-
26.
+1Rezervasyün
-
27.
0bu saatte okumak züt ister
-
28.
0Rez sabah okurum
-
29.
0Suraya yerleseyim
-
30.
+1Sende panpa ama devam etmessen amini giberim
-
31.
+1Devam panpa okuyoruz
-
32.
0Boyle hikayelere bayiliyorum rez
-
33.
0başlık karun yer mardin nerenden sallıyon amk karun lidya kralı mardinde ne işi var
-
-
1.
0pampa , hazinenin bir kısmı diyorum hepsi demedim. karunun hazinesinin uşak dolaylarında olduğu söylenir. gözünle oku şunu
-
2.
0karun mardinde hazine sakladıysa benimde pensilvanya da fetonun evinin altında hazinem vardır hikaye yazacaz diye saçmalıyorsunuz
-
3.
0Sakladigini kim soyluyor ki sana. Belki kacirildi. Karunun bekcisi misin pekekent
diğerleri 1 -
1.
-
34.
+3Devam ediyorum pampalar.
Çay kahve ayran faslı derken hepimizde bir yorgunluk, hafif esneme krizleri gelmeye başladı. gece boyu hiçbirimiz yolda uyumamıştık. Ali de çok yorgundu. içeri gidip bir anahtar aldı ve babasıyla bir şeyler konuştu. Sonra da bize işaret etti. Bizler çantaları alıp ayaklandık. köyün öteki ucundaki Alinin dedesinden kalma eve doğru gidiyorduk. Yolda giderken kendimi Sultan Ahmet'teki Japon turistler gibi hissettim. Herkes bize bakıyordu. Ali yolda geçenlerin kimine selam veriyor kiminin ise elini öpüp halini hatrını soruyordu. Geçtiğimiz sokaklar baya dardı. Yani öyle kamyonla falan yanaşamazsınız. Araba bile anca sığıyordu. Evler birbirine bitişik yapılmıştı. Çoğu tek katlıydı ve hepsi de topraktandı. Küçük pencereleri vardı. çoğunun pervazında oturmuş yaşlı kadınlar ellerinde tespihlerle dua okuyordu. Yalnız burada dikkat ettiğim bir şey vardı ki o da evlerin kapılarında metalden değişik figürler takılı olmasıydı. hemen hemen her evde vardı bunlardan kimisi ok işaretine benziyor, kimisi bir çiçeği ya da yaprağı andırıyordu. Elimdeki çantanın ağırlığı ve yükselen güneşin bunaltıcı sıcağı bütün nefesimi kesmese aliye soracaktım. ama sormadım. nasıl olsa daha konuşacak bolca vaktimiz olacaktı. 10 dakika kadar sonra köyün çıkışındaki eve vardık. iki katlı toprak bir evdi. Ve bunun da kapısında boynuzlu bir insan kafasına benzeyen pirinçten yapılmış kabartma bir figür vardı. ev uzun zamandır kullanılmıyormuş gibi duruyordu. Ali kapıyı açtı ve içeri geçtik. içeri girdiğimizde bizi serin bir ferahlık kapladı. Toprak evin avantajı işte. yazın serin kışın sıcak tutar. içerisi hafif loş ve dinlendiriciydi. Alt katın girişinde küçük bir hol, kapısı olmayan odalara açılıyordu. evin ortasında ise üst kata çıkılan ahşap merdiven vardı. Bavulları yere bıraktıktan sonra Ali hemen kızların bavulunu üst kata zütürdü. Kızlar yukarı katta yatsınlar dedi. Alttaki iki odada da biz kalırız. Yalnız ablam da bizimle kalacak dedi. Sanırım kızların erkeklerle aynı evde kalması pek uygun karşılanmaz diye milletin diline düşmemek için böyle bir şey demişti. -
35.
+2Ses verin genclerkimse yok mu
-
36.
+1Asssasin creed mapina benziyor amk
(hsgsd) -
37.
+1Güzel bir uykudan sonra akşamüstü uyandık. Saat 17 sularıydı. Daha doğrusu ben yeni uyanmıştım. Diğerleri çoktan kalkmıştı. Alinin ablası gelmiş yemek yapıyor ve kızlarla sohbet ediyordu. Ali de bir kenarda oturuyor arada bir ablasına laf atıyor, kızlara takılıyordu. Furkan ve Fatih ortalıklarda yoktu. Aliye sordum, çevrede dolaşacaklarını söylediler. Çölün ortasında Karunun hazinesinin kalanını bulacak herhalde pekekentler dedi. Bu pekekent lafından sonra eliyle ağzını kapatsa da iş işten geçmişti. Kızlar ve ablası duymuştu. Ali hafiften kızardı bozardı, ablası ile Canan sırıtıyordu, Nurcan alinin utanmasını fırsat bilip kahkahayı patlattı. Ali daha çok mahçup oldu. Ben de pis pis sırıtıyordum. Bana gözüyle işaret etti. biz de dışarı çıkalım diyordu. Üstümü giyindim dışarı çıktık. Ali, pek bir şey bulamazsın buralarda ama sakindir, kafanı dinlersin. Uzun uzun düşünecek vaktin olur dedi. etraf gerçekten de çok sakindi. alabildiğine bozkır, sıcak ufuk noktasında serap gibi buğulu görüntüler yansıtıyordu. evin arkasına doğru yürüdük. köye ilk girişimizdeki mezarlık diye tahmin ettiğim yer gerçekten de mezarlıktı. gel, dedi. dedeme bi fatiha okuruz. ince patikadan yavaş yavaş yürüdük mezarlığa doğru indik. Selvilerin altında neredeyse birbirine geçmiş onlarca mezar vardı. hemen mezarlığın başında bir mezarın önüne geldik. Dedemin mezarı burası dedi. Mezarın önüne dikilmiş bir kaya parçası vardı. Üstüne de beyaz boyayla, elle yazıldığı belli olan derme çatma bir yazıyla Hüvel Baki, Hacı Abdullah oğlu Mehmet yazıyordu. Yanındaki mezarı gösterdi, burada da babaannem yatıyor. dedi. Ama onun üstünde sadece Hüvel Baki yazıyordu. Bizim buralarda kadınların isimleri mezar taşlarına yazılmaz. Kadınlar kocalarının yanına gömülürler dedi. E hiç evlenmemişlerse dedim. O zaman da babalarının yanına defnedilirler dedi. Sonra mezarlarına rasında dolaştık biraz. Buradakilerin hepsi akrabamdır dedi. biz yüz elli yıldır bu köyde yaşarız. daha önce de urfa tarafında kalıyormuş bizimkiler. Ama bazı olaylar olunca zorunlu göç etmişiz. dedi.. Nasıl olaylar dedim ben, bir yandan da yürüyerek. Babamlar bana pek bir şeyden bahsetmezler. sorduğumda kan davası deyip geçiştirdiler hep ama ben hiçbir zaman ikna olmadım tabi. Fazla soru da soramadım. Büyükler bir şeyi noktalarsa bizde devam etmek ayıptır.Tümünü Göster
Bir süre mezarların arasında gezdik sonra eve doğru döndük. O ara mezarlığın dışında tek bir mezar gördüm. Oldukça eski duruyordu. merakıma yenildim, sordum bu mezar neden dışarıda diğerlerine göre?
Alinin gözü daldı biraz. sanki içinden diyeceklerini toparladı. Mimiklerinden aklından söyleyeceklerini planladığını ,bir hesap yaptığını fark ettim. sonra kendi kendine kafasını salladı ve planını bozdu, döndü bana ve,
Biz buraya gelmeden önce oradaymış o mezar dedi, kimdir nedir biz de bilmeyiz.
Bu cevap da beni tatmin etmemişti. Eve doğru yöneldik, dedesinin evi bir başka heybetli duruyordu. köy, tepenin yamacına yapılmıştı ve hafiften yükseliyordu. dedesinin evi ise en alçaktaydı. buna rağmen en heybetli duran oydu. sanki bir şeyleri koruyor gibiydi. dedesinin mezarının önüne tekrar döndük. eve gidebilmek için oradan geçmemiz lazımdı. Ali mezarın başına çöktü. Mezardan bir avuç toprak aldı ve karşıdaki eve baktı. toprağı avucundan kum gibi mezara savururken parmağıyla evi gösterdi. Alt kattaki pencereyi görüyor musun dedi.
Evet dedim.
Dedem her gün sabah ve gece o camın önüne oturur bu mezarın olduğu yere bakardı. Sürekli dua ederdi. Düşünsene mezarının yeri bile yıllar öncesinden belli.
Zor bir pgibolojik durum olmalı dedim.
Dedem sağlam adamdı dedi.
o pencere benim o an kaldığım odanın penceresiydi.
Eve doğru yöneldik tekrar... -
38.
0ReZZers© All Rights Reserved.
-
39.
0YAZ PANPA BEKLiYORUM taka sarack gibi cinler kızalrı gibicek sizde daşşak yalayacaksınız gibi bir his var içimde
-
-
1.
0Cin yok pampa. Daha farkli varliklar var. Cinsellik de yok. Salt gerilim sunmaya calisacagim
Edit: Hayal gücünü gibeyim pampa. Soba borusu görseniz ya zütünüze sokmaya çalışırsınız ya da gibmeye. Ne diyim ki daha sana * -
2.
0Devam pampa o zaman
-
1.
-
40.
0Yaz lan
-
41.
0Hadi panpa
-
42.
0yanlıs saatte acıyosun amk sonra neden tutmadı dıye atar yapma adam gıbı saatte acsan varya trend olur trend
-
-
1.
0Ne zaman acayim panki
-
2.
0panpa normalde 12 den sonra tutması lazım ama yaz oldugu için liseli akımı var sen sabah 4-5 gibi başlasan 8 e kadar yogun olmuyo baslıklar giblenir yani yada aksam 7-8 gibi açmanda iyi olabilir
-
-
1.
0Pampa saatlerim uymuyor iste. Zirt pirt isim cikiyor seyahat etmem gerekiyor bir turlu oturamiyorum basin. Yarin yine seyahat edecegim mesela ama bugun bikac part yazayim yolluk
-
1.
-
1.
-
43.
0Memleketim var şuku
-
44.
0Panpa hadi be yaz artik
-
-
1.
0Pampam en cok sen ilgilendin. Ulan senin icin yazacam be. 15 dakkaya basliyorum.
-
1.
-
45.
+2Devam
... Ağır adımlarla tekrar eve yöneldik. ikimizden de ses seda çıkmıyordu. Biraz düşünceli gibiydi. Birkaç dakika sonra eve varmıştık. Furkanla Fatih de eve dönmüşlerdi. odada eşyalarını yerleştiriyorlardı. Canan Nurcan ve Alinin Ablası Gülhayat oturmuş kahve içiyorlardı. Ablası 27 yaşında ve bayanlara göre uzun sayılabilecek bir boya sahipti. Evli değildi. Belki de ince fiziği onu selvi gibi narin gösteriyordu. Kısık sesle konuşuyordu hep. Geleleli çok olmamıştı ama biz onu abla belledik; o da bizi kardeşi. Ço çalışkandı. Alinin her işini yaptığı , arkasını topladığı belliydi. Üniversitedeki Alinin beceriksizliğini düşününce pek de haksız sayılmazdım. Bu yaşta birinin hele ki doğuda küçük bir köye evli olması gerekir diye düşünmüştüm. Ama gidip de böyle bir şey sorma kabalığında bulunmayacaktım tabi. Bizim kızlarla pek samimi olmaya başlamışlardı zaten. Nasıl olsa öğrenirdim bir şekilde.
Yaklaşık bir saat sonra ablası hadi yemeğe gidelim, anamlar bekler o kadar hazırlık yaptılar deyince sanki tüm ev halkı bunu bekliyormuşuz gibi kalktık birden. gerçekten de bir hayli acıkmıştık. yürümeye başladık beraber. biraz ağırdan da alarak etrafı inceliyordum. 10 dakika sonra eve vardık. Tahta kapyı itip içeri girdiğimizde br parlaklık bizi karşıladı. Hani düğün yerlerinde birbirine bağlı renkli lambalar vardır ya, ne deniyor adına bilmiyorum şimdi, avlunun üstüne onlardan takmışlardı. her yer ışıl ışıldı . Ortaya kocaman iki sofra serilmişti ve huyumuzu suyumuzu bilmediklerinden binbir çeşit yemek yapmışlardı. Fatih in Allahım, bu ne dedğini işittim. Alinin babası güldü. Çocuklar elin oturun buyrun dedi. 60 yaşındaki adamın nezaketten iki büklüm bizi ağırlamaya çalışması hem çok hoşuma gitmişti hem de içimin cız etmesine sebep oldu. Buradaki insanlar yoksul sayılabilecek bir hayta yaşıyordu aslında.
Her neyse sofraya oturduk kuzu tandırından çorbasına kibe dedikleri kuzu işkembesinden yaptıkları dolma tarzı bir yemeğinden kuru patlıcan dolmasına salata ayran... Anlatamam size. Savaştan çıkmış gibi yedik. Hala anlamadığım furkan o zayıf bünyesiyle neresine yedi o kadar yemeği...
başlık yok! burası bom boş!