karmakarışık aşk hikayemi anlatıyorum

ama değişik birşey vardı. çok farklı bakıyor çok farklı konuşuyordu. gözleri parlıyordu ses tonu bile değişmişti. eskisi gibi değildi içimi ısıtabiliyordu.. sadece gönül eğlendirmek istememe rağmen hissedebilmiştim o duyguyu. çok tuhaftı bu kızda beni çeken ne olabilirdi ? neden her seferinde deliler gibi aşık olup körü körüne bağlanıyordum ? bir zamanlar büyü mü yaptılar diye şüphelenmeye bile başlamıştım amk.

biraz geçmişten konuştuk biraz gelecek karıştırdık içine. hiçbir duygu hissetmiyordum ona karşı. amacım onun bana yaptıklarını ona yapmak, intikam almaktı. o günden sonra daha sık buluşmaya başladık. her gün beraberdik gezip dolaşıyorduk. boştum ona karşı. sadece arkadaştı gözümde, yakın bir arkadaş. ta ki eve atana kadar. bir gün alıp eve zütürdüm. yabancı değildi o eve sürekli gelip giderdi biraz çekindi ama geldi. oturuyorduk. birden uzandı başını göğsüme yaslatı gözlerini kapattı. boynundan öpmeye başladım. dayanamazdı. dayanamazdı da..

doğrulup kucağıma oturdu kaldırıp yatağa zütürdüm hemen soyunmaya başladık. nefes alış verişlerimiz hızlanıyordu duramıyorduk. -buradaki ayrıntıları direk geçiyorum- olay bitmişti. nefes nefeseydik hala. selin ağlamaya başladı. üstünü örtüp çık odadan dedi. üstümü başımı alıp çıktım bende. 5 dakika sonra oda çıktı odadan. bi hareketleri vardı sanki az önce başkasıyla yatmış dıbına koyim. uzak duruyo yaklaşıyorum iteliyo. beni eve zütür dedi. arabaya bindik koltuğun öbür ucunda oturuyo resmen. konuşmuyo.

bıraktım. 3 gün görüşmedik. ne olduysa o dıbına koyduğumun 3 gününde oldu işte.. aklımdan çıkaramıyordum tekrar başlamıştı herşey. zar zor düzelmişken 3 günde eski halime geri dönmüştüm.

reserved

3 gün sonra onsuz yapamaz olmuştum. eskisinden de beterdi duygularım. onunla olmadan onunla konuşmadan bir dakika bile duramıyordum. babasının mesleği gereği yakında taşınacaklardı da zaten. büyük bir sorun da vardı önümüzde. buluşmaları daha da sıklaştırdık. daha çok zaman geçirmeye başladık. herşey mükemmeldi. selinin bu hale geldiğine inanamıyordum, aşıktı bana.

bende ona tutulmaya başlamıştım tekrar. günler saatler geçti gidecekler gün geldi çattı. terminale biraz erken gelmiştim. yarım saat kadar bekledikten sonra selingilde geldi. valizlere yardım ettim otobüs gelene kadar görüştük yine. ama yakın olamıyorduk çok fazla annesi babasıda oradaydı. sıkıyosa gel yakın ol. her ne kadar biliyo olsalar da haddimi aşmazdım hiçbir zaman. gözlerinden belliydi doya doya sarılmak istediği görebiliyordum gözlerinde. gitme dedim fısıldayarak. gözlerim dolmuştu. elimde değil mecburum dedi.

otobüs geldi. valizleri ellerim titreye titreye otobüse yerleştirdik. vedalaşma faslı gelmiş çatmıştı. annesi babası kardeşleriyle felan görüştüm. sıra seline geldi. el sıkıştık sadece birbirimize bakıyorduk. bir süre öyle kaldık sonra yavaş yavaş çekti elini elimden. otobüse bindiler, ve gitti...

beyler olaylar günümüze yaklaştı. zaman algısının dıbına koydum söyleyeyim dedim. son olaylar bir kaç ay öncesinin olaylarıdır, haberiniz olsun.

dıbına koyduğumun yolu hemen bitti. sinem kafede bizi bekliyordu bizde gittik oturduk yanına. açtık ders anlatıyorum ara sıra işi gırgıra vuruyolar bende ortama uymak için gırgıra dönüyorum. hayatımın en iyi günü diyebilirdim o güne. tabi müneccim yarra yemediğim için sonradan olacaklardan habersizdim.

bitir la artık

azcık up

ertesi gün selinden "ölüyorum dayanamıyorum artık" diye bir mesaj geldi. "böyle olmasını sen istedin" diye mesaj attım. "hani kıyamazdın bana" diye tekrar bir mesaj attı. "eğer tamamen benim olsaydın saçının teline zarar verenin dünyasını yok ederdim" dedim. mesaj atmadı daha. 1 hafta sonra tekrar bir mesaj daha geldi.

bana son bir fırsat daha verir misin yazmıştı. kilitlendim kaldım. o gün yaşadıklarımızdan sonra istemiyor da değildim açıkçası. ama şu dıbına koyduğumun süphesi olmasa herşey harika olacaktı. bilmiyorum selin ne yapacağımı bilmiyorum yazdım. "bu sefer tamamen seninim. dersimi fazlasıyla aldım insanlarla oynamak eğlenceliydi ama seni üzmek istemiyorum" dedi. bi süre beyin amcıklaması geçirdim. bir mesaj daha attı "istersen ilişkimizin adı sevgiliyiz olur" dedi. beni tam 12 den vurmuştu. 2 yıldır en çok istediğim şeydi. onun ve milletin gözünde yakın arkadaşlar olarak geçiyorduk ama sevgililerin bile yapmaya cesaret edemediği şeyleri yapmıştık. ama adımız arkadaştı işte.

ama bende hakettim olan biteni. boynuz üstüne boynuz yedim ama uslanmadım kabul ettim her seferinde. bu sefer de öyle oldu. belki de gerçekten son olabilirdi. henüz bilmiyordum hiçbirşeyi.

artık sevgili olmuştuk. gerçi aynı şeyleri yapmaya devam ediyorduk ama adımız sevgiliydi. tek fark buydu işte. ama 2 ay sonra işler sarpa sarmaya başladı. mesajlarıma cevaplar gelmiyordu. buluşmak istemiyordu benimle. yine bi taklar vardı. aynı filmi tekrar izlememek için dua ediyordum sürekli. başka birşey olsun ama başka birisi olmasındı tek istedim..

bir kaç gün hiç görüşmedi benimle. en sonunda fatma abladan bir mesaj geldi. "sana birşey söyleyecem iyi misin ?" yazıyordu. şimşekler çaktı durumu anlamıştım. ayrılmak istiyordu. "anladım galiba abla yine de sen söyle" dedim. "selin bir süre ayrı kalmak istiyor" dedi. "o bir süre hiç bitmeyecek abla kimse kimseyi kandırmasın. keşke kendi söyleseydi yine de canı sağolsun" dedim. ve aşk acısı çekmeye başlamıştım. tüm olan biteni 2 haftada atlatmış yeni doğmuş bebekler gibi olmuştum. özgürdüm artık. selin diye biri yoktu olmamıştı da..

-burayı biraz hızlı geçecem beyler-

selin sayesinde aramıza büyük buzdağları giren berna ile tekrar görüşmeye çalışmıştım. berna da bilgisayar bölümü okuyordu benim gibi. ve son sınıftı. selinden ayrıldıktan sonra kısa sürede kankası olan kızla tanıştım. adı sinemdi. bir ay kadar görüştük epey samimi olduk. bernaya teklif ettiğimi biliyormuş söylemişti tanıştığımız zaman. okulda hocalar beni öve öve bitiremiyormuş. namım yaygınmış. bize php çalıştırabilirmisin dedi. çaktırmadan isimleri alayım diye "kime" diye bir soru sordum. "berna ile bana" dedi. o kadar mutlu olmuştum ki tarifi mümkün değil. "berna hanım ile tanışabilirsem hay hay" dedim. durumu anlamıştı zaten face 'e bak dedi. çoklu sohbet gibi birşey açmıştı. ben berna ve sinem vardı. berna ile resmen tanışacaktım. kalbim daha hızlı çarpıyodu. bu sayede seline kızgınlığım daha da artmıştı artık. 3 yıldır dünyamın güneşinin önüne ay gibi geçmişti. zalim bir gardiyan beni kendine tutsak etmişti ve istediği gibi oynamıştı.. ve berna online olmuştu. muhabbete başlıyorduk...

yatacaktım entry girenler için yazdım. gececi tayfa uykuda sanırım. yarın öğleden sonra tam gaz devam. pek birşey kalmadı zaten 1 sayfalık hikaye daha çıkar ve noktayı koyarım. ardından yardımsever panpalardan yardım almam gerekli ne tak yiyeceğime dair. yarın öğleden sonra görüşmek üzere..

bi kere up ve ben gider.