Saat 03.20 Cizre – Şırnak yolu, Cudi dağı.
12 saatlik yol bitmek üzere, ZPT (ZIRLI PERSONEL TAŞIYICI) nin dağ yolundaki sallan sallana gidişine kaptırmış kendinş herkes, o kadar saatlik yoldan sonra normal bir insanın uyumadan durması imkansız ama tek bir kişi bile gözünü kırpmadan, sadece ön camdan görebildiği kadar yolu etrafı kesiyor. 40 araçlık konvoy yolu bitirmek üzere ama gelene kadar gördüklerimiz bile o batıda rahat koltuklarından konuşanları altına sıçırtacak derecede. Nusaybin, Kızıltepe, Cizre her yer abluka altında, her yerde kontrol noktaları var ama bu kahbelerin nereden gelip saldıracağı belli olmuyor. Bu yüzden kimse uyumadan yolu izliyor. insan ne kadar güçlü olduğunu buralarda anlıyor 50 metre sonra yola tuzaklanmış bi bombanın üstünden geçebiliriz bunu düşünüyorum, sessizce ölümü düşünüyorum. eve gitmeyeli bir yılı geçmiş ana baba kardeş bana hasret ben onlara, eminim yanımda oturan samet, arkamızda durmadan yolu izleyen mert , muhafazid, ortam ne kadar gergin olursa olsun her zaman neşeli olan yüzümüzü güldüren ömer ve diğerleri hepsi aynı düşüncelerdeler.

Video resim ses kaydı paylaşacam demiştim bu paylaştığım video burdaki durumların en hafif hali buraları aklınızda biraz daha rahat oluşturmanız için paylaşıyorum.

https://www.youtube.com/w...lWxo&feature=youtu.be

Evet beyler dinleyen olursa şu an güncel olarak başımdan geçen olayları anlatmayı düşünüyorum capsler de olacak ses kayıtları videolar eğer dinleyen arkadaşlar gelirse uzun soluklu yaşanmış hala yaşanan bi hikaye anlatacam

Devam ediyorum beyler bu gece bi kaç part daha yazıcam

Samet, Muhammet, Ömer, mert ve ben aynı timdeyiz.
2 yıldır beraberiz herkes birbirini bilir, hiç düşünmeden birbirimize canımızı emanet ederiz. Hepsi nana emanet 2 yıldır bu böyle herşeyi beraber paylaşır berbat yaşarız acı tatlı herşeyi.

ZPTler, Kobralar, kirpiler uzun bi konvoyumuz var, teyp de hafiften bi müzik çalıyor ama motorun sesi bastırıyor müziği gecenin sessizliğini yararak gidiyoruz.

Cudinin eteklerinden aşağı inerken kahbe şırnağın ışıkları görünmeye başlıyor yavaş yavaş. Kimse de bi hareketlilik ses seda yok zaten alışmışız buralara önce cizre, sonra sur şimdide şırnak operasyonu.

Tim amiri ünal sessizce yolu izlerken kafasında binbir türlü düşünce, yalnızlığa çoktan alışmış ordaki herkes. Ünal da öyle, ama geride bıraktıkları asla çıkmıyor aklından annesi babası kardeşi bir yılı geçmiş görmeyeli sesleri telefonun değiştirdiği ses tonlarıyla aklında kalmış.

ZPT kendini yırtarcasına şırnağa tırmanırken derinden tok sesler gelmeye başlıyor, taktaktak taktak o arada bi kaç izli mermi gökyüzünün siyahlığını kızıl ışıklarıyla yarıp geçiyor. kaleş sesini ayırt etmeye çalışıyor ünal çatataçata cılız ve cırtlak.

Arkasına dönüp;

-Hadi yine iyisiniz lan biz gelmeden başlamış şenlik

Bi kaç gülme sesi arasında homurdanmalar. herkes ateş gibi bi an önce girmek yerle bir etmek şehitlerin, arkadaşlarının intikdıbını almak istiyorlar, en ufak korku yok silah seslerini duyunca ZPTnin içi canlanıyor resmen.

-geldik lan mayışmayın amk hadi biraz hareket lan deyip gülüyor ünal.

Samet dürtüyor ünalı,
-Abi durum ne haber geldi mi görev yerleri saatleri kalacak ye r ne durumda ?

-gibtir et olum hallederiz hepsini bi varalım sağ salim.

Son kontrol noktasından geçip tepeye doğru çıkıyor konvoy 10 dakika sonra konvoy duruyor hafif yağmur var yerler çamur 5 6 tane bina var tepenin yukarısı çakırsöğüt komando tugayı hemen altında kalacağımız yerler okuldan bozma yurtlar çelik yelek ler mühimmatlar silahları alıp iniyor herkes aşağı inen bir sigara yakıyor kalacakları binaya buharlı lokomotif hesabı tüte tüte gidiyorlar yavaş yavaş.

Beyler malum burdaki şartlarda biraz internet sıkıntılı mobilden yazıyorum bide bazen partlar gecikebilir kusura bakmayın

En önde ünal, kalacakları yer dağ yamacında şehre kuşbakışı yakın bi bölge, şehre en yakın bina da kalacak onların timi ve 12 tim daha var. sadece pöh yok, jöh ve Korucular da var etrafta sürekli bi hareketlilik var herkes bişey taşıyor.

Ünal Binanın önüne gelince botlarındaki çamuru küfür ede ede temizlerken tim de yavaş yavaş toplanıyor etrafında,
Abi oda noldu diyor ömer, çıkın la 2.kat 201 miymiş neymiş işte bakın bi diye gönderiyor çocukları, kendi de bi sigara daha içip çıkıyor yukarı oda da 4 ranza var,
Sınıftan bozma bi oda her TiME bi oda verilmiş 8 kişi yerleşiyor cam kenarına alt yatağa yatıyor ünal. diğer çocuklar zaten çoktan seçmiş yatakları Çarşafı seren devrilmiş yatağına, yorgunluğu yavaş yavaş hissediyorlar zaten gün de ışımaya başlamış.

Üniformaları çıkaran yatağa gömülüyor direk ertesi gün belli olacak operasyon programı. Yarım saat geçmeden herkes uykuya dalıyor.
Son bir sigara daha yakıp dışarıyı izlemeye başlıyor Ünal her dumanda aklında binbir düşünce anası babası kardeşi...
Son dumanını alıp atıyor izmariti bi kaç saat de olsa uykuya bırakıyor kendini.

Sabah 09.00 koğuş.

Samet kalkmış çoktan, bağıra bağıra şarkı söylüyo erciyesten bir yel esti diye diye ömer de kalkmış ranzaya vura vura Darbuka çalıyor koğuş ortamı sağlam, tim birbiriyle zaten kardeş olmuş.

Mertle muhafazid yeni yeni ayıkıyor üniformlarını giyiyor samet ömerin yatağa zıplıyor, ünalın üst yatağına

- Höstt samet höööstt amk yık tepeme yatağı lan deyip kalkıyor ünal

- Lan abi kalk ya 1 saat kaldı hadi daha yatıyon diyo samet

Tamam amk kalktık deyip yüzünü yıkamak için çıkıyor koğuştan ünal, sonra boynunda havlu ağzında sigarayla giriyor tekrar içeri herkes üstünü giyiyor, üniformalar jilet gibi sig suaer'lar başuçlarında yarım saat geçmeden herkes hazır iniyorlar aşağı millet toplanmış kahvaltı yapıyor.

ünalın timide bir masaya geçip kahvaltıya başlıyor.

-Bugün önce keşif yaparız sonra görevlendirme çıkar yarına başlarız, kendinize dikkat edin çelik yeleği ni çıkaranı giberim, yedek şarjörleriniz dolu olsun, miğferleri kontrol edin deyip merte dönüyor ünal,

-mert aslanım sende FN olacak Tamburayı doldur, silahı iyice kontrol et bide mevziye verirlerse m60 alırız, onu da ömer alsın şimdilik ekgibleri kontrol edin toplantıdan sonra bize bilgi verirler ona göre hareket ederiz tamam mı koçlarım herkes kendine dikkat edecek önce allaha sonra birbirimize emanetiz unutmayın.

dedikten sonra paketinden bi sigara yakıp çayını da alıp kalkıyor ünal herkesin kahvaltısı bitince etrafı gezmeye başlıyorlar.

Okul büyük bi Yamacın üzerinde, karşısında tüm heybetiyle cudi var aşağısı düzlük insan güzelliğine hayran kalır.

sağ tarafta yine gabar dağı var arka tarafta da bestler – dereler bölgesi var sol üst taraf çakırsöğüt komando tugayı, onun altı yani direk sol tarafta şehir merkezi görünüyor ama zehir gibi kasvet var şehrin havasında lanet bi yer.

ama dağların güzelliği insanı mest ediyor gerçekten, yatakhanelerin olduğu yerde 6 bina var asker, polis karışık kalıyorlar.

memleketin her yerinden gelmişler buraya Ankara, izmir, Antalya, Denizli, istanbul, Urfa, Manisa daha Bir sürü yer yani herkes delifişek gibi operasyonu bekliyor.


Saat 15.30 okullar bölgesi (yurt)

Tim okulun önünde çay sigara yapıyor oturmuşlar Korucularla, ünal da sallana sallana sigarasını tüttürerek yaklaşıyor.

-Abi gel gel sıcak çay var diye bağırıyor ömer.

-Kartal 3 gelin lan buraya diye sesleniyor ünal.

kimse bi tak anlamadan bakıp duruyor,

- lan olum size diyom lan kartal 3,

diye bağırıyor bu defa tim yavaş yavaş çakıyor mevzuyu, ünalın yanına geliyorlar. Ünal, Samet in elindeki çayı alıyor,

Asıl mevzulara girmeye başlıyor, ölümden korkmadan ölüme koşan Kartal3...

Beyler bu gecelik burda bırakalım yarın devam edecem zaten internet pek tat vermiyor burdaki koşullardan dolayı. Hikaye yarım kalmayacak onu söyleyim uzun soluklu bi hikaye olacak ilgi görürse caps video ses kaydı paylaşımı yapacam bu arada sorusu olan varsa buraya bıraksın ben tek tek okuyup cevap veririm yarın görüşürüz beyler hepinize iyi geceler.

Şunu da şuraya bırakalım.

https://youtu.be/6-WO2KsQpSI

Beyler öncelikle Selamun aleyküm ben bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmemiştim zaten yazı işlerinden pek anlamam sadece istirahat saatlerimde fırsat buldukça sizinle paylaşmak istedim bunları. Bu kadar kalabalık olduk madem bi kaç konuya değinmek istiyorum bunları yazma amacım asla öyle önemsiz sebepler değil buralarda yaşananları sadece haberde üstünkörü verilen bilgilerle değil birinci ağızdan dinleyin diye bu sayede belki biraz farkındalık yaratabilirim diye düşündüm beyler burda Yitip giden canları vatan uğruna sizin uğrunuza giden hayatları kokunu bacağını kaybeden Gazilerimizi daha net bi şekilde anlatmak istedim şehitleri sayılara göre değil acılara göre bilmenizi giden canlar bize ne hissetiriyorsa bi nebze olsun size de bunu hissettirmesi için bunları yazmak istedim daha fazla uzatmayım yine sorusu olan söylesin cevap veririm. Yazma konusuna gelince beyler istirahat saatlerimde yazmaya devam edeceğim burada internet şebekesi biraz sıkıntılı yazmak için tam net bir saat söylemek zor ama genel olarak akşam dokuzdan sonra yazarım koğuş geçtikten sonra bu hikaye yarım kalmayacak bunu bilin. inanmayan inanmaya bilir benimle beraber devam eden kardeşlerim isterse yeri geldiğinde fotoğraf video ses kaydı paylaşabilirim şimdilik diyeceklerim bunlar beyler allaha emanet olun

Beyler bu kadar kardeşimiz gelmiş madem saat 17.30 gibi bi kaç part atabilirsem atacam haberiniz olsun

Beyler yazmaya başlıyorum yazabildiğim kadar bi kaç part gönderecem.

Bu arada dediğim gibi inanıp inanmamak size kalmış ben verdiğim sözü tutuyorum hepinize selam olsun..

http://www.imgim.com/6489incis8420373.jpeg

Lafa girdi ona gelen bilgileri time anlatamaya başladı,

-olum komiserle görüştüm topladı tim şeflerini, bizim telsiz kodumuz bundan sonra kartal 3, Kobra 11 bizim araç her pöh timi bir jöh timiyle badi oldu.
Bizim badi tim de çakırsöğüt ten Akrepler, kartal3-akrep3 yani badi timle aynı mı çalılırız farklı mı belli değil şimdilik, zaten bizim bölgelere keşif başlamış yarın bizi de indirecekler bölgeyi tanıma amaçlı.
şimdilik yaya müdahale yok, şu an tank obüs ve havan atışı yapılacak kurtarılan bölgelere biz girecez.
Sabah silah konusunu söylemiştim bide şırnak pöh ten bölgeyi biliyo diye çağrı varmış onu verdiler oda bizimle, bölge sıkıntılı kimse görüntü vermesin keskin Nişancı dün iki kişiyi vurmuş biri komiser allahtan şehit olmamışlar.
beyler sözümden çıkanı yanımdan gönderirim hep beraber geldik ekgibsiz gidecez, yarın akşama ekstra mühimmatlar gelecek el bombaları bide keskin Nişancı tüfeği vereceklermiş ona da yarın bakarız artık askerler buralara mevzi kazıyor yemekhane falan var. yemekler, görevde kumanya, istirahatte yemekhaneden olacak yukarda halı saha falan var işte zaten gezmişsinizdir.
akşama kadar durum böyle ekstra bilgi gelirse anlatırım tamam mı aslanlarım dikkat edin kendinize,

derken telefonunun sesi böldü ünalın konuşmasını annesiydi arayan ailesine karşı çok pişmanlıkları vardı, eskiden çok üzmüştü onları hep sert durmuştu onlara karşı ama çok da seviyor özlüyordu söyleyemesede, gerçi son zamanlarda biraz daha yumuşamıştı ünal annesinin ağlamasına dayanamıyordu.

Açtı telefonu ünal,
- efendim anam dedi.

-yavrum kurban olduğum nasılsın

-iyiyiz ana ne olsun işte yatıyoruz hep iş güç yok aynı buralar siz nasılsınız babam nasıl orhan falan

-hepsi iyi kuzum Orhan okulda baban işte seni soruyordu aramadın mı bugün

-yok ana ya sabah çok uyumuşum rahata alıştık burda urfa yedirip içirip yatırıyo

-canın sağolsun kuzum sen rahatsan bizde burda rahatız allaha emanet ol yavrum

Gibi konuşmalar geçiyordu hep aralarında, yüreği dayanmaz, üzülürler diye söylemezdi görevlerini arayamazsa da bi bahane bulurdu.
gerçi sadece o değil, burdaki çoğu kişi aynı yola başvuruyor merak etmesin sevdikleri diye.

Konuşması bitince döndü timine, Kartallar şimdiden uçmaya başlamıştı bile şöyle yapacam böyle yapacam mavranın bini bi para, ortam güzel hepsinin yüzü gülüyor ama ne acıların beklediğini kim bilecek kim söyleyecekti onlara şimdiden kahbe şırnağın onlara ne acılar çektireceğini..

Saat 22.45 koğuş

Akşam yemeği yenmiş, yolun yorgunluğu iyice atılmıştı artık duşlar alınmı sıcak su sıkıntılı olsa da farketmezdi zaten onlar için.

yataklara yatıp operasyondan önce son kez dinleniyorlardı.

Samet yine açmış telefondan erciyesten bir yel esti türküsünü mırıldana mırıldana kafasına göre takılıyordu,

Mertle muhammet aynı ranzada paylaşıyorlardı, ikisi de alt yatağa oturmuş kendi aralarında sohbet ediyorlardı,

Ömer ünalın üst yatağına yatıyor telefonla ailesiyle konuşuyordu telefonla gündüz ünalın söylediği yalanların benzerini söyleyip anne babasının içini rahatlamtmaya çalışıyordu bi nebzede olsa.

Hepsi iyi çocuklardı kendi dünyaların da yaşayıp gidiyorlardı işte. Ünal için hepsi birer öz kardeş gibiydi kendi ana babasını ne kadar düşüyosa onlarınkini de o kadar düşünürdü.
Bütün timdekiler için öyleydi ama bu dördünün yeri ayrıydı onun için.

Yine yatmış yatağına pencereyi biraz aralayıp her zamanki gibi sigarasını içerek tüm bunları düşüyor, bu çocukları sağ salim ailelerine teslim etmek için dualar ediyordu ünal.

Gece bu şekilde bitmiş sabahın ilk ışıklarıyla operasyon bölgesine ineceklerdi ışıklar söndü son kez rahat bi uykuya daldı koğuş.

Sabah 5.00 intikal.

Sabah herkes kalkmış üniformalar yine jilet gibi giyilmiş, ekgib mühimmatları falan kontrol edilip aşağı indiler.

Ünal silah deposunun önünde söylediği plana göre silahları verirken,

-gazanız mübarek olsun herşey tamam mı ekgibleri son kez bakın diye uyarıp, kendi silahını da aldı sig suearının kurma kolunu çekip bıraktı koridor da yankıları ses şak şak.

artık herkes hazırdı çelik yelek ler yedek şarjörlerle dolu, el bombaları, sis bombaları hepsi tamamdı.

mert FN in Tamburasını doldurmuş, iki şerit mermiyi de çapraz şekilde sırtına geçirdi ,

Ömer m60 ı alıp geldi onda aynı şekilde Tamburayı doldurup mermi şeridini sırtına geçirmiş bekliyordu.

hepsi ateş gibi dimdik her şeye hazır vaziyetteydi, o arada ünal abi diye seslendi biri,

-oo çağrı gardaşım gel dedi ünal

Timle tanıştırdı çağrıyı çağrı şırnak personeli olduğu için rehberlik yapacaktı bir nevi yine aynı şekilde o da fişek gibiydi.

-herşey hazırsa çıkalım abi araçlar bekliyo dedi çağrı

Beyler son partı attım akşam devam ederim yine bi yemeğe iniyim ben hadi allaha emanet..

Beyler Selamun aleyküm

Kusura bakmayın bu kadar geç gelmeyecektim aslında ama 3 yıldır görmediğim bi akrabam buraya geldi operasyona katılmak için o da jöh o arayınca işler biraz uzadı biraz da internet sıkıntı çıkarttı o yüzden geç kaldım hemen başlıyorum partlar atmaya

https://m.youtube.com/watch?v=O5hKBzqSuTA

Dışarı çıktıklarında en az 15 20 kirpi dışarda dizilmiş, keşfe giden pöh ve jöh ler kirpilere doluşmaya başlamıştı.

herkes bindikten sonra arka kapı kapandı, megafonlardan ölürüm Türkiyem ler, gök girsin kızıl çıksınlar, mehter Marşları eşliğinde kıvrımlı yoldan şehir merkezine doğru hareket başladı.

konvoy da badi timler önlü arkalı gidiyor, Kartal3 akrep3 beraber iniyordu Yamacı.

konvoyu Kobralar koruyor sağ salim görev yerlerine intikal sağlanıyordu.

Yarım saatlik bi yolculuğun ardından konvoy parçalara bölünerek belirtilen noktalara dağıldı.

Kartal3 yeşilyurt mahallesinden sorumluydu, yeşilyurt mahallesinin girişinde güvenli alanda kirpi den inip iki Kobra ya bölündüler.

ünal yanına ömeri sameti çağrıyı aldı, m60 ünalın kobradan kalacaktı.

arkadaki kobrayla da muhammet ve mert gelecekti FN de mertteydi.