0
geçenlerde ofiste işler uzadı katalog fuara yetişsin diye mesai yapmıştık. çıkmadan bi yemek yiyelim dedik patronla pazarlamacı arkadaşlarla. yemeği yedik baktım saat 11 olmuş bu saatte deniz otobüsü de çalışmıyordur diyerekten hadi metrobüse gideyim dedim. havada güzeldi yaktım bi sigara yemeğin üstüne ağır ağır gidiyorum söğütlüçeşmenin oraya geldiğimde saat 12 ye geliyordu karşıdan karşıya geçecektim ilerde yaya geçidinin orada tekerlekli sandalyeyle bi kadın gördüm belli geçemiyor karşıya. lan dedim gidip yardım edeyim gece gece hayır duası alayım, easy sevap mk kaçarmı. neyse gittim teyzecim karşıya mı geçeceksin dedim yardım edeyim istersen. bana baktı masmavi görmüş geçirmiş ama hala hayat dolu gözleri vardı. gülümsedi çok sağolasın yavrum dedi korkuyorum geçmeye, yardım etde eve yetişeyim dedi. neyse ışığın yanmasını bekliyoruz, meraktan sordum ya bu saatte ne işin var teyze dedim. müjgan dedi. höö dedim. adım müjgan dedi ( o nasıl isim amk) tamam müjgan teyze ne işin var bu saatte dedim buralarda tek başına yokmu çocuğun torunun falan. yok dedi kimselerim yok burada. içim cız etti amk bi insan bu şartlarda yaşamak zorunda bırakılmamalı tek başına neyse o anda ışık yandı. bende itelemeye başladım.. tekerlekli sandalyeyi tabiki de. etrafta kimseler yoktu tam yolun yarısını geçtik müjgan teyze başladı evladım allah razı olsun, iyiki sana denk geldim falan derken kes lan amcık dedim ağzına bi verdim lööök diye takma dişleri de yokmuş ağzında off sımsıcacık yumuşak acayip hoşuma gitti kökledim yarramı taşşaklarım alt dudağına yapışmıştı öğürüyordu sanırım garip sesler çıkarıyordu bi iki gittim geldim public sexin verdiği heyecanla boğazına patladım çıkardım gibimi bi baktım gözleri kaymış boğulmuştu sanırım. alnından öptüm gözlerini kapadım fermuarı çekip eve geldim bende.
