+41
-191
geçen gün ofisten eve dönüyorum, otomobilin direksiyonunda sinirden kendimi keseceğim. trafik kilit. adım adım ilerliyoruz. boğzaiçi köprüsünden ta pendik'e kadar frene bas, gaza bas, debrijaya bas, frene bas, gaza bas, debrijaya bas, ayaklarım gibilmiş durumda. 1 kilometre yolu 1 saatte alıyoruz. öyle bir trafik.
tabi eve gecikince benim o güzeller güzeli, o harika, o mükemmel, o tanrıça gibi eşim beni aradı.
-murtaza nerdesin.
-trafikteyim.
-çabu eve gel, yemek yaptım, soğuyacak.
-bebeğim, trafik sıkışık, eve 20 kilometre uzağım, sabaha karşı ancak evde olacağım.
-ben bu yemeği yapmak için ne kadar emek harcadım biliyor musun, eğer bu yemek soğursa seni asla affetmem murtaza, asla!
-aşkitoşkom, trafik kili...
-sen nasıl bir kocasın ya, sen nasıl ilgisiz, anlayışsız, öküz bir adamsın. ben senin için yemek yapıyorum, sen eve gelmiyorsun. allah belanı versin senin, allah senin ananın da belanı versin, o ananla beraber geberip ölürsünüz inşallah, anasının oğlu, pis herif, allah belanızı versin!
işte benim hayatım hergün böyle geçiyor. evde deli bakıyorum ben, deli! amk ergenleri.
türkiye'de erkeklerin büyük bölümü eşinden ölesiye tiksiniyor. çoğu için "nereden evlendim bu kancıkla," gibi iç geçirmeler günlük hayatın çok olağan bir parçası.
ancak, anaerkil bir kült cemaat olan halkımızın erkeği eze eze kadınları yüceltmesi ve erkekleri kadınların köpeği yaptırma tutkusu nedeniyle korkan, saklanan, nefretini ve pişmanlığını gizlemek zorunda kalan milyonlarca erkek, derdini anlatacak bir mecra bulamıyor.
bir gün yarım saatinize kıyın, bir meyhaneye gidin, tamamen erkeklerden oluşan bir masanın yakınına oturun ve konuşmalara kulak kabartın. alkolün dozu arttıkça ve bu abiler normal yaşamlarında ağızlarında kaçırmamaya özen gösterdikleri o nefretlerini alkolün etkisiyle, pgibologa derdini anlatan bir hasta gibi, arka arkaya saydırmaya başlıyorlar.
çevremizdeki gerizekalı kızlar ve beyni yıkanmış beyinsiz oğlanlar, gözlerini kapayıp, walt disney'in skindirik prenses masallarındaki mutlu aşk/evlilik öykülerini anlatıp durabilirler ama dışarıda acımasız bir gerçek var: milyonlarca erkek mutsuz. ve üstelik bu erkekler evde ağır mobbing ve pgibolojik şiddete maruz kalarak sindirilmek suretiyle susturuluyorlar.
-eğer sizin istekleriniz gerçekleşmezse, sineye çekersiniz, çekmelisiniz.
-eğer karınızın istediği bir şey olmazsa, evde fırtına kopar. önce sinsi sinsi bir gerginlik yaratırlar, sonra ufak ufak ses yükselir, en sonunda ağzınıza sıçarlar. ve bu pis kancık şiddet, çok olağandır, yasaldır. çünkü onlar kadındır.
ayrıca şimdi burada yırtık dondan çıkar gibi fırlayıp ama güneydoğu'da kadınları öldürüyorlar diye itraz edip kendince argümanlarımızı çürüteceğini sananlar için peşin peşin uyarımı yapayım: ağzınıza sıçarım. güneydoğu'daki cahil adamlar, cahil karılarını öldürüyorlar diye ben neden karımdan piskolojik şiddet görerek ve hayallerimden vazgeçmek zorunda bırakılarak mutsuz yaşamak zorundayım? bu karıları böyle şımartıp ağzımıza sıçtırtan zaten sizin bu tavırlarınız.
Tümünü Göster