlendirdiğim 3 farklı olguyla ilk izlenimlerini yapar. bu izlenimle alfa rolü alınır yada kaybedilir. Yada; üstünlük kurma çabaları, atılan yalanlar, anlatılan övgü dolu hikayelerle devam eder.

    eğer bir insan size sürekli kendini öven hikayeleri anlatıyor, size bir şeyleri kanıtlamaya çalışıyorsa onun gözünde "siz ve o eşit düzeyde" insan rolündedir.

    sizin ona karşı ne düşündüğünüzün önemi yok. altın kurallardan ikincisi;

    "senin ne düşündüğün değil, onun düşüncesi önemlidir"
    ···
    1. 1.
      -2
      amk ilk cümledeki doruyu dm atıyodum :D
      ···
  4. 4.
    +11 -1
    eşit düzeyde olgusal düşüncedeki bir insana üstlünlük kurmak için , o yıllarca kullanmadığınız beyninizden yardım almanız gerekmekte.

    - o anlatsın siz dinleyin.
    -yalan attığını anlasanız dahi, yüzüne vurmayın
    -kendinizden bahsetmeyin. size özel sorular sormasını isteyin.

    bu şekilde, üstünüze gelip sizin iç benliğiniz ile etkileşen olgular arar durur , aklını meşgul edersiniz.

    bir süre sonra, siz onun gözünde "sanırım" larla başlayan sessiz konuşmaların başlangıcındaki adam yada kadın olursunuz.

    altın kural üç " bırakın onlar kendini her fırsattsa size anlatsın, siz merak edilen olun".

    ardından, bir şey anlatırken pür dikkat sizi dinleyen bir kız ile, onu kolayca ikna edebilcek düzeye gelebilirsiniz (:
    ···
  5. 5.
    +5
    okuyan varsa, sorusu olan varsa sorabilir.
    ···
    1. 1.
      0
      bu hafta sevdiğim kıza açılmak istiyorum. çıkma teklifi değil de sadece hislerimi anlatmak amacım ama heyecandan ölecem galiba. çünki bu güne kadar hiç bir kızla muhabbetim olmadı duygusal taktik verirsen baya iyi olur
      ···
      1. 1.
        +1
        bana bu entryi yazarken bi çekinme yaşamadıysan, o temiz duygularını hoşlandığın kıza yöneltirkende çekinme. çünkü; insan, hissetiklerini söyleyebildiği için insandır.

        ha! olurda kız hayır derse, yarın bir hafta sonra bir yıl sonra boşuna hayalini kurduğun için üzülmene gerek kalmaz. kestirip atarsın ve unutman çok daha kolay olur.
        ···
      2. 2.
        +1
        doğru söylüyorsun. eyvallah reis
        ···
    2. 2.
      0
      Selam ceno bi kız var seviyorum arkadaş konuştu eskisinden sonra şu an birini istemiyorum falan dedi bi de kendim mi konuşsam seviyorum unutmak istemiyorum
      ···
    3. 3.
      0
      Bizim sınıfta baya bin biri var ve tüm sınf onun etradında dönüp duruyor kendi hakında konuşuyor o ne yapıyorsa herkez onu yapıyor herkez onun ilgi alanlarına özeniyor tabi ben o mallardan daha zeki olduğum için uzak duruyorum ama hep beni kendine çekmeye çalışıyor lise başladığında ilk arkadaşımdı falan sonra ben bunu gibtir etmeye başlıyınca uzaklaştı diterleriyle takıldı ve tüm sınıf onun olduğu için artık beni ezmeye çalışıyor bene el kol hareektleri yapıyor bu yüzden 2_3 kere kavga eşiğinden dündük bu amk kürdüne ne yapabilirim
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 6.
    +6
    salı gecesi devam etmeyi düşünüyorum, takipte olan arkadaşlar için bu entryi girmek istedim. mesajlarınızada yine salı gecesi cevap vericem
    ···
  7. 7.
    +5
    insan, konuşabildiğinde aktif bir iletişim halinde bulunan canlıdır. konuşma yetinizi yerine göre kullandığınız takdirde; kendinizi ifade edebilmenizin haklı gurururyla özsaygılı bir insan olursunuz.

    karşınızdaki kişiye kendinizi ifade etme düşüncesine girdiğinizde; ilk olarak ev pratiğinde "ekgib yanlarınızı" belirleyin.

    kendim hakkında genel olarak olumlu düşüncelere sahip olmamla birlikte, ekgib taraflarımın farkında olduğumu düşünmekteyim.

    hayli az olan bu naçizane iğrenç özelliklerimin bana kattığı zarardan çok faydası olduğunada eminim.

    kaybetmiş olduğum kendimi affetirme yetisi; sonradan öğrenilen bir erdem mi, yoksa pgibolojik bir oluşumun parçası mı adına özel bir deney yaptım. "sizlerde kendi ekgib yönlerinizi değerlendiren gözlemleri hayal gücünüzle yapın"

    altına yapan bir bebeğin, ilk tuvalet eğitimden sonra tekrar altına yaptığında ailesinden gizlemesi; af dileme benliğinden çok korku ibaresi gibi.

    o yaştaki bir bebeğin " annecim üzgünüm altıma yaptım" demesini beklemek ahmaklıktır.

    bu düşüncede anlatmak istediğim, af dilemekten korkuyoruz, korkularımız bize af diletmiyor.

    altın kural dört "birine ilişkimizden söz etmeden önce dahi hata yapmaktan korkuyoruz ama, korktuğumuz hata yapma eylemi değil; kendimizi affettiremiceğimiz düşünmemiz"

    ya kabul etmez ise; yüzüne nasıl bakarım düşüncesi. gerçek manada "saçmalıktır."
    ···
  8. 8.
    +2
    yapmış olduğumuz bu zorlu girişin ardından; kişinin kendi benliğindeki "hata yapma" ve "affetirebilme mekanizması" adı altında epeyce durmayı düşünüyorum.

    üstünde durmak istediğim konunun derinliğine bakıcak olursak " genel anlamda, sürekli ilişkilerinde git-gel yaşayan yazar arkadaşların" derdine derman olmak olucak. bu etkili pgibolojik baskı; düzeyde üstünlük kadar değerli bir erdeminiz olucak.

    geldiğiniz nokta dahilinde; hata yapmaktan korkmaz olucaksınız. buda sizi " kendiniz" yapıcak.

    konuştuğunuz, ve sizden üstün olduğunu kabullendiğiniz her insan karşısında "ister istemez yalanlar" attığımızı biliyoruz. yadaa "o anlık muhabbete" giriş yapmak için saçmalayan bir cümle kurduğumuzla karşılaşmışızdır.

    altın kural beş " her durumda, kendin olabilmek için - hata yaparım korkusunu yenmelisin"
    ···
  9. 9.
    +3
    bu entryde pgibianaliz değerlerini, benlik seviyesini biraz zihinlerimizi yoran kısma çekiyoruz.

    sizler için hayali bir karakter yaratıyorum. ve kendinden emince anlattığı hayatsal olguyu beraber inceliyoruz. Bu çalışma sonunda "dış görünüşün, dış etkenlerle ilgisizliğini benimsiyor olucaz" buda bize; her koşulda üstünlüğün kapısını aralıyacak.

    her çocuk büyüme kararı aldığında "emeklemeyi" seçer. ben koştum.

    hep ilerdeydim akranlarımdan. her anlamda. her yapıda. tek yarışamadığım kulvar, şirin olmaktı. benden daha şirinleri vardı.

    bu yüzden, bu yaşımda geriye dönüp baktığımda onlar kazanan oldu, her hata yaptıklarında "affettirme yetileri" sayesinde; hata yapmamışa, bense hata yapmamak için robot olmuştum. beni robotlaştıran çevremdi.

    altın kural "hayat kazanmaktan ibaret değil, hayat kendini affetirebilceğin dostluklar kurmaktan başkası değil."

    insan, yaptığı bir hata karşısında kendini affettirebiliyorsa, o kişiyi etkilemeyi başarmış demektir.

    şayet; etkilemediğiniz biri sizi "içtenlikle dinleyip bir şans daha vermez"
    ···
  10. 10.
    +2
    insan, birini etkilemek istiyorsa; gelende o "sevgi- yada saygı" duyduğu kişiler olduğu kaçınılmaz bir gerçek.

    peki, neden insan üstün olma çabasıyla yaşar? bu özsaygıdır.

    insan, kendini kanıtlama uğraşına neden girer? bu ego dur.

    benliğinizi yöneten beynin, egoya yenik düştüğü durumlarda " çok sevdiğiniz birine mesaj atmadan önce, o neden atmıyor" diye düşünüyorsanız; unutmayın kaybeden siz olursunuz.

    ego, sizi yüceltmez. sizi yücelten insanların sizin hakkında kurduğu "oto empatidir".

    oto empati nedir sorusuna gelince, acaba sen, benim hakkımda ne düşünüyorsun şeklinde konuya uygun bir tanım olabilir.

    etkilemek istediğiniz kişiye, her ne kulvarda olursa olsun , sormanız gereken soruları, konuşmanın kapalı alana geçmemesi için iyi seçmeniz gerekmektedir.

    kapalı sorular, etki kurulmak istenen kişinin üzerinde, sorulana cevap vericek seçenek bırakılmaz. bu düşünce; olayı karamsarlığa iten tek etkendir. muhabbet kesilir, ve o ilk devam ettiren üstünlüğü kaybeder.

    birini etkilemek çok zor, etkiyi kaybetmek ise çok kolaydır. bunu başarıcak kişi sizsiniz.

    altın kural "konuşmayı sürdürebilcek soruyu iyi seçmeniz gerekir"

    nasılsın düz bir sorudur. bugun nasıldın, karşındakini anlatmaya iten gizlice bir sihir gibi bir kelime öbeğidir.
    ···
  11. 11.
    +2
    bir insanı etkileyebilmenin en iyi yönetmi, über bir dinleyici olmaktır.

    bu olgu için; bu analizi ele alıyorum. günlük hayatınızda; karşılaştığınız hatalardan bir kesit gibi gelebilir (: şayet, bir çok yazarın yaşadığı durumdur.

    "empati kurduğum insanların dahi duygu ve düşüncelerini doğru olarak algılayamıyorum. her an kendimden bahsediyor, her an üstünlüğümü kanıtlama çabaları kuruyorum.

    derdini anlatan birine yardımcı olmayı düşündüğüm o naif anlarda dahi; başıma gelse nasıl üstesinden gelirim düşüncesini ona yansıtıyorum. dahada üzülüyor."

    bu düşünceye sahip biri , karşısındaki insanı etkilediğini sadece kendi düşüncesiyle başarmıştır. şayet, etkilediğini düşündüğü diğer canlının gözünde değeri "0" a inmiştir.

    birini etkileme düşüncesiyle, barbarca hareketler yapmayı bırakmalısınız. okulda- işte hoşlandığınız kızın hoşuna gider diye "argo" tavır, " erkek ünlemleri" ( hey- behey-bre - lan) kullanmak yersizdir.

    altın kural "bazen, insan etkilediğini düşündüğü an etkiyi kaybeder"

    rol yapmayın. kendiniz olun. çünkü, rol yaparak etkilemek istediğiniz kişi, sizle olan birlikteliğinizde aldığınız "rol" tavrını sezdiği an ayrılık evresi başlar
    ···
  12. 12.
    +3
    bazı "kelimeler" vardır. Hikayeleri başlatır, bazıları ise anıları sonlandırır.

    cümle kurmak, kurabilmek kelimeleri yönetebilmek, karşındaki insanı etkilemede en etken yoldur.

    konuşurken "sen" dili yerine, "ben "dili kullanın.

    nedir bu dil çeşitleri. kısaca özetliyorum

    Sen beni kızdırıyorsun yerine;

    Bana böyle davranman "beni" üzüyor cümlesi, tüm tartışmayı sizin yönünüze çevircek bir cümledir.

    bu entry altında, "seni seviyorum" adlı sen dili cümlesine

    "ben diliyle" örnekler vererek cevaplamanızı istiyorum. bu entry de altın kural yok, bu entry de "altın olan" sizlersiniz.
    ···