Bi bize gelmiyo soyle seyler mk

Rezerved

Entrika önemli değil gibiş oldu ya önemli olan o

ikimizde korku ve dehşet içinde birbirimize bakıyorduk ne yapacağımızı bilmeden. Telefonu açmasa olmazdı açsa hiç olmazdı. Zili çalan kişinin Orhan olduğunu, kapıyı açan olmayınca ise Yelda'yı aradığını düşünmüştük. Yelda telefonu açtığında ise sesi hoparlöre vererek ;

+ Efendim canım
-Napıyorsun birtanem telefonu geç açtın.
+ Sonradan duydum Orhancığım anca açabildim.
- Napıyorsun sen evde misin soluk soluğa kalmışsın birşey mi oldu ?
+ Yok hayatım ne olacak evdeyim temizlik yapıyordum ondan yorulmuş olacağım heralde birde telefon yatak odasındaydı çaldığını duyunca koşarak geldim ondandır.
- Tamam minik sevgilim.

Derken konuşma birkaç dakika sürmüştü. Ben ise bu arada vicdanımla başbaşa kalmıştım. Yaptığım şey doğru birşey değildi kesinlikle. Arzularıma yenik düşmüştüm. Ama suçu asla kendimde aramıyordum. Yelda getirdi beni bu hale. Ben evde kendi halimde ferre izleyerek kendimi boşaltabilen insan iken Yelda beni baştan çıkarmıştı. Orhan'ın Yelda'ya karşı konuşmaları, sıcakkanlılığı, verdiği değer benim vicdanımın ağır basmasına neden oluyordu. Ben böyle birşeyi karısını seven bu adama nasıl yapmıştım kendimden iğreniyordum o telefon görüşmesi boyunca.

Orhan'ın telefonu kapatmadan önceki sorduğu son şey beni beynimden vurulmuşa döndermişti.

- Bebeğimiz nasıl dün doktor kontrolüne gidecektin ne oldu ?

Diye sorması beni kendimden hayat boyunca nefret ettirmeye yetmişti. Yelda 1 aylık hamileydi ve bunu benden saklamıştı. Nasıl yapardı bana bunu. Hem karısını seven bir adamın yatağında karısını beceriyordum hemde yelda orhan'ın bebeğini taşıyordu karnında. Nasıl bir sınavdı bu. Telefon görüşmesi bittikten sonra başı yarılacak derecede şişen gibim adeta sönmüş ve içine kaçacak gibiydi. Yelda ile yatağın üzerinde çırılçıplak tartışırken usulca yanıma yaklaştı ve ben senin çocuğunu karnımda taşımak istiyorum Orhan'ın değil diye fısıldayarak bütün cazibesi ve vahşiliğiyle tekrar dudaklarıma yapıştı. Bir anda az önce duyduğum herşeyi unutturmuştu bu kadının vahşiliği. içine kaçacak olan gibimi tekrardan şaha kaldırmak için elleriyle sımsıkı kavramış ve beni tekrar hazırlıyordu içine girmem için.

Çok geçmeden şahlanmıştım resmen. Yelda ile bir yandan öpüşüyorduk diğer yandan ise yelda elleriyle kavradığı gibime osbiri çektirmeye başlamıştı bile. Yatağın başındaki komidinden bebe yağını çıkarmak için yataktan birkaç saniyeliğine kalktığında ise muhteşem züt deliğini eğildiğinde tekrar görmüştüm. Yavaş hareketlerle kapağı açtı ve ellerine ve göğsüne bolca dökerek memelerinin pasparlak bir ayna haline gelmesini sağlamıştı. Avucunun içine yine bolca döktüğü bebe yağını bu defa benim gibimi kayganlaştırmak için sıvazlıyordu. Kuru bir yerinin kalmadığını gördüğünde ise aynı şeyi züt deliğine yapmaya başladığında anlamıştım ki bu defa beni o ufacık deliğinden içeriye alacaktı.

Devam bin sahlandi lan devam

haha yalancı bin kapı çalmıştı kapıya noldu Kelp ibnil kelp

Rezervetullah

Zütünü iyice yağlayıp orta parmağıyla içine girip genişletmeye çalışırken önümde domalmış ve diğer eliyle de vajinasını okşarken arasırada 2 parmağıyla içine giriyordu. Biraz zaman sonra züt deliğinden içeriye işaret parmağını da sokmaya başladığında kolunun arka tarafa doğru yönelmiş olmasından kaynaklanan bir sebeple ağrıdığını ve aynı hareketi benim yapmamı söylemesiyle beraber zütünden parmaklarını çekip yerini benim parmaklarıma bıraktığında diğer elinin parmakları hala vajinasına girip çıkarken zütünden çıkardığı eliyle göğüslerini okşamaya başlamıştı bile. Yelda aynı anda hem zütündeki parmaklarla hem vajinasında git gel yapan kendi eliyle hem de göğüslerini okşamasıyla üç yerinden muhteşem bir zevk alıyordu. inlemeleri biraz daha artmış ve belki de yerini birazdan zevk çığlıklarına bırakacaktı. Yelda üç yerinden aynı anda zevk alırken ben neden sadece gibimden zevk alıyordum ki. Yelda benim aldığım zevkin 3 katını belki de daha fazlasını alıyordu. Muhteşem olmalıydı bu.

olm siz nasıl insanlarsınız dıbına koyim sen askerden geliyon askerden gelir gelmez yelda bu beni becersin diyor yok gösteriyor cay döküyor yandı diyor lan bin askere değilde ne biliyim üni lise falan gitseydim belki ama belki inanırdım askere gitmiş adamsın ya da adammısın neyse kendine yemek yapamıyonmu bu karı sana yemek getiriyor gel ye al ye
(sonunda orhan gibcek bunları ama John buraya yazmıcak görceksiniz)

Çol güzel bir his olduğu zaten her halinden belliydi Yelda'nın. Zütünün içindeki 2 parmağımı çıkarmış yerine artık gibimi sokmuş olmalıydım. Çok geçmeden Yelda'nın kurumuş olan vajinası tekrardan ıslanmış ve yatağın üzerine damlamaya başlamıştı. Tam anlamıyla zevke geldiğini anlıyordum artık ve gibimi Yelda'nın züt deliğine dayadığımda; deliğimi gibe gibe genişlet hiç durmadan köpekler gibi gibbb beni demesiyle birlikte gibimin kenar damarları resmen patlayacak derecede şiştiğini farkettim. Yavaşça başını içine girdirirken Yeldanın bir eliyle hala vajinasına girip çıktığını diğer eliyle ise tuttuğu taşaklarımı bırakarak çarşafı sıktığını görmüştüm. Gibim artık o sıcacık zütünün içinde sonsuzluğa biletini kestirmişti. Dibine kadar giriyordum biraz zorlanarak da olsa.Çok geçmeden daha sert daha da sert gibkkk beni Jooohnnn demesiyle zütünü kanatırcasına içinde git gel yapmaya başlamıştım.

Helal olsun koca yürekli joohn

Pampa şu karışım neydi azdirici olan bende okuldakilere güzel diye verem shjfnfngmlhlhlglv

Asla durmak bilmiyor tüm enerjimi Yelda'nın zütüne boşaltmak istiyordum. Kasıklarım o kadar hızlı çarpıyordu ki Yelda'nın kalçalarına, çıkan şılak şılak sesleri hep aynı ritimde odanın içinde yankılanıyordu. Bu seslerin de beni daha çok tahrik etmesine artık dayanamadan aradan birkaç dakika geçmesine rağmen bende Yelda'nın inleyişlerine eşlik ederek bütün iliklerime kadar hissederek boşalmıştım. Boşaldığım anda gibimin başının aşırı duyarlılaşması içimi çok garip bir duygu ile kaplıyordu. Gibimin başının zonk zonk atmasıyla beraber Yelda'nın içinden çıktığım anda ikimizde sırt üstü yan yana uzanıyorduk. O kadar hızlı nefes alıp veriyorduk ki nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Biraz zaman sonra yüzlerimizi birbirimize döndüğümüzde Yelda'nın gözlerindeki o mutluluğu görebiliyordum. Öylece yatakta çırılçıplak uzanıyorduk ki Yelda bana sarıldı ve başımı göğüslerinin arasına dayadı. Şefkat ile başımın arkasında gezdiriyordu elini.

Bugün bitir bari rezz

Panpa kapıyı çalan annendir belki onu dusunuom sonra akşam nerdeydin diye azar isitceksin

Devam amk

rezerved

Göğüslerine döktüğü bebe yağı yatağa sürtmesinden dolayı kurumuştu ama göğüs kokusuyla bebe yağının kokusunun birbirine karışmış olması ortaya muazzam bir koku çıkarmıştı. Göz kapaklarımı o yorgunluğun üzerine kapattığımda üstüme çöken tatlı bir uyku haliyle çok geçmeden dalmıştım artık Yelda'nın göğüsleri arasında uykuya. Kaç saat uyuduğumuzun farkında değildim. Yelda beni göğüs arasında saçlarımla oynarken uyuttuktan sonra kendisini de uykuya teslim etmişti. Uyandığımda yelda yanımda değildi. Kapı zilinin tekrar çalmasına uyanmıştı o da ben uyurken. Hemen üstünü giyinip kapıyı araladığında Ebru abla ile karşı karşıya gelmiş ve ona yeni uyandığını söylemişti. Öğleye doğru zili çaldığını fakat kapıyı açan olmadığını söyleyen ebru ablaya, gece geç saatte yattığını o yüzden zili duymadığının yanıtını veren Yelda bunları bana öğle yemeği yerken anlatmıştı. Altıma şortumu giyeceğim sırada yatak odasına gelen Yelda bu şekilde çırılçıplak kalmamı söylerken kendiside üstüne giydiklerini çıkarmaya başlamıştı yine.