bu başlığı ekşide gördüm. kimin söylediğini tahmin etmek zor değil aq. o kadar belli ki kimin söylediği.

vatandaşının yaşam standartlarını "karın doyurma"ya indirgemiş saraylarda yaşayan bir kişinin söylediği söz. o kadar çok anlam barındırıyor ki içinde. yıllardır hizmetkar olmaya geldik diyerek vatandaşın ciğerlerini kurutup saraylara konuşlandılar. ekonomide sıçınca yaptıkları yolların, köprülerin de bir anlamı kalmadı. çünkü geçecek araba kalmamıştı, araba olsa fahiş fiyatlardan dolayı benzin alınamıyordu, benzin olsa yeme içme barınma giderlerini karşılayacak para kalmıyordu. her şeyi bitirdiler, tükettiler. halka sefalet, kendilerine şatafat.

türkiye çok önemli bir dönüm noktasındadır. bir tarafta vatandaşıyla birlikte yürüyen ataürkçüler, muhalifler, vicdanlı dindarlar ve yıllardır işçi haklarını savunan solcular, diğer tarafta amerikan donanmasını kıble yapıp namaz kılanlar, rantçılar, hırsızlar, yolsuzlar.

türkiye belki de en büyük sınavını vermek üzere. bakalım geçebilecek mi bu sınavı.